Kocaeli’nin Yeniköy, Karamürsel, Bekirpaşa ve Derince ilçelerinde gazetemiz temsilcilikleri tarafından Bediüzzaman’ı anma toplantıları düzenlendi. Kur’ân-ı Kerim tilâveti, ilâhîler ve sinevizyon gösterilerinin yer aldığı programlarda gazetemiz yazarları da konuşma yaptı.
BEDİÜZZAMAN BİR DERYA İDİ
Gazetemiz Yazarlarından Ali Ferşadoğlu, Kocaeli/Yeniköy’de Bediüzzaman Etkinlikler Haftasında konuştu.
Hafız Ethem Şahin Hocanın Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başlayan programda, Yeni Asya İzmit Temsilciliği adına açış konuşması yapan Teknik Öğretmen Mehmet Ali Yalım, “Bediüzzaman bütün haya-tını ve hatta kendi ifadesi ile gerekirse ahiretini de bizlere yani bu ülke insanı başta olmak üzere Müslümanlara feda etmiştir. Ülkemiz bugün onun aziz hatıralarına ve hak dâvâsına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Hiç şüphe yok ki bütün insanlar onu anlamaya ve eserlerini okumaya artan bir hızla devam edeceklerdir” şeklinde konuştu.
Yazarımız Ali Ferşadoğlu ise konferansta “Yaratılış ve Sevgi” konusunda bir konuşma yaptı. “Sevgi yollarını bulmak kolay değil” diyen Ferşadoğlu, “Ancak Bediüzzaman bu yolları bizler için çok güzel anlatmış. Çünkü Bediüzzaman bir derya idi. Bunu da Şekerci Hanında kapısına astığı “her suale cevap verilir” sözüyle ilân etmiş. Bu hadise aslında dünya çapında bir olaydı. Bu olayda konu sınırı yoktu” ifadelerini kullandı.
Bu dünya çapındaki olayın alt yapısı incelendiğinde, Bediüzzamanın fotografik hafızaya sahip olması ve gördüğü her şeyi fotokopi gibi ezberleyebilmesi ile karşılaşılacağını dile getiren Ferşadoğlu, “Bediüzzaman'ın hafızasında bir milyon iki yüz bin adet hadis bulunmaktaydı. Türk ve dünya aydınları bu bilgileri onaylamaktadırlar” dedi.
DÜNYAYA ÖNEM VERMEZDİ
Bediüzzaman’ın zalimlere karşı hakikatleri pervasızca haykırdığını anlatan Ferşadoğlu, “‘İslâmiyete hizmet etmek isteyen ya dünyayı kalben terk etmeli veya dünya onu terk etmelidir’ derdi. Yenilikler onun başlıca düşüncesidir. Modern bilimlerle iman ilimlerini harmanlayarak bize yararlanabileceğimiz şekilde sunabilmiştir” diye konuştu.
Ferşadoğlu konuşmasının sonunda şu ifadeleri kullandı: “Bediüzzaman’a göre sevgi Allah hesabına kullanılmalıdır. Verilen nimetler muhabbetullahı gerektirir. O’nu tanıyıp iman ettikten sonra, O’nu sevmek gerekir. Ancak verilen sevgiyi doğru yerde kullanmak lâzım. Bediüzzaman bunu enerjiye dönüştürmek için doğru kullanmayı yani Allah hesabına göre kullanmayı anlatıyor. Vedud ve Rahim isimleriyle Allah tecelli ederek tüm varlıkları kuşatmıştır. Peygamberimiz de “Allah'ı seven ibadet eden bir kul olmayayım mı?” diyerek sıkıntıların bu sevgi ve muhabbetle tatlı hale gelmesine işaret etmektedir. Sevgi insanlığın hamurudur. Bunu Peygamberimizden öğrenmeliyiz.”
Konuşmalardan sonra ilâhîler seslendirildi ve sinevizyon gösterisi yapıldı. Toplantıya Yeniköy, Bahçecik ve çevresinden birçok bay ve bayan dinleyici katıldı. Toplantı sonunda Yazar Ali Ferşadoğlu okuyucularla sohbet edip kitaplarını imzaladı.
Karanlık dönemi aydınlattı
İzmit’in Karamürsel ilçesinde gazetemiz yazarlarından İslâm Yaşar’ın da katıldığı Bediüzzaman’ı anma toplantısı düzenlendi. Toplantıda Yeni Asya Karamürsel temsilciliği adına konuşan Aziz Özbey, “Bediüzzaman, “milletin imanı selâmette ise cehennemde yanmaya razıyım” diyerek fedakârlık ve feragatın şahikasını göstermiştir. Bu toplantı vesilesiyle büyük Üstadın 47. vefât yıldönümünde kendisine Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyoruz” dedi.
Konferansın konuşmacısı olan İslâm Yaşar da, “Sizleri Allahın Vedud ismiyle selâmlıyorum. Bu isim güzel isimlerden biridir. Muhabbetin aksetmesi için bu ismin çokca zikri yapılmalıdır. Bediüzzaman bu muhabbet bahçesinden istifademizi arttırmıştır. Aslında tüm varlığımızın sebebi muhabbettir. Bu halelenen muhabbet denizi, bir muhabbet deryası haline gelebilir. Kâinatı istilâ edecek bir muhabbet kalbimize dercedilmiştir. Bu hem kazanç hem de tehlike demektir. Kazançtır, tüm kâinatı sevebiliriz. Zarar ve tehlike ise kâinatta kaybolabilir ona takılıp kalabiliriz. İşte ezanlar muhabbetimizi arz etmeye bir dâvettir” şeklinde konuştu.
MUHABBET BİR NURDUR
“Bediüzzamana göre muhabbet bir nurdur” diyen İslâm Yaşar konuşmasında şunları söyledi: “O halde sebebi de nur olmalıdır. İşte sevdiğimiz şeylerin sebebini nuranileştirmek durumundayız. Muhabbet belli bir noktaya ulaştığında cenneti bile istemez. Daha ötesini ancak muhabbetullah tatmin eder. İnsanlar melekleşir. Melekleşmek işte muhabbetin böyle tezahürü ile olur. İman bir gülzardan ravzadan geçer “Ya Vedud” dedikçe. Muhabbet deryaları suyunu çekip sığlaşınca muhabbet denizine dalmak yerine kıyıda çırpınmalara döner. Gayr-ı meşrû muhabbetler insanların dünyasında tezahür eder. Ardından merhametsiz musibetler gelir. Birbirlerine kem nazarla bakmak, kötü muamele olduğundan, kavgalar ile mukabele muhabbetin zemin kaybetmesine sebep olur. Eskiden düşmanlıkla katlediyorlardı. Şimdi güya sevgi ile katlediyorlar. Yani sevgi sandıkları ile katlediyorlar. Kendi sevgileri ile başkalarına dünyayı yaşanmaz hale getiriyorlar. Bediüzzaman gibi muhabbet fedaileri çıkmasaydı dünya bunu taşıyamazdı. Böylece Bediüzzaman muhabbeti asli mecraına döndürmüştür. Çünkü O tam bir muhabbet fedaisidir. Allah bu gül bahçesinde buluşturduğu gibi, cennette de muhabbet ikliminde buluşturması temennisiyle sizleri Vedud ismine emanet ediyorum. Sevgiyle kalın.”
Toplantıda Semih Özbey’in seslendirdiği ilâhîler ve okunan şiirler katılımcıların beğenisini kazandı. Konuşmalardan sonra sinevizyon gösterisi yapıldı. Toplantı sonunda Bediüzzaman romanlarının yazarı İslâm Yaşar kitaplarını imzalayarak okuyucularla sohbet etti.
Avrupa da Risâle-i Nur okuyor
Bekirpaşa’da düzenlen bir başka konferansta söz alan Makine Mühendisi Kemal Yağar, Bediüzzaman'ın hayatından ve fedakârlıklarından örneklerle süslediği konuşmasında: “Sıradağlar gibi engellere rağmen Bediüzzaman bu güzel prensipleri bizlere ulaştırarak bir muhabbet ikliminde yaşayabilmemize zemin hazırlamıştır. Artık bahar başlangıcındayız. O kendisi kışta gelmişti. Bizler onun sıkıntılarından oluşan ılık baharda yaşıyoruz. Bizler için yaptığı fedakarlıklar ve çektiği sıkıntılar için kendisini bir kez daha rahmet ve minnetle anarken onu ve eserlerini okumaya, anlamaya ve hayatımıza uygulamaya çalışmalıyız ve böyle yapmak bizim vefa borcumuz olmalıdır” dedi.
Konferansa misafir olarak katılan gazetemiz yazarlarından Şükrü Bulut ise, Avrupada Bediüzzaman’a büyük ilgi olduğunu belirterek, “Orada yaşayan gerek Türk kökenli veya diğer Avrupa vatandaşları ve gerekse Türk vatandaşı olan gurbetçilerimiz büyük merakla takip ettikleri eserlerinden faydalanmaya çalışmaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında Bediüzzaman'ı anlama gayretlerinin uluslar arası boyutta artarak devam ettiğini görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Allah sevgisi her şeyin temelidir
Yeni Asya İzmit Temsilciliği tarafından Derince’de düzenlenen konferansın konuşmacısı olan gazetemiz yazarlarından Sami Cebeci, “Allah sevgisi her şeyin temelidir. O bizi seviyor. Biz de kalbe konan sevgileri O’nu sevmekte kullanmalıyız. Varlıkları Allah hesabına sevmek çok daha kolay ve selametlidir. Allah, peygamber ve insan sevgisi Kur’ân ve onun tefsiri Risâle-i Nur daki gibi olmalı. O sevgi ebedidir” diye konuştu.
Bizlerin de verdiği sevgiyi O’nun için doğru şekilde kullanmamız gerektiğinin altını çizen Cebeci: “Bu muhabbette Bediüzzaman’ın bahsettiği muhabbet ve sevgi çiçekleri açacak ve bir bahara dönüşecektir. İman muhabbeti ve sevmeyi, İslâmiyet ise kardeşliği gerektirir. Husumet ve düşmanlığın vakti bitti. “Biz muhabbet fedaileriyiz. Husûmete vaktimiz yoktur” diyen Bediüzzamana kulak verilmeli” diyerek sözlerini tamamladı. Konuşmalardan sonra sinevizyon gösterisi yapıldı.
Bekirpaşa’da Üstad’ın üç dönemi anlatıldı
Kocaeli’nin Bekirpaşa ilçesinde de çeşitli programlar düzenlendi. Bediüzzaman Haftası sebebiyle düzenlenen toplantıda Yeni Asya İzmit temsilciliği adına konuşan Erkan Türk, çoğunluğunu gençlerin ve üniversite öğrencilerinin oluşturduğu dinleyicilere “Hoşgeldiniz” diyerek bu yılki Bediüzzaman Haftasında “sevgi” konusunu anlatan toplantılar yapıldığını belirtti. Toplantıda sırayla üç konuşmacı tarafından Üstadın hayatı ele alındı.
BİRİNCİ SAİD DÖNEMİ
Konferansın ilk konuşmacısı Lokman Yıldız, Bediüzzaman’ın doğumundan Osmanlı-Rus savaşları ve birinci dünya savaşına kadar ki dönemde yaşanan olayları aktardı. Yıldız; “Bediüzzaman'ı çocukluk ve tahsil yıllarının ardından aktif bir aksiyon adamı olarak ülke hizmetinde görmekteyiz” diye konuştu.
İKİNCİ SAİD DÖN
Bediüzzaman'ın ikinci hayat dönemini anlatan Tarık Toklu da bu dönemde bilim ve yönetim alanında yol göstermeye çalışan gayretlerini aktardı. Özetle esaret dönüşü Dar-ül Hikmet-ül İslâmiye adlı bilimsel akademide başlayan ve işgal yılları öncesi ve sonrasında devam eden İstanbul’daki hizmetlerini aktardı
ÜÇÜNCÜ SAİD DÖNEMİ
Konferansın son konuşmacısı Ali Güler de Bediüzzaman’ın üçüncü hayat dönemi olan Risâle-i Nur tefsirinin yazılış ve yayılış yılları ile çok partili demokrasiye geçiş yıllarından vefatına kadar olan bu dönemde bilimsel ve sosyal hayat alanında yol göstermeye çalışan gayretlerini aktardı.
Konuşmalardan sonra Yeni Asya tarafından hazırlanan ve Bediüzzaman'ın hayatını anlatan “Ekmeksiz Yaşarım Hürriyetsiz Yaşayamam” sinevizyon gösterisi yapıldı.
|