Virginia’da yaşanan vahşeti Amerikan medyası canlı bağlantılarla kamuoyuna aktardı. Haber ve yorumlarda son derece titiz ve obtektif bir dil kullanıldı. Buna karşılık Türkiye’de, Malatya’da yaşanan vahşetten hemen sonra bir Türk gazetesi olayı “Malatya’da dinci vahşet” manşetiyle duyurdu.
Amerika’da Pazartesi sabahından itibaren Virginia’da yaşanan vahşeti Amerikan medyası canlı bağlantılarla kamuoyuna aktardı. Haber ve yorumlarda son derece titiz ve obtektif bir dil kullanıldı. Polis, kampüs baskınından sonra haberciler ile sağlıklı bir ilişki kurdu. Elde edilen her bilgi medya ile paylaşıldı. Kamuoyu tek bir merkezden, doğru ve hızlı bir şekilde bilgilendirildi. Medyanın görevini yapabilmesi için bütün kolaylıklar sağlandı. Bu tutum, toplumu gerecek çelişkili ve yanlış haberlerin yayınlanmasını da önledi.
Katilin kimliği, milliyeti, inançları merak konusuydu; ancak kim olduğu anlaşıldıktan sonra da faile önyargılarla yaklaşılmadı; vahşeti bir gruba, bir inanca, bir ideolojiye, bir millete mal edecek iddia ve yorumlara girilmedi. Türkiye’de Malatya’da yaşanan vahşetten hemen sonra ise bir Türk gazetesi olayı “Malatya’da dinci vahşet” manşetiyle duyurdu. Nihayet polis, failin Güney Koreli, 23 yaşında ve Virginia Tech (VT) öğrencisi olduğunu duyurdu. Güney Koreli öğrenci Seung-Hui Cho, bu eylemi neden gerçekleştirmişti? Polis araştırmayı derinleştirirken, ana medya organları yine dikkatli bir dil seçtiler. Amerika’da yaşayan Güney Korelilerin olaydan duydukları üzüntü dile getirildi. Toplumsal duyarlılıklar, sağduyu öne çıkarıldı.
Salı günü V. Tech kampüsünde düzenlenen törene Başkan Bush, eşi, üniversite yöneticileri, veliler ve büyük bir öğrenci topluluğu katıldı. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Budist din adamları törende dikkat çeken birer konuşma yaptılar ve saldırıyı kınadılar. Her din adamı kendi dili ile duâ etti ve bu konuşmalar kampüste uzun süre alkış aldı. Televizyonlar bu töreni de baştan sonra canlı yayınladılar.
POLİS, GELİŞMELERİ AN BE AN AÇIKLADI
Çarşamba günü öğlen saatlerinde Seung-Hui Cho ile ilgili pek çok bilgiye ulaşılmıştı. Olay bir terör eylemi değildi. Cho’yu tanıyan herkesin üzerinde mutabık olduğu temel özelliği, içine kapanıklığı ve yalnızlığıydı. Cho’nun 26 bin kişilik kampüste hiçbir arkadaşı yoktu. Katilin notları, okul ve kampüs arkadaşlarının ifadeleri psikolojik sorunları olan ruh hastası, dengesiz biri ile karşı karşıya olunduğunu gösteriyordu.
Polis, katilin kimliği, ruh halini ve eylemi neden gerçekleştirmiş olabileceği ile ilgili yeni açıklamalar yaptı. Bütün Amerikan medya organlarında anında flaş olan bilgiye göre; Koreli Cho 2005 yılında psikolojik tedavi görmüştü. Tehlikeli biriydi ve intihara eğilimi vardı.
Aynı gün akşama doğru bütün kamuoyu yeni bir gelişmeyi öğrendi. Katil, ilk eylemi gerçekleştirdikten sonra bir özel televizyon kanalına fotoğrafları ve videoya çektiği görüntülerini göndermişti. NBC yöneticileri, örnek ve sorumlu bir tavır sergilediler. Video ve fotoğraflar yayınlanmadan önce Federal yetkililere teslim edildi. Akşam saatlerindeyse, izin verilmesi üzerine görüntüler, yine NBC’den kamuoyuna yansıdı.
Kasetleri izleyen psikologlar, ortada ruh hastası, şizofren, akli dengesi bozuk bir kişi olduğunu açıkladılar. Cho, konuşma ve mektubunda eylemi neden gerçekleştirdiğini izah etmeye çalışırken, “Zayıfların ve savunmasızların kuşağına ilham olması için İsa gibi ölüyorum” gibi cümleler kuruyordu.
TÜRK MEDYASI NE YAPTI?
Virginia Katliamını Türk basını yüzeysel bir şekilde takip etti. Ayrıntılara girmedi. Katilin bir ruh hastası olduğu ve olayın bir terör eylemi olmadığının anlaşıldığı gün Türkiye’de ana yayın organlarından birinde yayınlanan vahşetle ilgili haberin başlığı ve üslubu, Amerikan medyasını izleyenler için çok şaşırtıcıydı. Katilin kolunda olduğu iddia edilen “İsmail Ax” yazısından hareketle, “eylemin İslâm bağlantılı bir terör olayı olabileceği “ vurgulanıyor ve bu söylenirken, Amerikan kamuoyunun da bu şüphe üzerine yoğunlaştığı iddia ediliyordu.
ABD’de yayınlanan bir tartışma sitesinden alınan bilgiye yer verilen haberin, Türkiye’de ana yayın organlarından birinde kullanılması ilginçti. Amerikan medyası, objektif bir yaklaşımla vahşeti herhangi bir din veya millete mal etmekten özenle kaçınırken ve bu konuda bir bulgu yokken, Türk basının Koreli Cho’yu, Türkler ve İslâm’la ilişkilendirmesi gerçekten üzerinde durulması gereken bir noktaydı.
Katil, NBC televizyonuna postaladığı paketin gönderici kısmına kendi adı yerine “A Ishmael” yazmıştı. Polis, bunun ne anlama geldiği konusunda hiçbir bulguya rastlanılmadığını açıklarken, bazı Amerikan internet forum ve blogları, “teori” olarak bazı iddiaları dillendirdiler. Ancak “teoriler” başlığı altında yapılan bu haber ve yorumlar, Türk basın organlarına, “katilin Müslüman olabileceği iddia ediliyor” şeklinde yansıdı. Türk medyasında çıkan haberde, “İsmail’in İslâm’da bir peygamber adı olduğu vurgulanıyor ve katilin İslâmî motivasyonlara sahip olabileceği” belirtiliyordu.
“Virginia Vahşeti”, Amerikan toplumunu sarstı. Ancak gazete ve televizyonların sorumlu ve objektif yayıncılığı, sarsıntının şiddetini ve toplumda daha büyük ve derin yaralar açmasını önledi. Medya, katilin kimliğini öne çıkarıp, Güney Korelileri suçlayıcı yayınlar yapmadı. Olayı siyasal ve ideolojik bir gözlük takarak değil, tamamen objektif habercilik kriterlerine göre değerlendirdi.
Fırsattan istifade, “çamur at, izi kalır” mantığı ile herhangi bir toplum, inanç karalanmadı. Eylem siyasal iktidarı yıpratmak için de kullanılmadı. Medya cinayete ve topluma ayna tuttu. Yöneticiler ve toplumun derin üzüntüsü ekranlara taşındı. Acılar paylaşılarak hafifletilmeye çalışıldı. Şiddet olaylarının arkasındaki sebebler ve silahların kontrol edilmesi konusundaki tartışmalar gündeme geldi. Vahşet bütün boyutları ile masaya yatırıldı, okullardaki güvenlik zaafları sorgulandı. Ve bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için alınması gereken tedbirler haber ve yorum sayfalarını doldurdu.
|