|
|
|
Dünyanın gözü Malatya’da |
New York Times, “Türk toplumunda değişim başladı ve ülkenin milliyetçi kanadı giderek artan bir biçimde şiddete başvuruyor” görüşünü dile getirirken, Financial Times, Malatya’daki saldırının Türkiye’nin “etnik gerilimlerini daha fazla alevlendirebileceği” yorumunu yaptı.
Malatya’da İncil dağıtan Zirve yayınevine yönelik kanlı saldırı, tüm dünyada tepki sebep oldu.
New York Times, Malatya’da bir zamanlar yoğun bir Ermeni nüfusu olduğunu ancak Doğu Türkiye’deki Ermenilerin ya ayrılmaya zorlandığını ya da “Ermeni soykırımı”na kurban gittiğini öne sürdü. Son milliyetçi saldırılar için “Türkiye’nin geçmişinden gelen hayaletler” nitelemesini yapan gazete, Mehmet Ali Ağca ve Hrant Dink’in Malatalyalı olduklarına işaret etti. Gazete, “Türk toplumunda değişim başladı ve ülkenin milliyetçi kanadı giderek artan bir biçimde şiddete başvuruyor” görüşünü dile getirdi.
FT: Türkiye’de özgürlükler kırılgan
Ekonomi gazetesi Financial Times ise, Malatya’daki saldırının Türkiye’nin “etnik gerilimlerini daha fazla alevlendirebileceği” yorumunu yaptı. Kaymaz davasının sonucuna da dikkat çeken gazete “Bu iki gelişme Türkiye’deki dini ve diğer özgürlüklerin kırılgan özeliğine işaret ediyor” diye yazdı.
TELEGRAPH: Irak’taki tatikleri
ithal ediliyor kaygısı
Diğer İngiliz gazetesi The Daily Telegraph ise, “İslâmcı köktendinciler, Irak’taki dindaşlarının kullandıkları taktiklerini ithal etmekte olmalarından kaygı var” ifadesini kullandı. Gazete, “Saldırının, laikliğin, İslam’ın ve milliyetçiliğin kuvvetli güçleri arasındaki çatışmaların arttığı bir dönemde meydana geldiği” değerlendirmesini yaptı.
EL PAİS: Saldırı Erdoğan
için hassas bir ortamda oldu
Aşırı milliyetçi grupların kısa bir süre önce yayınevini protesto ettiklerini kaydeden İspanyol El Pais de, saldırının “Saldırının, Erdoğan hükümeti için hassas siyasi ortamda, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi gerçekleştiği”ne dikkat çekti.
LA TİMES: Türkiye’nin azınlıklara
yönelik tutumu endişe kaynağı
ABD’li Los Angeles Times ise, saldırının Türkiye’deki ufak Hıristiyan toplumunda “şok dalgaları” yarattığını belirterek “Türkiye’nin, kendi dini ve etnik azınlıklarına karşı bazen takındığı tutumu Batı hükümetleri için sürekli bir endişe kaynağıdır. Hükümet, resmen tölerans tavsiye ederse de tarihi olarak aşırı milliyetçi grupları frenlemedi” yorumunu yaptı.
BBC: Hıristiyan azınlıklar baskılardan yakınıyor
Türkiye’de yükselen bir milliyetçilik dalgasının bulunduğunu belirten İngiliz yayın kurumu BBC ise, “Hıristiyan azınlıkları, baskı ve tacizlerden yakınıyorlar” ifadesini kullandı. BBC, Mehmet Ali Ağca’nın Malatya’lı olduğunu hatırlatırken, “Malatya çok milliyetçi bir kent” dedi.
LE MONDE: Geçmişte ölüm tehditleri almışlardı
Fransa’nın büyük gazetelerinden Le Monde ise, İncil’i dağıtan bir yayınevinde boğazları kesilmiş üç kişinin bulunduğuna dikkat çekerek yayınevi müdürünün geçmişte ölüm tehditleri aldıkları açıklamalarına yer verdi.
GUARDIAN: “ Türkiye’deki
dini azınlıklara son saldırı”
Bir başka İngiliz gazetesi Guardian da Hıristiyanlığa geçen iki Türk ve bir Almanın Malatya’da öldürüldüğünü yazdı. Haberde saldırının, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinden iki ay sonra gerçekleştiği ve Ağca’nın da Malatyalı olduğu hatırlatıldı.
|
/ İSTANBUL
20.04.2007
|
|
|
İslâmla ilgisi olamaz |
Olayın Trabzon’daki Rahip Santoro ve İstanbul’daki Hrant Dink cinayetlerinden sonra işlenmesinin dikkat çekici olduğu, böylece dünyaya “Müslüman Türkiye’de Hıristiyanlar katlediliyor” mesajı verilmek istendiği belirtilirken, cinayetlerin İslâm inanç ve prensipleriyle uzaktan yakından en küçük bir ilgisi bulunmadığı, İslâm toplumlarında da gerek tarihte, gerekse günümüzde bu tür cinayetlere cevaz verecek bir anlayışın kesinlikle mevcut olmadığı vurgulanıyor.
Malatya’da bir yayınevinde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazı kesilerek öldürülmesi, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları tarafından kınandı.
Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen) Genel Başkanı Ahmet Yıldız, yaptığı açıklamada, Trabzon’da Rahip Santoro ve İstanbul’da Hrant Dink cinayetlerinin ardından Türkiye’nin Malatya’da yaşanan vahşet olayıyla sarsıldığını belirterek, “Malatya’da İncil dağıtan yayın evi çalışanlarının misyonerlik yaptıkları gerekçesi ile vahşici boğazlarından kesilerek öldürülmelerini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Vahşice işlenen bu cinayetleri nefretle kınıyoruz” dedi.
Son dönemlerde Türkiye’yi karıştırmaya çalışan bir takım güçler bu son olayda da yine kendilerini gösterdiklerini kaydeden Yıldız şöyle devam etti:
“Bu tür provokasyonlar dinî ve millî bir takım duyguların ‘din elden gidiyor, ülke bölünüyor, kurtuluş savaşı günlerinden daha beter günler yaşıyoruz’ gibi söylemlerle tetiklenmeye ve ülkemiz kaos ortamına çekilmeye çalışılıyor. Vatandaşlarımızdan bu tür oyunlara gelmemelerini ve sağduyulu davranmalarını bekliyoruz”
Mazlum-Der'den yapılan açıklamada ise, saldırının yaşama hakkına yapılmış bir saldırı olarak görüldüğü belirtilerek, olay şiddetle kınandı. Bu şahısların, muhtemelen misyonerlik vasıflarından dolayı saldırıya uğramış olmalarının yaşama hakkının yanısıra din ve vicdan özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne de yapılmış bir saldırı olarak görüldüğü belirtilen açıklamada, ülkemizde tarih boyunca çeşitli din mensupları barış içinde bir arada yaşadığına dikkat çekildi. Açılamada, “Bu barışı bozmak isteyen güçler provakatif eylemler peşindedir” denildi
Türk-İş Yönetim Kurulundan yapılan yazılı açıklamada da, cinayetlerin, hoşgörü ve inançlara saygı duyulan Anadolu hümanizması ve İslam kültürü ile bağdaşmadığı belirtildi. Açıklamada, "Ne adına ve hangi gerekçelerle yapılmış olursa olsun, bu cinayetler insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur" denildi.
Özgür-Der’den yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Malatya’da misyonerlik çalışmaları yürüten bir yayınevinin basılıp üç çalışanının öldürülmesi yükseltilmeye çalışılan milliyetçi duyarlılığın kan dökücü niteliğini ortaya koyan yeni bir vahşet olmuştur. Bu cinayetler Türkiye’nin giderek bir şiddet toplumuna dönüştüğü görüntüsünü doğrulamaktadır. Resmi ideolojinin muhaliflerine karşı her türlü baskıyı, şiddeti mübah gören yaklaşımı ve geniş bir zeminde yaygınlaştırdığı şiddet söylemi, ‘ülke elden gidiyor, vatan bölünüyor, satılıyor’ söylemleri üzerinden topluma korkular salmakta ve ‘sorumluluk’ sahibi vatandaşları harekete geçmeye teşvik etmektedir.”
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi iise yaptığı yazılı açıklamada, ‘’Malatya’daki vahşet, ifade özgürlüğüne indirilmiş bir darbedir. Hiçbir gerekçe böylesine feci bir olayı mazur gösteremez” dedi.
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
10 kişi gözaltında |
Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, bir yayınevindeki saldırı ile ilgili 10 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Daşöz, yaptığı basın açıklamasında, olayda ölenlerin adlarının Ekkehart Geske (Alman uyruklu), Uğur Yüksel ve Necati Aydın olduğunu, bu kişilerin adli otopsilerinin yapıldığını ifade etti.
Önceki gün şüpheli sayısını 5 olarak açıkladıklarını hatırlatan Daşöz, gözaltına alınanların sayısının 10’a çıktığını kaydetti. Soruşturmanın gizlilik ve titizlik içinde sürdürüldüğüne işaret eden Daşöz, her türlü bilgi ve delilin göz önünde tutulduğunu ifade etti. Daşöz, gözaltına alınanların sabıka kaydının olmadığını bildirdi. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Daşöz, ‘’Olayın örgütsel bir bağlantısı var mı?’’ sorusuna ‘’Soruşturma her ihtimali dikkate alarak dikkatli bir şekilde sürdürülüyor. Oluş biçimi itibariyle kamuoyunda yoğun olarak bildirilen yöntemlerden farklı bir yöntem söz konusu. Yine de her yönüyle araştırıyoruz’’ cevabını verdi.
Bir gazetecinin ‘’İstihbarat zaafı var mıydı?’’ sorusunu cevaplayan Daşöz, ‘’Olay polise intikal ettikten sonra polis oraya ulaştı. (Polisin) ulaştığı dakikalarda zanlıların bir kısmı içerideyken birinin de binadan atladığı gözlendi. O kişi de gerekli değerlendirmeye tabi tutuluyor’’ dedi.
Binadan atlayarak yaralanan ve İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde tedavi altına alınan E.G’in henüz ifadesine başvurulmadığını belirten Daşöz, öldürülen kişilerin tehdit veya koruma başvurusunun olup olmadığı yönündeki bir soruya ise, ‘’Herhangi bir koruma ve tehdit başvurusu yok’’ cevabını verdi.
|
/ MALATYA
20.04.2007
|
|
|
Mutafyan: Müslümanlar suçlanamaz |
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II Mutafyan, Malatya’da işlenen vahşi cinayet ile ilgili olarak, “Benim doğduğum, büyüdüğüm ülkem, böyle bir yer değildir. Benim tanıdığım Müslüman inananlar ise, kesinlikle bu gibi vahşî olaylarla birlikte gelen yakıştırmaları hak etmemektedirler” dedi.
Patrik Mesrob II Mutafyan, internet sitesinden yaptığı yazılı açıklamada “Vahşi olayda yaşamlarını yitiren dindaşlarımın ruhlarının huzuru için dua ediyorum” dedi. Mutafyan, onları katleden gençlerin ne büyük bir günah işlediklerinin farkına varmalarını istedi. Ulusal basında bazı gazetelerin, bu olayı “ihanet” olarak manşetlere taşıdığına işaret eden Mutafyan, şunları söyledi: “Kendilerine katılıyorum. Ülkemizin dünya basınına bu gibi vahşî olaylarla geçmesi beni ziyadesiyle üzmektedir. Benim doğdum, büyüdüğüm ülkem, böyle bir yer değildir. Benim tanıdığım Müslüman inananlar ise kesinlikle bu gibi vahşî olaylarla birlikte gelen yakıştırmaları hak etmemektedirler.”
Mutafyan, zanlıların genç olmalarının ayrıca düşündürücü bir faktör olduğunu belirterek "Çünkü asıl sorun, birkaç gencin cezalandırmasıyla ilgili değildir. Asıl sorun, gençlerimizin nasıl hunharca cinayet işleyebilecek duruma getirilmiş olmalarıdır. Bu son derece kaygı verici bir durumdur” dedi.
|
/ İSTANBUL
20.04.2007
|
|
|
Pisopus Padovese: Fatura Türk halkına kesilmemeli |
Hatay’ın İskenderun ilçesinde görev yapan Papalık Anadolu Temsilcisi Piskopos Luigi Padovese, Malatya’da yayınevindeki cinayetin “üzücü” olduğunu belirterek, “Olayların faturası Türk halkına kesilmemeli” dedi.
İskenderun Müftülüğü’nce düzenlenen Kutlu Doğum gecesine katılan Padovese, program öncesi Hatay İl Müftüsü Mustafa Sinanoğlu ile yaptığı görüşmede, fanatik bir grubun yaptığı olayın Türk halkına fatura edilemeyeceğini kaydetti. Konuyla ilgili çeşitli İtalyan ve Alman kanalları kendisini aradığını belirten Padovese; “Bu konuda görüşlerimizi sordular. Onlara da aynı şeyi söyledim. Birkaç fanatik grubun yaptığı şeylerin faturasını Türk halkına kesilmemeli. Çünkü Türk halkı insanca, kardeşçe yaşamak isteyen halktır. Bu nedenle Kutlu Doğum gecesine özellikle katıldım. Özellikle söylemek isterim ki bu tür olayların çözümü kan dökmekle değil diyalogla olur. Üzücü olan yurt dışında bu tip olayların çok ses yapması ve her zaman Türkiye’nin aleyhine gelişmesidir” dedi.
İslam dininin bir hoşgörü dini olduğunu ve bu tür saldırılara asla müsaade etmediğini söyleyen Hatay İl Müftüsü Mustafa Sinanoğlu ise konuk Padovese’ye baş sağlığı diledi.
|
/ HATAY
20.04.2007
|
|
|
Bartholomeos: Böyle bir zalimlik Türkiye’ye mal edilmez |
Fener Rum Patriği Bartholomeos, Malatya’daki olayı lanetlerken, “Böyle bir zalimliğin Türkiye’ye ve vatandaşlarımıza mal edilmesi mümkün değildir” dedi.
Patrik Batholomeos yaptığı yazılı açıklamada, Malatya’da işlenen katliamı şiddetle lanetlediklerini söyledi. Bartholomeos, “Böyle bir zalimliğin Türkiye’ye ve vatandaşlarımıza mal edilmesi mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dinsel veya kültürel farklılıklarıyla bu vahşet sahneleri karşısında kader birliği ile daha çok kenetleneceğine inanmak istemekteyiz” dedi. Bartholomeos, son zamanlarda Türkiye’nin huzur bütünlüğüne yönelik provokatif terör eylemlerindeki artışın, kendilerini derinden üzduğunu kaydederek şöyle devam etti: “Vahşice işlenen bu cinayetlerin failleri bir an önce bulunarak, terör eyleminin arka planı mutlaka aydınlatılmalıdır. Şiddetin toplumumuzda gösterdiği artış karşısında Yüce Tanrı’ya sığınmakta, hayatını kaybedenlere rahmet, acılı ailelerine sabır ve tüm halkımıza başsağlığı dilemekteyiz.”
|
/ İSTANBUL
20.04.2007
|
|
|
Lagendijk: Türkiye hoşgörü çağrısı yapsın |
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Malatya olayıyla ilgili olarak Türk Hükümeti’nin bir açıklama yaparak bir hoşgörü çağrısı yapmasının doğru olacağını düşünüyorum” dedi.
Lagendijk, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in “Kürtçe tebrik kartı” duruşmasını izledikten sonra Diyarbakır Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, demokratik olarak seçilen belediye başkanları hakkında açılan dâvâlardan bir tanesini izlemek amacıyla Diyarbakır’a geldiğini belirtti.
Bu tür dâvâlarla yapılan reformların ruhuna aykırı bir durum ortaya çıktığını savunan Lagendijk, şöyle dedi:
“Türkiye Avrupa’ya yaklaştıkça yerel demokrasilerin yeşermesi, gelişmesi büyük önem kazanacaktır. Biz bunu istiyoruz. Yerel demokrasinin gelişmesi durumunda Avrupa normlarına daha çok yaklaşacağını düşünüyoruz. Ayrıca yerel halkın seçtiği belediye başkanlarının bu sürece dahil edilmesi gerekmektedir.”
Bir gazetecinin “Malatya’daki olayı nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Lagendijk, kendisinin de olayı televizyondan izlediğini, insanların neden öldürüldüğünün halen netleşmediğini söyledi.
“Bu olay Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini olumsuz etkiler mi” sorusunu ise Lagendijk, şöyle cevapladı:
“Malatya olayı ile ilgili olarak Türk Hükümeti’nin bir açıklama yaparak bir hoşgörü çağrısı yapmasının doğru olacağını düşünüyorum. Ancak bu şekilde bir açıklama yaparsa, olayların yatışacağını düşünüyorum. Hem Dink olayında hem de Malatya’daki olayda önemli olan farklılıkların kabul edilmesidir. İnsanların bu farklı etnik ve dini düşüncede olmalarının kabul edilmesidir. Bunun kabul edilmesi ve yaygınlaşması konusunda Hükümetin bir telkinde bulunması önemlidir.”
|
/ DİYARBAKIR
20.04.2007
|
|
|
Diyanet Başkanlığı, vahşi cinayeti kınadı |
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamada yazılı açıklamada, saldırının, ‘’toplumda barış ve huzuru, karşılıklı saygı ve hoşgörüyü yaşatmak ve geliştirmek için herkesin üzerine düşeni yapmaya çalıştığı bir dönemde herkesi bir kez daha derinden sarstığı ve üzüntüye sevk ettiği’’ vurgulandı.
Malatya’daki bir yayınevinde işlenen cinayetlerin, diğer din mensuplarının kutsal saydığı kitapları yayına hazırlayan, pazarlayan ve dağıtımını yapan kuruluşlara ve çalışanlarına yönelik olmasının, hadiseyi daha vahim hale getirdiği belirtildi.
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamada yazılı açıklamada, saldırının, ‘’toplumda barış ve huzuru, karşılıklı saygı ve hoşgörüyü yaşatmak ve geliştirmek için herkesin üzerine düşeni yapmaya çalıştığı bir dönemde herkesi bir kez daha derinden sarstığı ve üzüntüye sevk ettiği’’ vurgulandı. ‘’Bütün ilahi dinlere ve bizim de ortak inancımıza göre, bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibi ağır bir günah ve vebal olup masum insanları hedef alan saldırılar hangi değer ve kutsal adına, hangi amaçla işlenirse işlensin dine ve insanlığın birlikte geliştirmeye çalıştığı ortak değerlere en açık ihanettir’’ görüşünün bildirildiği açıklamada, ‘’masum insanlara yönelik bu cinayetlerin dini, milli, felsefi ve insani hiç bir gerekçesinin olamayacağı’’ belirtildi. Basın ve yayın organlarından kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, bu cinayetin diğer din mensuplarının kutsal saydığı kitapları yayına hazırlayan, pazarlayan ve dağıtımını yapan kuruluşlara ve çalışanlarına yönelik olmasının ise hadiseyi daha vahim kıldığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Aslında son bir yılda toplumumuzun tümünü üzen bu tür hadiselerin, salt dinlerin ve dindarların birbirine dair algısından kaynaklanmadığı bilinmelidir. Elem verici bu tür menfur cinayetler ülkemizin iç huzurunu, uluslararası itibarımızı ve karşılıklı ilişkilerimizi olumsuz etkilemenin menfur bir unsuru haline geliyor olması, endişemizi ve üzüntümüzü bir kat daha arttırmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak barış ve huzur ortamına, bir arada yaşama tecrübesine gölge düşüren bu hadiseyi nefretle kınıyor, bu tür olayların son bulmasını temenni ediyor, ölenlerin yakınlarına başsağlığı diliyoruz.’’
|
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
Yüksel'in cenazesi, Elazığ’da defnedildi |
Malatya’da bir yayınevinde öldürülen Uğur Yüksel’in cenazesi, Elazığ’ın Mansuruşağı mezrasında toprağa verildi.
Yüksel’in cenazesi gece Malatya’dan Elazığ merkeze bağlı Sün köyüne bağlı Mansuruşağı mezrasına getirildi. Cenaze, burada kılınan namazın ardından toprağa verildi. Uğur Yükselin babası İbramih Yüksel, ‘’Böyle vahşet olur mu? Böyle mi yapar insan. Bir insana böyle yapılmaz, çocuğumun boğazını kestiler’’ diye tepki gösterdi.Yüksel’in cenaze törenine, yakınları ve siyasi parti temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
|
/ ELAZIĞ
20.04.2007
|
|
|
Şiddeti sistem üretiyor |
Son zamanlarda artan terör olayları, şehit cenazeleri ve Malatya’da meydana gelen vahşet hadisesi, yine korku senaryolarını gündeme getirirdi. İnsan hakları savunucuları bir türlü bitmeyen şiddet görüntülerinin ve farklılara olan tahammülsüzlüğün cari sistemin ürünü olduğuna dikkat çektiler.
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından yapılan açıklamada Türkiye’deki sistemin farklı din, dil ve etnik kökenlere yer vermediğine, ötekileştirdiğine dikkat çekildi. Çoğulculun benimsenmediğinin ileri sürüldüğü açıklamada, “Irkçılığın ve saldırganlığın, sistem tarafından, sistemin yürütücüsü kamu otoriteleri tarafından görmezden gelinmesi, cinayet işleyenlerin eylemlerinin, kimi kamu otoriteleri tarafından, ‘millî heves’ olarak nitelendirilmesi farklı olanı yalnızlaştırmakta ve içinde bulunduğu savunmasızlık ortamını daha da pekiştirmektedir” görüşlerine yer verildi.
Geçmişte de yaşanan benzer olaylarda gerçek azmettiricilerin gizlenmek istendiği, faillerin koruma zırhına alındığı ve açığa çıkan ilişkilerin hemen başında, sıradan oluşumlar olarak nitelenmeye çalışılmasının katilleri cesaretlendiren bir iklim oluşturduğunun vurgulandığı açıklamada, İslâm dini başta olmak üzere hiçbir dinî inanç ve öğretinin bu tarz eylemlere cevaz vermediği hatırlatıldı.
Açıklamada, hükümetin ve devlet organlarının, her türlü ayrımcılığı önleyici tedbirleri alması, Türkiye’nin çoğulcu dokusuna uygun politika ve uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiği istendi.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen de etnik, dinsel, dilsel ve kültürel farklılıkların çatışmanın gerekçesi olmaktan çıkarılması gerektiğine işaret etti. Önen, bütün siyasi partilerin, kurumların toplumu travmadan kurtarması için birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
Gül: Çankaya kararını Erdoğan verecek |
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin nihaî kararı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın vereceğini belirterek, AKP’nin bu kararın arkasında olacağını söyledi.
Gül, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına katılmak üzere Belgrad’a hareketinden önce, Esenboğa Havaalanı’nda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. AKP MKYK’da önceki gün Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin görüşülenlere dair bir soru üzerine Gül, gayet açık ve şeffaf bir şekilde istişare sürecinin devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Başbakanımız haklı ve doğru olarak sadece partimizin yetkililerinin değil, sivil toplumun önemli kuruluşlarının temsilcileriyle de görüşüyor. Birçok anket yapıldı, halkın görüşü ortaya çıktı, milletvekillerimizle tek tek görüştü, partimizin en yetkili organının görüşlerini açıkça aldı. Şimdi artık karar verme noktasına gelindi denebilir. Bunun süresi bellidir. Aday gösterme süreci zaten başladı. Nihai kararı kendisi verecektir. Partimiz, arkadaşlarımız kendisinin vereceği nihai kararın arkasındadır.”
|
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
Hisarcıklıoğlu:Seçimler Temmuz’a alınabilir |
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, genel seçimlerin Kasım yerine Temmuz ayına çekilebileceğini bildirdi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) geleneksel Perşembe toplantısına katılan Hisarcıklıoğlu, burada Türkiye ekonomisine ilişkin bir sunum yaptı. Toplantı çıkışında, gazetecilerin sorularını cevaplayan Hisarcıklıoğlu, Devlet Bakanı Ali Babacan’ın genel seçimlerin erkene alınabileceği yönündeki beyanatlarının hatırlatılması üzerine, ‘’Erken seçim olabilir. Temmuz ayında olabilir, gayet makul. Kasım yerine Temmuz’a çekilebilir. Bunda kayıp olacak bir şey olmaz. Belki de kazanç bile olabilir’’ dedi.
|
/ İSTANBUL
20.04.2007
|
|
|
Ağar: Hükümet güvenlik konusundaki eksiklerini gözden geçirsin |
NAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, Malatya’da bir yayınevindeki cinayetlere ilişkin, ‘’İçişleri Bakanının hemen bugün, en geç yarın istifa etmesi gerekir’’ dedi. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da hükümetin, emniyet ve güvenlik konusundaki eksiklerini gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Mumcu, TBMM Başkanvekili ve CHP Bursa Milletvekili Ali Dinçer için Kocatepe Camii’nde düzenlenen cenaze töreninden ayrılırken, gazetecilerin, sorularını cevapladı. Mumcu, ANAVATAN-DYP birleşmesine yönelik bir soru üzerine, ‘’Henüz görüşmelere başlamadıklarını’’ söyledi.
Malatya’da yayınevindeki cinayetlerle ilgili bir soruyu da cevaplayan Mumcu, olayı Türkiye’nin başına gelen en büyük felaketlerden birisi olarak değerlendirdi. Bu cinayetleri ‘’Etkisi uzun yıllar devam edecek ve Türkiye’ye ağır bedeller ödetecek bir bela olarak’’ niteleyen Mumcu, dünya kamuoyunun böyle bir olay karşısında, ‘’İçişleri bakanlarının görevde kalmaya devam etmesini’’ olağan karşılamayacağını ve kabul etmeyeceğini kaydetti.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da aynı konuya ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:
‘’Bir resmi açıklama yapılsın. Türkiye’nin bu olayları aşması lazım. Sürekli üç ayda, beş ayda bir toplum sarsılıyor. Bu topraklarda çokluk aza hep sahip çıkmıştır. Azı korumuş, himaye etmiştir. Bu duygular zedelenmemelidir. Emniyet ve güvenlik konusunda hükümet, noksanlarını gözden geçirsin böyle devam edemez.‘’
|
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
Ali Dinçer düzenlenen törenle defnedildi |
Geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden Meclis Başkanvekili ve CHP Bursa Milletvekili Ali Dinçer için toprağa verildi.
Dinçer için TBMM’de tören düzenlendi. Törene, Dinçer’in ailesi ve yakınları, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, bakanlar, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın çok sayıda milletvekili, Meclis bürokratları ve personeli katıldı. Törende, Ali Dinçer’in eşi Sanatçı Yıldız İbrahimova, annesi Sevim Dinçer, kardeşi Tahir Dinçer ve kayınvalidesi Nevriye İbrahimova başsağlığı dileklerini kabul etti. Psikiyatrist Prof. Dr. Ferhunde Öktem tören boyunca Ali Dinçer’in kızı Suna’ya eşlik etti. Tören kıtasının Dinçer’in cenazesini katafalka koyması sırasında özgeçmişi okundu, ardından saygı duruşunda bulunuldu.
Yürüyüş kortejinde, Dinçer ailesinin ardında yürüyen Arınç, Erdoğan ve Baykal, naaşın cenaze aracına konulmasının ardından aileye taziyelerini ileterek, tören alanından ayrıldılar. TBMM, Dinçer için yapılan törende yoğun kalabalığa sahne oldu. Ali Dinçer’in cenazesi daha sonra Kocatepe Camisi’ne götürüldü. Buradaki törene Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de katıldı. Sezer, Dinçer’in ailesine başsağlığı diledikten sonra cenaze namazı kılınmadan camiden ayrıldı. Dinçer, kılınan cenaze namazının ardındandan Karşıyaka Mezarlığında toprağa verildi.
|
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
Darbe protestosuna soruşturma |
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’u protesto eden Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) öğrencileri hakkında idarî soruşturma başlatıldı. Soruşturma üniversite rektörlüğü tarafından yürütülüyor.
Emekli Org. Hurşit Tolon, konferans için gittiği Gaziantep Üniversitesi’nde öğrenciler tarafından protesto edilmişti. GAZÜ’lü bir grup öğrenci 30 Mart’ta, üniversitenin İnşaat Mühendisliği Konferans Salonu’nda yapılan ‘Türkiye ve Ortadoğu’daki Gelişmeler’ konulu konferans esnasında ‘darbe istemiyoruz’ diyerek Tolon’u protesto etmişti.
Öğrenciler hakkında soruşturma başlatıldığını doğrulayan İnşaat Mühendisliği Dekanlığı, soruşturmanın rektörlük tarafından yürütüldüğünü, bu konuda açıklama yapmalarının doğru olmadığını bildirdi. Haklarında soruşturma başlatılan öğrenciler İnsan Hakları Derneği (İHD) Gaziantep şubesinde konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Şahin Bakır, Gökhan Akyol, İsa Adakan, Ali İnan, Mustafa Arslan ve Eren Kahraman adlı öğrenciler, demokratik haklarını yerine getirmelerine karşılık soruşturma başlatılmasının haksızlık olduğunu söyledi. Öğrenciler adına konuşan Bakır, “Üniversite yönetimi askerî cuntaya değil, öğrencilere darbe yapmıştır. Sergilenen bu tavrı kınıyoruz” dedi. Bakır, hazırladıkları şikâyet dilekçesini İHD yetkililerine verdi.
|
20.04.2007
|
|
|
Ankara’ya kar yağdı |
Başşehirde önceki akşam saatlerinde başlayan kar yağışı şehri etkisi altına aldı. Karın lapa lapa yağmasını fırsat bilen Ankaralılar kar topu oynamak için sokaklara döküldü.
Kar yağışı trafikte olan sürücülerin zor anlar yaşamasına sebep olurken evlerinde oturan Ankaralıları sokağa döktü. Kar topu oynamak için yoğun kar yağışını fırsat bilen gençler gönüllerince eğlendi. Lapa lapa yağan kar sebebiyle polis ekipleri seyir halinde bulunan sürücüleri daha dikkatli olmaları için uyarılarda bulundu.
|
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
TÜSİAD Başkanı Rehn ile görüştü |
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Yalçındağ, AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ile bir araya geldi.
Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Yalçındağ, üyelik sürecindeki teknik konuları ve Türkiye’nin önceki gün açıkladığı ‘AB müktesebatına uyum programını’ ele aldıklarını bildirdi. Yalçındağ, Rehn’in Türkiye’nin teknik hazırlıklarından memnuniyet duyduğunu ve genel seçimlerin ardından reformların hızlanmasını beklediğini aktardı. Türkiye ve AB kamuoylarının birbirlerini daha iyi tanımaları için yapılması gerekenleri de konuştuklarını belirten Yalçındağ, görüşmede Cumhurbaşkanı seçimi konusunun gündeme gelmediğini ifade etti.
|
/ BRÜKSEL
20.04.2007
|
|
|
Belediye Kanununa kısmî iptal talebine ret |
Anayasa Mahkemesi, 5594 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Mahalli İdare Birlikleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un kısmi iptal talebini reddetti.
Alınan bilgiye göre, Yüksek Mahkeme, CHP’nin açtığı dâvâyı bugün görüşerek, iptal talebini sonuçlandırdı. Mahkeme, Yasa’nın, “mevcut planlarda yapılması gereken zorunlu değişiklik ve her türlü imar uygulaması, katılınacak belediyenin uygun görüşü alınarak yapılır’’ ve “uygun görüş verilmeyen plan değişiklikleri yapılamaz’’ şeklindeki hükümlerinin Anayasa’ya aykırılık iddiasını yerinde bulmadı ve iptal talebini reddetti.
|
/ ANKARA
20.04.2007
|
|
|
İlköğretim öğrencisinden ‘çalışan çocuklar’ belgeseli |
Van’da özel bir ilk öğretim okulunun 7. sınıf öğrencisi Hatice Nur Özbay, çalışan çocuklar üzerine bir belgesel hazırladı. Özbay’ın, ‘’Nasırlı Eller’’ adlı belgesel çalışması, 6. Sosyal Bilimler Olimpiyatı’nda (SOBİO) ‘’takdim’’ kategorisinde yarışacak.
Özbay, belgesel çalışmasında, 3 bin 500 kişilik bir okulda yaptığı araştırmada, 600 çocuğun çalıştığını belirledi. Hatice Nur Özbay, araştırmasında, çalışan yaşıtlarının hayatını ortaya koymasının yanı sıra, imkânları çok daha iyi olan çocukların hayatlarını da fotoğraflayarak aradaki farkı da sergiliyor.
‘’Takdim’’, ‘’forum’’, ‘’istatistik’’, ‘’proje’’ ve ‘’sahne san’atları’’ kategorilerinde SOBİO, Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Fatih Üniversitesi’nin katkılarıyla 5-6 Mayıs tarihlerinde yapılacak.
|
/ İSTANBUL
20.04.2007
|
|
|
Yuvacık yüzde 97 dolu |
Kocaeli’de, Yuvacık Barajı’nda doluluk oranı yüzde 97’ye ulaşınca kapaklar açılarak, suyun yüzde 1’ine yakını boşaltıldı. Söz konusu miktarın Kocaeli’nin 1,5 günlük su ihtiyacını karşılayabileceği bildirildi.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Yuvacık Barajı’nda 50.61 milyon metreküp kullanılabilir su bulunduğunu, barajın yüzde 97’lik doluluk oranına ulaştığını bildirdi. ‘’Yaz döneminde Kocaeli’de su sıkıntısı çektirmeyeceğiz’’ diyen Karaosmanoğlu, geleceğe dönük çeşitli projeleri devreye aldıklarını dile getirdi.’
|
/ KOCAELİ
20.04.2007
|
|
|
Muş’ta 4 ev boşaltıldı |
Muş’ta, çökme tehlikesi bulunan 4 ev boşaltıldı. Muş’ta etkili olan kar yağışı sonucu, Muratpaşa Mahallesi’nde bulunan Seyithan Aktaş’ın evinin mutfak kısmının damı çöktü. Bölgede 3 ev daha boşaltıldı.
Bölgeye gelen Muş Vali Yardımcısı İlyaz Gün, vatandaşların mağdur olmaması için her konuda yardımcı olmaya çalışacaklarını belirterek, şunları söyledi: ‘’Vatandaşlarımızın evlerinin ahşap olması nedeniyle yağış sonrası evlerde büyük çatlaklar oluşmuş. Burada yaşayan 4 aile, ilk etapta akrabalarının yanlarına yerleştirildi. Kendilerine her türlü desteği sağlayacağız.”
|
/ MUŞ
20.04.2007
|
|
|
|