|
|
|
Gençler yasağı “Gün Doğdu” ile hatırlattı |
Başörtüsü yasağının mağduru gençler, yasağı, kendi yazdıkları tiyatro oyunu ile sahneye taşıdı. Yoğun talep üzerine bu yıl iki kez sergilenen Gün Doğdu adlı oyun, gözyaşları içinde izlendi. Seyirciler ekibi ayakta alkışladı.
Üniversite öğrencisi bir gruptan oluşan Yeni Asya Gençlik’in hazırladığı Gün Doğdu adlı oyun ikinci yılında da büyük ilgi gördü. Başörtüsü yasağının ortaya çıkardığı mağduriyetleri hatırlatan oyunun senaristi Tuba Çelik, “Sorun çözülmüş gibi davranıyorlar. Birileri biz yokmuşuz gibi davranıyor. Biz bu şiârı taşıyoruz ve hâlâ buradayız. Bu şiârı taşımamıza engel oluyorlar. Bunu hatırlatmak istedik” dedi.
Geçtiğimiz yıl ilk kez sahnelenen “Gün Doğdu” adlı oyun, yoğun talep üzerine bu yıl da tekrarlandı. İkinci yıl gösterimlerinin ilki Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen oyunun ikinci gösterimi ise Bayrampaşa Kültür Merkezi’nde yapıldı. Yeni Asya Gençlik adıyla biraraya gelen başörtüsü yasağı mağduru gençlerden oluşan grubun oynadığı oyunda, yasağın son on yılda ortaya çıkardığı tablolar yansıtıldı.
Oyunun baş kahramanı, başı açık bir kız olan Esma idi. Okuldaki başörtülü arkadaşlarının maruz kaldığı sıkıntılara duyarsız kalamayan Esma’nın, rüyasında gördüklerini işleyen “Gün Doğdu”, güzel bir sonla, Esma’nın başını örtmesiyle neticelendi. Yasağın hukuksuzluğunun ve başörtülüleri yıldırmadığının başarılı bir şekilde sergilendiği oyunu gözyaşları içinde izleyen seyirciler de gençleri ayakta alkışladı.
BİZ HÂLÂ BURADAYIZ
Başörtüsü yasağının büyük bir zulüm olduğunu izleyenlere hissettiren Gün Doğdu’nun senaristi Tuba Çelik, sorunun, bazılarınca görmezden gelinmesine rağmen devam ettiği için böyle bir oyun sergilemek istediklerini anlattı. “Oyunu yazmadan önce, etkinlik olarak gençlik şöleni yapmayı düşündük bir an. Ama aslında şölen yapacak halimiz yoktu. Eğer şölen yaparsak biz zaten bu meseleyi içimize sindirmiş olacaktık. Dolayısıyla böyle bir oyun sergilemeye karar verdik” diyen Çelik, sorunun görmezden gelinmemesini istedi. Çelik, “Biz buradayız, hâlâ varız ve bu şiârı taşıyoruz. Fakat engel olanlar var” dedi ve doğru tarafın sesinin dinlenmesi gerektiğini ifade etti.
Oyun bana Bezm-i Elestteki sözümüzü hatırlattı
Oyundan etkilenerek başını örten başrol oyuncusu Ayşenur Gül ise “Gün Doğdu’daki repliklerden çok etkilenmiştim. Özellikle başörtüsü başından çekilen kızı canlandırdığımız sahneden çok etkilendim. Bu oyun bana Bezm-i Elest’teki sözümüzü hatırlattı ve başımı örtmeye karar verdim” dedi.
|
Züleyha ÖZÇELİK
/ İSTANBUL
18.04.2007
|
|
|
Mardin Kalesi uyarısı |
Mimarlar Odası Mardin Şube Başkanı Yılmaz Altındağ, Mardin Kalesinden düşen kaya parçaları ile ilgili olarak düzenlediği basın açıklamasında valilik ve yetkili kurumlara bazı uyarılarda bulundu.
Mimarlar Odası Şubesinde düzenlediği basın açıklamasında Mimar Altındağ, Mardin Kalesi ile ilgili yaklaşık 2 yıl önce bir rapor hazırladıklarını ve kale eteklerinde düşme tehlikesi içerisindeki kaya parçalarının büyük bir tehlike arz ettiğini söyledi. Kalenin kültürel miras kapsamında önemli bir zenginliğe sahip olduğunu vurgulayan Altındağ, son dönemde yaşananların kendileri için sürpriz olmadığını, bu tehlikenin boyutlarını 2 yıldır dile getirdiklerini söyledi. Kale ile ilgili şu ana kadar somut bir çalışmanın olmadığını görmekten rahatsız olduklarını ve bu duruma çok üzüldüklerini kaydeden Altındağ, “Mimarlar Odası olarak bu eşsiz kültürel mirasımızın korunması için kaleyi sürekli gündemde tutacağız. Konu ile ilgili başta valilik olmak üzere ilgili kurumlara rapor hazırlayıp bu raporu kendilerine sunacağız. Kalenin özellikle ovaya bakan güney istikâmetindeki kaya parçalarının kontrol altına alınması için hiç zaman kaybetmeden akademik çalışmanın yapılması gerekir” dedi.
Mardin Kalesi ile ilgili olarak Mimarlar Odası olarak geniş bir araştırma yaptıklarını anlatan Altındağ, “1970’li yıllarda kalenin özellikle eteklerinin afet bölgesi ilân edilmesi ve boşaltılması için çalışmalar yapılmış. O bölgede yaşayan yaklaşık 210 aile tesbit edilmiş ve bu aileler için alternatif konutlar istasyon bölgesinde yapılmış ancak 210 aileden sadece 1 aile bahsedilen konutlara yerleşmiş, geri kalanlar halen o riskli ve tehlikeli bölgede hayatlarına devam ediyor. Kalenin yapısı tipik Midyat sarı kalkerden olduğu için zaman içinde iklim şartlarının uygunsuzluğu ve taşın yapısından ve yıpranmasından dolayı uç kesimlerinde büyük kırılmalar ve şişmeler ortaya çıkmış. Yağan yağmur ve karın etkisiyle çatlaklar oluşmuş. Bundan dolayı kaleden parçalar kopup düşmeye başlamış. Özellikle güneye bakan ve ovayı gören bölüm, yani kale kapısının üstünde blok olarak büyük bir parça daha var. O da büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu blok parçanın düşme ihtimalini düşünmek bile istemiyoruz, ancak bununla ilgili mutlaka ciddî bir çalışmanın yapılması gerekir” şeklinde konuştu.
|
18.04.2007
|
|
|
Çamlıyayla’da tezhip kursu ve sergisi |
Mersin’in Çamlıyayla ilçesinde açılan tezhip sergisinde, kursiyerlerin büyük emek vererek ortaya çıkardıkları birbirinden güzel eserler sergilendi.
Mersin İl Millî Eğitim Müdürü Aziz Ersoy, kursiyerler ve vatandaşların katıldığı törende konuşan Çamlıyayla Kaymakamı İbrahim Şeker, ilçede değişik dallarda 24 kurs açıldığını, ancak en çok tezhip kursunu önemsediklerini belirterek, “Çünkü bu kursta iki amaca hizmet ediyoruz. Birincisi ilçemizin tarihi ve doğal güzelliklerinin tanıtımını sağlamak, diğeri ise kadınlarımızın ve kızlarımızın el becerilerini geliştirmelerini ve aile bütçesine katkı sunmalarını sağlamaktır” dedi.
Kurslara ev hanımlarının ve gençlerin büyük bir şevkle katıldıklarını belirten Şeker, “Birçoğu ilkokul mezunu olan, daha önce resim san’atını hiç bilmeyen kursiyerlerimiz bu şevkle, tezhip san’atını tanıdılar ve birbirinden güzel eserler ortaya çıkardılar” diye konuştu.
Şeker, ev hanımlarına ve genç kızlara, “Boş zamanlarınızı çok güzel eserler ortaya çıkararak, hoşça vakit geçirerek değerlendirin’” çağrısında bulundu.
Konuşmaların ardından serginin açılışını yapan Şeker, kursiyerleri başarılarından dolayı kutladı.
|
18.04.2007
|
|
|
UNESCO, Hattuşa için düğmeye bastı |
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim, Kültür ve İletişim Kurumu (UNESCO) Türkiye Millî Komisyonu, Çorum’un Boğazkale ilçesindeki Hattuşa ören yerinde yapılan kazı çalışmaları ve bölgenin tanıtımı konusunda rapor hazırlayacak.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Mehmet Somuncu, Doç. Dr. Turgut Yiğit ve Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yücel Şenyurt’tan oluşan UNESCO heyeti, Hititlere ait en büyük kalıntıların yer aldığı Hattuşa’da 2 gün süren incelemelerde bulundu. Çorum Müzesi’ne gelerek müze sorumlusu Arkeolog Önder İpek ile görüşen UNESCO heyeti, Hattuşa ve Çorum Müzesi hakkında bilgiler alarak eksiklikler ve yapılması gerekenler hakkında görüşmede bulundular. Doç. Dr. Mehmet Somuncu, UNESCO adına inceleme yaptıkları Dünya Mirası Listesinde yer alan Hattuşa’da bölgedeki eksiklikler, kazı çalışmaları ve tanıtım konusunda yapılması gerekenleri içeren bir rapor hazırlayacaklarını söyledi.
Hattuşa’nın dünya genelinde önemli bir merkez olduğunu belirten Doç. Dr. Somuncu, “Biz Hattuşa’nın daha çok tanıtılması ve dünyaya duyurulması taraftarıyız. Çünkü burası gerçekten tüm insanlığın görmesi gereken bir yer. Hitit Uygarlığı’na başşehirlik yapmış bu tarihî kente özen göstermeliyiz” dedi.
UNESCO yetkilileri, Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Çorum Valisi Mustafa Toprak’ı ziyaret ettikten sonra şehirden ayrıldılar.
|
18.04.2007
|
|
|
‘Göz-gez-dünyacık’ |
Tokatlı fotoğraf tutkunu Erden Kınayyiğit, ilk kişisel fotoğraf sergisini açtı. Tokat Öğretmenevi’nde düzenlenen fotoğraf sergisi açılışına Vali Vekili Dr. Recai Akyel, Tokat Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Bandırmalı ve daire müdürleri katıldı.
Türk Hava Yolları’ndan emekli Erden Kınayyiğit, ilk fotoğraf sergisini İstanbul’da Salih Çelikset ile açtığını hatırlatarak, “Tokat’a ilk defa geliyorum. Gelmişken de bir katkım olsun istedim” dedi.
Vali Vekili Akyel ise bu tür faaliyetlere destek olduklarını ifade ederek, “Biz birey olarak her zaman şunu ifade ettik: ‘insanlarımız içlerindeki pozitif yetenekleri dışarıya vursunlar’ Estetik, güzel san’atlar, resim, müzik bilhassa insanın gözüne, ruhuna hoş gelen neler varsa hepsi bizim kabulümüzdür. Ve bunları teşvik ediyoruz” diye konuştu.
|
18.04.2007
|
|
|
|