Hakikat-i Muhammediye (asm) hayatın hayatıdır
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Kâinat bir şeceredir. Anasır onun dallarıdır. Nebatat yapraklarıdır. Hayvanat onun çiçekleridir. İnsanlar onun semereleridir. Bu semerelerden en ziyadar, nurlu, ahsen, ekrem, eşref, eltaf Seyyidü’l-Enbiya ve’l-Mürselin, İmamü’l-Müttakin, Habib-i Rabbü’l-Âlemin Hazret-i Muhammed’dir.
“Yer ve gökler devam ettikçe salavatın en üstünü onun üzerine olsun.”
Mesnevî-i Nuriye, s. 169
***
..küllî hakikat-ı Muhammediye (asm) hem hayatın hayatı, hem kâinatın hayatı, hem İsm-i Azamın tecellî-i azamının mazharı ve bütün zîruhların nuru ve kâinatın çekirdek-i aslîsi ve gaye-i hilkati ve meyve-i ekmeli...
Emirdağ Lahikası, s. 153
***
Öyle Muhammed (asm) ki, icmâ ve tasdiklerine mazhar olmakla, enbiya ve mürselîne siyadet ünvanını; ve ittifak ve tahkiklerini almakla, imamü’l-evliyâ ve’l-ulemâ lâkabını almıştır.
Ve öyle Muhammed (asm) ki, âyât-ı bâhire, mu’cizât-ı katıa ve secâyâ-yı sâmiye ve ahlâk-ı âliye sahibi olmakla mehbit-i vahy-i İlâhî olmuştur.
Ve öyle bir Muhammed (asm) ki, âlem-i gayb ve melekûtu seyir ve ziyaret etmekle, ervahı müşahede ve melâikeyle musahabe, cin ve insanlara irşad vazifesini almıştır.
Ve öyle bir Muhammed’dir (asm) ki, şahsiyet-i mâneviyesiyle kâinatın kemaline bir fihriste olmakla, bütün saadetlerin ve medeniyetlerin düsturlarını havi bir şeriata sahiptir. Ve öyle bir Muhammed’dir (asm) ki, âlem-i şehadette iken gaybiyattan haber verir bir beşîr ve nezîr olup bütün kuvvetiyle, kemal-i ciddiyetle ve vüsuk ile ve itminanla, yüksek bir imanla nev-i beşere karşı tevhid dinini Lâilâheillallah ile ilân ve ilâm ediyor.
Mesnevî-i Nuriye, s. 87-88
Lügatçe:
şecere: Ağaç.
anasır: Unsurlar.
semere: Meyve.
ahsen: En güzel.
ziyadar: Işıklı, parlak.
eltaf: En lâtif.
Seyyidü’l-Enbiya ve’l-Mürselin: Bütün resûllerin ve nebîlerin efendisi.
İmamü’l-Müttakin: Bütün takva sahiplerinin imamı.
Habib-i Rabbü’l-Âlemin: Alemlerin Rabbinin Habibi.
küllî: Umumî, bütün.
hakikat-ı Muhammediye: Peygamberimizin mahiyetinin hakikati.
İsm-i Azam: Allah’ın isimlerinden mânâca en kapsamlı olanı.
tecellî-i azam: En büyük tecelli.
zîruh: Ruh sahibi.
çekirdek-i aslî: Asıl çekirdek, öz.
gaye-i hilkat: Yaratılış gayesi.
meyve-i ekmel: En mükemmel meyve.
mürselîn: Resuller, Allah tarafından insanlara gönderilen peygamberler.
siyadet: Seyyidlik, efendilik.
imamü’l-evliyâ ve’l-ulemâ: Velilerin ve alimlerin imamı.
âyât-ı bâhire: Apaçık deliller.
mu’cizât-ı katıa: Apaçık ve kesin olan mucizeler.
secâyâ-yı sâmiye: Yüksek ve kıymetli seciyeler.
ahlâk-ı âliye: Yüksek ahlâk, yüce ahlâk
mehbit-i vahy-i İlâhî: Allah tarafından gönderilen vahyin iniş yeri.
ervah: Ruhlar.
musahabe: Sohbet etme.
havi: İçine alan.
beşîr: Müjdeleyici.
nezîr: Uyararak korkutan.
vüsuk: Sağlam inanma.
ilâm: Bildirme.
|