Nokta Dergisi’nde yayınlanan ve emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen “darbe günlükleri” ile ilgili tartışmalar yargı sürecine intikal etti. Günlüklerdeki darbe girişimiyle ilgili bölümler öne çıktığı için TSK ile ilgili özeleştiri niteliğindeki bölümler kamouyunun dikkatini çekmedi.
Dergide “Özden Örnek’ten TSK eleştirileri” başlığı ile verilen bölümlerde TSK’nın sivillere bakış açısıyla ilgili önemli ip uçları yer alırken bir türlü bitmeyen sivil-asker çatışmasının arkasındaki en önemli sebeplerden biri de ortaya konuyor.
TSK’NIN SİVİLLERE BAKIŞI
TSK’nın sivillere bakışının eleştirildiği notlarda, sivillere olan güvensizlik şöyle ifade ediliyor:
“Terfi senesinde çektiğim sıkıntıyı çok iyi hatırlıyorum, beni defalarca siviller ile ilişkide olmamam için uyarmışlardı. Lojmanda yaşayıp, orduevlerinde eğlenen ve OYPA’lardan alışveriş yapan bir toplum nasıl siviller ile ilişki kurabilir. Subayların sivil arkadaşları olmadığı gibi sivillerin de subaylardan bilhassa üst rütbeli subaylardan arkadaşları yoktu.”
“Sivillerin yurt sevgisi eksiktir. Çoğunlukla onlar vatanlarını ve milletlerini düşünmeden şahsi yararları için hareket ederler. Onlar tembeldirler, çalışmaz ve bedava olarak para kazanmaya bakarlar. Bu nedenle TSK’daki herkes çok çalışır ve fedakar oldukları için her şeye layıktırlar” düşüncelerinin TSK içinde yaygın olduğunun dikkat çekildiği notlarda, “Bu düşünceler ile nereye varılır” şeklinde eleştirel bir yaklaşım sergileniyor.
Sivillerle alakalı diğer notlar da şöyle:
“Siviller ile her temas muhakkak bir yarar karşılığında yapılmaktadır. Bu genel kanıdır. Bu konuda çıkmış emirler mevcuttur... Bu tip davranışlar ve düşünceler kapalı bir toplum içine kendini kapatan, çevresinden etkilenmeyen ve kendisini çevresine kapatmış insanlara özgüdür. İnsan içinden geldiği toplumu nasıl inkar edebilir.”
AKREDİTE BASIN UYGULAMASI
1990’lı yılların başında ilişkilerin böyle gidemeyeceği ve şeffaf olunması ihtiyacının ortaya çıktığının belirtildiği günlüklerde akredite basın uygulamasının bunun devamı olduğuna dikkat çekiliyor: Günlükte, “Akredite basın konusu Genelkurmay Başkanlığı tarafından icat edildi. Derinlemesine düşünmeden denilebilir ki, bu tutum tüm yasalara ve en sonunda Anayasa’ya bile aykırıdır. Birincisinin sonucudur. Sivile bakış açımız değişmedikçe tutumlarımızdaki değişme aldatmacadan başka bir şey olamaz” ifadeleri yer alıyor.
ATATÜRKÇÜLÜK SANKİ İLELEBET YAŞAYACAK...
Günlüklerdeki en önemli bölümlerden biri de TSK’nın Atatürk ile ilgili tutumunun yanlışlığına dikkat çekilmesi:
“Yapımızda ve anlayışımızda düzeltmemiz gereken çok konu var. En başta Atatürk’ü bir idol haline getirmişiz... Biz her yerde Atatürk’ü heykel, resim, poster olarak anmayı sanki onu anlamak ile eş tutuyoruz. Bu böyle devam edemez. Bir taraftan İslamiyet’in günün şartlarını karşılamadığını ve reform geçirmesi gerektiğinden bahsederken, sanki Atatürkçülük ilelebet yaşayacakmış gibi davranıp ilkelerini tartışmaya dahi açmıyoruz.”
MODASI GEÇMİŞ RESMİ KUTLAMALAR
Günlüklerde 1930’lardan kalma resmi törenlerin modası geçmiş kutlamlar olduğu şu şekilde vurgulanıyor:
“(29 Ekim 2004 törenlerini), şöyle sabahtan akşama kadar yaşadım. Hepsi onuncu yıl için planlanandan farklı değildi. O zaman devletin gücünün mesajını her köşeye dağıtmak ve birlik beraberlik gösterisi yapmak birinci amaçtı. Aradan seneler geçti. Amaç belki aynı ama yapılış şeklinin çok farkı olması gerekir, diye düşündüm. Bir tribünde saatlerce oturarak geçenleri seyretmek pek bir fikir vermiyor. Üstelik de bir başıbozukluğa şahit oluyorsunuz. Bir sürü şımarık ve umursamaz genç önünüzden geçiyor. Ne kadar ve nasıl bir mesaj verildiği şüpheli. Bu konuda biraz çalışmamız gerekli. Saatlerce konuşmalar, koca koca adamların sıraya girip el sıkmaları, artık modası geçmiş kutlamalar.”
Yapılan değerlendirmelerde, söz konusu eleştirilerin gözden kaçmaması, ordu-millet kaynamşasının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğine işaret edildi.
|