Mazlum-Der Kocaeli Şube Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Cumartesi günü düzenlenen ‘başörtüsüne özgürlük yürüyüşü’ne polisin müdahale etmesine tepki gösterdi. Gergerlioğlu şöyle dedi: “Ankara’da yasadışı bir darbeyi isteyenler yürürken, yüz binlerce genç kızın hayatını karartan bu yasağa karşı barışçı bir yürüyüş yapmak isteyenler sert bir müdahale ile karşılaşmışlardır. Ülkede yasaların bu kadar çifte standartlı kullanıldığını görmek hukuk devleti iddiası adına vahim bir durumdur.”
Mazlum-Der Kocaeli Şube Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, yaptığı açıklamada, 14 Nisan’da 104 haftadır İzmit’te süren “Başörtüsüne Özgürlük” basın açıklamalarının 3. yılına girmesi dolayısıyla bir yürüyüş düzenlendiklerini belirterek, izin için gerekli başvurularda bulunduklarını ancak keyfu uygulamalar sebebiyle her vatandaşın anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin engellendiğini kaydetti. Gergerlioğlu, önceden bildirim yaptıkları halde alana yürüyüşlerinin engellendiğini ve binlerce kadın ve çocuğun mağdur edildiğini söyledi. Gergerlioğlu, şöyle dedi: “Yasal hakkını kullanmak isteyen vatandaşlar coplanmış ve biber gazı sıkılmıştır. Birçok yetişkin ve çocuğun yaralandığı gözlenmiştir. Kafasına cop darbeleri alan ve doktor raporu alan göstericiler ile Kocaeli Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurumuzu yapacağız. İçişleri Bakanlığı’na Kocaeli Emniyet Müdürlüğünün bu anlamsız, hukuk dışı katı tavrını şikayet edeceğiz. Ankara’da yasadışı bir darbeyi isteyenler yürürken, yüz binlerce genç kızın hayatını karatan bu yasağa karşı barışçı bir yürüyüş yapmak isteyenler sert bir müdahale ile karşılaşmışlardır. Ülkede yasaların bu kadar çifte standartlı kullanıldığı görmek hukuk devleti iddiası adına vahim bir durumdur. Bir insan hakları derneği olarak ülkemizdeki yasadışı hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğimizi ilan ediyoruz.”
İZİNSİZ MÜDAHALE SORUŞTURULMALIDIR
Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ercan da konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: İzmit’te yapılan (hukuktan) izinsiz müdahale sahiplerini kınıyoruz. Hukuku aşılabilir ve duruma göre uydurulabilir bir şekilde kabul etmek mümkün değildir. Hukuk zamana, mekana ve kişilere göre değişmeksizin insanların haklarını koruyan bir değer olmalıdır. Bu topraklar bizim göz bebeğimizdir. Bu millet bizim göz bebeğimizdir. En önemlisi bizleri bir arada yaşatan değerler, hukuk bizim göz bebeğimizdir. Herkes hukuka saygılı olmalı ve sınırlarını aşmamalıdır.”
|