Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, aradan yaklaşık 130 yıl geçmesine karşın Türk basınında 2 konunun gündemden hiç düşmediğne dikkat çekerek, bunlardan bir tanesinin “siyasal iktidarların hala ifade özgürlüğünün önüne yeni engeller koymaya çalışması, diğerinin ise gazetecilere uygulanan kaba kuvvet olduğunu” söyledi.
TGC tarafından, ‘’Öldürülen Gazeteciler Günü’’ dolayısıyla ilk basın şehidi Serbesti Gazetesi Başyazarı Hasan Fehmi’nin Divanyolu’nda II. Mahmut Türbesi’ndeki kabri başında tören düzenlendi.
Hasan Fehmi’nin kabrine çeleng konulmasının ardından konuşma yapan Erinç, bütün öldürülen gazetecileri sevgi, saygı ve şükran borcuyla anmak için burada toplandıklarını söyledi. Orhan Erinç, Türkiye’de ilk basın şehidi Hasan Fehmi’den bu yana 62 meslektaşlarının kurşunlara hedef olarak hayatlarını kaybetmesine şahit olduklarını bildirdi.
Bu cinayetlerin ‘’gazetecilerin fikirlerine tahammül edemeyen, kaba kuvvet yanlısı ve arkalarında karanlık güçlerin bulunduğu tetikçiler’’ tarafından işlendiğini anlatan Erinç, ‘’Kimilerinin tetikçileri bulunamadığı gibi bulunduklarında da arkalarındaki güçler ortaya çıkarılmamıştır. Siyaset bu konuda her zaman ayak sürüme yolunu tercih etmiştir’’ dedi.
Öldürülen gazetecilerin büyük bölümünün 1980 sonrasında hayatlarını kaybettiklerini ifade eden Erinç, 1979 yılında öldürülen Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi ipekçi’nin öldürülen 15. gazeteci olduğunu hatırlattı. Erinç, ‘’Geride kalan 28 yıllık süreçte 50 dolayında gazeteciyi kaybettiğimiz anlaşılıyor’’ diye konuştu.
Öldürülen son gazetecinin Hrant Dink olduğunu hatırlatan Erinç, ‘’Ondan önce öldürülen gazeteci Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülme tarihi 1999’dur. Geçen yıla kadar burada 1999’dan bu yana gazeteci cinayetine tanık olmadığımızı’ belirtiyorduk. Ama bugün artık o dönemin de geride kaldığını ve öldürülen son gazetecinin Hrant Dink olduğunu biliyoruz’’ şeklinde konuştu.
Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili kendilerinin de aralarında bulunduğu basın kuruluşlarının, ‘’sadece tetikçilerin değil, arkasındaki güçlerin de yakalanması’’ gerektiğini söylediğini ifade eden Erinç, ‘’Ancak soruşturma ve kovuşturma henüz bitmediği için bu konudaki beklentimizi burada bir kere daha vurgulamak istiyorum’’ dedi.
Aradan yaklaşık 130 yıl geçmesine karşın 2 konuyu gündemde tutmaya çalışmalarının Türkiye’nin çelişkilerinden biri olduğunu kaydeden Erinç, bunlardan bir tanesinin siyasal iktidarların hala ifade özgürlüğünün önüne yeni engeller koymaya çalışması, diğerinin ise gazetecilere uygulanan kaba kuvvet olduğunu söyledi. Öldürülen gazetecileri unutmadıklarını belirten Orhan Erinç, ‘’Bu örneklerin tekrarlanmaması için yetkililere uyarıda bulunma ihtiyacı duyuyoruz’’ dedi. Konuşmanın ardından törene katılanlar, öldürülen gazeteciler için saygı duruşunda bulundu. Törenin ardından, yeniden düzenlenen ve içinde Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nin yanı sıra Anadolu Ajansı’na ayrılmış bir bölüm de bulunan Basın Müzesi hizmete açıldı.
Orhan Erinç, burada yaptığı konuşmada, bundan sonra yeni kayıplar olmaması dileğinde bulunarak, tüm yetkilileri bu konuda ciddi önlemler almaya çağırdı ve ifade özgürlüğündeki sınırları kaldıran yasa değişikliklerinin en kısa sürede yapılmasını istedi.
|