Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), kapatılan Fazilet Partisi’nin eski milletvekilleri Nazlı Ilıcak ve Mehmet Sılay’la birlikte açtıkları dâvâ hakkındaki kararını Yeni Asya’ya değerlendiren Merve Kavakçı, “Bu karar, tektipçi, zulüm yapan, statükocu zihniyete karşı bir zaferdir” dedi.
Kapatılan Fazilet Partisinin eski milletvekilleri olarak, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Sılay’la birlikte AİHM’de açtıkları dâvânın sonucunu Yeni Asya’ya değerlendiren Merve Kavakçı, karardan memnuniyet duyduğunu belirtti. “Öncelikle şunu belirtmek isterim, bu dâvâ Türkiye Cumhuriyeti’ne açılmış bir dâvâ değildir. Beni sekiz sene önce Meclisten çıkmaya zorlayan ve seçmenlerime zulmedenlere karşı açılmış bir dâvâdır” diyen Kavakçı, seçmenlerin haklarının ihlâl edildiği gerçeğinin AİHM tarafından da teyid edildiğini ifade etti.
Kavakçı, Meclisten çıkarıldıktan sonra yerinin hep boş kaldığını, kendini seçen halkın oylarının hiçe sayıldığını belirterek, “Bu kararı, kendi zaferim olmaktan çok, beni milletvekili seçen İstanbul halkı ve daha da önemlisi başörtüsü yasağı mağdurlarının kazanımı olarak görüyorum” dedi.
Kavakçı, kararın, tek tipçi, zulüm yapan, statükocu zihniyete karşı bir zafer olduğunu da vurguladı.
AİHM’in sözkonusu kararından iki sonuç çıkarılması gerektiğini söyleyen Kavakçı, “Birincisi, başörtülü milletvekili olunabileceği, ikincisi ise başörtüsü yasağını YÖK ve devlet memurlarının kıyafet düzeniyle ilgili yönetmelik çerçevesine döndürerek tekrar düşünmemiz gerektiği. Ama maalesef bugün yasak YÖK ve devlet memurlarıyla sınırlı değil. Sürücü kurslarından, hastanelere kadar birçok yerde uygulanıyor” şeklinde konuştu.
Kavakçı, başvurusunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9. ve ayrımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14. maddelerinin de ihlâl edildiğini ileri sürmesine rağmen kararın sadece 1. madde üzerinden verilişi hakkında ne düşündüğü sorulması üzerine şunları söyledi:
“Evet karar o maddeler üzerinden verilmemiş. Fakat bu, onların reddedildiği anlamına gelmiyor. Elime ulaşan basın bülteninde yazıldığına göre mahkeme beni 1. protokolün 3. maddesinden haklı görüyor. Bundan dolayı diğer maddeleri görüşmeye gerek görmüyor. Başörtülü olduğum için milletvekilliği yapmamın engellendiği de belirtiliyor.”
|