Bu ülkede ne zaman üst düzey bir yetkili, bir bakan ya da başbakan, savcıları göreve çağırsa aklıma o meşhur Şemdinli davası savcısı geliyor. Bu adamcağızın tek suçu, bir hayli karanlık, şaibeli ve tehlikeli bir hadiseyle ilgili ülkede herhangi bir savcının yazabileceği türden biraz elektrikli bir iddianame kaleme almaktı.
Sonra ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Baklava çalan çocukları ömür boyu hapisle yargılamak isteyen savcıların olduğu bir ülkede, atılan bombalar, ölen kişilerin olduğu bir davayla ilgili iddiada bulunmak isteyen bir savcıya, mesleği zehir edildi. Eski Van Cumhuriyet Savcısının mesleği elinden alındı.
Bırakın avukatlık yapmayı, mahkemede mübaşirlik bile yapamayacak hale getirildi bu insan. Şimdi Başbakan Erdoğan çıkmış, Genelkurmay andıçı ve bir emekli generale ait olduğu ileri sürülen bir günlükle ilgili savcıları göreve çağırıyor. Şu ana kadar bu çağrıya cevap veren bir hareket de yok... Van savcısına kimse sahip çıkmadı. Şemdinli davasından sonra acaba hangi gözü kara, yürekli savcı çıkıp da geleceğini ateşe atma cesareti gösterebilir? Yeri geldiğinde zehir gibi açıklamalar yaparak yargı kararları ile ilgili pek de güzel açıklamalar sayın Adalet Bakanı da, iş Şemdinli’ye geldiğinde ìben karışmamî diyerek işin içinden bir güzel sıyrılıvermişti. O yüzden Sayın Başbakan, herkese eşit adalet uygulanmadıkça boş yere savcıların kendiliğinden harekete geçmesini beklemeyin bu ülkede.
Bugün, 5.4.2007
|