Darbenin savcısı..
Savcının darbesi..
Önceki gün...
Amerika’nın etkili gazetesi Washington Post...
Türkiye’deki rejimi nasıl tanımlıyor?
Ordu merkezli, yarı-otoriteryen bir siyasi sistem.’ Nokta Dergisi, 29 Mart tarihli sayısında ne yaptı?
Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen notlar yayımladı.
O notlardaki iddia neydi?
Bu notlarda, kuvvet komutanları ve jandarma komutanının AK Parti’ye karşı ‘Sarıkız’ ve ‘Ayışığı’ adlı iki ayrı darbe planladığı, ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün bu girişimlere karşı çıktığı iddia edilmişti.
***
Başbakan ne diyor?
Önceki gün..
Halep’e giderken..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’in 2004’te AK Parti’ye karşı iki ayrı darbe planlandığı’’ iddialarına ilişkin olarak ‘’yargının gerekeni yapması gerektiği’’ni söylüyor.
Başbakan, soruşturmaya haberin yayımlandığı Nokta dergisinden başlanması gerektiğini de vurgulamakta...
***
Soruşturmayı kim yapacak?
Ya da...
Şöyle soralım...
Demokratik bir ülkede darbe iddiasını kim soruşturur?
Cevap başbakandan...
‘Savcılıklara ciddi manada görev düşüyor. Ama onlardan ses yok. Derginin haberini ihbar kabul edip yetkililerinin çağrılması lazım’ demekte...
***
Başbakan...
‘Savcılardan ses yok’ deyince...
Tabii gazeteciler de soruyor:
‘Yani yargı görevini yapmıyor mu?’
Soruya Başbakanın cevabı şöyle:
‘Şu anda öyle.’
***
Başbakan sonra devam ediyor:
‘Belgelendirme olduğu andan itibaren sivil birimleri de ilgilendiriyorsa, yargı oraya da bunu havale eder. Sivilde devam eden bir süreçse, o zaman sivilde bulacak.’
Aslında Başbakan’ın usulca işaret ettiği ‘askeri yargı’ ve ‘sivil yargı’ ayrımı var ya...
Bu da savcıların sessizliği kadar garip bir konu.
Çağdaş bir hukuk devletinde...
Doğal hukuk vardır...
Yani askeri yargı olmaz...
Askeri mahkeme var ise sadece disiplin konularına bakar... O kadar.
Halbuki...
Bizde hem askeri Yargıtay...
Hem de askeri Danıştay var.
Doğal hukuk...
Ve doğal hakim sürecinden bu kadar sapınca...
Darbe iddiaları da sessizce geçiştiriliyor.
***
Doğrusu...
Ben de...
Sürekli olarak...
Darbeyi...
Andıçı...
Askeri vesayeti durup dinlenmeden konuşmaktan hem bıktım hem de usandım.
Bunu epey bir süredir yüksek sesle söylüyorum da...
Peki çare?
Başbakanla aynı fikirdeyim...
Bu yargının işi.
Bunu da epeydir söylüyorum.
***
Ancak...
Epeydir söylediğim bir başka konu daha var.
O da...
Van Savcısının meslekten ihracı.
O yolu kim açtı?
İzni veren Adalet Bakanı.
Ve biz askeriyenin hoşlanmadığı bir iddianame için savcıları meslekten men eden bir ülke olduk.
Üstelik siyasal iktidarın yeşil ışığıyla.
***
Darbe iddiası olunca...
Savcılar susuyor.
Çünkü...
Askeriyeden söz eden Van Savcısının...
Mesleki hayatını...
Sivil siyasetçinin darbesi bitirdi.
Yani...
Washington Post’un rejim tanımını sivil iktidar da kabul edince...
Susmak sıradan..
Konuşmak aykırı hale geliyor.
O zaman da, ‘darbe hazırladığı’ söylenenler için bile...
Savcıların harekete geçebilmesi için...
Başbakanın ‘hadi’ demesi gerekiyor.
Star, 5.4.2007
|