“Bediüzzaman Haftası” dolayısıyla Antalya AKM PERGE salonunda “Bediüzzaman’a Göre İslâmda Sevgi” adlı konferans tertiplendi. Açılış konuşmasını yapan eğitimci-yazar Nejat Eren "Bediüzzaman ve Risâle-i Nur Külliyatı sevgi kimliğinin en parlak en etkili bir temsilcisi ve savunucusu olmuştur" dedi.
“Bediüzzaman Haftası” münasebetiyle Antalya’da düzenlenen “Bediüzzaman’a Göre İslâm’da Sevgi” konulu konferans büyük ilgi gördü. AKM PERGE salonunda yapılan konferans, sevgi ve kardeşliğin pekiştirilmesi için iyi bir fırsat oldu. Toplantıya her kesim ve gruptan insan iştirak etti.
Toplantıya Bediüzzaman Hazretlerine hizmet etmiş ve onun duâsını almış çok kıymetli iki değerli ağabeyimiz de teşrif ettiler.
Bunlar: 1957 yıllarında, ilk olarak Risâle-i Nurları gazete ile neşrettirmeye vesile olan Recep Unaz ile defalarca Üstadı ziyaret edip onun duâsını alan Ağrı eşrafından Antalya’da mukim Nazım Akkurt ağabeylerdi.
Programa Antalya Merkez Murat Paşa emekli imam hatibi Bayram Atik Hocaefendinin Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başlandı. Konferansın açış konuşmasını eğitimci-yazar Nejat Eren yaptı.
EREN: FEDAKÂR VE SABIRLI OLMALIYIZ
Nejat Eren kısa konuşmasında dinleyicilere “Hoşgeldiniz” dedikten sonra: “Anadolumuz çok renkli, çok ırklı, çok yönlü, mazisi değişik tarih ve değişik kültürlerin hükümran olduğu şerefli bir tarihe sahiptir” diye konuştu.
Son yıllarda aile ve toplumda baş gösteren şiddetin sevgiyle giderilebileceğini söyleyen Eren; “İşte, Bediüzzaman ve Risâle-i Nur Külliyatı bu sevgi kimliğinin en parlak en etkili bir temsilcisi ve savunucusu olmuştur. Bu kudsî değerlerimizle kıyamete kadar yaşamak istiyoruz. Bunun içinde muhtaç olduğumuz en önemli unsur “sevgidir, muhabbettir, kardeşliktir. Muhalif veya karşı fikirde olmak, birbirimize karşı, nefretle, kinle veya düşmanca düşünmeyi gerektirmemeli. Birbirimize tahammül edebilmenin tadını ve zevkini gelecek nesillere devretmek istiyorsak biraz fedakâr ve sabırlı olmamız yetecektir” ifadelerini kullandı. .
ERGÜL: BARIŞ İSTEYEN TOPLUM GEREKLİ
Nejat Eren’in açış konuşmasının ardından Eğitimci Bedrettin Ergül söz aldı. Ergül konuşmasında ağırlıklı olarak “Bediüzzaman ve Eğitimde Sevgi” konusu üzerinde durdu. Risâle-i Nurların fen ve din ilimlerini imtizaç edip birleştirdiğine dikkat çeken Ergül, Bediüzzaman’ın eğitimde cahiliyet ve zaruriyet, yani fakirlik üzerinde durduğuna dikkat çekti.
Bediüzzaman’ın Ermeni zulmüne karşı I. Dünya Savaşında takındığı tavırdan övgüyle bahseden Ergül, Said Nursî’nin hapishanede bile eğitim yaptığını, ‘Medresetüzzehra’ projesiyle de o zamanın devlet ricalinin dikkatini çektiğini belirterek bir Halk Üniversitesi kurduğunun altını çizdi.
Kendisiyle, toplumla, insanlıkla barışık insanlara ihtiyaç olunduğunu belirten Ergül, konuşmasının sonunda, Bediüzzaman’ın verdiği müjdeyle İslâmın baharının geleceğini ve Risâle-i Nurların okullarda ders kitabı olarak okutulmasının bu vatana ve millete büyük bir hizmet olacağını dile getirdi.
ELİTOK: SEVGİ HAYATIN ÖZÜ
Daha sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Emekli İl Müftüsü İlahiyatçı Halil Elitok, Bediüzzaman’ın İslâmda sevgi anlayışını Kur’ân ve Sünnet açısından değerlendirdi. Sevginin başının Allah ve Peygamber sevgisi olduğuna dikkat çeken Halil Elitok, sevginin hayatın özü ve meyvesi olduğunun altını çizdi. Osmanlının sevgisinden de bahseden Elitok sözlerini şöyle bitirdi; “Ecdadımız Osmanlı, 5940 km uzunlukta 24 milyon kilometre genişliğinde, 35.500.000 nüfusa ulaşmış, ondan fazla din, elli ayrı etnik grubu bir çatı altında altı asır boyunca idare edebilmiştir. Bugün ise bu topraklar üzerinde altmış dört devlet kurulmuş fakat insanlık ve sevgi bağları koptuğu için hepsinde şu anda zulüm, kan, gözyaşı ve ıztırap vardır. Sevgi olmayan yerde huzur ve saadet olmaz.” Konuşmaların ardından konferans, “Sevgi” konulu sinevizyon gösterisiyle sona erdi.
|