Tazminat ödemekten yoruldum.
En son, ‘editoryal bağımsızlığı’ savunan, işine gelmeyen yazılar yazdığı için de ombudsmanını (Yavuz Baydar’ı) kapı önüne koyan değerli Mehmet Yakup Yılmaz’a 22 bin YTL kaptırdım.
Bu 22 bin YTL meselesine uygun bir zamanda değineceğim... Önce şu mahkeme işleriyle ilgili bir çift söz söylemek istiyorum:
Daha önce de müteaddit defa yinelediğim gibi, bugüne kadar kimseyi mahkemeye vermedim, bundan sonra da vermeyeceğim.
Bu istisnayı bir kez (edilen küfürler aynı zamanda kurumu bağladığı için) bir önceki gazetem bozdu. Yani, Aydın Doğan’ın Gözcü gazetesini ve bu gazetenin değerli köşe yazarı Mehmet Türker’i mahkemeye verdi.
Gözcü gazetesi bu satırların yazarı için ‘Utanmaz adam’ demişti. Bir de gazete köşesinden taratılmış haydut görünümlü fotoğrafını basmıştı sürmanşetten.
Mehmet Türker adlı kişi de ‘İktidarın yalaka köpeği, kemik bulmuş gibi havlıyor’ türünden nezaheti kendinden menkul efendi bir yazı döşenmişti.
Mahkeme tam dört yıl sürdü ve sonunda ne oldu, biliyor musunuz?
Biz bu davayı kaybettik.
Evet kaybettik...
Şimdi çıkıp, ‘Sayın hakimler, kıymetli savcılar, değerli Adalet Bakanı, bizim bu ülkede dava kazanmamız için ne yapmamız lazım?’ desem, suçlu çıkacağım.
Hiçbir şey demiyorum.
Hiçbir şey dememeyi öğrendim.
Bu ülkede ‘hiçbir şey olmamış gibi yapmak’ ve daha az yaralanmaya çalışarak yaşamak da mümkün.
Star, 19.3.2007
|