Bediüzzaman’ı Anma Haftası faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen “Risâle-i Nur Işığında Toplumsal Barış İçin Sevgi” toplantısında konuşan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, “Bizim dinimiz sevgi dinidir. Peygamberimiz, sevgi, şefkat ve merhamet peygamberidir. O (asm), insanlığa en güzel saadeti tattırmıştır” dedi.
Bediüzzaman Said Nursî’yi Anma Haftası faaliyetleri içerisinde Risâle-i Nur Enstitüsü ve Pendik Yeni Asya Temsil-ciliğinin birlikte organize ettiği “Risâle-i Nur Işığında Toplumsal Barış İçin Sevgi” toplantısı, önceki gün, geniş bir dinleyici kitlesinin katılımıyla Pendik Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.
Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ve gazetemiz yazarlarından Şaban Döğen’in konuşmacı olarak katıldığı, Fatih Ekinci’nin Osman Yüksel Serdengeçti’ye ait “Bir Kahraman Bekliyoruz!” şiirini seslendirdiği, Yeni Asya Prodüksiyon’un hazırladığı sinevizyon gösteriminin yapıldı-ğı anma toplantısını, Yusuf Çayabatmaz sundu.
PEYGAMBERİMİZ, SEVGİ
VE ŞEFKAT PEYGAMBERİDİR
Konuşmasında “Bediüzzaman sevgiye nasıl bakmıştır?” ve “Neden sevgi?” sorularının cevaplarını arayan Mehmet Kutlular, “Sevgi, şefkat ve merhamet dininin mensuplarıyız. Bediüzzaman ‘Acaba bir şeriat, karıncaya bilerek ayak basmayınız dese, tâzibinden men etse, nasıl benî Âdem’in hukukunu ihmâl eder? Kellâ... Biz imtisal etmedik’ demiştir” dedi.
Şefkat ve sevgi dininin mensupları olan bizlerin, dinimizin prensiplerine uyma noktasında eksikliklerimizin olduğunu söyleyen Kutlular, Bediüzzaman’ın “Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef’âlimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri, elbette cemaatlerle İslâmiyete girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyete dehâlet edecekler” sözünü hatırlatarak, “Biz dinimizdeki sevgi, merhamet ve güzel ahlâkı gösterirsek, sâir din mensupları da dinimize iltihak edeceklerdir” dedi.
İnsanda sevgi ve merhamet duyguları olmazsa toplumda anarşi çıkacağına dikkat çeken Kutlular “Beşer fıtratındaki bu duygular İlâhî kaynaklıdır. Fıtratını dinlemeyen bir insan, canavardan beter bir hâl alır. Hayvandan da aşağı düşer” dedi.
Bediüzzaman’ın “Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur, hem şu kâinatın râbıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan kâinatın en câmi' bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir” sözünü aktaran Kutlular, Allah’ın, Rahîm isminin bir gereği olarak, biz kullarını şefkat ve sevgiyle terbiye ettiğini nazara verdi.
Dinimizin özündeki sevgiye, Yunus Emre’nin “Yaratılmışı sev, Yaratandan ötürü” sözüyle dikkat çeken Kutlular “Bizim dinimiz sevgi dinidir. Bütün varlıklara, hatta bitkilere bile sevgi göstermemizi emretmiştir; çünkü bitkiler de Allah’ı tesbih eden, canlı birer varlıktır” dedi.
Peygamberimizin (asm), sevgi, şefkat ve merhamet peygamberi olduğunu, insanlığa saadeti tattırdığını vurgulayan Kutlular, “Sevgi ve şefkat duygularımızla, Allah’ın Vedud ve Rahîm olduğunu anlıyoruz. Cenâb-ı Hak, insana sınırsız bir muhabbet kabiliyeti vermiştir. İnsan bu kabiliyetiyle bütün varlıklara sevgisini göstermelidir” diyerek, sevginin Allah için olması gerektiğine dikkat çekti.
İmanın büyük bir nimet olduğunu ve o iman içerisinde sevginin dünyamıza ayrı bir renk, şefkatinse daha bir güzellik kattığını, çünkü sevginin karşılık beklediğini, şefkatinse ivazsız olduğunu dile getiren Kutlular, konuşmasını şu duâ cümleleriyle noktaladı:
“Cenâb-ı Hak cümlemizi, Kur’ân’ın ve Resûlullah’ın ölçülerini en iyi şekilde anlayan, yaşayan ve yaşatan kullarından eylesin.”
MUTLULUĞUN İKİ FORMÜLÜ: SEVGİ VE ŞEFKAT
Konuşmasında, “Aile hayatının mutluluk formüllerine” değinen Şaban Döğen ise, “Kâinatın yaratılış sebebi, bağı, çekim gücü... Onsuz hiçbir şey ayakta kalamaz. O kâinatın hayatıdır” diyerek dikkat çektiği ‘sevgi’nin, aile hayatına yansımaları üzerinde durdu.
“Sevgi olursa aile hayatı cennete döner” diyen Döğen, “İman gözüyle bakarsak, aile hayatının bir cennet olduğunu görürüz. Resûlullah bunun için formüller verir” diyerek aileyle ilgili bazı hadis-i şeriflere dikkat çekti.
Evlilikte mutluluğun, karşılıklı olarak erkek ve kadının görevlerini yerine getirmesiyle elde edilebileceğini vurgulayan Döğen “Küçük dünyamız olan aile hayatımızı cennete çevirmenin iki sihirli iksiri, Kur’ân’da Rum Sûresi’nin 21. âyetinde ifade edilmiştir. Bu iki iksir, sevgi ve şefkattir” dedi.
Eşlerin birbirlerine sevgi ve şefkat nazarıyla bakarak, birbirlerinin küçük kusurlarını görmemeleri gerektiğine dikkat çeken Döğen, “Eşler şöyle düşünmeli: ‘Biz ebedî hayat arkadaşıyız. Önümüzde uzun bir yolculuk var. Dünyada iki günlük bir misafiriz. Birbirimizi idare etmeliyiz’” dedi.
Kadın ve erkeğin karşılıklı görevlerini hadislerle hatırlatan Döğen “Cennetimiz, cehenneme dönmesin” mesajını vererek, sözlerini, Bediüzzaman Hazretleri’nin aile hayatının mutluluk esaslarına işaret eden şu cümleleriyle noktaladı:
“Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklit eder; refikasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur.
“Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyanetine bakıp ‘Ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim’ diye takvâya girer.
“Veyl o erkeğe ki, saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer.
“Ne bedbahttır o kadın ki, müttakî kocasını taklit etmez, o mübarek ebedî arkadaşını kaybeder.
“Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki, birbirinin fıskını ve sefahetini taklit ediyorlar, birbirine ateşe atılmasında yardım ediyorlar.”
Sinevizyon gösteriminin ardından dağılan dinleyiciler, çıkışta Yeni Asya Neşriyat yayınlarının sergilendiği standdan kitap satın aldılar.
|