Bir kurum kendini ‘norm belirleyici’ olarak tanımladığı sürece eleştiriye de kendini kapatır ve bu süreçten de önce ülke bütünü ama hemen sonra da kurumun kendisi olumsuz etkilenir diye düşünüyorum.
Nitelik sorunu nasıl ortaya çıkıyor?
TSK’nın kendine özgü fonksiyon tanımlaması olarak gördüğüm birinci sorunun hemen arkasından ve türev olarak gelen ikinci sorun da her eleştiriye ve evrensel tanımlara kapalı kurumun kaçınılmaz olarak içine düşebileceği nitelik sorunu.
Toplumda yaygın bir inanış askeri eğitim süreçlerinin sivil eğitim süreçlerinden daha nitelikli olduğuna yönelik.
Anaokulundan doktoraya kadar sivil eğitim süreçlerinin ülkemizde bırakın dört dörtlük olduğunu, iyi olduğunu dahi söylemek pek mümkün değil.
Ama, bileşik kaplar mantığında olduğu gibi, askeri eğitim süreçlerinin de sivil eğitim süreçlerinden iyi olduğunu ileri sürmek de pek kolay değil.
Çevremiz maalesef bu yargımı hem sivil hem de militer eğitim süreçleri için kanıtlayacak sayısız örneklerle dolu.
Emekli olduktan sonra TV ekranlarında sıkca gördüğümüz emekli askerlerin küreselleşme sürecinde ortaya çıkan kimi yapılanmaları, almış oldukları dış eleştiriye kapalı ve ulus-devlet mantığı ile yoğrulmuş eğitim anlayışları nedeni ile çok net kavradıklarından hep kuşku duydum.
İkinci Körfez Savaşı öncesi çok üst düzey emekli kurmayların TV ekranlarından öğrendiğimiz öngörülerinin nasıl yanlış çıktığını bütün Türkiye çok iyi hatırlıyor.
Bu yazı tesadüfen 12 Mart günü yayınlanıyor; 36 sene öncesini ve yaşananları hatırlayanlar ne demek istediğimi daha iyi değerlendireceklerdir.
Daha yakın tarihleri, 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı zikretmeye bile gerek yok.
Sözün özü
Yaşadığımız coğrafyada ordumuz çok önemli bir kurum ve bu kurumun hem ülkemizin hem de kendi yapılanmasının kaçınılmaz gerekleri olarak tanımını evrensel kriterlere çekmesi, kuruma yöneltilen eleştirileri ‘TSK karşıtlığı’ gibi algılamaması, eğitimine ve terfi kriterlerinde liyakata mutlaka daha çok önem vermesi gerekiyor.
TSK mensuplarının iddialarının aksine Genelkurmay Başkanlığı’nın Savunma Bakanlığı’na bağlanarak evrensel fonksiyon tanımı doğrultusunda bir adım atması, tüm YAŞ kararlarının yargı denetimine açılmasına itiraz etmeyerek yargısal denetim ve eleştirinin nimetlerinden yararlanması, tekrar ediyorum, önce ülkemizin geleceği ama hemen sonra da TSK’nın daha az siyasal ama daha fazla militer etkinlik kazanması için zorunlu gibi gözüküyor.
Star, 12.3.2007
|