|
|
|
Araplarda Türk nefreti sömürgeciliğin ürünü |
Merkezi Cidde’de bulunan İslam Konferansı Teşkilâtı’nın Genel Sekreteri Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu, Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’da başlayan kitap fuarında, ‘’Kültürel Alanda Osmanlı Arap İlişkileri’’ konulu bir konuşma yaptı.
Başta Suudi Arabistan Enformasyon ve Kültür Bakanı Dr. İyad bin Medeniolmak üzere çok sayıda Suudi yetkili, siyasetçi ve akademisyenin izlediği konuşmasında Profesör İhsanoğlu, Arap dünyasında Osmanlı dönemine ilişkin genelde olumsuz önyargılara değindi ve bunun 20. yüzyılda ortaya çıktığını, bu döneme kadar Araplar arasında Türklere yönelik kötü birduyguya rastlanmadığını anlattı. Yaklaşık bir saat süren konuşmanın ardından bazı dinleyiciler, sırayla söz alarak, Osmanlının sadece askerî bir imparatorluk olduğunu, Arap dünyasına eğitim ve kültür alanında bir şey getirmediğini savundu. Kimi dinleyiciler ise Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu’na verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ederek, Osmanlı döneminin İslâm tarihinin parlak bir ilerleme dönemi olduğunu kaydetti.
İhsanoğlu, Arapça verdiği konferansın ardından Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, ilk kez bu denli kalabalık bir Arap topluluğa Osmanlı ve Türkler hakkında bazı gerçekleri açıklayan bir konuşma yaptığını belirtti. ‘’20. yüzyıla kadar Araplar arasında Türkler ve Osmanlıya yönelik birdüşmanlık yoktu. Ünlü yazar İbn Haldun bile Mukaddime’sinde Türklerden övgüyle söz etmekte, göklere çıkarmaktadır. Konuşmamda onun cümlelerinden alıntılar yaptım. Osmanlıya karşı düşmanlığın 20. yüzyılda Suriye’de Fransızlar tarafından, ki onlar da daha çok Marunileri kullanmıştır bu konuda ve Mısır’da İngilizler tarafından geliştirildiğini anlattım’’ diyen İhsanoğlu, ‘’Kimi Araplar, Osmanlı yüzünden dünyadan kopuk ve geri kaldıklarını ileri sürüyorlar. Halbuki Osmanlı hep dünyaya açıktı, Batı ile temas halindeydi. 16. yüzyılda bilimde sanatta büyük ilerlemelerle öne çıktı. Tüm Osmanlı topraklarına düzenli ortaokul, liseler ve sanat okulları açıldı. Arap dünyasına matbaayı ilk kez Osmanlılar getirdi’’ diye konuştu. İhsanoğlu, Osmanlı döneminde Arapçanın öne çıktığını, Arap dili ve kültürünün geliştiğini kaydetti. Profesör İhsanoğlu’nun konuşmasını, Riyad’da görev yapan bazı Batılı diplomatların izlemesi de dikkat çekti.
|
/ RİYAD
02.03.2007
|
|
|
Önce Bağdat, sonra İstanbul |
Bağdat’ta 10 Martta yapılacak Irak’a komşu ülkeler toplantısına üst düzey memurların katılacağı, toplantıda Türkiye’yi Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol’un temsil edeceği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, Bağdat’taki toplantıdan sonra Kahire’de yapılacak Irak’a komşu ülkeler toplantısı dışişleri bakanları düzeyinde olacak ve bu toplantıya Türkiye’den Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül katılacak. Arap ülkelerinin, güvenlik ve Sünni komşuların Irak’taki Şiî ağırlıklı hükümeti destekledikleri yönündeki kaygılar sebebiyle toplantının Bağdat’ta yapılması hususunda çekinceleri olmasına karşın, bu ülkelerin toplantıya katılmayacağına ilişkin henüz bir bilgi olmadığı ifade ediliyor.
Bu arada, İngiltere, Irak’ta barışın sağlanması amacıyla Bağdat’ta 10 Martta düzenlenecek Irak’a komşu ülkeler toplantısına katılacağını bildirdi. Suriye, Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlenecek ABD’nin de katılımcılar arasında yer alacağı güvenlik konferansına katılacağını bildirdi. İran Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Laricani de, Irak’ın güvenliği konusunda yapılacak konferansa Irak’ın menfaatine olması halinde katılacaklarını söyledi.
Bu arada, Gelişmeyi başyazısına taşıyan Financial Times, Amerika’nın İran’la sadece Irak’taki gelişmeler hakkında görüşmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Afganistan konusunda da Tahran’ın yardımını istemek George Bush için iyi olacaktır” ifadesine yer verdi. Independent ise Amerika’nın, Suriye ve İran’la görüşme planları yapmasının, “şer eksenine” karşı yumuşama anlamına geldiği kanısında. Gazetenin bölgesel konferans süreciyle ilgili olarak bir de tahmini var: “Büyükelçiler nezdindeki ilk toplantının 10 gün içinde yapılması bekleniyor. Eğer işler yolunda giderse bakanlar seviyesindeki konferans ise Nisan ayında, muhtemelen İstanbul’da yapılacak”.
|
/ ANKARA
02.03.2007
|
|
|
Nejad: Siyonizm mücessem şeytan |
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, Siyonistleri “şeytanın vücut bulmuş haline” benzetti.
Sudan’a ziyaretinin ilk gününde düzenlenen bir toplantıda din adamlarıyla konuşan Ahmedinecad, “Siyonist rejim İngilizler tarafından oluşturulup Amerikanlar tarafından yetiştirildi. Bölgede onların desteğiyle suç işliyorlar. Siyonist rejim hedonizmin bir sembolü ve şeytanın vücut bulmuş halidir” dedi. Dünya kamuoyunun artık uyandığını ve zalim güçlerden nefret ettiklerini belirten İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, “Demokrasi ve insan haklarını savunduklarını iddia eden birtakım Batılı güçler Siyonist rejime karşı gözlerini kapatıyorlar” diye konuştu.
|
/ TAHRAN
02.03.2007
|
|
|
Rice’ın Kürdistan sözüne açıklama |
ABD Dışişleri Bakanlığı, Bakan Condoleezza Rice’ın Türkiye’de tepkilere yol açan “Kürdistan” ifadesine açıklık getirerek, Rice’ın coğrafi bir bölgeye işaret etmek istediğini ve sınırın, Türkiye ile Irak arasında olduğunu bildirdi.
Rice, bir gün önce Senato Tahsisler Komitesi’nde yaptığı konuşmada bir soruyu yanıtlarken, PKK’dan, “Türkiye ile Kürdistan arasındaki sınırda faaliyetgösteren terörist bir örgüt” diye bahsetmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, Rice’ın “Kürdistan” sözüyle ne demek istediğinin sorulması üzerine, ABD’nin Irak’in toprak bütünlüğünü tamamen desteklediğini belirtti. McCormack, Irak’ın bölgesel vilayetlerden oluştuğunu, kuzeydeki vilayetlerin yerel yönetiminin kendisini “Kürdistan bölgesel hükümeti” olarak adlandırdığını, ancak bu vilayetlerin tamamının, genel federal sistemin parçası olduğunu söyledi. Sözcü, “Rice coğrafi bir bölgeye mi işaret etmek istedi?” sorusuna “Doğru, evet” diye cevap verdi ve “Sınır, Türkiye ile Irak arasında” dedi.
|
/ WASHINGTON
02.03.2007
|
|
|
Barzani’den tepki çekecek sözler |
Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin başkanı ve Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) lideri Mesud Barzani, ‘’Türkiye, İran ve Suriye’deki Kürtlerle ilgili projelerimiz yok.
Onlar, projelerini kendileri hazırlayacak’’ dedi. Barzani, Irak’ın kuzeyinde aylık yayınlanan ‘’Gulan’’ dergisine yaptığı açıklamada, “bağımsızlığın Kürtlerin en doğal hakkı olduğunu” iddia etti.“Kürtler tarafından şiddetin ve askeri yöntemlerin kullanılmasını desteklemediklerini” kaydeden Barzani, İran’da yaşayan Kürtlerle ilgili olarak, ‘’Kürtlerin doğal hakları vardır ve bu haklarından mahrum edildiler. Ben bu ülkeye karşı baskı unsurunun kullanılmasına karşıyım’’ dedi. Barzani, Türkiye ve Suriye’de yaşayan Kürtlerle ilgili olarak da şu görüşleri savundu: ‘’Onlar kendi kaderlerini kendileri belirleyecekler. Suriye’de Kürtler kültürel hak talebinde bulunuyorlar. Bir süre önce de kimlik ve vatandaşlık hakları talebinde bulunuyorlardı. Türkiye’de ise bu Kürt sorunu için hiçbir askeri çözüm yolu yoktur. Siyasî ve barışçıl bir çözümün yolu üretilmeli. Türkiye’nin iki ayrı söylemi var; barış ve askeri. Amerikalılar da askeri çözüm yolunu istemediklerini söyledi. Ancak maalesef Türk ordusu çoğu zaman ve şimdi de askerî çözüm yolunun başarılı olacağını düşünüyor. Fakat 20 yıldır bu yolu deniyorlar ve başarılı olamadılar. Askeri çözüm yolunun başarılı olmayacağının kanıtı da budur.’’
|
/ DİYARBAKIR
02.03.2007
|
|
|
Irak Vietnam olacak |
İngiliz The Guardian gazetesi, Amerikalı komutanların, ABD’yi Irak’ta, Vietnam gibi bir çöküşün beklediğini düşündüklerini yazdı.
Gazeteye göre, Irak’taki Amerikan askerlerinin Komutanı David Petraeus’a da danışmanlık yapan komutanlar, çöküşe, moral bozukluğu, yetersiz askeri güç ve siyasî istekteki azalmanın yol açtığını belirtti. Komutanlar, ABD’nin Irak’ta savaşı kazanmak için 6 ay süresi kaldığını, aksi takdirde Vietnam’daki gibi bir çöküş olacağını ifade etti. Siyasi ve kamuoyunun desteğinin ortadan kalkması durumunda Amerikan askerlerinin hızla geri çekilmesi gerektiğini anlatan komutanlar, zamana karşı bir yarıştan bahisle sonbahara kadar Washington’da çekilme stratejilerini içeren B planının daha çok konuşulur hale geleceğini söyledi.
|
/ LONDRA
02.03.2007
|
|
|
‘İran nükleer silâh geliştirebilir’ |
İran’ı ziyaret eden Rus senatör Mihail Margelov, bu ülkenin nükleer programının nükleer silah geliştirmeye elverişli olduğunu söyledi.
Parlamentonun üst kanadı Federasyon Konseyinin Dış İlişkiler Komitesi başkanı olan Margelov, İnterfaks ajansına yaptığı açıklamada, geçen hafta İran’a yaptıkları üç günlük gezi sırasında Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki’nin de aralarında bulunduğu bazı yetkililerle görüştüklerini belirtti. Görüştükleri yetkililere ülkenin askeri programının yapısı hakkında ‘’doğrudan’’ sorular yönelttiklerini ifade etti.
|
/ MOSKOVA
02.03.2007
|
|
|
‘Bosnalı Sırplar özür diledi’ |
Bosna Sırp hükümeti, Bosna’da 1992-1995 arasındaki savaşta işlenen savaş suçlarından dolayı Müslümanlar ve Hırvatlardan özür diledi.
Özür, Uluslararası Adalet Divanı’nın Sırbistan’ı Bosnalı Sırpların soykırımını engellememekten suçlu bulmasının 2 gün sonrasında geldi. Bosna Sırp Cumhuriyeti hükümeti tarafından yapılan açıklamada, “Hükümet, Bosna’daki savaş sırasında Sırp olmayanlara karşı işlenen savaş suçlarından dolayı en derin üzüntülerini bildirmektedir” denildi. Açıklamada, savaş suçundan arananların yakalanmaları için azami çaba sarfedileceği ifade edildi. Savaş suçundan arananların başında gelen eski Bosnalı Sırp lider Radovan Karadziç’in Karadağ veya Bosna’nın Sırplar tarafından kontrol edilen bölümünde saklandığı belirtiliyor.
|
/ BANJA LUKA
02.03.2007
|
|
|
|