Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

7 asırlık ahşap cami sırrını koruyor

Osmanlı ile yaşıt Eşrefoğlu Camii’ndeki ağaç bölümlerinin nasıl olup da çürümeden bugüne kadar geldiği hâlâ anlaşılamıyor. 7 asırlık cami, taş, tuğla, çini ve renkli boyama gibi birçok süsleme san’atının bir arada ve yoğun olarak kullanıldığı tek ahşap cami olması sebebiyle Türk mimarlık tarihinde özel bir yer işgal ediyor.

Konya’nın Beyşehir ilçesinde 1299’da ahşaptan yapılan Eşrefoğlu Camii’ndeki ağaç bölümlerinin nasıl olup da çürümeden bugüne kadar geldiği hâlâ anlaşılamıyor. 7 asırlık cami, taş, tuğla, çini ve renkli boyama gibi birçok süsleme sanatının bir arada ve yoğun olarak kullanıldığı tek ahşap cami olması sebebiyle Türk mimarlık tarihinde özel bir yer işgal ediyor.

Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından 1297-1299 yılları arasında yaptırılan Eşrefoğlu Camii, ahşap direkler üzerine oturtulan düz tavanlı camilerin en büyüğü olarak biliniyor.

Halen ibadete açık olan tarihi yapı, üstün ağaç ve çini işçiliği yönünden bir “Türk ağaç cami müzesi” sayılıyor.

Anadolu’nun olduğu kadar İslam cami mimarisinin de eşsiz bir örneğini oluşturan Eşrefoğlu Camii, zengin taş, tuğla ve çini süslemelerinin yanında, özellikle ahşap destek ve tavan sistemindeki işleme ve nakışlarıyla dikkati çekiyor.

ÇÜRÜMEMESİNDEKİ SIR BİLİNMİYOR

Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Erdemir, yapımında çoğunlukla Beyşehir yöresindeki sedir ağaçlarının kullanıldığı caminin, 708 yıldır çürümeden ve orijinalliğini koruyarak günümüze kadar geldiğini söyledi.

Caminin ahşap olmasına rağmen 7 asır çürümeden ayakta kalabilmesinin sırının bugün bile bilinmediğini anlatan Erdemir, Eşrefoğlu Camii’nin en ilgi çekici yönünün, değişik tekniklerle yapılan süslemeleri olduğunu ifade etti.

CAMİNİN ORTASINA “KAR KUYUSU”

NE İÇİN YAPILMIŞTI?

Caminin önemli özelliklerinden birinin de ortasında bulunan, 4-5 metre derinliğindeki “karlık” denilen kuyu olduğunu ifade eden Erdemir, şöyle devam etti:

“Orijinalinde üstü açık bırakılan karlığın yapılış sebebi tam olarak bilinmemektedir. Ancak karlığın, caminin çürümesini önlemek amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Karlığa dolan karın yavaş yavaş erimesiyle cami içinde meydana gelen nemin, caminin içindeki ağaçların ömrünü uzattığı sanılıyor. Çok kuru havalarda ağaç çatlar, ağaçların neme ihtiyacı vardır. Caminin yıllara meydan okuyan 48 ahşap direğinde, belki de bu sayede hiç kurtlanma olmamıştır. Karlığın üstü 1965 yılında yapılan restorasyonda camla kapatılmış ve böyle bir işlevi varsa da artık bunu yitirmiştir.”

Erdemir, “Zengin taş, tuğla, mermer, çini süslemesinin yanında, ahşap destek ile tavanındaki işleme ve nakışlar, camiyi eşsiz kılıyor. Eşrefoğlu, bu kadar çok süsleme tekniğinin bir arada kullanıldığı tek cami” dedi.

TUTKAL VE ÇİVİ KULLANILMADAN

YAPILAN MİNBER

Caminin mihrabının önünde, çinilerle süslü mihrap önü kubbesi bulunduğunu, bunun ahşap camilerde başka bir misâlinin olmadığını ifade eden Erdemir, “Caminin minberi de tamamen ceviz ağacından üstün bir işçilik ve zengin bir süslemeyle hazırlanmıştır. Minber, ‘kündekari’ adı verilen teknikle, oymalı, çatmalı ve tutkalsız olarak yapılmıştır. Sadece Türklerde kullanılan bu tekniğin en göz alıcı örneğini bu eserde görmek mümkün” diye konuştu.

Caminin 5 köşeli olmasının bir diğer farklı özellik olduğunu vurgulayan Erdemir, halkın caminin çeşitli nedenlerle kapalı olduğu zamanlarda namaz kılmaları için inşa edilen “son cemaat yeri”nin ise ulu camiler arasında ilk kez Eşrefoğlu Camii’nde yapıldığını bildirdi.

Erdemir, Eşrefoğlu Camii’nin, değişik mimarisi ve birçok süsleme sanatının bir arada ve yoğun olarak kullanıldığı tek ahşap cami olması sebebiyle yerli ve yabancı turistlerden büyük ilgi gördüğünü de sözlerine ekledi.

01.03.2007


 

Endülüs'te İstanbul kokusu

Endülüs devletine başkentlik yapan İspanya’nın Sevilla şehrinde düzenlenen “İstanbul Kültür Günleri” kapsamında sema gösterisi düzenlendi. Kültür günlerinin açılışı İstanbul Tasavvuf Müziği topluluğunun icra ettiği sema gösterisi ile başladı. İspanyollar, sema gösterisini ilgiyle takip ederken, ebru sanatçısı Eray Atay’ın ebru yapımını da hayranlıkla izledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Sevilla Tres Kültür Vakfı işbirliği ile Sevilla’da bulunan 2. Hasan Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Endülüs’te İstanbul Kültür Günleri”nin ilk gününde Yönetmen Derviş Zaim’in “Tabutta Rövaşata” filmi gösterildi. İzleyicilerden olumlu tepkiler alan filmin ardından İstanbul Tasavvuf Müziği Topluluğu’nun sema gösterisi icra edildi. İspanyolların yoğun ilgi gösterdiği faaliyetin bütün biletleri tükenirken, salonu dolduran izleyiciler topluluğu ilgi ile izleyerek bol bol alkışladı. Orhan Durgut’un Panaromik İstanbul Fotoğrafları Sergisi’nin de düzenlendiği salonda Ebru Sanatçısı Eray Atay’ın ebru gösterisini hayranlıkla izleyen İspanyollar, ebru yapımı ile ilgili bilgi aldı.

“Endülüs’te İstanbul Kültür Günleri” açılışını İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanı Ahmet Çınar, Kültür Müdürü Hüseyin Öztürk, Tres Kültür Vakfı Direktörü Enriqe Ojede ve aralarında İspanyol gazetecilerin de bulunduğu çok sayıda davetli izledi. Kültür Günleri kapsamında İspanya’ya gelen davetlilere ayrıca Tres Kültür Vakfı tarafından bir gezi düzenlendi.

Müslümanlar tarafından yapılan Granada’daki ‘El Hamra Sarayı’ ve müze olarak kullanılan ‘Kordoba Katedrali’ni gezen davetliler, İspanya’da ayakta kalmış bu nadir eserleri hayranlıkla seyretti. “Endülüs’te Kültür Günleri” kapsamında Türk filmleri kuşağında Yönetmen Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum”, Reha Erden’in “Korkuyorum Anneciğim” ve Yavuz Tuğrul’un “Gönül Yarası” filmleri İspanyol seyirciler ile buluşacak. Doç. Dr Hadi Adanalı’nın da bir konferans vereceği faaliyetlerde Adnan Özer’de bir şiir dinletisi sunacak.

01.03.2007


 

Antalya, Çanakkale şehitlerini anıyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından 1-25 Mart tarihleri arasında şehitleri anma programı düzenlendi. Program kapsamında bugün, “1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Galerisi” sergisi düzenlenecek.

Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde saat 15:00’de açılacak sergi öncesinde de Mehteran konseri verilecek. Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı İlyas Çopur, “1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Galerisi’ni Antalya’ya taşıdık. Tüm Antalyalıların bu sergiyi görmelerini istiyoruz. Sekiz gün boyunca Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde açık kalacak. Antalyalıların bu sergiye katılarak vatanımızın hangi şartlarda kurtarıldığına şahit olmalarını istiyoruz” dedi.

/ ANTALYA

01.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004