Millî Güvenlik Kurulunda (MGK) 30 yıl danışmanlık yapan Mustafa Ağaoğlu, askerin artık 28 Şubat yapamayacağını belirterek, “Çünkü 28 Şubat MGK vasıtasıyla olmuştu. Şimdi MGK’yı çalıştıramazsınız, etkisiz hale getirildi” dedi.
1975-2005 yılları arasında MGK’da danışmanlık yapan, 28 Şubat kararlarının uygulanması için oluşturulan Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulunda yer alan, “Kırmızı Kitap” da denilen Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nin mimarı Mustafa Ağaoğlu’nun Yeni Aktüel dergisinde geçen hafta ilk bölümü yayınlanan röportajının ikinci bölümü, derginin 22-28 Şubat 2007 tarihli sayısında yayınlandı.
Ağaoğlu, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün halk önünde konuşmadığını, ama MGK’da çok açık şekilde görüşlerini hükümete söylediğini ifade ederek, bu yaklaşımının yanlış olmadığını söyledi. Ağaoğlu, “Ama herkes ‘Türkiye’de bir siyasal İslâm tehlikesi var’ derken Silahlı Kuvvetler’den ses çıkmazsa, kim ne derse desin halk bir tehlike olduğuna inanmaz. MGK’da bir Psikolojik Harekât Daire Başkanlığı vardı, 2003’te onu kaldırdılar. Bunu kaldırmanın bir boşluk doğuracağını söyledim. Nitekim de doğdu ve o boşluğu Genelkurmay Başkanının kendisi doldurmak zorunda kalıyor” diye konuştu.
Askerin artık 28 Şubat yapamayacağını belirten Ağaoğlu, şunları kaydetti:
“Çünkü 28 Şubat MGK vasıtasıyla olmuştu. Şimdi MGK’yı çalıştıramazsınız, etkisiz hale getirildi. 2003 Ağustos’tan bu yana çok önemli konularda MGK’da hiç bir karar alınmadı. Geriye, 2007 seçimlerinde halkın sağduyusunun galip gelmesi ve iktidarı bunlardan alması kalıyor. Hükümet ellerinden giderse Çankaya’daki adamlarıyla da mücadele edilebilir. Ama ikisi de onlarda kalırsa...”
“28 Şubat demokratik değildi” denildiğini ifade eden Ağaoğlu, MGK’nın tedbirleri tesbit ettiğini hükümetin de uyguladığını savundu. Ağaoğlu, bırakın askerin zorlamasını, Erbakan’ın kendisinin "Getirin hemen imza edeyim” dediğini anlattı. Ağaoğlu, “28 Şubat aslında somut darbeyi önledi. 28 Şubat başarısız olsaydı, hem askerî darbe, hem irtica açısından bugün kimse demokrasiyi yerinde bulabilecek miydi acaba! Yine de her şey demokrasi içinde çözülmeli” dedi.
“ATATÜRK LOCALARI KAPATMADI,
ÇEKİLMELERİNİ İSTEDİ”
Mustafa Ağaoğlu, mason olduğunu gizlemeden MGK’da görev yapmasının rahatsızlık doğurmadığına dikkat çekerek, “1985’te MGK’da görevliyken, fikirlerini benimsediğim için masonluğa geçtim ve hiç sorun olmadı. Zaten, yarın biri çıkar ‘Sen masonluğunu niye gizledin’ der diye özellikle gizlemedim. Mason olmakla gurur duyuyorum. Niye gizleyeyim? MGK’da görevliyken beyanat vermediğim için kamuoyu bilmezdi, ama asker, sivil çevrem hep bilirdi” diye konuştu.
27 Mayıs ihtilâlinde Türk masonlarının başkanının, dönemin Başbakan Müsteşar Yardımcısı Ahmet Salih Korur olduğunu, Meclis’te bakan ve vekiller arasında da masonlar bulunduğunu belirten Ağaoğlu, “Hepsi Yassıada’ya gitti, araştırıldı, Adalet Divanı’nda yargılandı. Ama hiçbirine masonluk konusunda bir ithamda dahi bulunamadılar. İhtilâl mahkemesinde temize çıkmışlar, daha ne!” şeklinde konuştu.
Mustafa Ağaoğlu, 1935’te çıkan Dernekler Kanununun spor kulüpleri, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışında bütün derneklerin kapatılmasını öngördüğünü hatırlatarak, “O zamanki İçişleri Bakanı Şükrü Kaya bir masondu. Bu kanun daha çıkmadan, mason derneklerine, ‘Biz kapatmayalım, siz bırakın’ dendi. Yani Atatürk locaları kapatmadı, kendi iradeleriyle çekilmelerini istedi. Öteki dernekler kanunla kapandı. Localar 1948’lerde tekrar kuruldu” bilgisini verdi.
“Atatürk de Selanik'te bir locayla irtibatlıydı”
Devletin üst düzey kurumlarında mason olduğunu gizleyen çok isim olduğunu belirten Ağaoğlu, bakan olanların, siyasete atılanların önce locaya gelip masonluktan istifa ettiklerini anlattı. 1965’ten sonra mason locası üyeliğiyle siyaseti bir arada götüren olmadığını kaydeden Mustafa Ağaoğlu şunları söyledi:
“Ta Atatark’ün zamanından beri herkes bilirdi kimin mason olduğunu. Atatarük’ün Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya başta olmak üzere Atatark’ün çevresinde bir çok üst düzey mason vardı. Atatarük’ün de gençliğinde Selanik’te Rizorta adlı mason locasıyla irtibatı olduğu söyleniyorduysa da, kendisini bir locaya bağlamayacak kadar büyük ve herkesin tepesinde bir insandı.”
|