Diyarbakır Barosu ve Heinrich Böll Stiftunf Derneği ortaklaşa düzenlediği ‘Hakikat, Adalet ve Barış İçin Geçmişle Yüzleşme’ konferansında konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Türkiye’nin geçmişinin acılarla dolu olduğunu ileri sürerek, “Bunun için geçmişle yüzleşme, hesaplaşma talep ediyoruz” dedi.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar da “Türkiye’nin geçmişi karanlıktır” diyerek, geçmişle hesaplaşmanın demokratik devrim olduğunu ifade etti.
Diyarbakır Barosu’nun, Heinrich Böll Stiftunf Derneği ile ortaklaşa düzenlediği “Hakikat, Adalet ve Barış İçin Geçmişle Yüzleşme” konferansın açılışında konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Tanrıkulu, “Geçmişi acı dönemlerle dolu bir ülkeyiz” dedi.
Acıların birikmesiyle geçmişin toplumu daha fazla esir aldığını savunan Tanrıkulu, “Adaleti, hakikati, barışı bulmak için bu acılarla yüzleşmek ve bunların tekrarlanmasını yaşanmamasını istiyoruz. Bunun için geçmişle yüzleşme, hesaplaşma talep ediyoruz” diye konuştu.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde geçmişle hesaplaşma ve yüzleşmenin çatışmanın devam ettiği bölgelerde tartışılmaya başlandığını dile getiren Tanrıkulu, tartışma sonucunda elde edilen birikimle her ülkenin kendi çözüm modelini oluşturduğunu kaydetti.
Tanrıkulu, Türkiye’de adı konulmasa da hesaplaşma ve yüzleşme örneklerinin yaşandığını anlatarak, şu örnekleri verdi:
“İnsan Hakları Mahkemesi’nde mağdurların tanıklıkları, ifade veren komutanlar, polis şefleri, savcılar ve valiler ve sonra aleni hale gelen ağır mahkûmiyet kararları. Türkiye’nin dostane çözüm deklarasyonları, bu deklarasyonlardaki mağdurların acılarının paylaşıldığının ifade edilmesi.”
DUFNER: DÜNYANIN İHTİYACI
Heinrich böll Stiftung Derneği Türkiye Bürosu’ndan yöneticisi Ulrike Dufner de, hesaplaşma ve yüzleşmenin sadece Türkiye’nin değil, dünyanın birçok ülkesinin ihtiyacı olduğunu vurguladı. Demokratik ve hukuk düzenine dayalı bir dünya düzeni kurabilmek için, halklar ve etnik gruplar içinde ve bu gruplar arasında bir güven ilişkisi geliştirmek gerektiğini belirten Dufner, “Bu güven ilişkisi ancak tarihteki şiddet, insan hakları ihlalleri ve bunun gibi olaylar üzerine konuşulursa, ezilenlere onur ve hakları geri verilirse oluşturulabilir” diye konuştu.
BORAİNE: DERS ALMAK
Güney Afrika’da Apartayd sonrası kurulan Hakikat Komisyonu’nun kurucularından olan Nelson Mandela ile birlikte çalışmış Alexander Lionel Boraine ise, Apartayd sonrası deneyim üzerine konuştu. Hatalardan ders çıkarmanın önemli olduğunu ifade eden Boraine, bölünme korkusu yaşayan ülkelerin bir süre sonra bu durumdan kurtulma süreci yaşadıklarını ifade etti. Boraine, “Sizin ülkenizde de benim ülkem gibi çatışmalar var ve bir bölünme korkusu yaşıyor” diyerek, bir hesaplaşma ve yüzleşme komisyonun olmasının faydalı olacağını savundu.
SANCAR: BUGÜNÜ
DEMOKRATİKLEŞTİRMEK
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Kurucu üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar da, Türkiye’nin daha yeni bu terimlerle tanışma durumunun sözkonusu olduğunu belirterek, “Geçmiş bugünü belirleyen önemli bir faktördür. Geçmişin esaretinden kurtulup bugünü demokratikleştirmek gerekiyor” dedi.
Sancar, 12 Eylül dönemiyle yüzleşilmesi gerektiğine de işaret etti.
Sancar, amaçlarının demokratik özgür bir toplumu oluşturmak olduğunu bu sebeple geçmişe kinle bakılmaması gerektiğini vurguladı. Sancar, 36 ülkede hakikat komisyonunun olduğunu dile ifade ederek, “Geçmişle yüzleşmek o toplumu dönüştürür. Ben geçmişle yüzleşmeyi bir devrim olarak değerlendiriyorum. Geçmişle hesaplaşmak demokratik devrimdir” dedi.
|