Oğlunu Irak işgalinde kaybeden savaş karşıtı anne Cindy Sheehan, Bush’la görüşme imkânı olsa ona, “Geceleri uyuyabiliyor musunuz?” sorusunu sormak istediğini ifade etti.
Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu BAK’ın düzenlediği Savaşsız Bir Dünya İçin Uluslararası Buluşma 4, dün Taksim Square Hotel’de gerçekleştirildi. Önceki Barış Buluşması’na katılan ve 30 Ekim 2006’da öldürülen Iraklı bilim adamı İsam El Rawi’nin anısına düzenlenen sempozyumda Amerikan savaş karşıtı hareketin öncülerinden Cindy Sheehan, Lübnan Araştırma Merkezi temsilcisi Dr. Ali Fayyad, Filistin Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Wael Ali Natheef ve Irak Müslüman Alimler Heyeti Şûrâ Meclisi Üyesi Şeyh Amir El-İgadi birer konuşma yaptı.
Sempozyum öncesi yapılan basın toplantısında konuşan Cindy Sheehan, “Bush’la şimdi görüşme imkânım olsaydı, ‘İki masum ülkeyi kaldırıp, onları yok edip binlerce insanı öldürdükten ve bu kadar çok Amerikalının da hayatına kıydıktan sonra acaba rahat uyuyabiliyor musunuz?’ diye sorardım. İçinde bir yerlerde mutlaka yüreği olması lâzım bu adamın. Elimden gelse elimi uzatıp o yüreğe dokunmak isterim ki, bu yaptıklarına artık bir son versin” şeklinde konuştu.
Oğlunun yükseköğrenim imkânı bulabilmek için ordaya yazıldığını anlatan Sheehan, “Amerika’da yükseköğrenim son derece pahalı bir iştir. Ama Casey askere yazılmasaydı herhalde bir yolunu bulurduk onu okula göndermek için.
Keşke mezarında olmasa, yanımızda olsa ve herhangi bir iş yapsa. Bunu çok tercih ederdim” dedi. Sheehan, aileleri bu yönde bilinçlendirmeye çalıştığını fakat Amerika’da bunu yapmanın çok zor olduğunu söyledi. Bugün kızının da vefat eden oğlu için verilen tazminatla üniversiteye gidebildiğini belirten Sheehan, bunu ‘çok ironik bir durum’ diye anlattı.
Oğlunun ölmüş olduğunu bilerek hergün yeniden hayatı sürdürmenin çok güç olduğunu ifade eden Sheehan, “Ancak bütün aileler açısından da bunun kişiselleştirilmesi bence önemli. Bunu yapmamız lâzım. Çünkü onların başına aynı şeyin gelmesini istemiyoruz” dedi.
Amerika’daki insanların büyük çoğunluğunun barış hareketine hak verdiğini, Bush’a karşı olduğunu anlatan Sheehan, karşı olmayanların da hükümetin ve medyanın manipülasyonuna uğrayanlar olduğunu vurguladı.
Şu anda Amerikan barış hareketini kadınların yönettiğine dikkat çeken Sheehan, “Tabii ki erkekler de var hareketin içerisinde ve aktifler ama liderlerin kim olduğuna baktığınızda hep kadınları görüyorsunuz. Pek çok anne oğlunu bu savaşta kaybetti. Ayrıca 11 Eylül’de çocuklarını kaybeden anneler var aramızda. Eskiden asker olan kadınlar var. Bütün riskleri alan, tutuklanan, gözaltına alınan hep kadınlar. Biz bunu doğrudan kendimizi işin içinde hissettiğimiz için yapıyoruz. Ve bunu kendilerini işin içinde hissetmeyenlerin bir gün gelip aynı duruma gelebileceklerini anlatmak için yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmasında, 17 Mart’ta bütün dünyada yapılacak barış eylemlerine de dikkat çeken Sheehan, “İnsanlar o gün, barışın sağlanması için bir araya geldiklerinde, yine bir arada saf tutup İran’ın istilâsına karşı da hayır demeli. Eğer İran nükleer teknolojiyi geliştirmek istiyorsa bir devlet olarak bu onların hakkıdır. Binlerce nükleer bombası olan ABD hangi cesaretle başka bir ülkeye hangi teknolojiyi kullanacağını dayatabilir?” dedi. Sheehan eğer nükleer karşıtı bir hareket olacaksa, tüm dünyadaki nükleer silâhlara karşı olması gerektiğini vurguladı. “Dünyanın her tarafında insanların yüreklerini ve ellerini birleştirmelerinin zamanı geldi. Ve hükümetlerimize biz artık barış istiyoruz demelerinin zamanı geldi” diyen Sheehan, ABD’de ordularının hem Irak’tan hem de Afganistan’dan çekilmesi, üsleri kapatması gerektiğini, halkların da bunun için hükümetlerine baskı yapması gerektiğinin altını çizdi.
Sheehan, barış hareketini kastederek “Biz kazanacağız” sözüyle konuşmasını sonlandırdı.
|