KKTC’de gerçekleştirilen Uluslararası Çevre Konferansı sona erdi. 19 Şubat Pazartesi günü başlayan ve 5 gün süren konferansta 108 ülkeden gelen, 2052 katılımcı, 1413 bildiri sunarak çevre problemlerini tartıştı.
Yakın Doğu Üniversitesi’nin düzenlediği “Çevre: Yaşam ve Sürdürülebilirlik” Uluslararası Konferansı’nın kapanış konuşmasını yapan YDÜ Rektör Yardımcısı ve Konferans Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş çevrenin ulusal ve uluslar arası her düzeydeki faaliyetlerin odak noktası olması gerektiğini belirtti.
Yakın Doğu Üniversitesi’nin (YDÜ) düzenlediği “Çevre: Yaşam ve Sürdürülebilirlik” Uluslararası Konferansı dün yayımlanan sonuç bildirgesiyle sona erdi. Gökçekuş, konferansın kapanış töreninde yaptığı konuşmada “Çevre, ulusal ve uluslar arası her düzeydeki faaliyetin odak noktası olmalıdır” dedi.
Konuşmasında hayat ve sürdürülebilirlik tehditleri göz önüne alındığında, çevrenin uluslar arası gündemlerde en üst sırada yer alması gereken bir mesele olduğunu belirten Gökçekuş sözlerini şöyle sürdürdü: ”Günümüz koşullarında çevre meselesi, ticarî şirketlerin faaliyet planlarına ilâve edilebilecek herhangi bir konu veya uluslar arası yoksulluğu ortadan kaldıracak programların küçük bir parçası olarak görülmeye devam edilemeyecek bir meseledir. Doğal kaynaklar korunmadığı ve ekosistem hizmetleri sürdürülmediği takdirde, ekonomik gelişme, yoksulluğu ortadan kaldıramaz.”
Prof. Gökçekuş, üretim faaliyetlerinin, kaynak tüketimin ve atık üretiminin önemli etkilerini göz ardı edemeyeceğini belirtti.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE YÖNELEN TEHDİTLER
Küresel ısınma ve diğer iklim değişimlerinin, yeryüzündeki bütün tabiî ve insan kaynaklarını tehdit ettiğini belirten Gökçekuş, “Toplantıda, tropik ormanların ölümünden ekosistem işlevlerindeki değişimlere, deniz seviyesindeki değişikliklerden kutup ve alpin sistemlerindeki farklılaşmalara, su kaynaklarındaki etkilerden tarım ve aşırı hava hareketlerine kadar değişen çeşitli konular ele alınmıştır” diye konuştu.
Pestisidlerin tabiî ekosistemleri ve insan sağlığını tehdit ettiğini söyleyen Gökçekuş, insan sağlığının hastalıklar, hava kirliliği ve çevresel degradasyonun farklı biçimlerinden de etkilendiğini söyledi.
TEKNOLOJİK GELİŞMELER
Çevre bilimi ve teknolojinin hızla ilerlediğine dikkati çeken Gökçekuş, “Ancak bu ilerleme, hızla büyüyen çevresel tehlikeleri karşılayabilecek yeterlilikte değildir” diye konuştu. Gökçekuş, çevre konusundaki başlıca teknolojik gelişmelerin özellikle su yönetimi, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve yönetimi gibi alanlarda gerçekleştiğini söyledi.
SOSYAL DEĞİŞİM ARAÇLARI
Gökçekuş, sürdürülebilirliğin geliştirilmesi için toplumları harekete geçmeye yöneltecek faaliyetlerin çevre hukuku ve etik, çevresel bilgi sistemleri, medya, çevresel farkındalık, eğitim ve hayat boyu öğrenim, çevre farkındalığa katkı açısından edebiyat, siyasette yeşil faktörü, uluslar arası ilişkiler ve çevre organizasyonları olarak sıraladı.
HEDEFLERİN BELİRLENMESİ
Gökçekuş, toplumlar için konferans kapsamında belirlenen hedeflerin de ekonomi, büyüme ve sürdürülebilirlik konularının yeniden gözden geçirilmesi, ticarî çıkarların yeniden tanımlanması, kültürel mirasların aktarılması, denizler, ekolojik denge, sürdürülebilir çevre ve çevreye ilişkin konuların sosyal ve psikolojik boyutları olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gökçekuş, “Konferansda ele alınan sorunların boyutu göstermiştir ki, yaşamın ve sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için disiplinler arası çalışmalar ve uluslar arası işbirliği arttırılmalıdır” diye konuştu.
ÇEVRE VE KIBRIS
Kıbrıs’ta bulunan 51 türün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Gökçekuş, “Kıbrıs’ın tehlike altındaki 10 bölgesel noktadan biri olması ve bitki örtüsü zenginliği ve endemik bitki çeşitliliği açısından dünyada ikinci ada olması nedeni ile adadaki biyoçeşitliliğin korunması gerekir” diye konuştu. 19 Şubat Pazartesi günü başlayan ve 5 gün süren konferansta 108 ülkeden gelen, 2052 katılımcı, 1413 bildiri sunarak çevre sorunlarını tartıştı.
|