1947’de Hindistan tarafından işgal edildiğinden beri 60 binden fazla kişinin öldüğü, işkence, tecavüz ve saldırıların devam ettiği Keşmir dünyanın ilgisini bekliyor.
Keşmir ve Pakistan halkı, 5 Şubat’ı Dayanışma Günü olarak anıyor. 1947 yılında Hindistan kuvvetleri, Hari Singh’in imzaladığı iltihak senediyle, Keşmir’e girmiş ve halkın isteklerini hiçe sayıp işgal etmişti. Hindistan Genel Valisi Lord Mountbatten, bu iltihak senedini onaylamış ve bunun geçici olduğunu, halk oylamasına gidileceğini söylemişti. Bu halk oylaması sözü, 60 binden fazla masum Keşmirlinin hayatına mal oldu. O günden beri, bütün devlet imkanları kullanılarak Keşmir halkına yapılan zulüm ve gaddarlık, ruhlarını ve içlerindeki özgürlük ateşini söndürmeye yetmedi. Hindistan BM gözcülüğünde yapılması öngörülen “özgür ve eşit” halk oylaması da dahil olmak üzere yıllardır Keşmir için alınan bütün Birleşmiş Milletler kararlarına karşı çıkıyor. Keşmir’de hergün yeni cinayetler, işkenceler, tecavüzler ve sayısız insanlık dışı olaylar eklenirken, Hindistan bu zulümlerine devam ediyor ve bundan hiç rahatsızlık duymuyor. Keşmir halkının özgürlük ve hür irade mücadelesi gün geçtikçe kuvvetlenirken, Hindistan hükümeti, yaptığı insanlık dışı zulümleri “yerel halkın terörist saldırıları” olarak gördüğünü açıklıyor. Keşmir halkı, özgürlük mücadelesini yapılan bu zulümlere karşı devam ettirirken, dünyanın daha fazla masum Keşmirlinin kanının akmaması için acilen çözüm bulması gerekiyor. Dünya Keşmir’de yaşanan insan hakları ihlallerine sessiz kalmamalı.
|