Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Genelkurmay tarihçileri eksik bilgi veriyor

Zaman’ın 24 Aralık’ta manşetten yayınladığı Genelkurmay ve Emniyet’in arşiv belgelerinde, eylemcilerin esrarkeş olduğu belirtilmişti.

Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Resmi Yayınları arasında çıkan “Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar (1924-1938)” isimli eserde, Kubilay’ı katledenlerin esrarkeş kahvesinde yaptığı toplantıların devlet tarafından bilindiği; ama müdahale edilmediği kaydediliyor. 1972 basımlı kitapta, konu şöyle anlatılıyor: “İlk kez ortaya atılan bu şerirler bir süre Manisa’da bir esrarkeş kahvesinde sık sık toplanarak burayı bir tekke haline getirmişlerdi. Özellikle son günlerde sakal bıyık bırakarak büsbütün dikkati çeker bir hal aldıkları halde ve bu hal ilçe zabıtasınca da bilindiği halde Manisa’dan birden bire ortadan kayboldukları zaman ailelerinin hükümete malumat vermiş olmalarına rağmen hükümet, hiçbir teşebbüste bulunmadığı gibi civar ilçelerin de dikkatini çekmemiştir. Ayrıca bu hareketin Manisa’da veya dışarıda bir örgüte bağlı olduğu üzerinde bir soruşturma yapılmamıştır.”

Genelkurmay’a ait söz konusu kitabın onsekizinci bölümü Menemen olayıyla ilgili ayrıntılara yer veriyor. 362. sayfadaki ‘Cereyan eden bu kanlı olay karşısında manzara şudur’ cümlesi şöyle devam ediyor: “10 adım kadar uzakta duran bölüğün başındaki çavuşlar kansız ve cebin [korkak] bir ruh hali içinde en ufak bir hareket göstermiyorlar ve alçakça kaçıyorlar. Olayın başında şerirlere söz geçiremeyerek yanındaki dört jandarma ile hükümet binasına giren jandarma komutanı da bu kanlı olaya seyirci kalıyor. Yalnız olayı görenlerden bir bekçi derhal evine gidip tabancasını alıyor ve olay yerine gelerek şakilerin üzerine ateş etmeye başlıyor ve ağzından vurularak şehit ediliyor. Aynı anda hükümetin iç kapısında silahsız beklemekte olan diğer bir bekçi de şehit edilmiştir.’’

Esrarkeş kahvesine gidip gelenlerin son zamanlarda sakal bıyık bırakması herkesin dikkatini çeker. Burada toplananlar bir anda ortadan kaybolunca aileler hükümete haber verir. Ancak hiç bir yetkili ilgilenmez. Menemen’e geliş güzergahının da anlatıldığı yayında şu cümleler dikkat çekiyor: “Manisa’dan ayrıldıktan sonra Paşaköy, Yağcılar, Bozalan, Çukurköy civarında 15 gün kadar dolaşarak ahaliye birtakım telkinlerde bulundukları halde bu durumdan kimsenin haberi olmamıştı.”

Dönemin Menemen ilçe kaymakamı için, “Hükümet konağı asker tarafından işgal edildikten sonra hükümete gelmiş, bu safhaya kadar adeta seyirci kalmıştı.” denilirken, genel değerlendirme olarak da, ‘Olayın bastırılmasında sevk ve idare hatası vardır.’ ifadesi kullanılıyor. İlk müdahaleyi yapıp hükümet binasına giren jandarma komutanının olayın boyutunu bilmesine rağmen yardım isterken ayrıntılı bilgi vermemesi şöyle anlatılıyor: “Olaya şahit olduğu halde aradan hayli zaman geçtikten sonra telefonla alaydan kuvvet isteyen jandarma komutanı, bu kuvvetin ne gibi bir durum karşısında ve ne maksatla istenildiğini bildirmediği için alaydan ilk gönderilen bölük cephanesiz yola çıkmış ve bu durum kuvvetlerin parça parça kullanılmasına ve daha bidayetten itibaren alayın hakim olamamasına sebep olmuştu.” Zaman Gazetesi, geçtiğimiz aralık ayında Menemen olayının yıldönümünde Emniyet ve Genelkurmay belgelerine dayanarak, olayları esrarkeş bir grubun başlattığı ve yerinde müdahale edilmediğini yazmıştı. İçişleri Bakanlığı’na 25 Aralık 1930’da “Vali Kazım” imzasıyla gönderilen 7 maddelik raporun 4. maddesinde şunlar yazılıydı: “Bunların hepsinde esrar ve esrarlı sigara olup, Derviş Mehmet bunları Manisa’da alıştırmış ve bununla da tasarrufunu artırıyormuş.”

Genelkurmay tarafından Menemen’e gönderilen dönemin 1. Kolordu Komutanı Vekili Muğlalı Mustafa Paşa (Mustafa Muğlalı) 26 Aralık 1930 tarihli raporda Derviş Mehmet’in şüpheli hareketlerinin yetkili mercilerce bilindiğine işaret ediyor. “Büyük Erkan-ı Harbiye Riyaseti’nin 26/12/1930 tarihli ve 6747 No’lu tezkeresinin suretidir” başlıklı 9 maddelik raporun 6. maddesinde kaymakam ve jandarma komutanı şu ağır ifadelerle tanımlanıyordu: “Menemen kaymakamı beyin, hükümet konağı cihet-i askeriye tarafından işgal edildikten sonra ancak hükümete gelmesi ve bu zamana kadar adeta seyirci vaziyetinde kalması ve bir silah arkadaşı koyun gibi karşısında boğazlanırken Menemen jandarma kumandanının dört neferi ile hükümet konağı içerisine girerek kadın gibi saklanması...”

Dün gazetelere yansıyan Genelkurmay’ın internet sitesindeki belgelerde ise eylemcilerin Nakşibendi tarikatıyla bağlantılı olduğu ve eylemin de sıradan bir cinayet değil, bilinçli bir hareket olarak belirli bir hazırlık safhasından sonra gerçekleştirildiği duyuruldu.

Canlı şahidin ağzından Menemen olayı

Gazeteci Can Dündar, “Menemen’in son tanıkları anlatıyor” dizisinde olayın canlı şahitleriyle görüşmüştü. Menemenli Sami Özyılmaz, geçen yıl yayınlanan dizide şunları anlatmıştı: “Millet etraflarını çevirmiş. Ben köşeden onlara bakıyorum. Epey durdular. Hükümet tarafından ya da büyüklerden kaymakam, hoca falan gelse, sivillere ‘Yakalayın bu adamları’ dese, yakalarlardı. Ondan sonra telefon ettiler alaya... Bir manga asker geldi karşı sokaktan... Asker süngüyü taktı. Siviller açıldı. Orada Kubilay askere süngüyü taktıktan sonra ‘hücum’ dese, hepsi süngünün ucunda kalacaktı. Bir silah patladı. Bir tek el ateş edildi. Kubilay ayağından vuruldu. Asker geri kaçtı. Millet kaçıştı. Kubilay önce Hükümet’e giriyor, kapılar kapalı. Oradan geri, camiye dönüyor, cami avlusundaki taşın dibinde düşüyor. Bunlar da gidip başını kesiyorlar. Sonra askere telefon ediyorlar Hükümet’ten... Asker geliyor. Kahveden onlara makineli tüfeklerle ateş ediyor. Hepsi esrarkeşmiş zaten. Asker hepsini vurdu, yalnız bir tanesi kaçtı, onu gördüm. Sonra bütün cesetleri topladılar oraya... Halk toplandı, jandarmalar, subaylar geldi, ölülerin torbalarından esrar çıktı, parça parça. Ben de esrarı ilk orada gördüm.”

Zaman, 18.1.2007

Mustafa AYDIN

19.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Sempatik EMASYA

  Genelkurmay tarihçileri eksik bilgi veriyor

  ‘Yaradılışçılar’ kudurmaz

  Arşiv belgelerinde “selâm”dan başka ne var ki?


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004