İnsan Hakları Örgütü (HRW) yayınladığı yıllık raporda, Türkiye’deki ifade ve din özgürlüğü alanında gerilemenin olduğu uyarısında bulundu. Raporda, Türkiye’de ifade özgürlüğünün halen bir sorun olarak devam ettiği, başörtüsü yasağının da devlet kurumlarının ötesinde çok daha yaygın şekilde uygulandığına dikkat çekildi.
HRW, yıllık insan hakları raporu “World Report 2007”yi yayınladı. Raporun Türkiye bölümünde, AKP hükümetinin, geçtiğimiz yıllarda insan hakları alanında gösterilen ilerlemeyi pekiştirecek reformları gerçekleştirmediği, ordu da dahil olmak üzere değişime karşı çıkan devlet içinde bulunan kadroların, reformlara direnmeye devam ettiği vurgulandı.
YASAK ALANI GENİŞLEDİ
Hükümetin ifade özgürlüğünü sınırlayan kanunları kaldırmadığının açıklandığı raporda, “2006 yılı içinde ifade özgürlüğü alanında 50’den fazla kişi, din, etnik köken ve ordunun rolü gibi tartışmalı konuları sorgulayan ifade ya da konuşmaları sebebiyle yargılandı. Türk Ceza Yasasının 301. maddesine göre bir çok yazar ve gazeteci hakkında dâvâ açıldı” denildi.
Raporun “Din Özgürlüğü” başlığı altında yer alan değerlendirmede ise başörtüsü yasağının giderek yaygın halde uygulamaya sokulduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: “Dinî sebeplerle başörtüsü takan kadınların yüksek öğrenim, kamu hizmeti ya da siyasî hayata erişimi hâlâ yasak. Ancak, 2006 yılında yasak devlet kurumlarının ötesinde çok daha yaygın şekilde uygulandı. Danıştay 2005 sonunda, öğretmen Aytaç Kılınç’ın, okul dışında da olsa başörtüsü taktığı için terfi edemeyeceğine hükmetti. Görevliler, okul törenleri ya da yüzme havuzuna giden çocuklarına eşlik eden annelerin başörtülerine de yasak getirdiler; avukatlar ve gazeteciler, başörtülerini çıkarmayı reddettikleri için mahkeme salonlarından ve üniversitelerdeki toplantılardan çıkarıldılar.” Raporda çeşitli başlıklar altında yer alan değerlendirmeler şöyle:
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI
İnsan Hakları Savunucuları sürekli olarak gözetim altın alınıyor, çoğu zaman halka açık toplantılar yapmalarına engel olunuyor ve sık sık konuşma ve toplanmayla ilgili suçlar sebebiyle haklarında soruşturma açılıyor. MazlumDer Başkanı Ayhan Bilgen, 1998 yılında İHD başkanı Akın Birdal’a yapılan ve Birdal’ın neredeyse ölümüyle sonuçlanan saldırıdan önce yapılan tehditlere benzer şekilde, Türk İntikam Tugayı (TİT) tarafından ölümle tehdit edildiği gerekçesiyle polis koruması istedi.
YERİNDEN EDİLENLER
Türk hükümeti, ordu tarafından köylerini terk etmeye zorlanan, yerinden edilmiş tahmini 378 bin 335 köylünün geri dönüşünü sağlamakta yeterli gayret göstermedi. Hükümet, çatışmalar sırasında ordu tarafından tahrip edilen köylerin çoğunda, temel alt yapıyı rehabilitasyon çalışmalarını gerçekleştirmedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) adaylığı, ülkede insan haklarına saygıyı geliştirmek için en etkili uluslar arası faktör olmaya devam ediyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2006’da işkence, adil olmayan yargılama, ifade özgürlüğü ve yasadışı infaz ve başka ihlallerden dolayı Türkiye aleyhine yaklaşık 200 karar verdi.
KÜRTÇE YAYIN
Radyo Televizyon Üst Kurulu, günde bir saatle sınırlı da olsa, nihayet özel Kürtçe radyo ve televizyon yayınına izin veren önemli adımı attı. Azınlık dilleri ile ilgili diğer dillerin kamusal alanda kullanımı ile ilgili sınırlamalar devam ediyor. Meselâ bir mahkeme Nisan ayında, dernek içi işlerini Kürtçe yaparak Dernekler Kanununu ihlal ettiği gerekçesiyle Kürt Demokratik Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (Kürt-Der) kapattı.
|