|
|
|
HRW: Özgürlüklerde gerileme var |
İnsan Hakları Örgütü (HRW) yayınladığı yıllık raporda, Türkiye’deki ifade ve din özgürlüğü alanında gerilemenin olduğu uyarısında bulundu. Raporda, Türkiye’de ifade özgürlüğünün halen bir sorun olarak devam ettiği, başörtüsü yasağının da devlet kurumlarının ötesinde çok daha yaygın şekilde uygulandığına dikkat çekildi.
HRW, yıllık insan hakları raporu “World Report 2007”yi yayınladı. Raporun Türkiye bölümünde, AKP hükümetinin, geçtiğimiz yıllarda insan hakları alanında gösterilen ilerlemeyi pekiştirecek reformları gerçekleştirmediği, ordu da dahil olmak üzere değişime karşı çıkan devlet içinde bulunan kadroların, reformlara direnmeye devam ettiği vurgulandı.
YASAK ALANI GENİŞLEDİ
Hükümetin ifade özgürlüğünü sınırlayan kanunları kaldırmadığının açıklandığı raporda, “2006 yılı içinde ifade özgürlüğü alanında 50’den fazla kişi, din, etnik köken ve ordunun rolü gibi tartışmalı konuları sorgulayan ifade ya da konuşmaları sebebiyle yargılandı. Türk Ceza Yasasının 301. maddesine göre bir çok yazar ve gazeteci hakkında dâvâ açıldı” denildi.
Raporun “Din Özgürlüğü” başlığı altında yer alan değerlendirmede ise başörtüsü yasağının giderek yaygın halde uygulamaya sokulduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: “Dinî sebeplerle başörtüsü takan kadınların yüksek öğrenim, kamu hizmeti ya da siyasî hayata erişimi hâlâ yasak. Ancak, 2006 yılında yasak devlet kurumlarının ötesinde çok daha yaygın şekilde uygulandı. Danıştay 2005 sonunda, öğretmen Aytaç Kılınç’ın, okul dışında da olsa başörtüsü taktığı için terfi edemeyeceğine hükmetti. Görevliler, okul törenleri ya da yüzme havuzuna giden çocuklarına eşlik eden annelerin başörtülerine de yasak getirdiler; avukatlar ve gazeteciler, başörtülerini çıkarmayı reddettikleri için mahkeme salonlarından ve üniversitelerdeki toplantılardan çıkarıldılar.” Raporda çeşitli başlıklar altında yer alan değerlendirmeler şöyle:
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI
İnsan Hakları Savunucuları sürekli olarak gözetim altın alınıyor, çoğu zaman halka açık toplantılar yapmalarına engel olunuyor ve sık sık konuşma ve toplanmayla ilgili suçlar sebebiyle haklarında soruşturma açılıyor. MazlumDer Başkanı Ayhan Bilgen, 1998 yılında İHD başkanı Akın Birdal’a yapılan ve Birdal’ın neredeyse ölümüyle sonuçlanan saldırıdan önce yapılan tehditlere benzer şekilde, Türk İntikam Tugayı (TİT) tarafından ölümle tehdit edildiği gerekçesiyle polis koruması istedi.
YERİNDEN EDİLENLER
Türk hükümeti, ordu tarafından köylerini terk etmeye zorlanan, yerinden edilmiş tahmini 378 bin 335 köylünün geri dönüşünü sağlamakta yeterli gayret göstermedi. Hükümet, çatışmalar sırasında ordu tarafından tahrip edilen köylerin çoğunda, temel alt yapıyı rehabilitasyon çalışmalarını gerçekleştirmedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) adaylığı, ülkede insan haklarına saygıyı geliştirmek için en etkili uluslar arası faktör olmaya devam ediyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2006’da işkence, adil olmayan yargılama, ifade özgürlüğü ve yasadışı infaz ve başka ihlallerden dolayı Türkiye aleyhine yaklaşık 200 karar verdi.
KÜRTÇE YAYIN
Radyo Televizyon Üst Kurulu, günde bir saatle sınırlı da olsa, nihayet özel Kürtçe radyo ve televizyon yayınına izin veren önemli adımı attı. Azınlık dilleri ile ilgili diğer dillerin kamusal alanda kullanımı ile ilgili sınırlamalar devam ediyor. Meselâ bir mahkeme Nisan ayında, dernek içi işlerini Kürtçe yaparak Dernekler Kanununu ihlal ettiği gerekçesiyle Kürt Demokratik Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (Kürt-Der) kapattı.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
13.01.2007
|
|
|
Gül: PKK konusunda bilgi paylaşıyoruz |
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Irak’ın kuzeyinde bulunan PKK/Kongra-Gel terör örgütü mensuplarına ilişkin bilgileri içeren liste ve belgelerin ABD’li yetkililere çeşitli vesilelerle iletildiğini ve bu kişilerin yakalanarak Türkiye’ye iade edilmelerinin istendiğini bildirdi.
Gül, AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in soru önergesine verdiği yazılı cevapta, İnterpolün Kırmızı Bülten ile aradığı ve aralarında terörist Murat Karayılan’ın da bulunduğu PKK/KONGRA-GEL terör örgütü mensuplarına ilişkin bilgileri içeren liste ve belgelerin, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği tarafından Irak Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığına 2005 yılında gönderildiğini hatırlattı. Bu kişilerin Irak’ta yakalanarak Türkiye’ye iadelerinin istendiğini belirten Gül, son olarak da Özel Temsilci Emekli Orgeneral Edip Başer’in, Irak Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Şirvan El Vaili ile Ankara’daki görüşmesinde, iletilen liste ve belgelerden söz ederek Türkiye’nin taleplerini yinelediğini ifade etti. Terör örgütünün Irak’taki varlığının ve faaliyetlerinin sona erdirilmesi çerçevesinde ABD makamlarıyla yürütülen işbirliğinin ise “özel temsilciler” süreciyle pekiştirildiğini belirten Gül, şu bilgileri verdi: “Aralarında Murat Karayılan’ın da bulunduğu PKK/KONGRA-GEL terör örgütü mensuplarına ilişkin bilgileri içeren liste ve belgeler, bu süreç çerçevesinde ABD’li muhataplarımıza çeşitli vesilelerle iletilmiş olup, söz konusu teröristlerin yakalanarak ülkemize iade edilmeleri ve terör örgütünün tüm unsurlarıyla Kuzey Irak’tan tasfiye edilmesi yönünde somut adımlar atılmasını beklediğimiz, açık ve kararlı bir şekilde vurgulanmıştır.”
|
/ ANKARA
13.01.2007
|
|
|
Türkiye, AB için ek değer |
İspanya hükümetinin AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Sekreteri Alberto Navarro, “Türkiye, Avrupa için ek bir değerdir” dedi.
Akdeniz Avrupa Enstitüsü (IEMED) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi tarafından İspanya’nın Barcelona şehrinde düzenlenen “Türkiye-Avrupa Karşılıklı Algılama ve Tanıma: Entegrasyon Çatışması” başlıklı konferansta konuşan Navarro, Türkiye’nin AB üyesi olmasının bir gereklilik olduğunu vurgulayarak, “AB gerçekten küresel bir aktör olmak istiyorsa samîmî olalım. Türkiye’ye ihtiyacımız var” dedi.
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin çok yeni sanıldığını ifade eden Navarro, bu ilişkilerin aslında İspanya’nın AB ile ilişkilerinden çok daha eskiye dayandığına dikkati çekti. Navarro, “Türkiye’nin Avrupa Konseyi ve NATO’nun kurucu üyesi olmasına rağmen, İspanya, 1970’li yılların sonuna doğru diktatör Franco’nun ölümünün (1975) ardından demokrasiye geçtikten sonra ancak bu kurumlara üye olmuştur” diye konuştu.
FRANSA BUNU HEP YAPIYOR
İspanya’nın 1977 yılında Portekiz ve Yunanistan ile birlikte AB üyeliği için başvurduğunu, ancak Yunanistan’ın 1981’de alınmasına rağmen İspanya ve Portekiz’in 1986’da üye olduğunu kaydeden Navarro şunları söyledi:
“O zaman tarım konusunu öne sürerek İspanya’nın üyeliğini 5 yıl geciktiren Fransa’nın şu anda ikinci pazarı İspanya’dır. İspanya konusundaki pişmanlık Türkiye konusunda da duyulacaktır. Aralık ayında AB’nin Türkiye ile müzakerelerinin 8 başlıkta askıya alması kararına biz karşı çıktık. Daha az başlığa indirilmesini istiyorduk. Ama askıya alınan başlıklarda teknik görüşmeler devam edecektir. Şimdi önemli olan diğer başlıkların açılıp AB standartlarına getirilmesidir.”
AB Anayasasını onaylayan 18 AB ülkesinin 27 Ocakta Madrid’de toplanarak AB üyesi diğer ülkelere mesajlar vereceğini kaydeden Navarro, “Avrupa’nın anayasal krizde olmasının fırsatını Türk toplumu kullanmalıdır” dedi. Navarro, Madrid’de yapılacak toplantıda şu mesajların verileceğini söyledi:
“AB seyirci olmak yerine küresel bir aktör olmak istiyorsa siyasi birliğini sağlamalıdır. Daha demokratik ve etkin Avrupa’ya ihtiyaç vardır. Avrupa vatandaşlığı kavramı, Avrupa’nın olmazsa olmaz kavramlarından biridir ve kesinlikle sabitleşmelidir.”
Navarro, Türkiye’nin de bu mesajlara katıldığına inandığını ifade etti.
|
/ BARCELONA
13.01.2007
|
|
|
Ağar: ABD'nin derdi petrol |
rak ‘’ABD’nin yeni Irak stratejisinin tamamıyla Bağdat’ın korunmasına ve gelecekteki petrol meselesi üzerine endeksli olduğu görülmektedir’’ dedi.
Ağar, Mersin’de partisinin il teşkilatınca düzenlenen faaliyetleri katılmak üzere geldiği Adana’da yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Bush’un, Irak’a takviye asker gönderilmesini öngören yeni stratejisini değerlendirdi. Konunun Türkiye’ye açısından önemli olduğunu belirten Ağar, yeni stratejinin geçmişten farkı olmadığının görüldüğünü söyledi. ‘’Stratejinin tamamıyla Bağdat’ın korunmasına ve gelecekteki petrol meselesi üzerine endeksli olduğunun görüldüğünü’’ belirten Ağar, şunları kaydetti:
‘’Bizim başlangıçtan beri söylediğimiz gibi Türkiye’nin denklem dışı bırakılması meselesi devam etmektedir. Türkiye’nin, meselelerini kendi çözme iradesi yerine başka iradelere güvenmesinin ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin bizzat kendi varlığının Irak ve Orta Doğu’da olan gücünün bu hükümet döneminde zayıflatıldığının da bir göstergesi olarak görülmektedir. Geleceğin bugünü aratmasından endişe ederiz.’’Türkiye’de merkez sağın tek ve gerçek adresi olarak yola devam ettiklerini kaydeden Ağar, şöyle devam etti:
‘’Biz siyaset yapmak isteyen herkesi makul karşılıyoruz. Kimsenin onuruyla, gururuyla meselemiz yoktur. Ancak, siyaseti malul hale, sakat hale getiren alışkanlıklarla yapmadık ve yapmıyoruz. Siyaset, milletin gösterdiği yolda şekillendiği vakit buradan çok olumlu neticeler çıkar.’’
|
/ ADANA
13.01.2007
|
|
|
Doğu'da kutup soğukları sürüyor |
Doğu Anadolu Bölgesi’nde aşırı soğuklar hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bölgede en soğuk gece, sıfırın altında 30 dereceyle Erzurum’da yaşandı.
Meteoroloji yetkililerinden alınan bilgiye göre, önceki gece ölçülen en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 30, Iğdır’da 16, Kars’ta 25, Ardahan’da da 23 derece oldu. Kar kalınlıklarının ise Ardahan’da 16, Kars’ta 10, Erzurum’da 13 santimetre olduğu bildirildi.
|
/ ERZURUM
13.01.2007
|
|
|
Meteoroloji'den fırtına uyarısı |
Ege’de ve Orta Karadeniz’de fırtına bekleniyor.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün meteorolojik uyarısına göre, Ege’de etkili olan rüzgârın kuvvetlenerek kuzey ve kuzeydoğudan 5 ila 7 kuvvetinde (50 ila 70 km/s) fırtınaya yakın rüzgâr, gece saatlerinde ise 6 ila 8 kuvvetinde (60 ila 80 km/s) fırtına şeklinde esmesi tahmin ediliyor. Karadeniz’de orta kuvvette esmekte olan rüzgarın ise bu gece kuvvetlenerek batı ve güneybatıdan 6 ila 8 kuvvetinde (60 ila 80 km/s) fırtına şeklinde esmesi bekleniyor. Fırtınanın yarın gece Ege’de etkisini kaybedeceği tahmin ediliyor.Fırtına nedeniyle denizcilerin ve ilgililerin tedbirli ve dikkatli olmaları gerektiği belirtildi.
|
/ ANKARA
13.01.2007
|
|
|
Kürtçe internet sayfasına inceleme |
İçişleri Bakanlığı müfettişleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin internetteki sayfasında yapılan Kürtçe yayın dolayısıyla Başkan Osman Baydemir’in yazılı ifadesini aldı.
Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, Büyükşehir Belediyesi’nin www.diyarbakir.bel.tr adresinde bir süre önce Türkçe’nin yanı sıra İngilizce ve Kürtçe yayın yapılmaya başlandığı hatırlatıldı. İçişleri Bakanlığının, sitedeki Kürtçe yayınla ilgili inceleme yapmak üzere 2 mülkiye baş müfettişini görevlendirdiği belirtilen açıklamada, müfettişlerin Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e yazılı sorular yönelttiği bildirildi.
|
/ DİYARBAKIR
13.01.2007
|
|
|
Terörü kim bitirecek? |
Başkent Araştırma tarafından ‘Türk Halkının Teröre ve PKK’ya Bakışı’ konulu bir araştırma yapıldı. Araştırma, 28 ilde 3 bin 217 kişi ile yüzyüze görüşülerek gerçekleştirildi.
Araştırmaya göre, Türkiye’nin en önemli problemi, yüzde 25.8’le işsizlik olurken, yüzde 22 ile terör ikinci sırada ve yüzde 15.3’ye ekonomik sıkıntı üçüncü sırada yeraldı. Bunları eğitim ve sağlık problemleri izledi. Ankete katılanların yüzde 55.7’si terör dendiğinde aklına gelenin terör örgütü PKK olduğunu belirtirken, yüzde 20.4’ü terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan, yüzde 9.1’i ABD cevabını verdi. Bunları İsrail ve katliâmlar izledi. PKK’nın Kürt vatandaşların hakkını savunduğuna inananların oranı yüzde 3.1 olurken, inanmayanların oranı yüzde 89.5 oldu. PKK’ya destek veren ülkeler arasında ABD yüzde 43.1’le birinci olurken, yüzde 21.6’yla Irak ikinci, yüzde 14.4’le İsrail üçüncü oldu. Ankete katılanların yüzde 44.7’si hükümetin PKK sorununu çözmede askeri operasyon seçeneğini kullanmadan önce diplomatik çalışmalar yapmasını olumlu karşılarken, yüzde 35.1’i olumsuz bulduğunu belirtti.
Ankete katılanların yüzde 90.5’i terör örgütü üyeleri için uygulanan cezaları yeterli bulmazken, yüzde 7.2’si yeterli buldu. Örgüt liderleri ve üyeleri için yüzde 78.6 çoğunluk idam kararı uygulanmasını isterken, yüzde 14.1 ‘uygulanmasın’ dedi.
Terör sorununu bitirecek siyasi liderler sıralamasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 29.5’la birinci olurken, Mehmet Ağar yüzde 20.3’le ikinci, Muhsin Yazıcıoğlu yüzde 9.7’yle üçüncü, Deniz Baykal yüzde 7.2’yle dördüncü oldu.
|
/ İSTANBUL
13.01.2007
|
|
|
İçmeli: Halkımız baskılara prim vermiyor |
DYP İstanbul İl Başkanı Faik İçmeli, halkın baskılara prim vermediğini belirterek, “Bunun örneklerini demokrasi tarihimizde defalarca gördük” dedi.
DYP İstanbul İl Başkanı İçmeli, gazetemize nezaket ziyaretinde bulundu. Gazetemizin haber toplantısana katılarak yazar ve yöneticilerimizle görüşen İçmeli, daha sonra Yeni Asya İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular ile bir araya geldi. Türkiye’deki siyasi ve sosyal gelişmelerin konuşulduğu görüşmede Kutlular, Türkiye’nin demokratikleşmesi için güçlü ve kararlı bir duruş sergileyen DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın ve genel olarak DYP’nin muhalefet tutumunu beğendiğini ifade etti.
Faik İçmeli de, Ağar’ın muhalefet tarzının tüm halk kesimleri tarafından takdirle karşılandığını söyledi. DYP’nin demokrasinin güçlenip bütün kurum ve kurallarıyla Türkiye’de yerleşmesi için sorumlu bir muhalefet anlayışını ortaya koyduğunu kaydeden İçmeli, şunları söyledi:
“Halkımız baskılara prim vermiyor. Bunun örneklerini demokrasi tarihimizde defalarca gördük. 1960 darbesinden sonra halkımız bütün baskılara rağmen Adalet Partisi’ni destekledi. 12 Mart müdahalesinden sonra Ecevit’in hem müdahalecilere hem de İnönü’ye karşı söylemleri ona önemli halk desteği getirdi. 12 Eylül darbesi sonası ise darbecilerin isteğinin aksine millet Özal’ı destekledi. En son 28 Şubat sonrası da mağdur duruma düşürülen siyasi haraket millet tarafından iktidara taşındı. Milletimiz baskılara tepkisini seçimlerde veriyor.”
İçmeli, DYP’nin en zor seçiminin son yapılan yerel seçimler olduğunu belirterek, “Bu seçimlerde de mevcut oyumuzu korumayı başardığmız gibi İstanbul’da az da olsa bir artış sağladık. Partimizi iktidara taşımak için tüm teşkilatlarımızla var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu.
|
Mustafa GÖKMEN
/ İSTANBUL
13.01.2007
|
|
|
DSÖ’den kuş gribi uyarısı |
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bu kış bütün dünyada yine kuş gribi salgını görüleceği uyarısında bulundu.
DSÖ Pasifik bölgesi sözcüsü Asya’da son zamanlarda ortaya çıkan kuş gribi vak'alarının, dünya çapında salgının habercisi olduğunu söyledi.
Sözcü, “Bu yeni vak'aların ortaya çıkışının sebebi belli: Kuzey yarı küresinde en soğuk aylara giriyoruz. Grip virüsü soğuğu seviyor. Bu dönemde yayılmaya daha meyilli” dedi. Sözcü, geçen yılki gibi virüsün aniden çok faal hale geçerek salgının Avrupa’ya kadar yayılacağını tahmin ettiklerini belirtti. DSÖ yetkilisi, geçen yıl hazırlıksız yakalanan hükümetlerin bu yıl daha hazırlıklı olduklarını da söyledi. Kuş gribi, son zamanlarda Asya’da yine kendinden söz ettiriyor. Endonezya, dün ve önceki gün iki kişinin gripten öldüğünü bildirdi. Japonya, güneyde ortaya çıkan vakayı araştırıyor. Vietnam’ın güneyinde de kuş gribi ortaya çıktı. Çin’de de bir kişiye daha gribin bulaştığı açıklandı. DSÖ verilerine göre, kuş gribi 2003 sonunda ortaya çıkalı beri toplam 158 kişinin ölümüne yol açtı.
|
/ MANİLA
13.01.2007
|
|
|
Ercan: Köşk seçimi rejim sorunu haline gelmesin |
DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, çağdaş dünyanın her türlü değerlendirmeyi akıl ve fayda ekseninde yaparken Türkiye ideoloji ve inatlaşma ekseninde yapıldığını söyledi. Ercan, “Cumhurbaşkanlığı seçimini rejim sorunu haline getirecek çabaları doğru bulmuyorum” dedi.
Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen “Cumhurbaşkanı Seçimi Öncesi Cumhurbaşkanlığı” sempozyumunda cumhurbaşkanlığı seçim süreci tartışıldı.
Sempozyumun “Başkanlık Sistemi ve Cumhurbaşkanı Politik Görüşleri” konulu birinci oturumunda konuşan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, otuz yıldır başkanlık sistemini savunduğunu parlamenter rejimi hiç sevmediğini söyledi. Parlamenter rejimde sürekli koalisyon hükümetlerinin olması sebebiyle çoğunluğun azınlığa mahkum olduğunu ifade eden Kuzu, “Başkanlık sisteminde sorumlu ve yetkili bellidir. Dar bölge seçimi olduğu için milletvekilleri parti merkezine karşı daha rahattır. Dünyada sadece ABD’de uygulanmaktadır. Güney Amerika ülkelerindeki uygulamayı başkanlık sistemi olarak kabul edemeyiz. Parlamenter rejimde yasama da yürütme de hükümettir. Milletvekillerinin yaptığı şey ellerini kaldırıp indirmekten ibarettir” dedi.
ANAYASAL ÇOĞUNLUK YETERLİ DEĞİL
Başkanlık sistemine karşı çıkan CHP Adana Milletvekili M. Ziya Yergök ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olamayacağını ileri sürdü. Türkiye sorunlarını parlamenter rejim içinde çözmeli diyen Yergök, “Başkanlık sistemine ihtiyaç yoktur. AKP’nin amacı cumhurbaşkanlığını kapıp kaçmaktır. Erdoğan Anayasada yer alan cumhurbaşkanlığı seçilmek için aranan şekli yeterliliği karşılıyor ancak tek başına bu yetmez. Erdoğan’ın adaylığı Anayasanın ruhuna uygun değildir” dedi.
DEVLET DEMOKRATİK DEĞİL
BÜROKRATİK
CHP’nin muhalefet anlayışı ile AKP’ye yardımcı olduğunu vurgulayan ANAP Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, “CHP bu kafayla AKP’yi daha çok iktidarda tutar” dedi. CHP’nin söylemini değiştirmesi tavsiyesinde bulunan Sarıbaş, “Tayip Erdoğan’ın geçmişteki söylemlerini dile getirmenin hiçbir faydası yok. Erdoğan değiştim diyor ve halk da ona inanıyor. Sistemi değiştirmek gerekir. Bu devlet demokratik değil bürokratiktir. Milleti gerçekten temsil eden, lider sultasını ortadan kaldıran bir sisteme ihtiyaç var. Şimdiki sistemde sivil olsun asker olsun kimse hesap vermiyor” şeklinde konuştu.
SORUN SİYASî PARTİLERİN YAPISINDA
Türkiye’deki temel sorunun siyasi partilerin yapıları ve işleyişi noktasında düğümlendiğini ifade eden DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan ise, partilerin çoğunun halkın ekonomik, siyasî, kültürel taleplerini devlet katına taşımak yerine devletin buyruklarını, resmi ideolojisini halka dayatmakta aracı rol üstlendiklerini vurguladı. Türkiye’de kurumların anayasal sınırları içinde kalması gerektiğini, geçen süreçte kurumların sınırlarını aşarak başkalarına ait görevler yaptığını ve müdahalelerde bulunduğunu söyleyen Ercan, bu nedenle istikrarsızlık yaşandığını hatırlattı. Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının ideoloji ekseninde yapıldığını açıklayan Ercan, “Şu anda cumhurbaşkanlığı seçiminin sosyal sürecini yaşıyoruz. Bu süreçte farklı fikirler, temenni ve dilekler serdedilecek. Çağdaş dünya her türlü değerlendirmeyi akıl ve fayda ekseninde yaparken Türkiye ideoloji ve inatlaşma ekseninde yapıyor. İnşallah bu süreçte geçmişte düşülen hatalara düşmeyiz. Cumhurbaşkanlığı seçimini rejim sorunu haline getirecek çabaları doğru bulmuyorum. Fikri ve fiziki ağırlıklarımızdan kurtulmalıyız. Anlamsız yasaklardan ve sınırlamaların kaldırmalıyız.”
|
İbrahim DOĞRU
/ ANKARA
13.01.2007
|
|
|
İstanbul’da ulaşım zirvesi yapıldı |
İstanbul’un ulaşım sorununun ele alındığı toplantıların ikincisi, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılımıyla yapıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde gerçekleştirilen ve yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Bakan Aksu, alt komisyonun hazırladığı raporu detaylı olarak dinlediklerini söyledi. Bakan Aksu, yapılması gereken bazı küçük değişiklikler bulunduğunu, kısa, orta ve uzun vadede yapılması gereken işler ve alınması gereken önlemler olduğunu belirterek, ‘’Bunlardan bir kısmı yasal düzenlemeler gerektiriyor. Bir kısmı idari tedbirlerle yapılacak. Bunları daha sonra açıklayacağız. Çalışmanın sonuna geldik, son bir gözden geçirmenin ardından sonuçları kamuoyuna duyuracağız’’ dedi. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Kurmay Albay Ünal Karaosmanoğlu’nun da katıldığı toplantıda, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Seyman’ın komisyon raporuyla ilgili bir sunum yaptığı öğrenildi.
|
/ İSTANBUL
13.01.2007
|
|
|
Erdoğan’dan Tuncay Özkan’a dâvâ |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KanalTürk televizyon kanalında yayınlanan “Politika Durağı” adlı programda, “kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” iddiasıyla, programı hazırlayan Tuncay Özkan aleyhine 10 bin YTL’lik manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Özkan’ın, 7 Ocak 2007 tarihinde yayınlanan programda, “Başbakan Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı kastıyla tahkir ve tezyif edici beyanlarda, fevkalâde ağır, katlanılması ve tahammülü gayrı kabil hakaret, iftira ve suç isnadında bulunduğu” iddia edildi. Özkan’ın programda yaptığı konuşmanın da aktarıldığı dilekçede, söz konusu ifadelerin, “hukuk düzeninin himaye etmeyeceği derecede ağır ve haksız bir saldırı” niteliği taşıdığı ifade edilerek, Tuncay Özkan ve KanalTürk televizyonundan 10 bin YTL manevî tazminat talebinde bulunuldu. Başbakan Erdoğan’ın avukatları, Tuncay Özkan’ın programda Erdoğan’a yönelik “hakaret” ve “iftira” niteliği taşıyan ifadelere yer verdiğini kaydederk, ayrıca Özkan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.
|
/ ANKARA
13.01.2007
|
|
|
Oto galerileri mühürlendi |
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, “233 galeri verdiği sözde durdu, kalanlar için işlem yapıyoruz” dedi. Fatih Belediyesi, ilçede geçici ruhsatla çalışan 132 oto galerisini mühürledi.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, galerilerin tahliye işleminin İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği’nin genelgesi ve UKOME yönergesine dayandığını söyledi.
Fatih Belediyesi, 2006 yılı sonunda işyerlerini boşaltma taahhüdü veren 132 galeriyi, işyerlerini boşaltmadıkları için mühürledi. Galerilerin tarihi yarımada dışına gönderilmesi için yapılan mühürleme işlemi, zabıta ekipleri tarafından polis desteğiyle gerçekleştirildi. Fatih Belediyesi’nin uygulamasıyla Vatan, Millet, Halıcılar, Molla Gürani ve Akdeniz caddeleri üzerinde faaliyet gösteren oto galerileri mühürlenerek faaliyetlerine son verildi.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
13.01.2007
|
|
|
Problemleri birlikte aşalım |
Bursa’nın İznik İlçe Millî Eğitim Müdürü Mustafa Öztürkçü okul müdürleri ve okul aile birliği başkanlarınında katılımıyla gerçekleşen toplantıda “Eğitimdeki problemleri birlikte aşalım” dedi.
Kılıçaslan İlköğretim Okulu salonunda yapılan toplantıda konuşan Mustafa Öztürkçü 1. yarıyılın değerlendirmesinin yanı sıra okul müdürleri ve okul aile birliklerinin başkanlarına yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Toplantının maksatlarından biride okul aile arasında bütünleşmeyi veli ile okul arasında işbirliğini sağlamaktır. Okul yönetiminde müdürün velinin ve okul aile birlikleri çok önemli unsurlardır. İlçede mevcut problemleri hep birlikte dayanışma içinde aşmalıyız.” “İnsan iki boyutu bulunduğuna dikkat çeken Öztürkçü, “İnsanın maddî ve manevî yönü vardır. Öğrencilerimizi çok sağlam kriterler içinde yetiştirmeliyiz. Okul yönetiminde; okul müdürlerine, velilere ve okul-aile birliği başkanlarına çok işler düşmektedir” diye konuştu.
|
Yeni Asya
/ İZNİK
13.01.2007
|
|
|
|