|
|
|
Doğu, beyaza teslim |
Etkili olan kar yağışı nedeniyle Muş-Kulp ve Varto-Karlıova yolları ulaşıma kapandı. Alınan bilgiye göre, önceki gün başlayan ve aralıklı olarak etkisini sürdüren kar yağışı bölgede ulaşımın aksamasına neden oldu.
Yetkililer, yoğun kar yağışının etkisiyle Muş-Kulp yolunun Kızılağaç mevkisi ve Varto-Karlıova yolunun ise Onpınar bölgesinde ulaşımın sağlanamadığını bildirdiler. Söz konusu kara yollarının ulaşıma açılması için çalışmaların devam ettiği kaydedildi. Öte yandan, kar yağışı sebebiyle il genelinde 170 köy yolunun ulaşıma kapalı bulunduğu bildirildi. Kayseri’de de kar yağışının şiddetini artırması üzerine İl Özel İdare Müdürlüğü ekipleri köy yollarının kapanmaması için çalışmalara başladı. Kar kalınlığı 35 cm. olan Erciyes kayak merkezinde kayak sezonunun açılacağını bildirildi.
KAR İÇİNDE ZORLU HAYAT
Bitlis’in Ahlat İlçesinde bazı insanlar kar yağışı ve tipiye aldırmadan ekmek parası için çalışıyor. Lapa lapa yağan kar altında çalışanlardan biri olan 58 yaşındaki Mahmut Duranay adlı hamal, 11 nüfuslu ailesine bakabilmek için çabaladığını söyledi. Hayatının büyük bir bölümünü çobanlık yaparak geçiren, yaşı ilerlediği için artık bu işi yapamayan Mahmut Duranay, satın aldığı bir eşekle eşya taşıyor. Cılız ve küçük eşeğine bağladığı derme çatma iki tekerlekli aracı ile Ahlat merkezinde dolaşan Duranay, çetin kış şartlarına rağmen hiçbir müşteriyi kaçırmak istemiyor. Evleri, ilçenin yüksek kesimlerinde bulunan vatandaşların çarşı merkezinde aldıkları irili ufaklı eşyalarını aracına koyan Mahmut Duranay, kendisine yardım eden oğlu ile birlikte kar yağışı ve fırtınaya aldırmadan yükü yerine ulaştırmaya çalışıyor.
ŞEMDİNLİ’DE KAR YAĞIŞI ALTINDA DÜĞÜN
Hakkari’nin Şemdinli İlçesinde, olumsuz hava şartlarına rağmen düğünler devam ediyor. Şemdinli’de kar yağışı altında yapılan Fatma Can ve Rızgar Yılmaz isimli çiftin düğününde ilginç görüntülere rastlandı. Düğüne katılan vatandaşlardan bazıları şemsiye altında halay çekerken, çocuklar ise yakılan ateşin etrafında ısınmaya çalıştılar. Kar yağışından dolayı düğünlerinde halay çekemeyen damat ile gelin yine de mutlu olduklarını söylediler. Kar yağışı sebebiyle düğün konvoyu zaman zaman ilerlemekte zorlandı.
|
/ MUŞ
08.01.2007
|
|
|
Okul ve ailede manevî eğitim çok az |
Son günlerde medyadaki haberlerle gündeme gelen “okullardaki uyuşturucu problemi”ni değerlendirmek üzere eğitim uzmanları, psikologlar, öğretmenler ve şube müdürleriyle bir araya gelen Pİ Eğitim ve Öğretim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Erdoğan, problemin ortaya çıkmasındaki en büyük etkenin kapitalizmin gelişmesi ile manevî değerlerin yitirilmesi ve gerek okullarda, gerekse ailede manevi eğitimin yok denecek kadar az olması olduğunu vurguladı.
Okullarda uyuşturucu kullanma olaylarının artması üzerine Ankara’da bir araya gelen eğitim uzmanları, sorunun kaynağını manevî değerlerin yitirilmesinde buldu.
Okullarda uyuşturucu kullanılma olaylarının artması üzerine tüm eğitim uzmanlarını ve öğretmenlerini bir araya getiren Pİ Eğitim ve Öğretim Kurumları yönetimi, “uyuşturucu ve öğrenciler” konusunu masaya yatırdı. Pİ Eğitim ve Öğretim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Erdoğan, okullardaki uyuşturucu kullanımlarının artması üzerine tüm eğitim uzmanlarını, psikologlarını, öğretmenlerini ve şube müdürlerini bir araya getirerek, okullardaki uyuşturucu kullanımındaki sebepleri masaya yatırdı.
OKULDA VE AİLEDE MANEVÎ EĞİTİM AZ
Uzun süren toplantı sonucunda yayımlanan bildiride Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Erdoğan, en büyük etkenin kapitalizmin gelişmesi ile manevî değerlerin yitirildiğini, gerek okullarda gerekse aile içinde manevî eğitiminin yok denecek kadar az olmasının bu felaketlere kapı araladığını vurguladı. Eğitimci Aziz Erdoğan, şunları dile getirdi:
“Kapitalizmin gelişmesi ile toplumumuzda ‘biz’ olgusunun kaybolması sonucu ‘ben’ olgularının yerleşmesi ve gençlerimizin kendilerini ifade edememelerinin de büyük etkisi ile, bu tür tehlikeli ve nahoş olaylarla kendilerini ifade yolunu seçtikleri muhakkaktır. Ruhunda olgu haline dönüşen bu duygular aynı zamanda gençlerimizin içindeki manevi değerleri de yok etmektedir.
KAPİTALİZM GELİŞTİKÇE
MANEVÎ DEĞERLER KAYBOLUYOR
Kapitalizmin gelişmesi ile toplumumuzda manevî değerlerimiz yitikliğe mahkûm olmuştur. İnanç eğitimi gerek okullarda ve gerekse aile içinde yok denecek kadar az olduğundan, gençlerimizin ruhen çekinceleri ortadan kalkmaktadır. Bu tür olguya sahip gençlerin ise idealleri olmaz. Aile, çocuk üzerinde otoriter olma duygusundan artık vazgeçmeli ve beşeri ilişkileri güçlendirip, boşlukta olan çocuğuna manevî duygularını kesinlikle işlemelidir.
AİLELERE BÜYÜK GÖREV
Aileler 2 - 6 yaş arasında karakter oluşumuna dikkat edip, çocuklarının manevî duygularını mutlaka güçlendirmelidirler. Uyuşturucunun hangi okulda kullanılması önemli değil, çünkü bütün okullar bizim, bütün öğrenciler bizim çocuklarımızdır. Bu yüzden kimseler yanlış adreslerde, uydurma sebepler aramasın. Gerçek sebep ortadadır; maneviyat boşluğudur. Yetkililer bu gerçeği görüp, önlemi de bu yönde acil önlemler almalıdır.”
|
/ ANKARA
08.01.2007
|
|
|
DP, DYP’de devam ediyor |
DYP İstanbul İl Başkanlığı, Demokrat Parti’nin (DP) kurulduğu 7 Ocak 1945 tarihinin Türkiye’de çok partili demokrasinin kurulup vazgeçilmez bir yönetim biçimi olarak yerleştirilmesinin milâdı olduğunu bildirdi.
DYP İstanbul İl Başkanlığı tarafından DP’nin kuruluşunun 62. yıldönümü sebebiyle yapılan yazılı açıkllamada, DP’nin, tek parti döneminin baskı rejimine karşı durarak milletle birlikte başlatılan bir özgürlük hareketi olduğu belirtildi. Açıklamada, “‘Yeter Söz Milletin’ sloganını bayrak yaparak halkın iktidara yürüyüşüdür. Milletin yeniden, yönetenlerin efendisi olmasıdır. Milletin geleceğini kendi özgür iradesiyle belirlemesi hareketidir. Bu inançta sınıflar yoktur, elitler yoktur. Devlet denen yüce kurum tüm bireylere eşit mesafededir” denildi. Bu büyük inançla demokrasi mücadelesine baş koyan rahmetli Celal Bayar, rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşları 14 Mayıs 1950 büyük bir zaferi gerçekleştirerek milletin iktidarını kurdukları belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizde çok partili demokrasinin kurulup vazgeçilmez bir yönetim biçimi olarak yerleştirilmesinin milâdı DP’nin kurulduğu 7 Ocak 1945 tarihidir. Dün DP, AP bugün DYP olarak aynı çizgide ‘tek güç millettir’ diyerek yolculuğumuza devam edeceğiz. Biz Doğru Yolcular olarak siyasî atalarımızın bize bıraktıkları demokrat misyonumuza sonuna kadar sahip çıkacağız.”
|
/ İSTANBUL
08.01.2007
|
|
|
Türkmenler: Bıçak kemiğe dayandı |
Türkmeneli Sağlık Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Dr. Aydın Beyatlı, Kerkük’e 400 bin Peşmerge getirildiğini, bunlardan 100 binin üzerinde silâhlı peşmergenin Türkmenlere katliâm uygulamak için beklediğini söyledi.
Beyatlı, ‘’Irak’ta işlevini yerine getiren bir hükümetin bulunmaması durumunda Türkmenlerin ve bazı diğer azınlıkların büyük risk altına gireceğini’’ söyleyen ABD siyasetinin önemli isimlerinden Cumhuriyetçi Senatör John McCain’in katıldığı Irak konulu panelde konuşmasıyla ilgili olarak, Türkmenler ve Kerkük konusunda değerlendirmelerde bulundu. Senatör John Mccain’in dediklerini 3 yıldır çeşitli platformlarda söylediklerini ancak kimseye dinletemediklerini vurgulayan Beyatlı, bunu bazı kesimlerin yıllardır gözardı ettiğini, ancak ABD’nin şimdi bu durumu görmezden gelemeyecek bir noktaya geldiğini anlattı. Irak’ta yaklaşık 3 milyon Türkmenin yok sayılmaya çalışıldığını dile getiren Beyatlı, şunları kaydetti:
‘’Biz Türkmenler olarak demokrasiden yana olduk. Ancak bu noktada sabrımızı zorluyorlar. Özellikle Kerkük’te Türkmenleri zor tutuyoruz. Yüz binlerce Peşmergeyi getirip Kerkük’e yerleştirdiler. Niye? Bölgeyi Kürt bölgesi olarak göstermek için. Türkmen bölgesi olan Kerkük’ü dışardan gelen Kürtlerle değiştirmeye çalıştılar. Şimdi de Kerkük için referandum konusu çıktı. Kerkük’ün Irak’ın kuzeyindeki oluşuma bağlanıp bağlanmaması bu referanduma göre belli olacak.’’
Kerkük’ün geleceğini tayin edecek referandum yüzünden Türkmenler’e yönelik bir katliam çıkabileceğine dikkati çeken Beyatlı, ‘’Kerkük’teki bu katliâm, sadece Türkmenlere yönelik değil kuzeyden gelen Kürtler tarafından Türkmenlerin yanında olan Araplar ve Kerkük Kürtlerine karşı da yapılacak’’ dedi.
SİLÂHLI PEŞMERGELER
KATLİÂM İÇİN BEKLİYOR
Kuzeyden gelen 400 bin peşmergenin hızlı şekilde silâhlandığını vurgulayan Beyatlı, ‘’Şu anda Kerkük’e getirilen 400 bin peşmergeden 100 binin üzerindeki silahlıları Türkmenlere katliam uygulamak için bekliyor. Diğerlerinin silâhlanması sürüyor. Irak’ta kısa zamanda güçlü hükümetin kurulması zor görünüyor. Ekime kadar güçlü hükümet gelemeyeceğini ABD de Irak da çok iyi biliyor. Güçlü hükümet gelmeden yapılacak referandum bölgeyi karıştıracak’’ diye konuştu. Referandumun sadece Kerkük değil tüm Irak genelinde yapılması gerektiğini bildiren Beyatlı, şöyle devam etti:
‘’Ya da eski sayıma göre referandum yapılsın. Yarım milyon Kürtü Kerkük’e getirdikten sonra referandum gerçekçi olmaz. Şu anda Kerkük’te yönetim Kürtlerin elinde. Belediye Türkmen mahallelerine hiç hizmet götürmüyor. Yeni getirilen Kürtlerin mahallelerine ise sürekli hizmet gidiyor. Türkmenler kışkırtılıyor. Sabrımızın sonuna geliyoruz ve bıçak kemiğe dayandı. Bu referandum olacaksa Türkmenler de Irak’ta konuşulan dilde konuşmaya başlayacak. ‘Bizler Kürtlere benzemeyiz’ diyerek bugüne kadar gençlerimizi tuttuk.’’
“BÖLGEDE TÜRKMEN-KÜRT SAVAŞI
ÇIKARTMAK İSTİYORLAR’’
Beyatlı, Irak ile ilgili rapor hazırlanırken bütün etnik gruplarla konuşulduğunu ancak Türkmenlerin yok sayıldığını belirterek, ‘’Biz bu haksızlığa rağmen sabrettik. Artık patlama noktasına geldik. Bizim kimseyle düşmanlığımız yoktu. Sunnî ile Şiî arasında da düşmanlık yoktu ama bunu başardılar. Bölgede etnik temizlik ve katliâm yapılacak. Irak’taki iç savaşın yanında Türkmen ve Kürt savaşını da çıkartmaya çalışıyorlar’’ dedi.
Beyatlı, Kerkük konusunda Türkiye’nin seyirci kalmaması gerektiğini vurgulayarak, ‘’Kerkük’ün kaderi Türkiye’nin de kaderini belirler’’ diye konuştu.
|
/ KONYA
08.01.2007
|
|
|
73 milyonun ayrısı ve gayrısı olmamalı |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, günümüzde insanların sürekli olarak birbirlerini eleştirdiklerini ve iyi niyetli davranmadıklarını ifade ederek, ‘’Aynı gemide yaşayan, aynı kan, can ve çamurdan olan 73 milyonun ayrı ve gayrısı olmamalı" dedi.
Şener, Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) tarafından Atatürk Spor
Salonu’nda düzenlenen ‘’Hz. Ali Gadiri Hum Bayramı ve Kardeşlik’’ adlı konferansta yaptığı konuşmada, Alevi kültürünü yeteri kadar bilmediğini, ancak Hacı Bektaşı Veli’nin kitaplarından etkilendiğini söyledi. Şener, şöyle devam etti:
‘’Bizden birisi olan Hz. Ali’nin coşkusu, heyecanı, sevgi, kardeşlik ve güven veren davranışları, günümüzde tüm dünyaya mesaj olmalı. Gönüllere kök salmış, adil, içimizden birisi olan Hz. Ali’nin yiğitliği, asaleti, yoksulluğu ve yardımseverliğiyle daima halkın içinde olması en büyük özelliklerindendi. Namaz kılarken, kendini zehirli kılıçla ağır yaralayan ve öldürmeye çalışan kişiye bile işkence yapılmaması, adil davranılmasını isteyecek kadar hoşgörülü ve adaletli bir insandı. İdealleri vardı. Hz. Muhammed dışında kimseye eğilmedi. Kimsenin boyunduruğu altına girmedi. İşte bu özelliklere sahip ve içimizden birisi olan, güçlü, iri ve diri olan Hz. Ali’nin etkisinde kalmamak mümkün değildir. O’nun hep mesajı barış ve huzur olmuştur. Buradan herkese ilân ediyorum: Benim dinim ve
mezhebim, Hz. Ali’nin dini ve mezhebidir. Açıkçası hepimiz Aleviyiz.’’
Günümüzde insanların sürekli olarak birbirlerini eleştirdiklerini ve iyi niyetli davranmadıklarını ifade eden Şener, ‘’Aynı gemide yaşayan, aynı kan, can ve çamurdan olan 73 milyonun ayrı ve gayrısı olmamalı. Hepimiz, ülkemizin gelişmesi için Hz. Ali’nin çizdiği yoldan, verdiği mesajlardan yararlanmalıyız’’ diye konuştu.
|
/ HATAY
08.01.2007
|
|
|
Kara Kuvvetlerine 10 adet yük helikopteri alınacak |
Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacını karşılamak için 10 adet yük helikopteri alınacak. Bu amaçla görevlendirilen Savunma Sanayii Müsteşarlığı Yük helikopteri temin projesi ihalesi ile ilgili çalışma programını belirledi.
Edinilen bilgiye göre, Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yürütülen yük helikopteri tedariğinde proje faaliyetlerine katılmak isteyen firmalara yönelik idari, mali ve teknik bilgi alınması ile Bilgi İstek Dökümanı (BİD) yayını çağrısı da yapıldı. Programa göre, SSM’nin Bilgi İstek dökümanına cevaplamaya istekli firmalar, başvurularını en geç 15 Ocak 2007 tarihine kadar Savunma Sanayi Müsteşarlığına başvurarak, bilgi istek dokümanı talep edebilecek. Savunma Sanayi Müsteşarlığı daha sonra bu program için uygun gördüğü firmaları yayımlanarak ileri bir tarihte de tekliflerini alacak. Kara Kuvvetleri Komutanlığının ilgili birimleri tarafından kullanılacak 10 adet yük helikopteri tedarik projesine yönelik ihalenin bu yıl içinde sonuçlandırılması planlanıyor.
|
/ ANKARA
08.01.2007
|
|
|
Göl dondu, ördekler öldü |
Bolu’nun Gölcük Gölü’nün donmasının ardından, göl kıyısında yüzen pekin ördeklerinden beşi, buzların altında kalarak öldü. Gölün sağ kalan tek ördeği ise koruma altına alındı.
Bolu’da etkili olan soğuk hava ve kar yağışının ardından Gölcük Gölü buz tuttu. Göl kenarında yüzen altı Pekin ördeğinden beşi, ince buz tabakasının kırılmasıyla göle düştü. Buzların altından çıkamayan beş ördek ölürken, hayatta kalan bir ördek Gölcük Göl Gazinosunda koruma altına alındı. Gazino işletmecisi Esat Güren, koruma altına aldıkları ördeğin daha önce de yalnız kaldığını söyledi. Gölde daha önce 3 Pekin ördeği bulunduğunu, ancak bunlardan ikisinin piknikçilerce çalındığını ifade eden Güren, bunun üzerine “Garip’’ adını verdikleri ördeğe eşlik etmesi için beş ördek daha aldıklarını anlattı.
|
/ BOLU
08.01.2007
|
|
|
Küresel ısınma fakiri yakacak |
Kocaeli ve ardından Ankara’da susuzluğun baş göstermesi, geçen Aralık ayının nispeten sıcak geçmesi, meteoroloji uzmanlarının tahminlerinin yanlış çıkması medyanın “iklim değişikliği ve küresel ısınma” konusunu gündeme getirmesine sebep oldu.
Halbuki iklim değişikliği, çağın en önemli sorunlarından birisi olarak, özellikle 1990’lı yıllardan itibaren hemen hemen bütün çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma girişimlerinin odağında yer alıyor.
Geçen yüzyılda dünyanın sıcaklığı 0.6 derece arttı. Deniz seviyelerinde yükselmeler olurken, buzulların bir kısmı eridi, hâlâ da erimeye devam ediyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde yağış miktarları değişti, kimi bölgelerde fırtına ve sel olayları arttı.
1860 yılından beri görülen en sıcak 20 yılın 19’u, 1980’den sonra yaşandı. 1998, aletsel kayıtlara, ağaç halkası ve buz örneklerine göre son bin yılın en sıcak yılı; 2002 ise ikinci en sıcak yıl oldu. Son 50 yıl, buzul kayıtlarına göre son 6 bin yılda gözlenen en sıcak yarım yüzyıl. Okyanus sıcaklık kayıtlarına göre 1950’li yılların ortalarından 1990’ların ortalarına kadar önemli bir ısınma yaşandı.
Ancak “iklim değişikliği, küresel ısınma tam anlamıyla biliniyor mu?” ya da “sokaktaki insanın ne kadar gündeminde?” Bianet, bu soruların cevaplarını Karaköy iskelesinde insanlara sordu.
Verilen cevapların çoğu kış mevsiminde olmamıza rağmen hava sıcaklığının düşmemesiyle ilgili kafa karışıklığına dayanıyor ve bu durum da küresel ısınmaya bağlanıyor. Hemen hemen herkesin küresel ısınmadan haberi var ancak, küresel ısınmaya sebep olan etkenler bilinmiyor.
Ayrıca bundan böyle küresel ısınmanın muhtemel etkilerini gözeterek yaşamayı mümkün kılacak bir model konusunda da şaşkınlık hakim. Meselâ başta ABD olmak üzere Türkiye’nin de henüz onaylamadığı Kyoto Protokolü’nden haberi olana rastlayamadık. Uluslararası Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıklamasına göre, küresel ısınma sebebeyle yağış miktarlarında yüzde 11’lik bir düşüş yaşanacak ve bunun sonucu olarak tahıl ürünlerinde önemli bir azalma olacak. Dünyanın gelişmekte olan ülkeler nüfusunun yarısından fazlasını temsil eden 65 gelişmekte olan ülke, küresel ısınma nedeniyle muhtemelen yaklaşık 280 milyon ton tahıl ürünü kaybına uğrayacak.
Küresel ısınmanın tarım üzerindeki etkileri, açlık riski altında olan insanların sayısını önemli ölçüde artırabilir. Küresel ısınma sebebiyle daha fazla açlık riskiyle yüz yüze olan ülkelerin sayısı 40 civarında ve bu ülkeler 2 milyardan fazla nüfusa sahip.
|
/ İSTANBUL
08.01.2007
|
|
|
Sıcaklar yeniden düşecek |
Doğu Anadolu Bölgesinde hava sıcaklıklarının bugünden itibaren düşeceği bildirildi.
Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, gece ölçülen en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere Erzurum ve Kars’ta 17, Iğdır’da 13, Ardahan’da 12, Ağrı’da 9, Erzincan’da 2 derece oldu.
Bölgede kar kalınlıklarının Ağrı’da 26, Erzurum’da 16, Kars’ta 14, Ardahan’da 15, Iğdır’da 12 santimetreye ulaştığı bildirildi. Yağışlı hava dünden itibaren bölgeyi terk ederken, bugünden itibaren hava sıcaklıklarının yeniden düşeceği kaydedildi.
|
/ ERZURUM
08.01.2007
|
|
|
Sezer, bugün İtalya’ya gidecek |
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, resmî ziyaret amacıyla bugün İtalya’ya gidecek.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Sezer 8-10 Ocak 2007 tarihleri arasında İtalya’ya resmî ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret sırasında yapılacak görüşmelerde, siyasal ve ekonomik alanlar başta olmak üzere ikili ilişkileri ilgilendiren konular ile güncel uluslar arası ve bölgesel konuların ele alınması öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Sezer ve İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, İtalya Cumhurbaşkanlığı Sarayında 10 Ocak-31 Mart 2007 tarihleri arasında düzenlenecek “Türkiye: 7000 Yıllık Tarih” adlı serginin açılışını da birlikte gerçekleştirecek.
|
/ ADANA
08.01.2007
|
|
|
Meclis, tatil dönüşü yoğun çalışacak |
TBMM, bayram tatili sonrasındaki haftaya yoğun bir gündemle giriyor. Meclis Genel Kurulunda, yarın Batı Trakya Türk azınlığının içinde bulunduğu durum ile ilgili genel görüşme yapılacak.
Daha sonra Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, sözlü soruları cevaplayacak.
Genel Kurulda Çarşamba ve Perşembe günleri ise yasa tasarı ve teklifleri görüşülecek. Çarşamba günü AKP Samsun Milletvekili Ahmet Yeni’nin hazırladığı, Halk Bankası, Ziraat Bankası ve Emlak Bankasının özelleştirilmesi için tanınan sürenin 5 yıldan 10 yıla çıkarılmasını öngören kanun teklifi ele alınacak. 1. maddesi üzerindeki görüşmeleri tamamlanan teklifle, Halk Bankasının özelleştirilmesi hakkında Danıştayın yürütmeyi durdurma kararı vermesinin ardından oluşan hukukî boşluğu gidermek amacıyla, kamu bankalarının özelleştirilmesi için gerekli olan 5 yıllık süre 10 yıla çıkarılıyor.
Genel Kurulda perşembe günü de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye iade edilen ve 15 yeni üniversiteye kurucu rektör atanmasını öngören yasa görüşülecek. Yasa, bu üniversitelerin kurucu rektörlerinin 2 yıl için Millî Eğitim Bakanı ve Başbakanın önereceği 3 isim arasından Cumhurbaşkanınca atanmasını öngörüyor.
Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı da aynı gün ele alınacak. Tasarı, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı, özel bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz olan genel müdürlüğün teşkilât, görev, yetki, sorumluluk ve faaliyetlerini yeniden belirliyor. TBMM Genel Kurulunun yarın 15.00-21.00, Çarşamba ve Perşembe günleri ise 14.00-21.00 saatleri arasında çalışması bekleniyor.
|
/ ANKARA
08.01.2007
|
|
|
Özak: Gerçek Atatürkçü biziz |
Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, “Gerçek Atatürkçü biziz. Palavrayla Atatürkçülük olunmuyor. Gerçek Atatürkçücük üç tane ‘’Y’’ ile mücadele edebilmektir. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edebilmektir’’ dedi.
AKP Tanıtım ve Medya 9. Bölge Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan Bakan Özak, gerçek vatanseverlik, gerçek Atatürkçülüğün ortaya konması gerektiğini söyledi. Bir takım dedikodularla ortamın bulandırılmaya çalışıldığını ifade eden Özak, şöyle konuştu:
‘’Eğer siz enflasyonu, faizleri düşürebiliyorsanız vatanseversiniz. Gerçek vatanseverlik kişi başına düşen milli geliri iki katına çıkarabilmektir. Gerçek vatanseverlik ihracatı 30 milyar dolarlardan, 85 milyar dolarlara çıkarabilmektir. Gerçek vatanseverlik, sosyal devlet olabilmektir, ücretsiz kitap dağıtabilmektir, okullara internet getirebilmektir. Siz geleceksiniz, duvara çarpacaksınız, 2002’de o karanlık tabloyu bırakacaksınız, bir hükümet gelecek Türkiye’yi bugünlere taşıyacak, ondan sonra bir takım iddialarla, dedikodularla, ortamı bulandırmaya çalışacaksınız. Bunlar doğru değil.’’
Atatürkçülük ile ilgili de çok konuşulduğuna işaret eden Özak, ‘’Bu konuda 3 değişik açıklama var. Bir gerçek Atatürkçüler, iki Atatürk’ten geçinenler, üç Atatürkçü geçinenler. Gerçek Atatürkçü biziz. Palavrayla Atatürkçülük olunmuyor. Gerçek Atatürkçücük üç tane ‘’Y’’ ile mücadele edebilmektir. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edebilmektir’’ dedi.
Özak, çağdaşlığın da insanı insan yapan değerlere saygı olduğunu söyledi.
|
/ TRABZON
08.01.2007
|
|
|
Şubat’ta 10 bin öğretmen atanacak |
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu yıl atama yapacakları öğretmen kadrosunun 40 bine ulaşacağını ve Şubat ayında 10 bin kadrolu öğretmen ataması yapacaklarını bildirdi.
Bakan Çelik, yaptığı açıklamada, bu yıl, tüm kamuda, bu yıl kullanımı serbest bırakılan kadro sayısının 23 bin olduğunu ve bu 23 bin kadronun aslan payının kendilerine verilmesini ümit ettiklerini belirtti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’den 15 bin kadro talep ettiklerini ifade eden Çelik, emeklilerden boşalan kadro ile ilgili yanlış yorumlar yapıldığını, 2006’da emekli olan öğretmen sayısının yüzde 50’sini herhangi bir yerden izin almadan doğrudan atama yapma şansına sahip olduklarını söyledi. Atanacak öğretmenlerin branşlara göre dağılımının henüz netleşmediğini belirten Çelik, şunları söyledi:
“Diyelim ki 2006’da 20 bin öğretmen emekli olduysa, 10 bin kişi doğrudan atayabiliriz. Bir de bu yıl yine 17 bin belki 20 bin sözleşmeli öğretmen talep edeceğiz. Ayrıca, 23 bin kadrodan payımıza düşeni kullanacağız. Bunların hapsini topladığınız zaman 40 bin rakamına ulaşacağız. Genelde atamaların yarısını Şubat'ta yarısını, ağustosta yapıyoruz. Ama bu şubat ayında kadrolu 10 bin öğretmen ataması yapacağız. Eş zamanlı olarak veya ardından bir miktar sözleşmeli öğretmen ataması yapacağız. Ama, hangi branştan kaç kişi atanacağı henüz kesin değil. Genellikle, her zaman çok ihtiyaç hissettiğimiz branşlarda İngilizce, bilgisayar, Türkçe, matematik ve sınıf öğretmenliği gibi branşlar başta geliyor. Resim, müzik, beden eğitimi ve diğer branşlardan ne kadar ihtiyaç varsa bunları da sahip olduğumuz kadro ve ihtiyacı göz önünde bulundurarak bir orantı yapacağız.’’
|
/ KAYSERİ
08.01.2007
|
|
|
Gönenli Hoca vefat yıldönümünde rahmetle anılıyor |
Yakın tarihimizin en önemli din âlimlerinden birisi olan Gönenli Mehmet Efendi, ölümünün 16’ncı yıldönümünde kendi adını taşıyan külliyede Kur’ân okunarak anılacak.
Fakir ve muhtaçlara yönelik hizmetlerinin yanı sıra uzun yıllar Türkiye’nin Reisül Kurra’sı olan Mehmet Efendi, 2 Ocak 1991 tarihinde İstanbul’da vefat etmiş ve Fatih Camii’ndeki cenaze namazının ardından Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’nde toprağa verilmişti. Mehmet Efendi için dün Balıkesir’in Gönen ilçesinde, adını taşıyan külliyede mevlid-i şerif okundu.
Gönen’in yetiştirdiği ünlü din adamı Gönenli Mehmet Efendi (Mehmet Öğütçü), ölümünün 16. yıldönümünde anılıyor. Türkiye’nin uzun yıllar Reisül Kurra’sı olan Mehmet Efendi, Kur’ân-ı Kerîm’i yeni kıraat ve on rivayet üzerine okuyordu. 12 yaşında iken Hafız Abdullah Efendi nezaretinde hıfzını Gönen’de tamamladıktan sonra, 1920 yılında Fatih Sultan Camii dersiamlarından Serezli Ahmet Şükrü Efendi’den ders gören Mehmet Efendi, 1954-1982 yılları arasında Sultan Ahmet Camii’nde en uzun süreyle imam hatiplik yaptı.
Gönenli Mehmed Efendi, vefat ettiği 2 Ocak 1991 günü, binlerce kişinin katıldığı Fatih Camii’ndeki cenaze namazının ardından Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’nde toprağa verilmişti. Kendi adını devam ettiren Gönenli Mehmet Efendi Camii ile Gönenli Mehmet Efendi Vakfı Külliyesi mevcut olup halen bu dört katlı külliye binasında 115 kadar kız öğrenci Kur’ân eğitimi alıyor.
|
08.01.2007
|
|
|
Doğubeyazıt Gümrük Müdürlüğü kuruldu |
Bakanlar Kurulu, Gürbulak Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğüne bağlı olarak Doğubeyazıt Gümrük Müdürlüğünün kurulmasına karar verdi.
Bakanlar Kurulunun bir diğer kararı ile de Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğüne bağlı Ankara Gar Gümrük Müdürlüğü ile Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğüne bağlı Edirne Canlı Hayvan ve Hayvansal Ürünler İhtisas Gümrük Müdürlüğü kaldırıldı. Bakanlar Kurulunun söz konusu 3 kararı Resmî Gazetenin dünkü sayısında yayımlandı.
|
/ ANKARA
08.01.2007
|
|
|
İnsan kaçakçılarına geçit yok |
İstanbul’da son 4 yılda insan kaçakçılığını organize ettikleri öne sürülen kişilere yönelik düzenlenen 112 operasyonda 725 kişi yakalandı.
Alınan bilgiye göre, İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, insan kaçakçılığı yaptıkları öne sürülen oluşumlara yönelik 2003-2004 yıllarında 30, 2005-2006 yıllarında da 82 operasyon düzenledi. Bu operasyonlar sonucu, 30’u 2003-2004 yıllarında olmak üzere toplam 725 kişi gözaltına alınarak haklarında yasal işlem yapıldı. Operasyonlar kapsamında, 227 adet sahte pasaport, 39 adet sahte nüfus cüzdanı, 85 adet çeşitli kurumlara ait mühür ve kaşe, Avrupa ülkelerine göndermeyi vaat ettikleri kişileri sınırdaki nehirlerden geçirmek amacıyla kullanılacak 3 adet şişme bot ile 6 adet araç ele geçirildi.
|
/ İSTANBUL
08.01.2007
|
|
|
Yeni yılda öncelik bölünmüş yollarda |
‘’Acil Eylem Planı’’ kapsamında inşası planlanan 15 bin kilometre uzunluğundaki bölünmüş yol projelerine yeni yılda da yatırım önceliği verilecek.
Edinilen bilgiye göre, program kapsamında, Karayolları Genel Müdürlüğünün kapasite yetersizliği sebebiyle kısa vadede yatırım programına aldığı önemli 5 güzergâh bulunuyor. 2007 yılı içinde ihale programında değerlendirilmesi planlanan projeler arasında Ankara-Afyon-Antalya yolu ile Ankara-Eskişehir-Bursa aksı güzergahı bulunuyor. Karayolları Genel Müdürlüğü ayrıca yeni yılda, Ankara-Afyon-İzmir aksı, Afyon-Konya-Ereğli yolu ile Kuzey TETEK güzergahı olarak isimlendirilen Gerede-Tosya-Amasya-Erzincan yolunu kısa vadede gerçekleştirmeyi planlıyor.
Yeni yılda, mevcut Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinde kapasite dolduğu için yeni boğaz köprüsü yapımı projesi de gündeme gelecek. Ayrıca, daha sonraki yıllarda inşa edilecek bölünmüş yolların bazı kesimleri, iki şeritli standart bölünmüş yol olarak inşa edilirken, trafik akışı yoğun bazı güzergahlarda ise geliş-gidiş toplam 6 şeritli bölünmüş yollar devreye alınacak.
|
/ ANKARA
08.01.2007
|
|
|
Madenler ocakları söndürdü |
Kömür ocaklarında göçük, grizu ve kömür patlaması, karbonmonoksit zehirlenmeleri, metan gazı ve karbondioksit boğulmaları gibi kazalar sonucu 1955-2006 yıllarındaki iş kazalarında 2 bin 670 işçi öldü, 319 bin 792 işçi yaralandı
Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü istatistik verilerinden alınan bilgiye göre, söz konusu yıllarda kuruma bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Armutçuk, Amasra, Karadon ve Üzülmez kömür ocaklarında göçük, grizu ve kömür patlaması, karbonmonoksit zehirlenmeleri, metan gazı ve karbondioksit boğulmaları gibi kazalar sonucu 1955-2006 yıllarındaki iş kazalarında 2 bin 670 işçi öldü, 319 bin 792 işçi yaralandı. Kömür ocaklarında son dönemlerde alınan tedbirlerin, kaza ve ölüm sayısını azalttığı bildirildi.
Kazalarda en az ölüm 3 işçi ile 2006’da, en fazla ölüm de grizu faciasının yanı sıra diğer kazalarla birlikte 277 işçinin yaşamını yitirdiği 1992’de yaşandı. TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen, yaptığı açıklamada, son yıllarda gerçekleştirilen yatırım ve önlemlerle kurumlarındaki kazaların azaldığını bildirdi. Taş kömürü kurumunda yaklaşık 11 bin işçinin istihdam edildiğine işaret eden Dağdelen, şunları söyledi:’’Özellikle 1999’dan itibaren ölümlü ve yaralanmalı kazaların sayısı azaldı. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yönündeki alınan önlemler de bunda etkin rol oynamıştır. Yer altı madenciliğinin çok zor koşullar altında yapılmasına karşın her zaman olduğu gibi hedefimiz ‘sıfır’ iş kazasıdır. Bu amacımıza ulaşmamız için işçilerimizin eğitiminin yanı sıra teknolojik altyapımızı güçlendirmeyi sürdüreceğiz.’’
|
/ ZONGULDAK
08.01.2007
|
|
|
Yanlış yakılan soba öldürüyor |
Isınma amaçlı faaliyetlerden kaynaklanan zehirlenme ve ölümler çoğunlukla yakıtların sobalarda doğru yakılma yönteminin bilinmemesi veya ufak ihmallerden kaynaklanıyor.
Sivil savunma uzmanı Yaşar Yazıcı, yakıtların sobalarda doğru yakılma yönteminin bilinmemesi veya ufak ihmallerin zehirlenmelere sebep olduğunu söyledi.
Yazıcı, ucuz ve kalitesiz kömürün denetimsiz satılması ve kullanılmasının da zehirlenmelerde etkili olduğunu belirterek, diğer sebepleri şöyle sıraladı: “Tekniğe uygun olmayan standart dışı soba, baca ve boruların kullanılması. Bacaların ve boruların temizliğinin yapılmaması. Şiddetli esen lodos rüzgârından önceden haber alınmaması. Hatalı soba kullanımı.”
Yazıcı, bacaların kururken ve sobaların yakılırken dikkat edilmesi gereken hususlara da vurgu yaptı. Yazıcı, soba ve kömürle ilgili alınacak tedbirler hakkında şu bilgileri verdi: “Yakıta uygun soba ve yakma yöntemi kullanılmalı. Soba satın alınırken, TSE belgeli ve yanma verimi yüksek sobalar tercih edilmeli. Sobanın verimli yakılabilmesi için en fazla 2/3 oranında kömür ile doldurulmalı. Soba mutlaka üstten yakılmalı ve daha sonra üzerine hiç kömür ilâvesi yapılmamalı. Soba yakarken yanma havası ve duman kapakları kapatılmamalı. Yatarken soba üzerine kömür atılıp hava ve duman kapakları kısmen kapatılmalı. Soba uyumaya bırakılmamalı. Sobada delik olmamalı.”
Sobanın havalandırma sisteminin sobaya yeteri kadar hava sağlaması gerektiğine işaret eden Yazıcı, şöyle devam etti: “Soba odanın içinde en uygun yere yerleştirilmeli, altına yanıcı olmayan ve tercihen mermer altlık konulmalı. Yatmadan önce sobaya kesinlikle kömür atılmamalı. Mümkünse yatarken soba söndürülmeli. Verimli yanma için sobaların külleri günlük temizlenmeli. Sobalar normal çıra ile tutuşturulmalı. Zorunluluk halinde gaz, ispirto gibi maddeler paçavra üzerine dökülmeli, yakıt kabı uzaklaştırılarak yakıtlı paçavra tıpkı çıra gibi kullanılmalı. Soba yakılmasında hiçbir şekilde akaryakıt kullanılmamalı. Soba civarına, soba altlığı üzerine kibrit kutusu, çakmak bırakılmamalı. Sıcak ve kısmen sönmüş sobayı tekrar alevlendirmek için üzerine akaryakıt dökülmesinden kaçınılmalı. Soba etrafında çamaşır kurutulmamalı, kuruyup kolay yanması için odun konmamalı.”
|
/ ZONGULDAK
08.01.2007
|
|
|
Veremli hasta sayısı azaltılamıyor |
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, Türkiye'de veremli hasta sayısının bir türlü azaltılamadığını belirterek, 2005 yılı kayıtlarına göre, ülkede 18 bin 789 yeni hasta bulunduğunu ifade etti.
Verem Savaş Haftası sebebiyle yazılı bir açıklama yapan EKMUD Başkanı Gaye Usluer, Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre, Türkiye'nin veremli hasta sayısı bakımından dünyada 59. sırada olduğunu belirtti. Türkiye'de 2005 yılı kayıtlarına göre, 18 bin 789 yeni hasta bulunduğunu dile getiren Usluer, kayıtların tek tek toplanamaması ve özel kurumlarda, laboratuvarlarda teşhis koyulan ve bildirimi yapılmayan hastalar dahil edilmediği için gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu kaydetti. Gaye Usluer, verem tedavisinde en önemli sorunlardan birinin ilâçlara karşı direnç gelişimi olduğunu vurgulayarak, hastaların uzun süreli tedaviye uyum göstermemeleri, tedavilerini yarıda kesmeleri veya hekimlerin yanlış tedâvi planlamalarının verem ilâçlarına direnç gelişimini etkileyen en önemli faktörlerden olduğunu bildirdi.
Usluer, Dünya Sağlık Örgötü'nün ödediği, ''Doğrudan Gözetim Altında Tedavi''nin Türkiye'de pilot olarak seçilen İzmir, Aydın, Nazilli ve Samsun'daki 4 veremle savaş dispanserinde uygulandığını ifade etti. Verem savaş dispanserlerinde kayıtlı hastaların gerçek sayısının bilinemediğini kaydeden Usluer, bakteriyolojik tetkiklerin ülkenin bir çok yerinde yapılamadığını, doğrudan gözetimli tedavi uygulamasında çok yavaş yol alındığını bildirdi.
|
/ ANKARA
08.01.2007
|
|
|
Diyanet 2 bin bayan Kur’ân öğreticisi alıyor |
Diyanet İşleri Başkanlığı, sözleşmeli 2 bin bayan Kur’ân kursu öğreticisi alacak. Diyanet, yaz dönemi de dahil olmak üzere Kur’ân kursu öğreticiliği açığını kapatmak amacıyla 2006-2007 eğitim-öğretim dönemi için 1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere 2 bin kısmi zamanlı sözleşmeli bayan Kur’ân kursu öğreticisi alacak.
Diyanet İşleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, sözleşmeli çalışacak Kur’ân kursu öğreticiliği için başvurular 4 Ocak’ta başlarken son müracaat tarihi 15 Ocak olarak ilan edildi. İstihdam edilecek personelde “Kur’ân kursu öğreticiliği yeterlik belgesine sahip olmak, 2004 veya 2006 KPSS sınavlarından herhangi birine girmiş olmak, bayan olmak, ilahiyat fakültesi, ilahiyat meslek yüksek okulu veya ilahiyat önlisans, hafızlık belgesine sahip imam hatip lisesi ve imam hatip lisesi mezunu olmak” gibi şartlar aranıyor.
|
/ ADANA
08.01.2007
|
|
|
5. uzay turisti yola çıkıyor |
Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) yapılacak 15. sefere katılacak iki Amerikalı astronot ve bir uzay turisti, uzay yolculuğuna hazırlıklarını Rusya’da sürdürecek.
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) yetkilileri, astronotlar Daniel Tani ve Clayton Anderson’ın UUİ’ye yapılacak yeni uçuşun hazırlıklarını sürdürmek için 15. seferin komutanı Rus komutan Fiyodor Yurçikin ve uçuş mühendisi Oleg Kotov’a katılmak üzere Moskova yakınlarındaki Star City’ye gittiklerini belirttiler.
|
/ ANKARA
08.01.2007
|
|
|
Kahvehaneler mikrop kaynıyor |
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Galip Ekuklu, oyun salonu ve kahvehanelerdeki çeşitli oyun kâğıdı, domino taşı, okey takımı ve buna benzer oyun araç-gereçler, farklı ellerin teması sebebiyle kirlenerek, mikrop taşıdığını söyledi.
Doç. Dr. Ekuklu, yaptığı açıklamada, kahvehanelerin, ısınma amacıyla tüketilen yakıt türlerinin ve sigara dumanından kaynaklanan ortam havası kirliği açısından, çeşitli sağlık riski taşıdığını belirtti. Oyun salonlarında kullanılan araç-gereçlerinin bulaşıcı hastalıklara dâvetiye çıkardığını bildiren Ekuklu, şunları kaydetti: “Koli basili gibi pek çok mikroorganizma bu araç gereçlere bulaşabilmekte ve geniş kitlelere yayılabilmektedir. Daha önce farklı kentlerde yapılan çalışmalarda ortak kullanım alanları olan tuvaletler, lavabo muslukları, ortak kullanılan telefonlarda, bu etkenlerle bilimsel olarak kanıtlanmıştır.’’
|
/ EDİRNE
08.01.2007
|
|
|
|