Türkiye’de yaşanacak iki seçimin ve küresel sermayenin yatırım tercihlerinin finans piyasalarının seyrinde etkili olacağını dile getiren yatırımcılar, cumhurbaşkanlığı seçiminin, genel seçim sonuçları üzerinde de etkili olabileceğini belirtiyorlar. Yatırımcılara göre, gerilimle neticelenecek bir seçim süreci, piyasalar açısından risklere açık bir ortam oluşturacak. Yabancı yatırımcıların da 2007 yılında Türkiye’nin iç siyasetindeki gelişmeleri yakından izleyeceklerine dikkat çeken yatırımcılar şunları kaydediyor.
Yatırımcılara göre, iki seçimin yaşanacağı 2007 yılı Türkiye açısından risk taşıyor. Yatırımcılar, büyüyen carî açık ve dış dalgalanmalara da dikkat çekiyorlar.
2006’daki gelişmelerin 2007’ye nasıl yansıyacağını ve yeni yılın öne çıkacak olaylarının piyasalara yönelik olası etkilerini değerlendiren AYatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, enflasyon hedefinin 2007 yılı için yüzde 4 olarak belirlenmesini oldukça iddialı bularak, yüzde 2 oranında esneme payı bulunsa da mevcut yerel ve uluslararası konjonktürde hedefe ulaşılmasının fazla iyimser bir düşünce olduğunu belirtti. Salar, ‘’Buna bağlı olarak enflasyon hedefinin tutturulamaması zaten varsayıldığından, ulaşılamaması durumunda çok da önemli fiyat değişmelerine neden olmayacaktır’’ dedi. 2007 yılının ilk çeyreğinde baz etkisi nedeniyle enflasyon oranında düşüş beklenmezken, ikinci çeyrekte yıllık enflasyon oranında bir miktar gerileme yaşanabileceğini aktaran Salar, şöyle konuştu:
‘’Yıllık bazda enflasyon oranı üzerinde kur seviyesi son derece önemli. Kur seviyesinde ise yabancı yatırımcıların risk algılama seviyesi ön plana çıkıyor. Dolayısıyla siyasi risklerin yabancı yatırımcılar tarafından fiyatlanması durumunda kurlar yükselecek ve enflasyon hedefinin tutturulması zorlaşacaktır.’’
Türkiye’de yaşanacak iki seçimin ve küresel sermayenin yatırım tercihlerinin finans piyasalarının seyrinde etkili olacağını dile getiren Murat Salar, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, genel seçim sonuçları üzerinde de etkili olabileceğini söyledi. Salar, ‘’Uzlaşma ile aşılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçim süreci veya gerilimle neticelenecek bir seçim süreci, piyasalar açısından çok farklı anlamlar ifade edebilme özellikleri taşımaktadır’’ ifadesini kullandı.
Yabancı yatırımcıların da yerli yatırımcılar gibi 2007 yılında Türkiye’nin iç siyasetindeki gelişmeleri yakından izleyeceklerine dikkat çeken Salar şunları kaydetti:
CARİ AÇIK UYARISI
‘’2007 yılında yüksek cari açık oranına, bir de siyasi belirsizliğin eklenmesi, Türkiye’nin risk primini yükseltecektir. Bu durum finansal piyasalardaki fiyatlamalara negatif yönde yansıyabilir. Diğer yandan 2007 yılında, Türkiye’nin cari açık haricindeki makroekonomik dengelerinin pozitif seyredeceğini belirtmekte yarar var. Merkez Bankası tarafından belirlenmiş olan yıllık enflasyon hedefini biraz iyimser bulmakla beraber yine de rahatsız edici olarak değerlendirilmemeli. Türkiye normalleşme yolundaki çabalarına 2007 yılında da devam edecektir.’’
2007 ÇOK PÜRÜZSÜZ OLMAYACAK
Ak Yatırım Genel Müdürü Berrin Önder ise 2007’yi yatırımcılar açısından radarda olacakları bir yıl olarak gördüklerini kaydetti. Önder, “Seçimlerden dolayı inişler çıkışlar yaşanacaktır. Biz gelecek yıl ciddi bir kriz beklemiyoruz, ama çok pürüzsüz bir olacağını da düşünmüyoruz’’ diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin ekonomide oluşturacağı etkilere işaret eden Önder, ‘’Seçim, bizim açımızdan belirsizlik anlamına gelir. Borsa yatırımcılarının hiç sevmediği şey belirsizliktir’’ dedi.
“PİYASALAR KOALİSYON HÜKÜMETİ BEKLİYOR’’
Ata Yatırım Baş Ekonomisti Dr. Nurhan Toguç de Borsada 2007 yılında seçimlerden önce bir düşme eğilimi, yılın ikinci yarısında da seçimlerden sonra bir çıkış trendi beklediklerini ifade etti. Toguç, piyasaların seçimden sonra AKP’nin birinci parti olduğu koalisyon hükümeti beklediğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:
‘’Yine de 2007 yılında seçimlerden kaynaklanacak bir riskten ziyade, mali disiplinden kaynaklanan gelişmelerin daha etkileyici olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla ekonomik politikalarda bir değişiklik olmaması ve izlenen malî politikadan hiçbir şekilde taviz verilmemesi gerekiyor. 2007’nin ilk yarısı, belki seçimler için feda edilmiş bir yıl olsa da daha sonra ekonomi ve Borsanın iyi gideceği yıllar olacaktır. Sıcak paranın çıkma riskine karşı bütçenin ve mali yapının çok iyi, dikkatli yönetilmesi gerekiyor. Korkulduğu gibi bir kriz olacağını zannetmiyoruz. Ancak mali disiplinden ödün verilirse, o zaman iş çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir.’’
|