|
|
|
‘Başını aç-oku’ çözüm değil |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, son günlerde çocuklar ve gençler üzerinde yoğunlaşan cinsel istismar, şiddet, madde bağımlılığı konularında acil tedbirler alınması gerektiğine işaret etti. Başoğlu, başörtülü gençlere yönelik “Başınızı açın, okulunuzu bitirin” tavsiyelerinin de çözüm olmadığını vurguladı.
Son dönemde çocuklara ve gençlere yönelik cinsel istismar, şiddet olayların artmasıyla ilgili bir açıklama yapan Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, “Geleceğimizi güvence altına almak istiyorsak, çocuklarımızı korumalıyız” dedi. Bugüne kadar yapılan değişik araştırma, inceleme ve yayınlanan raporların Türk gençliğinin daha çocuk yaşta büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu gösterdiğini söyleyen Başoğlu, “Sigara bağımlılığının 10 yaşında başladığı, madde bağımlılığının 12 yaşına kadar indiği, porno salgınının çocuklar üzerinden yürütüldüğü kayda değer hale gelmiştir. Her ülke gibi Türkiye de geleceğini çocuklarına ve gençlerine bağlamak zorundadır” dedi.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ TEHLİKEYE GİRER
Çocuklar ve gençler üzerindeki kötü gidişin önlenememesi durumunda Türkiye’nin geleceğinin büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacağını söyleyen Başoğlu, “Ülkenin geleceği olan çocuk ve gençleri her türlü tehlikeye karşı korumak, geçim zorluğu çeken aile çocuklarını özel korumaya alarak sıkıntılarını gidermek gerekir” şeklinde konuştu.
BAŞINI AÇ-OKU DEMEK SORUNU ÇÖZMÜYOR
9. cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, katıldığı televizyon programında başörtüsü yasağıyla ilgiil sorusuya iki Diyanet İşleri Başkanı’nın kendi kızlarına yaptıkları “Başını açın, okulunuzu bitirin” tavsiyesini aktardığını hatırlatan Başoğlu, “Başörtülülerin sorunu sadece okuma sırasında değil, okul bittikten sonra da devam etmektedir. Başörtülü olarak kamu hizmetlerinde görev alamamakta, mesleklerinin gereğini yerine getirememekte, seçilme hakkından yararlanamamaktadırlar. Bu durumda sadece mezara girerken başlarını kefenle örtmeleri serbest bırakılmaktadır. Sadece ‘başını aç oku’ yaklaşımı sorunu çözmemektedir” dedi.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Hayır kurumlarına verilebilir |
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, İçişleri Bakanlığının genelgesine göre kurban derisi toplama yetkisinin Türk Hava Kurumunda (THK) olduğunu, ancak vatandaşların kurban derilerini istedikleri hayır kurumuna bağışlayabileceğini söyledi. Vatandaşları, kurbanlarını belediyelerin belirlediği yerlerde kesmeleri konusunda uyaran Çalışkan, buna aykırı davrananların para cezasına çarptırılacağını bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, kurban derisi toplama yetkisinin Türk Hava Kurumu’nda (THK) olduğunu, ancak vatandaşların kurban derilerini istedikleri hayır kurumuna bağışlayabileceğini söyledi. Çalışkan, vatandaşları kurban derisi toplayan yasa dışı örgütlere karşı da uyardı.
Haftalık bilgilendirme toplantısında yılbaşı ve Kurban Bayramında alınacak güvenlik tedbirleri hakkında bilgi veren Çalışkan, şehirlerarası yolculuk yapan sürücülerin trafik kurallarına büyük özen göstermesini istedi. Trafik ekiplerinin bayram tatili süresince 24 saat esasına göre görev yapacağını bildiren Çalışkan, vatandaşların yılbaşı ve Kurban Bayramını huzurlu, güvenli geçirebilmesi için her türlü asayiş önleminin de alındığını kaydetti.
KURBAN KESİM YERLERİ
Vatandaşların kurbanlarını belediyelerin belirlediği yerlerde kesmeleri konusunda uyaran Çalışkan, buna aykırı davrananların Kabahatler Kanunu çerçevesinde 2006’ya göre 54 YTL, 2007’de ise 58 YTL para cezasına çarptırılacağını bildirdi.
TRAFİKTE BAYRAM TEDBİRLERİ
İçişleri Bakanlığı, Kurban Bayramı ve yılbaşı tatili sebebiyle alınacak trafik tedbirleri konusunda 81 il valiliğine genelge gönderdi. Bayram tatillerinde, şehirlerarası karayollarında trafik yoğunluğu ile birlikte trafik kazalarının arttığının vurgulandığı genelgede, trafikte yapılacak denetlemeler ve sınırlandırmalar bildirildi.
Sözkonusu genelgeye göre, Kurban Bayramı ve yılbaşı tatili nedeniyle muhtemel trafik kazalarını önlemek için polis 24 saat esasına göre radarlı denetim yapacak, karayollarında 30 kilometrede bir ekip bulundurulacak. Şehirlerarası otobüs terminalleri sürekli kontrol edilirken, kar yağışı durumunda ağır tonajlı araçlar trafik normale dönünceye kadar uygun yerlerde bekletilecek.
Bayram tatili boyunca şehirlerarası otobüs terminallerinin giriş ve çıkışlarında otobüslerin; takografları, şoförünün alkollü olup olmadığı, taşımacılık yetki belgeleri, zorunlu mali mesuliyet ve zorunlu ferdi kaza koltuk sigortaları, şoförlerin sürücü belgeleri ve ceza puanları ile aracın fenni muayene durumu titizlikle kontrol edilecek, arıza ve eksikliklerin tespiti halinde gerekli yasal işlemler yapılacak. Ayrıca, karayolu güzergahlarında da otobüsler üzerindeki denetimlere ağırlık verilecek.
Trafik kontrollerinde araçların teknik aksaklıklarının yanısıra, aşırı hız, hatalı sollama, yakın takip ve şerit ihlali gibi trafik kazalarının oluşumunda büyük rol oynayan kural dışı davranışların denetimlerine de ağırlık verilecek. Yorgun, uykusuz ve dalgın araç kullandığı tesbit edilen sürücüler uyarılarak, güzergah üzerindeki bölge trafik denetleme istasyon amirlikleri de dahil olmak üzere, uygun yerlerde dinlenmeleri sağlanacak.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Gül: AB treni raydan çıkmadı |
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, AB ile ilişkilerde yeni bir döneme girildiğini ama raydan çıkılmadığını belirtti.
Gül, NTV’ye yaptığı 2006 değerlendirmesinde, Türkiye’nin AB süreci ve diğer bazı konularla ilgili soruları yanıtladı.
Türkiye’nin 2006 yılında limanlar konusunda adım atmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Gül, bunun AB’nin verdiği sözleri tutup tutmamasına bağlı olduğunu söyleyerek, 2004 referandumunda Rumların hayır demesinin ardından AB’nin Kıbrıs Türklerinin durumunu iyileştirmek için iki tüzük hazırladığını, ancak bunların hala uygulanmadığını hatırlattı.
Bakan Gül, bu tüzüklerin o dönemde iyi olduğunu söyleyerek, şu anda tüzüklerin uygulanacağına dair bir şey söylemenin zor olduğunu, AB’nin Ocak ayındaki ilk bakanlar toplantısında bu konuyu ele almayı kararlaştırdığını hatırlattı. Gül, “Verdikleri sözleri tekrar hatırladılar. Bunun altında zaten eziliyorlar. Nasıl olacak, içi dolu bir şey mi olacak yoksa göstermelik mi bunlara bakacağız” diye konuştu.
Bakan Gül, AB ile ilişkilerin soğumasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, Türkiye’nin çıkarı neyi gerektiriyorsa onu yapacaklarını belirterek, “AB ile ilişkilerimizde yeni bir döneme girildi ama iş rayından çıkmamıştır” diye konuştu. Gül, 2006’da tarama sürecinin tamamlanmasının önemli bir fırsat oluşturduğunu da ifade etti.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Erdoğan: Artık borçlu doğulmayacak |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2007 yılının, çok daha büyük atılımların gerçekleştirileceği ve çok daha önemli mesafeler kat edileceği bir yıl olmasını umut ettiğini kaydederek, ‘’2007’de de Türkiye’nin menfaatleri ve milletimizin değişim iradesi doğrultusunda kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz’’ dedi.
Televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında 2006 yılını değerlendiren Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin her alanda yaşadığı büyük değişimin neticelerinin görülmeye başlandığı ve ülke olarak son derece önemli gelişmeler kaydedildiği 2006 yılının artık geride bırakılarak 2007 yılına girildiğini söyledi.
2006 yılının, Türkiye’nin her alanda yeni mesafeler aldığı bereketli bir yıl olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ‘’Türkiye, artık her yılbaşı zamanı takvimlerde o ‘Kayıp yıllar’ bölümüne yeni bir çentik attığı dönemleri unuttu. Bu bile tek başına büyük bir kazanım değil midir? Hepimiz ama az ama çok her alanda yeni yıla bir eskisine göre daha ileride girmiyor muyuz? Hayat kalitemiz, standartlarımız bir önceki yıla göre daha iyi değil midir?’’ diye konuştu.
2006 yılının, geriye dönüp muhasebesi yapıldığında, ‘Başarılı yıllar’ hanesine yazılacak bir yıl olduğunu vicdan sahibi herkesin kabul edeceğini belirten Erdoğan, Türkiye’nin, geçen 4 yıllık sürede hükümetin gerçekleştirdiği icraatlarla ekonomik, sosyal ve siyasî olarak artık sağlam bir zemine kavuştuğunu ifade etti.
Erdoğan, şunları söyledi: ‘’Çünkü altını çizerek söylüyorum, şimdiye kadar Türkiye’de her yeni doğan çocuğumuz, borçlu olarak doğuyordu. Artık bu durum değişmeye başlamıştır. Yeni doğan çocuklarımızın millî gelirden aldığı pay, toplam borçtan aldığı payı ilk kez geçmiştir. Bununla birlikte, kamu ve özel yatırımların kişi başına düşen gelire oranı yüzde 17.3 iken bu oran şimdi yüzde 21.5’e yükselmiştir.”
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Erken seçim istikrarı bozar |
TİM Başkanı Oğuz Satıcı, TİM olarak erken seçim tartışmaları ile başından beri ilgilenmediklerini söyledi. “Bir taraftan siyasi istikrar istiyoruz, bir taraftan erken seçim talep ediyoruz. Bu birbiri ile çelişen bir durum” diyen Satıcı, seçimlerin, istikrarı uzun süreçte tekrar kazandıracak zaman dilimleri olduğunu söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, TİM olarak erken seçim tartışmaları ile başından beri ilgilenmediklerini söyledi. Satıcı, erken seçim tartışmaları ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik sorular üzerine, ortada erken seçime gerek olmadığına ilişkin genel görüş bulunduğunu kaydetti.
“Bir taraftan siyasî istikrar istiyoruz, bir taraftan erken seçim talep ediyoruz. Bu birbiri ile çelişen bir durum’’ diyen Satıcı, seçimlerin, istikrarı uzun süreçte tekrar kazandıracak zaman dilimleri olduğunu söyledi. Satıcı, şöyle devam etti:
“Bu anlamda baktığımızda, onlardan korkmamıza gerek yok. Neticede Türkiye, Türk insanı istikrarı sağlayacak aklı bu seçimler sırasında da koyacaktır.
Parlamentonun yapacağı seçimlerde de bu böyle tecelli edecektir. Mühim olan kimin iktidar olduğu ya da kimin cumhurbaşkanı olduğu değil, istikrarın nasıl elde edildiği ve derinleşerek nasıl devam ettiğidir. Herkesin buna konsantre olması lazım. Birtakım olayları da kendi kişisel polemiklerinizin içine çekmemek gerek. Mümkün olduğu kadar bu polemiklerin içerisine iş dünyası olarak girmemeye çalışıyoruz.’’ “Seçim zamanında olmalı’’ demeyi bile gereksiz bulduğunu kaydeden Satıcı, gerek olursa da zaten TOBB, TÜSİAD, TİM gibi sivil toplum ve meslek örgütlerinin bunu dile getireceğini söyledi.
“YENİ-ESKİ FARKI YOK’’
TİM Başkanı Satıcı, Merkez Bankasının izlediği politikalarına ilişkin sorular üzerine, eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’yi eleştirdikleri gibi, yeni başkanı da eleştirdiğini belirterek, ‘’Yeni başkanının da eski başkandan farkı yok’’ dedi.
Eleştirilerinin kişisel olmadığını ifade eden Satıcı, Merkez Bankası’nın genel tavrından memnun olmadıklarını da vurguladı. Satıcı, Merkez Bankası’nın piyasalardan uzak yaşadığını savunarak, şunları söyledi: ‘’En azından bizden uzakta yaşıyor. Bizim Merkez Bankamızmış gibi davranmıyor. Sadece finans kesiminin, bankacılık kesiminin Merkez Bankasıymış gibi davranıyor ve tek sorumluluğunun faiz olduğunu düşünüyor.” diye konuştu.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Reformlar devam edecek |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB ile ilişkileri konusunda ‘’10 Ocakta Dışişleri Bakanımız başkanlığında, bütün müsteşarlarımız ve kurum başkanlarını topluyoruz. Bu toplantıda, bundan sonraki dönemle ilgili kendi reform programımız ve yol haritamızın startını vereceğiz’’ dedi.
Babacan, CNNTürk televizyonunda katıldığı programda, Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdi. “Biz 15 Aralık’tan hemen sonra bütün ekiplerimizle toplanarak, AB’de çıkan kararları geniş şekilde analiz ettik. Hem diplomasi hem de ekonomi ekibimizden, bundan sonraki dönemde neler yapılabileceğine ilişkin çalışma istedik ve 2007’den sonra ne yapacağımıza artık karar verdik’’ diyen Babacan, bundan sonra, 2013’e kadar sürecek bir ‘yol haritasıyla’ reformların sürdürüleceğini söyledi.
Babacan, gelecek yıl yürürlüğe girecek yeni yol haritası ve reform paketi konusunda şunları söyledi: ‘’2007 yılında, özellikle kendi iç reform sürecimizle ilgili, 2013’e kadarki yapısal reformlarımızın bir yol haritasını çizeceğiz. Bu yol haritasının 2-3 yılı detaylı, daha sonrakileri gündem maddesi olarak ortaya koyacağımız bir yapısal reform paketini hazırlamış olacağız. Bu yapısal reform paketi, Türkiye’nin 2007-2013 döneminde hangi konularda neler yapacağının bir planlaması olacak.’’
ALT KOMİTE ÇALIŞMALARI
Taramalar bittikten hemen bir ay sonra alt komite çalışmalarına başladıklarını belirten Babacan, alt komite çalışmalarında, taramanın bittiği tarihten bu güne kadar müktesebatta ve Türkiye’de neler değişip değişmediğinin kontrol edildiğini, sekiz alt komitenin üçünün bu yıl içinde tamamlandığını, Mart ayı ortasında da tamamının biteceğini, teknik çalışmaları devam edeceğini ifade etti.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin yeni bir döneme girdiğini belirten Babacan, 2006 yılında, Kıbrıs sorununun bahane edilerek AB’nin kendi iç siyasi sorunlarının yansıltıldığı bir dönem olduğunu kaydetti.
Babacan, bundan sonraki süreçte, Türkiye ile AB ilişkilerindeki sürecin hızını, AB’nin Türkiye için ne zaman hazır olabileceği konusunun belirleyeceğini ifade etti.
Babacan, ‘’bundan sonraki dönemde fasılların açılması kapanması önceden düşünülenden bir miktar daha yavaş işleyecek, çünkü Kıbrıs konusu 15 Aralıkta halledildiği halde, bir sonraki toplantılarda teknik gerekçelerle bazı engellemeler oldu’’ dedi.
REFORMLAR HIZLANACAK...
Türkiye’nin çok hızlı bir reform programı uygulayacağını belirten Babacan, ‘’bizim açıkçası, AB’nin fasılları açmasını, kapamasını, askıya almasını bekleyecek halimiz yok biz reformlarımıza hızla devam edeceğiz’’ şeklinde konuştu.
Babacan, ‘’biz kendi yapısal reform programımızı belli ölçüde oluşturduk bunu önümüzdeki bir kaç ay içinde gelişletip planlamamızı tamamlayacağız ve bu reform programını, Türkiye’nin her alanda daha yüksek standartları yakalaması için uygulayacağız’’ ifadesini kullandı.
Bundan sonraki süreçte, Türkiye’nin belirlenen yol haritası çerçevesindeki reformlarına hız vereceğini belirten Babacan, ‘’biz, gıda, ulaştırma, tarım ve birçok alanda kendi takvimimizi belirleyerek ilerleyeceğiz. Eğer AB’nin belliki uzayacak olan takvimine ayak uyduracak olursak Türkiye kaybeder. Türkiye’nin kaybedecek vakti yok ve hızla ilerlememiz lâzım’’ dedi.
Herhangi bir faslın askıya alınıp alınmadığına bakmadan ilerlemelerine devam edeceklerini vurgulayan Babacan, ‘’isterse bir fasıl askıya alınmış olsun, hiç önemi yok. Çünkü teknik çalışmaları kendi içimizde yürütmenin önünde bir engel yok, bizim, sürecin bloke edilerek gecikmesini bekleyecek vaktimiz yok artık’’ ifadesini kullandı.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Bayramda yağış beklenmiyor |
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Kurban Bayramı’nın ilk günü yurdun büyük bölümünde yağış beklenmediğini belirtirken, Karadeniz kıyılarının yağmurlu, Doğu Karadeniz’in iç kesimlerinin kar yağışlı, diğer yerlerin parçalı bulutlu geçmesinin tahmin edildiği bildirdi.
Hava sıcaklığının ise iç kesimlerde 5-6, kuzey kesimlerde 8-9, Güney kıyılarında 14-16 derece civarında olması bekleniyor. Yeni yılın ilk, bayramın ise 2. gününe denk gelen Pazartesi günü batı bölgelerinin parçalı bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Bayramın 3 ve 4. günlerinde ise, yurdun batı kesimlerinin Orta Akdeniz üzerinden gelen yağışlı havanın etkisine girmesi bekleniyor.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Bayram namazı vakitleri |
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kurban Bayramı namazının, Ankara’da 07.55’te, İstanbul’da 08.15’te, İzmir’de 08.13’te, Kars’ta ise 07.17’de kılınacağını duyurdu.
Diğer illerdeki bayram namazı saatleri ise şöyle: Adana: 07.35, Adıyaman: 07.26, Afyonkarahisar: 08.00, Ağrı: 07. 14, Amasya: 07.46, Ankara: 07.55, Antalya: 07.53, Artvin: 07.25, Aydın: 08.08, Balıkesir: 08.14, Bilecik: 08.08, Bingöl: 07.21, Bitlis: 07.13, Bolu: 08.03, Burdur: 07.58, Bursa: 08.11, Çanakkale: 08.22, Çankırı: 07.55, Çorum: 07.49, Denizli: 08.03, Diyarbakır: 07.19, Edirne: 08.27, Elazığ: 07.25, Erzincan: 07.28, Erzurum: 07.22, Eskişehir: 08.04, Gaziantep: 07.27, Giresun: 07.37, Gümüşhane: 07.31, Hakkari: 07.03, Hatay: 07.29, Isparta: 07.57, Mersin: 07.37, İstanbul: 08.15, İzmir: 08.13, Kars: 07.17, Kastamonu: 07.57, Kayseri: 07.40, Kırklareli: 08.25, Kırşehir: 07.47, Kocaeli: 08.10, Konya: 07.49, Kütahya: 08.05, Malatya: 07.28, Manisa: 08.12, Kahramanmaraş: 07.31, Mardin: 07.14, Muğla: 08.04, Muş: 07.16, Nevşehir: 07.43, Niğde: 07.41, Ordu: 07.39, Rize: 07.29, Sakarya: 08.08, Samsun: 07.47, Siirt: 07.12, Sinop: 07.54, Sivas: 07.38, Tekirdağ: 08.21, Tokat: 07.42, Trabzon: 07.32, Tunceli: 07.25, Şanlıurfa: 07.22, Uşak: 08.05, Van: 07.08, Yozgat: 07.47, Zonguldak: 08.05, Aksaray: 07.45, Bayburt: 07.27, Karaman: 07.44, Kırıkkale: 07.52, Batman: 07.15, Şırnak: 07.08, Ardahan: 07.21, Iğdır: 07.11, Kilis: 07.27, Bartın: 08.04, Karabük: 08.01, Yalova: 08.12, Osmaniye: 07.32, Düzce: 08.06.
|
/ ANKARA -
30.12.2006
|
|
|
Ankara’da erken bayramlaşma |
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ankara Valisi Kemal Önal ve beraberindeki heyeti Çankaya Köşkü’nde kabul etti.
Sezer, basına kapalı kabulde, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan, Çankaya Kaymakamı Mustafa Hulusi Arat, öğrenciler ve öğretmenlerin de yer aldığı heyetle bayramlaştı.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Bir kutu şeker, bir kucak duâ |
Bayram öncesi İsmek kursiyerleri tarafından saç ve tırnak bakımları yapılan Kayışdağı Darülaceze sakinleri, çocukluk yıllarında olduğu gibi ellerine kurban kınası da yakarak bayram hazırlıklarını tamamladı.
Kurum yetkilileri, Kayışdağı Darülaceze’nin tüm sakinlerinin odalarının temizlendiğini ve bayramlık kıyafetlerinin dağıtıldığını belirterek, İstanbulluların onları yalnız bırakmamaları ricasında bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en büyük huzur ve bakım evi olan Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü’nde yedi yüz yaşlı ve kimsesizin yaşadığını hatırlatan yetkililer, “Bayram süresince gelecek olan ziyaretçilere kapılarımız açık tutulacak. Darülaceze sakinlerimiz de bayram namazının ardından siz ziyaretçilerini bekliyor olacak” dedi.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
30.12.2006
|
|
|
Bedava değil, yüzde 50 indirimli |
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’da bayram boyunca tek bilet sistemine dahil olan tüm toplu taşıma araçlarının yüzde 50 indirimli olarak hizmet vereceğini söyledi.
İstanbul’da geçmiş bayramlarda toplu taşımanın tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatan Topbaş, bu bayramda da ücretsiz olması konusunda bir önerge sunulduğunu hatırlattı. Topbaş, önergeyi inceleyen belediye meclisinin, daha önceki bayramlarda toplu taşıma araçlarında izdiham yaşandığı, uygulamanın istismar edildiği doğrultusundaki şikayetler üzerine yüzde 50 indirim içeren uygulamayı gerçekleştirmeye karar verdiğini kaydetti. Topbaş, bayram süresince ek seferler konulduğunu da ifade etti.
|
/ İSTANBUL
30.12.2006
|
|
|
Sezer, bütçe kanunlarını onayladı |
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5565 sayılı ‘’2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’’, 5566 sayılı “2005 Malî Yılı Kesin Hesap Kanunu’’ ve 5567 sayılı ‘’2005 Yılı Mali Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesin Hesap Kanunu’’nu onayladı.
5565 sayılı ‘’2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’’na göre, 2007 Yılı Bütçesinin gideri 204.9 milyar YTL, gelirleri ise 188.1 milyar YTL olacak. Bütçenin vermesi öngörülen 16.7 milyar YTL açık, net borçlanma hasılatı ile karşılanacak.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Eczanelerde yeni yıl telâşı |
Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK’nın tek çatı altında birleşmesi çalışmaları kapsamında, Türkiye genelinde Emekli Sandığı ve SSK ile anlaşmalı serbest eczanelerin 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle “Ortak Provizyon Sistemi’’ne geçecekleri, sisteme geçiş nedeniyle 31 Aralık akşamı eczanelerde halen uygulanan sistemin kapatılacağı, bu yüzden bazı sıkıntılar yaşanabileceği bildirildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Türk Eczacılar Birliğine (TEB) dün gönderdiği yazıda, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK’nın tek çatı altında birleşmesi çalışmaları kapsamında, pilot uygulamasına 1 Aralık tarihinde Ankara’da başlanan “Ortak Provizyon Sistemi’’nin, 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren ülke genelinde Emekli Sandığı ve SSK ile anlaşmalı serbest eczanelerde uygulanmaya başlanacağını duyurdu. Bu nedenle 31 Aralık’ta saat 19.00’da hale uygulanan sistemlerin “yedekleme için geçici süre’’ kapatılarak bilgi aktarım işleminin yapılacağına işaret edilen yazıda, birlik üyesi serbest eczacıların bilgilendirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması uyarısında bulunuldu.
|
/ BURSA
30.12.2006
|
|
|
Bayram ziyaretleri: Sosyal sorumluluk |
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İzzet Er, aileden, komşulara, dost ve arkadaşlara varıncaya kadar birlik ve beraberliği, sosyal dayanışmayı arttıracak şekilde bayram ziyaretleri yapılması gerektiğini belirtti. Er, bayramların kültürümüzde ortak sevinç günleri olduğunu, dinî bayramlarda yapılan akraba ziyaretleriyle bu sevinçlerin taçlandırıldığını söyledi.
Dinî ve millî geleneklere göre bayramlaşmanın, aile ve akrabalar arasındaki dayanışmayı kuvvetlendireceğini vurgulayan Er, “Durgun bir suya taş atıldığında nasıl halka halka yayılıyorsa biz de ailemizden, komşularımıza, dost ve arkadaşlara varıncaya kadar geniş bir halka içinde birlik beraberliğimizi, sosyal dayanışmamızı arttıracak şekilde bayram ziyaretleri yapmalıyız. Bu konuda çocuklarımıza örnek olmalıyız’’ diye konuştu. Bazı kimselerin, ‘’bayram olsun bir yere tatile gidelim’’ diye düşündüğünü, ancak aile büyüklerinin bu durumdan ‘’alındığını’’ ifade eden Er, kollektif özelliği bulunan bayramların, hep birlikte kutlanmasının daha doğru olacağını dile getirdi.
BAYRAMIN HEM MALÎ,
HEM SOSYAL BOYUTU VAR
Kurban Bayramının hem malî hem de sosyal bir boyutu olduğuna dikkati çeken Er, şunları kaydetti: ‘’Kişi kurban keserek, ferdî ibadetini yerine getiriyor. Hz. Peygamberin (asm) hadislerine göre, kişi kesilen kurbanın etinin üçe birini aile efradına ayırmalı, üçte birini zengin fakir, Müslüman gayrımüslim ayrımı yapmadan komşularıyla paylaşmalı, üçte birini de ihtiyaç sahiplerine ikram etmelidir.’’
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Fethi Sami İngiltere'de toprağa verildi |
Osmanlı ailesinin yurt dışında yaşayan mensuplarından biri olan ve geçtiğimiz günlerde Oxford’da tedavi gördüğü hastahanede 97 yaşındayken ölen Fethi Sami, Londra yakınlarındaki Brookwood’da toprağa verildi.
Sultan Abdülmecit’in kızı, Sultan Abdülhamit, Sultan Murat, Sultan Reşat ve Sultan Vahdettin’in kızkardeşi Mediha Sultan’ın torunu olan Fethi Sami’nin cenaze namazı, Kuzey Londra’daki Süleymaniye Camii’nde Fransız eşi France Marie Andreesüe ve kızı Leyla Madiha’nın da katılımıyla kılındı.
Namazın ardından, Brookwood mezarlığına getirilen Fethi Sami’nin cenazesi, 1942’de kurulan Türk Hava Şehitliği yanındaki aile kabristanına defnedildi.
Cenazeye Fethi Sami’nin halen İngiltere’de yaşayan kardeşi olan Mahmut Sami ve yeğeni Ekrem Sami de katıldı.
Cenaze törenindee duygularını açıklayan Leyla Mediha, babasının en son 4 yıl önce çok sevdiği vatanı Türkiye’yi ziyaret ettiğini belirtirken, “Belki vatanından ayrı yaşadı ama vatanını her zaman, her şeyden çok sevdi. Türkiye’nin kendisini istemediği zamanlarda bile vatanını dilinden düşürmedi’’ dedi.
Babasını “son derece nazik ve dünyanın en onurlu kişisi’’ olarak kabul ettiğini belirten Leyla Mediha, Fethi Sami’nin Türkiye’yi terk ettikten 53 yıl sonra yeniden İstanbul’a dönebildiğini söyledi. Türkiye’den yaklaşık 14 yaşındayken ayrılan Fethi Sami, 22 Eylül 1922 yılında Fransa’ya yerleşmiş, II. Dünya savaşı yıllarında da İngiltere’ye taşınmıştı.
|
/ LONDRA
30.12.2006
|
|
|
Şükür, ailelerin çoğu ‘mutlu’ |
Aile Yapısı Araştırmasına katılanların yüzde 58.4’ünün ailelerini mutlu, yüzde 26’sının orta düzeyde mutlu, yüzde 10.9’unun ise çok mutlu gördüğü açıklandı.
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Aile Yapısı Araştırma’nın kadınların yüzde 36.2’sinin görücü usulü ve ailesinin kararıyla, erkeklerin yüzde 35.2’sinin ise kendi seçimi ve ailesinin onayıyla evlendiğini ortaya koyduğunu bildirdi.
Çubukçu, Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ile Türk İstatistik Enstitüsünce ortaklaşa yapılan ‘’Aile Yapısı Araştırması’’nın sonuçları hakkında bilgi verdi. Araştırmanın, Türk aile yapısı üzerine 1993 yılından bu yana yapılmış en kapsamlı çalışma olduğunu belirten Çubukçu, ‘’Türk aile yapısında, süreç içinde yaşanan değişimi anlamamıza ve bu veriler ışığında sosyal politikalarımızı gözden geçirmemize imkân sağlayacak bu araştırma, alanda çalışanlara da güncel ve gerçekçi veriler sağlayacaktır’’ dedi.
Çubukçu, her 5 yılda bir, aile yapısındaki değişimin fotoğrafını çekerek, verileri güncellemeyi planladıklarını da bildirdi.
GÖRÜCÜ USÛLÜ TERCİH EDİYOR
Evlilik kararı, nikâh türü, başlık parası ile ilgili sonuçlar hakkında da bilgi veren Bakan Çubukçu, şunları kaydetti: ‘’Kadınların yüzde 36.2’si görücü usulüyle ve ailesinin kararıyla, erkeklerin yüzde 35.2’si kendi seçimi ve ailesinin onayıyla evlenmiştir. Bireyler evliliklerinin yüzde 85.9’unu hem resmî nikâh hem de dini nikâh olarak yapmaktadır. Evliliklerin yüzde 3.7’sinde resmî nikâh olmaksızın dini nikah kıyılmıştır. 1993 yılı araştırması ile karşılaştırıldığında sadece dinî nikâh yaptıranların oranında yüzde 1.2 oranında azalma olduğu söylenebilir.’’
Yüzde 94'ü aile çatısı altında
Türkiye genelindeki hanelerin yüzde 80.7’sinin çekirdek, yüzde 13’ünün geniş ailelerden, yüzde 6’sının tek kişilik hanelerden, yüzde 0.4’ünün ise öğrenci ve işçilerden oluştuğunu belirten Çubukçu, Türk halkının yüzde 94’ünün bir aile çatısı altında yaşadığını, bunun da sevindirici olduğunu söyledi. Çubukçu, Avro kullanan 12 AB ülkesinde ise aynı evde yaşayan bireylerin oranının, 2001’de yüzde 51.8 olarak gerçekleştiğini ifade etti.
KADINLAR İÇİN İŞ ÖNEMLİ
Evlenmeyi düşünen erkeklerin, evleneceği kadınlarda aradıkları en önemli özelliği, yüzde 90.1 oranla ‘’bana aşık olması’’ diye açıkladıklarını bildiren Bakan Çubukçu, bunu yüzde 85.8 oranla ‘’kadının ilk kez evlenecek olması’’ ve yüzde 80.0 oranla ‘’aile yapılarının benzer olmasının’’ takip ettiğini söyledi. Çubukçu, erkeklerin yüzde 59’u için evleneceği kadının güzel olmasının da önem taşıdığını bildirdi.
SOYUN DEVAMI
Bakan Çubukçu, erkek ve kadınlar arasında çocukla ilgili düşüncelerinde en büyük farkın, ‘’soyun devamının erkek çocuk tarafından sağlanacağı’’ kanısında ortaya çıktığını belirterek, soyunun devamının erkek çocuk tarafından sağlanacağını belirten erkeklerin oranının yüzde 44.6, kadınların oranının ise yüzde 36.4 olduğunu bildirdi.
ŞİDDET ORANI OLDUKÇA DÜŞÜK
Son bir yılda ailelerin çocuklara sıklıkla verilen cezalar başında yüzde 13.2 oranla ‘’azarlama’’nın geldiğini, bunu ‘’TV izlemesine izin vermeme’’nin takip ettiğini anlatan Bakan Çubukçu, araştırmaya katılanların yüzde 78.6’sının ‘’hiçbir zaman’’ çocuğuna dövme cezası vermediğini söylediğini bildirdi.
BAYRAMLARDA ZİYARET
Bakan Çubukçu, yakınların ziyaret edildiği durumların başında yüzde 71.8 oranla dini bayramların geldiğini, bunu yüzde 57.4 ile baş sağlığı, 54.8 ile hasta ziyareti, yüzde 53.2 ile düğün ve nikâh töreni ziyaretinin takip ettiğini bildirdi. Araştırmaya katılanların yüzde 58.4’nün ailelerini mutlu, yüzde 26’sının orta düzeyde mutlu, yüzde 10.9’unun çok mutlu, yüzde 4’ünün ise mutsuz gördüğünü belirten Çubukçu, ‘’Sonuç itibariyle yüzde 70’i, ailelerini mutlu bulmaktadır’’ dedi.
NİKÂHSIZ BERABERLİĞE HAYIR
Araştırmaya göre, 18-24 yaş grubundakilerin yüzde 59’u, 65+ yaş grubundakilerin ise yüzde 70.4’ü çevresinde nikâhsız birlikte yaşayan çiftlerin bulunmasının kendilerini rahatsız edeceğini söylüyor.
Kırsal yerleşim yerlerinde yaşayan bireylerin yüzde 74.5’i, kentte yaşayanların yüzde 66.1’i çevresinde evlilik dışı çocuk bulunmasından rahatsızlık duyuyor. Kırsalda yaşayanların yüzde 15.6’i, şehirdekilerin ise yüzde 18.6’sı bu durumun kendilerini rahatsız etmeyeceğini ifade ediyor.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
Lösemili çocuklara bayram hediyesi |
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Pediatri Servisi’nde tedavi gören lösemili ve kan hastalıklı çocuklar, Kurban Bayramı dolayısıyla hediye yağmuruna tutuldu.
Samsun Lösemili ve Kan Hastalıklı Çocuklar Derneği aracılığıyla hastahanede bayram öncesi tedavileri süren 50 çocuğa el örgüsü kaşkol ve bere hediye edilirken, ayrıca 420 YTL harçlık dağıtıldı. Dernek Başkanı Prof. Dr. Davut Albayrak, çocukları bayram öncesi yalnız bırakmayıp kaşkol ve bere hediye eden Gazi Belediyesi Hanımlar Koordinasyon Merkezi Başkanı Ayşe Kaldırım ve yönetimine teşekkür etti.
|
/ SAMSUN
30.12.2006
|
|
|
Kutuptan dev buzul koptu |
Kuzey Kutbu’nda Kanada’ya ait bölgede, 11 bin futbol sahası büyüklüğünde bir buzul kütlesinin koptuğu tesbit edildi.
Amerikalı ve Kanadalı bilim adamları, Kuzey Kutbu’nun 800 km güneyinden yaklaşık 16 ay önce koptuğu tesbit edilen dev buzulun ardında parçacıklar bırakarak yaklaşık 50 km batıya doğru gittikten sonra önceki kışın başında buz denizinin içinde donduğunu belirlediler. Bunun küresel iklim değişikliğine bağlı bir durum olduğunu tahmin ettiklerini söyleyen bilim adamları, dev buzulun kopması sonucu Kanada coğrafyasının bir bölümünün değiştiğini, kopma sırasında meydana gelen sarsıntının 250 km öteden tesbit edildiğini ortaya çıkardılar.
|
/ ANKARA
30.12.2006
|
|
|
|