CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Atatürk’ü anlayamamış, sevememiş; hakkında yolsuzluk dosyaları bulunan, doğru dürüst bir mal beyanı yapamayan bir kişinin cumhurbaşkanı olmaması gerektiğini” söyledi.
TBMM Genel Kurulunda, 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi üzerinde yaptığı konuşma sırasında CHP Lideri Deniz Baykal’ın söylediği, ‘’Başörtüsü eşlerin ayıplarını örtmeye yetmez’’ sözü üzerine çıkan tartışmalar sonucunda verilen aranın ardından birleşimi yeniden açan Başkanvekili İsmail Alptekin, Genel Kurulda kimsenin arzu etmediği bir durumla karşı karşıya kalındığını söyledi.
Bu sözlerini açmasını isteyen Alptekin’e Baykal, parlamentodaki görüşmenin duygusal gerilim ortamı içinde, bu sözü bazı arkadaşlarının, ya yanlış anladığını ya da çarpıttığını bildirdi.
Bir duygusal tepki ve birikim içinde parlamento görüşmelerinin tıkanmak zorunda kaldığını dile getiren Baykal, şunları kaydetti: ‘’Sayın Başkanvekili zabıtları incelemiştir. Şimdi burada da ifade etti. Şunu herkesin çok iyi bilmesini istiyorum. Ben siyasi tartışmalara eşlerin herhangi bir biçimde karıştırılmasını kesinlikle reddetme anlayışında olan birisiyim. Ailenin, eşlerin herhangi bir şekilde siyasî tartışmanın bir unsuru haline getirilmesinden şahsen rencide oldum. Bunu çok yakışıksız, ayıp sayarım.
Bütün siyasî hayatım boyunca insanların eşlerine, ailelerine en yüksek düzeyde saygı göstermeye gayret etmişimdir. Bu anlayışımı da şu anda da bozmam söz konusu değildir, bundan sonra da bozmam söz konusu değildir. Bu tartışma maalesef cumhurbaşkanlığı tartışmasından çıktı. Gerekçelerimi söyledim. Bu gerekçelerin tümü benim, Sayın Başbakanın anlayışı, zihniyeti ve onun siyaset uygulamalarıyla ilgili. Ne demek Anayasa? Anayasanın koyduğu çerçeveyi herkes bu ölçülerle değerlendirir, ya da değerlendirmez, siz bunu paylaşmaya bilirsiniz. Bunu ifade etmeye çalıştım.
Ailevî, kişisel bir tartışmaya yönelmek benim kesinlikle kabul edeceğim bir şey değildir. Maalesef Sayın Başbakan, tartışmayı bir kavim tartışmasına çekmiştir. Bundan büyük üzüntü duydum. ‘Başörtüsüyle uğraşıyorlar’ demiştir. Ben kimsenin eşinin başörtüsüyle meşgul değilim. Ben Cumhurbaşkanı olmak isteyen insanın zihninin içiyle meşgulüm. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Durduk yerde eşinin başörtüsünün gündeme getirilmesi karşısında ‘Eşlerin başörtüsü ayrı bir iştir, o siyasetin ayıbını örtmez, eşlerin başını örtmez’ dedim. Sözlerimin Sayın Hanımefendiye yönelik saygısızlık içeren bir tarafı yoktur. Bunu net bir şekilde buradan ifade ediyorum.’’
ATATÜRK’Ü SEVEN CUMHURBAŞKANI OLAMAZ
Anayasada, cumhurbaşkanlığı makamının çok özel ve saygın bir yeri olduğuna işaret eden Baykal, cumhurbaşkanlığı konusunda anayasanın koyduğu çerçevenin temel alınması gerektiğine yönelik hiçbir tereddütleri bulunmadığını vurguladı.Baykal, Anayasanın 104. maddesine göre cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını; Anayasanın öngördüğü şartları taşıyan bir kişinin cumhurbaşkanı seçileceğini belirterek,sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Ama Anayasanın öngördüğü şartları karşılayanların arasında olmaması gereken insanlar da var. Anayasanın şartlarının karşılanması, ‘en uygun cumhurbaşkanın ne olması’ sorusuna en iyi cevabı vermemize yetmez. Anayasanın şartları yerine getirilmelidir ama bence, Atatürk’ü anlayamamış, sevememiş bir insan, cumhurbaşkanı olmamalıdır.’’
|