Şimdiki durumda 2007 yılındaki genel seçim sonrasına kadar bu konuda yeni bir adım atılmayacak gibi görünüyor.
Dün AB ile müzakerelerin bazı başlıklarda açılmamasının, iki seçimden geçecek Türkiye için 2007 yılında AB ile ilişkilerin dondurulması anlamına geleceğini yazdım.
AB, 2007 yılında çetin seçimler yapacak Türkiye’den bir yıl bir şey beklemeyecek ve onu kendi haline bırakacak.
Kimseleri ürkütmemek için 301. maddeyi bile değiştiremeyen hükümetin statükoya tamamen teslim olduğu bir ortamda, Türkiye “meselelerini” tamamen kendi iç dinamikleriyle çözmeye çalışacak!
Türkiye içine kapandığı anda da devlet aygıtının Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yapmamaya yemin etmiş kesimi, beter saldırgan hale gelecektir. Baksanıza, müzakerelerin belirli başlıklarda tıkandığının belli olmasından sadece birkaç saat sonra, emekli paşalar Erdoğan aleyhine harekete geçtiler, Cumhurbaşkanı Nisan 2007’de erken seçim istedi.
AKP çok yanlış bir hesap yaptı, nazlı AB ile uzlaşmamanın kendisine puan getireceğini zannederek bir oyun oynadı, ama arkasında duracak AB desteğinin ona nasıl bir hayatiyet verdiğini düşünemedi. Son anda durumu fark ederek çark etmek istedi, ama bu manevrayı da o kadar beceriksizce yapmaya kalkıştı ki, içeride de dışarıda da kimseye yutturamadı.
Şimdi Mayıs 2007’ye dek kurşun yağmuruna tutulacak!
Hürriyet, 14.12.2006
|