Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’ın Hürriyet’e verdiği demeçte Kıbrıs kararının kendilerine danışılmadan alındığını ve konuyu kendisinin TV’den öğrendiğini söylemesi ise, bu olaydaki farklı bir unsuru oluşturmakta. Büyükanıt bu demecinde, “Bize göre bu açılım, devletin resmi görüşünden sapma anlamına gelmektedir. Limanları açacağız diyorsunuz. Hangi limanları açacaksınız” diyerek hükümetin AB atağını eleştirmekteydi
Sayın Büyükanıt’ın bu tür demeçleri vermeden önce “Siyasi sorumluluk” ve “Siyasi risk” kavramlarını da değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Örneğin AB üyelik müzakereleri süreci bir tren kazasına uğradığı takdirde doğabilecek ekonomik dalgalanmaların siyasi riski Genelkurmay’ın ilgi alanında değildir. Ya da milyarlarca dolarlık savunma alımlarının kaynağının ekonominin sağlıklı olmasına bağımlılığı da, Org. Büyükanıt’ın sorumluluk alanına girmiyor.
Ülke yaşantısındaki her olgunun taşıdığı siyasi riskleri, siyasetçiler çok derinden hisseder. Bu nedenle bir kriz nedeni olmasın diye, Org. Büyükanıt’ın YAŞ toplantısı beklenilmeden Genelkurmay Başkanlığı’na atanması yapılmamış mıdır?
Veya Genelkurmay başkanları siyasi içerikli konuşmalar yapar ve bu AB kriterleri açısından Türkiye’nin işini zorlaştırırken, kriz ve gerginlik olmasın endişesiyle ülkenin Başbakanları kendilerine bağlı olan Genelkurmay başkanlarına “Bu tür konuşmaları yapmadan önce bana danışın” dememektedir.
Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri sürecini sağlıklı sürdürmesi için üretilecek formüllerden, hem Türkiye hem KKTC yararlanacaktır. Türkiye yoksullaştığı ve krizler sarmalına düştüğü zamanlarda, KKTC de yoksullaşmış, izolasyonu daha da yıpratıcı olmuştur.
Sabah, 9.12.2006
|