Son dönemlerde bütün meseleleri ekonomik ve siyasî alanda diplomatik ilişkilerle ve siyasî güçle çözme arayışının getirdiği zaaflarla yüz yüze gibiyiz. Sürekli komplo teorileri ve kaybolmuş güvenin neticesinde neredeyse paranoya düzeyine varan şüpheci yaklaşımlar hem hayatı sıkıntılı bir hale getiriyor, hem de toplulukları her alanda atıl ve temkinli bir yapıya taşıyor. Oysa dövülmeden ağlamamak ve temkinli olmanın bütün bağları kesmek anlamına gelmediğini kabullenmek gerekiyor.
Hayat doğru bir çizgi üzerinde yürümüyor. Varlık âleminin başlangıcından beri hep devirler var. Her bitiş aynı zamanda yeni bir başlangıç. Her inişin bir çıkışı, her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı olduğuna hep inanıyor ve gelecek ile ilgili planlarımızı bu beklentilerle yapıyoruz. Zaman zaman günlük yaşantıda, hizmetlerimizde bu iniş ve çıkış dönemlerini yaşarız. Hayatın ve varlık âleminin bu dalgalanmaları karşısında kopmamak, yok olmamak için özü hep korumak, özden ayrılmamak ve iç enerjiyi hiç kaybetmemek lâzım. Cevherin muhafaza edildiği her durumda kışırın değişimleri sadece dışa yansıyan boyutla olacaktır. Sürekli yıkılan ve yeniden yapılan bedende ruhun varlığı ile bu yıkımların fark edilmemesi gibi. Bu anlamda Kaknüs'ün hikâyesi çok ibretli olmalı: "Yüz binlerce yıl önce Hindistan ormanlarından çıkmış Kaknüs; gagasındaki 365 delikle... Bu deliklermiş, onun diğer canlılar üzerindeki büyüleyici etkisi olan sesleri çıkarmasını sağlayan. Bin yıllık ömrünü sadece büyüleyici sesler çıkarmakla kalmayıp, çevresindeki diğer canlılara gözyaşları ile şifa dağıtarak geçirmiş Kaknüs. Bin yılın sonunda bir çalı çırpı yığınının üzerine tünemiş ve muhteşem nağmelerle oradaki tüm kuşları etrafına toplamış. Binlerce kuşun büyülenmiş bakışları arasında, bedenindeki son güçle kanatlarını çırpmaya başlamış. Çırpmış, çırpmış, çırpmış... Bir kıvılcımla kendini tutuşturuvermiş. Üzerine tünediği çalı çırpı ile birlikte etraftakileri eritecek güçte alev topuna dönüşmüş. Ateş; ta ki korlar ortaya çıkıncaya kadar, tüm görkemi ile yanmış. En sonunda korlar kül olduğunda; tüm kuşlar Kaknüs'e ağlarken, yavru bir Kaknüs başını çıkarıvermiş küllerin arasından tüm masumiyetiyle. Yüz binlerce yıllık efsanesini, her bin yıllık ömrünün sonunda kendi küllerinden yeniden doğarak günümüze taşımış Kaknüs"
Devirler şeklinde sürüp giden ve her an tazelenen mülk âleminde zaman zaman yenilenmek, tazelenmek, saflaşmak, temizlenmek gibi maksatlarla bitişler gerekli oluyor. Yeni bir başlangıç için. Bu bitişler bazı anlar yanmayı ve kül olmayı gerekli kılabilir. Karanlıkların aydınlıklara çıkması için hayat, Kaknüs cevherli, gözyaşlarında şifa olan ruhların yanmasını gerekli kılabilir. Bütün bu yanmalar ve kül oluşlar arasında öz ve cevher muhafaza edildikçe bütün küller yeni Kaknüs'lere gebe olacaktır. Her şeyin asıl güzellik kaynağı olan esma her yanış, kül oluş, yeniden doğuş ve tazelenmeler içinde her şeye ruh vermeye her güzelliğin asıl kaynağı olmaya devam edecektir. Bu kül oluşlar ve tazelenmeler varlığın fenasına ve Asıl Var Olan'ın bekasına, her şeyin cevherinin ve özünün ondan olduğuna işaret edecektir.
Bu yanmalar, gözyaşları ortasında beden ve kışırın tazelenmesi ruhlarda da bir tasaffi ve mülkün, kesretin ağırlıklarından kurtularak bir berat anlamına gelecektir. Bütün yıkılışların ve yok oluş gibi gözlenen dağılmaların ortasında saflaşmış ve berat etmiş ruhlarla yeni bir başlangıç taze bir açılım ve bir gül goncasına dönüşmüş esma ile açılan güller ortaya çıkabilir.
Bazan İbrahimî bir yanış mutlak teslimiyetin getirdiği kurtuluşun başlangıcı olabilir. Her şey bizim aklımıza ve tedbirlerimize münhasır değil. Hayatımızın aslının aldığımız tedbirler ve varlığa verdiğimiz yön üzerinde yürümediğini ve varlığın bütün zerrelerinin her an İlâhî iradenin kontrolü altında olduğunu hep aklımızda tutmamız gerekiyor. Yanmamak telâşı yerine, Âlemlerin Rabbi'nin emrini hakkı ile uygulamak endişesi mutlaka çözümleri çok daha kolay hale getirecek ferdi ve toplumları varlığın ve hadiselerin ağır yükü altından kurtaracaktır. Şu an insanların ve toplumların en çok ihtiyaç duyduğu şey doğru varlık yorumu olmalıdır.
|