Futbolda başarı her zaman,teknik direktörün taktiği, futbolcunun kabiliyet ve tekniği, taraftar desteği ve takımın form durumu ile doğru orantılı olmayabiliyor. Futbolcunun motivasyonu, azmi ve kendine güven duygusu da başarı ve başarısısız-lıkta önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Alınan birkaç başarılı sonuçtan sonra, medyada öne çıkan takımlarımzın daha sonra gerilemeye başlamasını da; motivasyon kaybı, "havalanma" duygusu ve başarıyı hazmedebilme kabiliyetinin olmamasına bağlıyorum. Evet büyük takım olabilmek için başarısızlık kadar başarıyı da hazmedebilmek gerekir.
Vestel Manisa ve Ersun Yanal ilk haftalarda aldığı sonuçlarla hem puan cetvelinde hem medyada zirve yaptı, sonra bir düştü ki... Ne düşüş. Kayseri ve Ertuğrul Sağlam hem lig hemde Avrupadaki başarılarının ardından; o da bir düşüş yaşadı. Ziya Doğan Trabzonspor'un başına geçip arka arkaya Beşiktaş ve Galatasaray'ı yendi, göklere çıkarıldı, şimdi son sıralara yakın. En son Sivasspor, Bülent Uygun ile alınan Beşiktaş ve Trabzon galibiyetleri ile medyada öne çıkan ve "Dört büyüklerin belalısı" olarak lanse edildikten sonra Galatasaray karşısında dağıldı.
Başta demiştik; motivasyon ve güven duygusu. Beşiktaş ve Trabzon'a karşı, disiplinli defansif ağırlıklı, dikkatli ve yüksek motivasyonla kazanılan başarıdan sonra, medyada öne çıkan futbocularda, disiplin ve hırs kaybı, amaca ulaşmanın verdiği rahatlıkla Galatasaray karşısına çıkıyor. Galatasay, rakibini daha da ciddiye alıp, yüksek motivasyonla mücadele ettiği için başarılı oluyor.
|