Düşünce kuruluşu Avrupa Reform Merkezi (CER), AB üyelik müzakerelerinin askıya alınması durumunda Türkiye’nin yeni ittifak arayışlarına girerek Rusya’yla yakınlaşacağını iddia etti.
AB üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen CER’in aralık-ocak bülteninde yayımlanan, “Türkiye ve AB Yollarını Ayırırsa” başlıklı makalede, “AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini askıya alabileceği ya da Türk hükümetinin AB yolculuğundan vazgeçebileceği” belirtilerek, böyle bir gelişmenin muhtemel sonuçları anlatıldı.
Bazı Alman ve Avusturyalı siyasetçilerin Türkiye’yi tam üye yerine “imtiyazlı ortak” olarak görmek istediği hatırlatılan makalede, bunun “asla gerçekleşmeyecek bir fantazi” olduğu ifade edildi. CER Başkanı Charles Grant ve Baş Ekonomisti Katinka Barysch tarafından kaleme alınan makalede, Türkiye’den mahrum bir AB’nin kaybedecekleri şöyle sıralandı:
“AB’nin yavaş ekonomisi, dinamik Türkiye ekonomisine ulaşma ve entegre olma umudunu kaybedecek. Aynı zamanda AB’nin yaşlanan toplumunun Türkiye’nin genç ve artan işgücü piyasasından faydalanması kısıtlanacak.
Dış politikada da darbe alacak AB’nin İslam dünyasını etkileme yeteneği azalacak.”
Halen AB’nin doğal gaz ithalatının büyük kısmının Rusya topraklarından geçen boru hatlarıyla karşılandığına dikkat çekilen makalede, Orta Doğu ya da Hazar havzasından Avrupa’ya gelecek alternatif doğal gaz boru hatları için tek güzergahın Anadolu olduğu ifade edildi.
Makalede Türkiye ile yolları ayrılmış bir AB’nin enerjide Rusya’ya bağımlılığını azaltmasının çok zor olacağına işaret edildi.
Avrupa Reform Merkezi, AB ile yollarını ayırmış bir Türkiye’de ise siyasi istikrarsızlık yaşanabileceğini ve reformların yavaşlayacağını belirtti.
Makalede Türkiye’nin, AB ile yollarını ayırması durumunda dış politikada bazı arayışlara gireceği kaydedilerek, “Türkiye, bakışını Orta Asya’ya çevirebilir. Fakat küçük ekonomileri dikkate alındığında bu ülkeler Avrupa’ya ciddi bir alternatif olamaz. Rusya ve Çin, bölgede baskın oyuncular olarak kalmaya devam edecek. AB müzakereleri çökerse ve AKP iktidarı sürerse İslam dünyasıyla bağlar daha da derinleştirilecek. Buna karşın Türkiye’nin ekonomik ve siyasi açıdan genel olarak Batı’ya yönelimi değişmeyecek” ifadeleri kullanıldı.
|