Prof. Dr. Atilla Yayla’ya destek veren Türkiye ve Ortadoğu Forumu Vakfı ve Özgür Üniversite Başkanı Dr. Fikret Başkaya, Atatürkçülüğün Türkiye’deki rejimin resmî ideolojisi olduğunu, söz konusu rejimin ülkeyi ileriye götürmesinin mümkün olmadığını söyledi. “Resmî ideolojisi olan bir toplum önünü göremez, yolunu bulamaz. Rejimin tabuları var. Bu tabuların yıkılması gerekiyor” diyen Başkaya, resmî ideolojî, cunta anayasası, YÖK varken üniversiteden bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.
Türkiye ve Orta Doğu Forumu Vakfı ve Özgür Üniversite Başkanı Dr. Fikret Başkaya, Atatürkçülüğün Türkiye’deki rejimin resmî ideolojisi olduğunu, söz konusu rejimin ülkeyi ileriye götürmesinin mümkün olmadığını söyledi. Başkaya, “Resmî ideolojisi olan bir toplum önünü göremez yolunu bulamaz. Rejimin tabuları var. Bu tabuların birer birer yıkılması gerekiyor” dedi.
Vakıf genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Kemalizm ile ilgili görüşleri sebebiyle Prof. Dr. Atilla Yayla’nın başına gelenlerin “üniversite denilen kurumların sefil manzarasını yansıtan küçük birer ayna” olduğunu ifade eden Başkaya, “Rejimin tabuları tarafından teslim alınmış, resmi ideolojiyi üretmeye koşulmuş, akademik özgürlüklerin ve genel olarak ifade özgürlüğünün değerini anlamaktan aciz bir kurum üniversite adını hak etmez” dedi.
ÖĞRETİM ÜYELERİ CESUR OLMALI
Başkaya, özerkliğin üniversitelerin olmazsa olmaz şartı olduğuna dikkat çekerek “Muhalifin düşman, farklı düşünenin hain sayıldığı bir rejim de modernlik iddiasında bulunamaz. Fakat özerk üniversite de ancak özgürlük bilincine, bilim namusu ve entelektüel dürüstlüğe sahip, hiçbir tabuya ve resmî ideolojiye itibar etmeyen bilim insanlarını varsayar” diye konuştu.
Öğretim üyelerinin onlardan bekleneni yapmadığı müddetçe yeni “linç kampanyaları”nın olacağını vurgulayan Başkaya, şunları kaydetti:
“Doğruların devlet tarafından belirlendiği, resmî doğruları eleştirenlerin, rejimin tabularına karşı çıkanların cezalandırıldığı, camilerdeki hutbeden diplomaların denkliğine varıncaya kadar MGK tarafından belirlendiği bir toplumda, özgür düşünce, özerk üniversite ve özerk kurumlar var olamaz. Nitekim var olamıyor. Üniversite üyeleri cunta anayasasını, onun üniversitelerle ilgili maddelerini, YÖK’ü içlerine sindirmeye devam ettikçe, Atilla Yayla’nın başına gelen tekrarlanmaya devam edecektir.”
Başkaya, Prof. Yayla’ya yönelik linç kampanyasını şiddetle kınadıklarını, başta meslektaşları ve öğrenciler olmak üzere, herkesin bu çirkin karalama kampanyası karşısında tavır almaya davet ettiklerini belirterek, “Unutulmasın ki, her zaman özgürlük başkasının özgürlüğüdür” değerlendirmesinde bulundu.
TABULAR YIKILMALI
Dr. Fikret Başkaya, Atilla Yayla’nın üniversitedeki görevinden uzaklaştırılması için imza kampanyasının başlatıldığını da açıklayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de özerk üniversiteler hiçbir zaman mümkün olmadı. Hem otokratik bir rejim altında kuruldu hem her darbede dokusu yırtıldı. Üniversiteler resmî doğruların korumalığını yapan bir kurum. Resmi ideoloji, cunta anayasası, YÖK diye bir ucube olursa üniversiteden bahsetmek mümkün değildir. Rejimin tabuları var; Kürt, Ermeni, Kıbrıs ve Atatürkçülük gibi. Bunların herhangi birine bir eleştiri yaptığınız zaman o zaman linç kampanyası başlatılıyor. Fakat eninde sonunda özgürlük mücadelesi verenler kazanacak. Çünkü bir yalanı 50 veya 80 sene sürdürebilirsiniz. İlelebet sürdürmeniz mümkün değil.
Bir rejimin ileriye götürmesi mümkün değil. Atatürkçülük bu rejimin resmî ideolojisidir. Resmî ideolojisi olan bir toplum önünü göremez yolunu bulamaz. Tartışmayı yasaklayan bir toplum bir kere modernlikten söz edemez. Bu tabuların birer birer yıkılması gerekiyor.”
|