Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

Guardian: “Cemayel suikasti kimin yararına?”

İngiliz Guardian gazetesi, Lübnan Sanayi Bakanı Cemayel suikastinin sebeplerini değerlendirirken, “Cemayel, Hizbullah’ın muhalefetini durdurmak amacıyla Amerika ya da müttefikleri tarafından öldürüldü. Ayrıca bu sayede Şam’ın Irak’la işbirliği ihtimalinin de engellenmesi amaçlanıyor olabilir” yorumunu yaptı

İngiliz basınında dün, Cemayel suikastinin olası nedenleri, Irak’ta barış için direnişçilerle temas kurulması, İngiltere’nin Irak’tan çekilme takvimi, Vatikan’da değişim rüzgarı, genom projesinde dev adım başlıkları öne çıktı.

BBC’nin Türkçe internet sitesi “http://www.bbc.co.uk/turkish/” adresinde yer alan basın özetlerine göre, İngiliz basını Lübnan’da Hıristiyan siyasetçi Pierre Cemayel’in önceki gün öldürülmesinin ardından doğan tartışmalara geniş yer verdi.

Guardian gazetesi, “Cemayel suikasti kimin yararına?” sorusuna yanıt olarak birbirine rakip iki sav olduğunu aktardı. Gazete, “Her iki sav da aslında geçen yıl Şubat ayında eski başbakanlardan Refik Hariri suikastı sonrasındaki dev protestoları takiben Suriye’nin çekilmesinden bu yana, Lübnan’da oluşan derin ayrılıkları yansıtıyor” diye kaydetti.

Birinci teoriye göre, bu ay içinde altı Şii bakanın istifası ve Sanayi Bakanı Cemayel’in öldürülmesi ardından, hükümetin devrilmesi, Suriye’nin Lübnan’daki casuslarının, hükümetten iki kişiyi daha öldürmesine kaldı. Lübnan anayasasına göre üye yeter sağlanamadığından, hükümet düşecek. Yeni hükümet Birleşmiş Milletler’in (BM) Hariri suikastı için kurmak istediği mahkemeyi engelleyecek ve Şam, böyle bir davada yargılanma utancından kurtulmuş olacak. Suriye istihbaratında bazı kesimlerin, Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın bilgisi dışında, Lübnanlı milletvekillerine BM mahkemesini reddetmeleri için gözdağı verdiği yönünde savlar da var.

İkinci teoride ise “Cemayel, Hizbullah’ın muhalefetini durdurmak amacıyla Amerika ya da müttefikleri tarafından öldürüldü. Ayrıca bu sayede Şam’ın Irak’la işbirliği ihtimalinin de engellenmesi amaçlanıyor olabilir” deniyor.

Guardian, aynı sayfada başka bir haberde de Suriye’nin Hariri suikasti nedeniyle, BM mahkemesiyle işbirliğini reddettiğini duyurdu. Haberde, dışişleri bakan yardımcısının, “Suriye’de bağımsız ve adil bir yargı sistemi olduğu, bu nedenle de, Suriye vatandaşlarının uluslararası bir mahkemede yargılanmasını kabul etmedikleri” yolundaki görüşüne yer verildi.

Irak’ın geleceği ve buradaki koalisyon askerlerinin varlığına ilişkin haberler de İngiliz basınında bu sabah geniş şekilde işlenen konular arasında. Times gazetesi, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin şiddeti sona erdirmek amacıyla ilk kez isyancılarla görüşme masasına oturacağını aktardı. El Maliki, ülkedeki mezhep çatışmalarına dur demek için ülkedeki isyancı grupların temsilcileriyle bir araya gelmeye karar verdi. Ulusal Diyalog ve Uzlaşma Bakanı Ekrem el Hakim’in Times’a verdiği bilgiye göre, bir günlük zirve Şam ya da Amman’da düzenlenecek. Barış girişimi, BM’nin, dün Eylül ve Ekim aylarında ölenlerin sayısının 7 bini aştığını açıklaması ardından geldi. Ekim, Irak’ta 2003 yılında bu yana yaşanan en kanlı ay oldu. Haberde ayrıca zirveye El Kaide gibi dış kökenli örgütlerin katılmayacağı belirtiliyor.

Irak’taki koalisyon askerlerinin ne zaman çekileceği yolunda tartışmalar sürerken, İngiltere Dışişleri Bakanı Margaret Beckett’dan bir tarih geldi: Gelecek bahar. Beckett, Basra’nın Irak güvenlik güçlerine teslim edilmesi ardından, buradaki askerlerin yarısının gelecek yıl ortasında evlerine dönebileceklerini söyledi. Times’ın edindiği bilgiye göre, İngiltere, asker sayısını 7 bin 200’den 3 bine düşürmeyi hedefliyor. Plana göre, Basra’da konuşlanmış bulunan İngiliz askerleri, kent dışındaki Şayba üssüne ve havaalanına nakledilecek, ardından altı ile dokuz ay içinde aşamalı olarak İngiltere’ye gönderilecek. Irak’ta 2003 yılının Mart ayından bu yana farklı farklı dönemlerde 105 bin İngiliz askeri görev yaptı. Bu süre zarfında ölen asker sayısı ise 125.

“IRAK İÇ SİYASET MALZEMESİ”

Daily Telegraph ise başyazılarından birinde, Dışişleri Bakanı Margaret Beckett’ın açıklamalarını değerlendirerek “Irak’ı terk etmeyin” diyor. Yazıda şu bilgilere yer veriliyor: “Dışişleri Bakanı’nın İngiliz birliklerinin Irak’ta güvenliği devredeceği yolundaki sözleri, sivil can kayıplarının görülmedik oranda arttığı bir dönemde uygun düşmeyebilir. Ancak Margaret Beckett gibi sağlam bir bakanın bu sözleri ancak Atlantik’in her iki yakasında da mevcut Irak politikalarına karşı esmekte olan rüzgara duyarsız kalamadığını gösteriyor. Halkın işgal konusundaki görüşlerine önem veren hükümet, askerlerimizin dönüşünün çok da uzamayacağı izlenimini vermek istiyor. Bu anlayış, Zikar ve Muthanna eyaletlerinde sorumluluğun Iraklılara bırakılmasından güç alıyor, Misan’ın da yakında bu iki eyaleti izlemesi bekleniyor. Ancak Basra İngiliz askerlerinin ve nüfusun yoğun olduğu ve siyasi istikrarsızlığın yaşandığı bir yer. Buradaki askeri varlığımızı yarıya indirmekten bahsetmek akıl dışı. Dışişleri Bakanı bu eyaletleri iç siyasete kurban edecek gibi görünüyor.”

Guardian manşetten verdiği haberinde, yıllar süren muhalefetin ardından

Vatikan’ın prezervatif konusundaki görüşünün değişmeye yüz tuttuğunu duyurdu. Gazeteye göre, Katolik Kilisesi, prezervatif kullanımına tümden yasak getiren anlayışta tarihi bir değişikliğe gitme yolunda ilk adımı attı. Papa 16. Benedict’in sağlık bakanının, kendisini, belli durumlarda, bilhassa AİDS’le mücadele konusunda prezervatif kullanımını onaylaması yolunda teşvik ettiği öğrenildi. Haberde, henüz kamuya ilan edilmeyen bu tavsiyelerin, karara bağlanmasından önce, aşırı muhafazakar ve dini değerlerin korunmasından sorumlu Vatikan biriminde görüşülmesi gerektiği ifade ediliyor. İnsan hakları örgütleri ve AİDS’le savaşım dernekleri bu konuda Vatikan’a uzun süredir bastırıyordu.

Independent gazetesinin manşetten verdiği haberin başlığı: “Hayatın kitabı yeniden yazıldı” 13 araştırma merkezinden bilim adamları, insanlığa dair bilinenleri tümden değiştirebilecek bir genetik keşfe imza attıklarını söylüyor. Habere göre, Afrika, Asya ve Avrupa’dan üç ırkı inceleyen bilim adamları, önceden bilinenin aksine, her bireyin birbirinden çok daha farklı genetik özellikler içerdiğini ortaya koydu. Haberde şu ifadeler yer aldı: “İnsanların birbirlerinden farkı yüzde 99,9 değil, yüzde 99. Ancak bu küçük fark bile insanların farklılıklarını, fiziksel hatta ruhsal farklılıklarını açıklamaya yetiyor. Örneğin, önceden insanların her bir ebeveynden farklı farklı birer gen aldıkları varsayılıyordu. Ancak, şimdi bazı genlerin birkaç kez tekrarlandıkları anlaşıldı. Uzmanlar, bu sayede anlaşılması en güç, tedavi edilemez hastalıklara çare bulabilir. Çocukluk hastalıkları, kanser ve bunama gibi hastalıkların teşhisinde yeni yöntemler izlenebilir.”

24.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Yine cenaze, yine hesaplaşma

  Guardian: “Cemayel suikasti kimin yararına?”

  Ziyaret öncesi Ayasofya gerginliği

  Olmert: Irak savaşı İsrail’e yaradı

  Camilerin sayısı artıyor, kiliselerin sayısı azalıyor

  KGB ajanının durumu kötüleşiyor

  Belçikalı asker Lübnan’ı karıştırdı

  Irak’ta 3 Amerikan askeri öldürüldü

  Etiyopya’dan Somalili Müslümanlara savaş uyarısı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004