Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Yine cenaze, yine hesaplaşma

Hariri’nin cenazesinde olduğu gibi Pierre Cemayel’in cenazesi de yine Suriye yanlıları ile karşıtları arasında bir hesaplaşma arenasına dönüştü. Bu bağlamda, Lübnan’ın başşehri Beyrut’ta, suikasta kurban giden Sanayi Bakanı Piyer Cemayel’in cenaze töreninden önce on binlerce kişi, Suriye’ye yakınlığıyla tanınan Devlet Başkanı Emil Lahud ve Suriye aleyhine gösteri düzenledi.

Beyrut’un merkezinde toplanan kalabalık, Lübnan bayrakları açarak, Lahud’un, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın posterlerini yerlere atıp çiğnedi. Kalabalık, Lahud’a atıfta bulunarak, “Beşar’ın ajanı, Lübnan Başkanlık Sarayından çık”, Hizbullah’a atıfta bulunarak da “sadece orduda silah istiyoruz” sloganları attı.

Bu arada, Oğlu öldürülen eski Lübnan devlet başkanı Emin Cemayel, Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud ile Hıristiyan General Michel Aoun’u suçlayan açıklamalarda bulundu. Öldürülen Sanayi Bakanı oğlu Piyer Cemayel’in cenaze töreninin yapılacağı gün Fransız Le Figaro gazetesine demeç veren Emin Cemayel, Lahud’u, “Suriye’nin Lübnan’daki çıkarlarını temsil etmek”, hiçbir saldırıyı kınamayan General Aoun’u da “Lübnan’daki Suriye oyununu saklamakla” suçladı. “Suriye, Lübnan’daki askeri varlığını sona erdirmeyi hiçbir zaman hazmedemedi” diyen Cemayel, Hizbullah’ın da Şam ile ittifakını gizlemediğini ifade etti. Son zamanlarda suikasta kurban gidenleri “şehit” olarak niteleyen Cemayel, bu kişilerin hepsinin genç olduğunu da söyledi ve “Geleceğin kadrolarını hedef aldılar” dedi.

Lübnan’da bir iç savaş alameti görmediğini de kaydeden Cemayel, “Hizbullah başka Lübnanlılara karşı silaha davranamaz, davranırsa Arap dünyasında kazandığı saygınlığı yitirir” yorumunda bulundu. Piyer Cemayel’in cenazesi, dün Saint-Georges Katedralindeki cenaze töreninden sonra defnedildi.

/ BEYRUT

24.11.2006


 

Guardian: “Cemayel suikasti kimin yararına?”

İngiliz Guardian gazetesi, Lübnan Sanayi Bakanı Cemayel suikastinin sebeplerini değerlendirirken, “Cemayel, Hizbullah’ın muhalefetini durdurmak amacıyla Amerika ya da müttefikleri tarafından öldürüldü. Ayrıca bu sayede Şam’ın Irak’la işbirliği ihtimalinin de engellenmesi amaçlanıyor olabilir” yorumunu yaptı

İngiliz basınında dün, Cemayel suikastinin olası nedenleri, Irak’ta barış için direnişçilerle temas kurulması, İngiltere’nin Irak’tan çekilme takvimi, Vatikan’da değişim rüzgarı, genom projesinde dev adım başlıkları öne çıktı.

BBC’nin Türkçe internet sitesi “http://www.bbc.co.uk/turkish/” adresinde yer alan basın özetlerine göre, İngiliz basını Lübnan’da Hıristiyan siyasetçi Pierre Cemayel’in önceki gün öldürülmesinin ardından doğan tartışmalara geniş yer verdi.

Guardian gazetesi, “Cemayel suikasti kimin yararına?” sorusuna yanıt olarak birbirine rakip iki sav olduğunu aktardı. Gazete, “Her iki sav da aslında geçen yıl Şubat ayında eski başbakanlardan Refik Hariri suikastı sonrasındaki dev protestoları takiben Suriye’nin çekilmesinden bu yana, Lübnan’da oluşan derin ayrılıkları yansıtıyor” diye kaydetti.

Birinci teoriye göre, bu ay içinde altı Şii bakanın istifası ve Sanayi Bakanı Cemayel’in öldürülmesi ardından, hükümetin devrilmesi, Suriye’nin Lübnan’daki casuslarının, hükümetten iki kişiyi daha öldürmesine kaldı. Lübnan anayasasına göre üye yeter sağlanamadığından, hükümet düşecek. Yeni hükümet Birleşmiş Milletler’in (BM) Hariri suikastı için kurmak istediği mahkemeyi engelleyecek ve Şam, böyle bir davada yargılanma utancından kurtulmuş olacak. Suriye istihbaratında bazı kesimlerin, Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın bilgisi dışında, Lübnanlı milletvekillerine BM mahkemesini reddetmeleri için gözdağı verdiği yönünde savlar da var.

İkinci teoride ise “Cemayel, Hizbullah’ın muhalefetini durdurmak amacıyla Amerika ya da müttefikleri tarafından öldürüldü. Ayrıca bu sayede Şam’ın Irak’la işbirliği ihtimalinin de engellenmesi amaçlanıyor olabilir” deniyor.

Guardian, aynı sayfada başka bir haberde de Suriye’nin Hariri suikasti nedeniyle, BM mahkemesiyle işbirliğini reddettiğini duyurdu. Haberde, dışişleri bakan yardımcısının, “Suriye’de bağımsız ve adil bir yargı sistemi olduğu, bu nedenle de, Suriye vatandaşlarının uluslararası bir mahkemede yargılanmasını kabul etmedikleri” yolundaki görüşüne yer verildi.

Irak’ın geleceği ve buradaki koalisyon askerlerinin varlığına ilişkin haberler de İngiliz basınında bu sabah geniş şekilde işlenen konular arasında. Times gazetesi, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin şiddeti sona erdirmek amacıyla ilk kez isyancılarla görüşme masasına oturacağını aktardı. El Maliki, ülkedeki mezhep çatışmalarına dur demek için ülkedeki isyancı grupların temsilcileriyle bir araya gelmeye karar verdi. Ulusal Diyalog ve Uzlaşma Bakanı Ekrem el Hakim’in Times’a verdiği bilgiye göre, bir günlük zirve Şam ya da Amman’da düzenlenecek. Barış girişimi, BM’nin, dün Eylül ve Ekim aylarında ölenlerin sayısının 7 bini aştığını açıklaması ardından geldi. Ekim, Irak’ta 2003 yılında bu yana yaşanan en kanlı ay oldu. Haberde ayrıca zirveye El Kaide gibi dış kökenli örgütlerin katılmayacağı belirtiliyor.

Irak’taki koalisyon askerlerinin ne zaman çekileceği yolunda tartışmalar sürerken, İngiltere Dışişleri Bakanı Margaret Beckett’dan bir tarih geldi: Gelecek bahar. Beckett, Basra’nın Irak güvenlik güçlerine teslim edilmesi ardından, buradaki askerlerin yarısının gelecek yıl ortasında evlerine dönebileceklerini söyledi. Times’ın edindiği bilgiye göre, İngiltere, asker sayısını 7 bin 200’den 3 bine düşürmeyi hedefliyor. Plana göre, Basra’da konuşlanmış bulunan İngiliz askerleri, kent dışındaki Şayba üssüne ve havaalanına nakledilecek, ardından altı ile dokuz ay içinde aşamalı olarak İngiltere’ye gönderilecek. Irak’ta 2003 yılının Mart ayından bu yana farklı farklı dönemlerde 105 bin İngiliz askeri görev yaptı. Bu süre zarfında ölen asker sayısı ise 125.

“IRAK İÇ SİYASET MALZEMESİ”

Daily Telegraph ise başyazılarından birinde, Dışişleri Bakanı Margaret Beckett’ın açıklamalarını değerlendirerek “Irak’ı terk etmeyin” diyor. Yazıda şu bilgilere yer veriliyor: “Dışişleri Bakanı’nın İngiliz birliklerinin Irak’ta güvenliği devredeceği yolundaki sözleri, sivil can kayıplarının görülmedik oranda arttığı bir dönemde uygun düşmeyebilir. Ancak Margaret Beckett gibi sağlam bir bakanın bu sözleri ancak Atlantik’in her iki yakasında da mevcut Irak politikalarına karşı esmekte olan rüzgara duyarsız kalamadığını gösteriyor. Halkın işgal konusundaki görüşlerine önem veren hükümet, askerlerimizin dönüşünün çok da uzamayacağı izlenimini vermek istiyor. Bu anlayış, Zikar ve Muthanna eyaletlerinde sorumluluğun Iraklılara bırakılmasından güç alıyor, Misan’ın da yakında bu iki eyaleti izlemesi bekleniyor. Ancak Basra İngiliz askerlerinin ve nüfusun yoğun olduğu ve siyasi istikrarsızlığın yaşandığı bir yer. Buradaki askeri varlığımızı yarıya indirmekten bahsetmek akıl dışı. Dışişleri Bakanı bu eyaletleri iç siyasete kurban edecek gibi görünüyor.”

Guardian manşetten verdiği haberinde, yıllar süren muhalefetin ardından

Vatikan’ın prezervatif konusundaki görüşünün değişmeye yüz tuttuğunu duyurdu. Gazeteye göre, Katolik Kilisesi, prezervatif kullanımına tümden yasak getiren anlayışta tarihi bir değişikliğe gitme yolunda ilk adımı attı. Papa 16. Benedict’in sağlık bakanının, kendisini, belli durumlarda, bilhassa AİDS’le mücadele konusunda prezervatif kullanımını onaylaması yolunda teşvik ettiği öğrenildi. Haberde, henüz kamuya ilan edilmeyen bu tavsiyelerin, karara bağlanmasından önce, aşırı muhafazakar ve dini değerlerin korunmasından sorumlu Vatikan biriminde görüşülmesi gerektiği ifade ediliyor. İnsan hakları örgütleri ve AİDS’le savaşım dernekleri bu konuda Vatikan’a uzun süredir bastırıyordu.

Independent gazetesinin manşetten verdiği haberin başlığı: “Hayatın kitabı yeniden yazıldı” 13 araştırma merkezinden bilim adamları, insanlığa dair bilinenleri tümden değiştirebilecek bir genetik keşfe imza attıklarını söylüyor. Habere göre, Afrika, Asya ve Avrupa’dan üç ırkı inceleyen bilim adamları, önceden bilinenin aksine, her bireyin birbirinden çok daha farklı genetik özellikler içerdiğini ortaya koydu. Haberde şu ifadeler yer aldı: “İnsanların birbirlerinden farkı yüzde 99,9 değil, yüzde 99. Ancak bu küçük fark bile insanların farklılıklarını, fiziksel hatta ruhsal farklılıklarını açıklamaya yetiyor. Örneğin, önceden insanların her bir ebeveynden farklı farklı birer gen aldıkları varsayılıyordu. Ancak, şimdi bazı genlerin birkaç kez tekrarlandıkları anlaşıldı. Uzmanlar, bu sayede anlaşılması en güç, tedavi edilemez hastalıklara çare bulabilir. Çocukluk hastalıkları, kanser ve bunama gibi hastalıkların teşhisinde yeni yöntemler izlenebilir.”

24.11.2006


 

Ziyaret öncesi Ayasofya gerginliği

Papa 6. Benediktus’un 28 Kasımda Türkiye’ye yapacağı ziyareti protesto amacıyla önceki gün Ayasofya Müzesinde yapılan protesto eylemi, dünkü İtalyan gazeteleri tarafından manşete çıkarıldı.

Corriere della Sera gazetesi, “Türkiye’de milliyetçiler Papa’ya karşı” manşetiyle çıktı. Manşetin spot cümlelerinde ise şu ifadelere yer verildi: ‘’Bozkurtlar, Eski Ayasofya Bazilikasını işgal etti. Vatikan, ‘Olaylar kaygı verici değil’ dedi. Papa’nın ziyaretini protesto amacıyla İstanbul’da aşırı milliyetçi yüzlerce ‘bozkurt’ tarafından Eski Ayasofya Bazilikası işgal edilirken, Vatikan olayı küçümseme eğiliminde.” La Repubblica gazetesinin manşetinde de, “İstanbul’da Ayasofya işgal edildi: Papa’ya hayır” ifadesi kullanıldı.

Bu arada, Vatikan’a bağlı kurumlardan biri olan Papalık Adalet ve Barış Kurulunun Başkanı Kardinal Raffaele Martino, 16. Benediktus’un Müslümanlarla ilişkileri geliştirmeye özen gösteren bir kişi olduğunu ileri sürdü. Kardinal Martino, İtalyan gazetelerinden La Repubblica’da dün yayımlanan özel demecinde, 16. Benediktus’un 12 Eylüldeki konuşmasının İslâm dünyasında sebep olduğu tepkilere ilişkin soruyu, “Papa 16. Benediktus için İslam’la ilişkiler önemli. Bu konuda en ufak bir kuşku yoktur. 16. Benediktus’un açık bir insan olduğu ortada” diye cevapladı.

Martino, sözlerinin devamında, “Kendisiyle yaptığım tüm görüşmelerde, onun bir Papa olarak gerek diğer Hıristiyan kiliseleri, gerekse İslâm’la diyalogdan söz ettiğine şahit oldum. Bu konuda konuşmakla da kalmayıp benden bu konuda girişimlerde bulunulmasını da istiyor” ifadesini kullandı. Kardinal Martino, Ayasofya Müzesinde yapılan eyleme ilişkin soruya ise “Olay beni hayal kırıklığına uğratmıştır. Zira Papa, Ankara ve İstanbul’a, diyalog ve buluşmaya açık bir barış gezgini olarak gidecek” karşılığını verdi.

Olayın büyütülmemesi gerektiğini belirten Martino, “İkinci Jean Paul de Türkiye’ye gittiğinde protestolar olmuş, Ağca Papa’yı ölümle tehdit etmişti. Türk hükümeti yetkililerinin, seyahatin güven içinde geçmesi için mümkün olan her şeyi yapacaklarından eminim” diye konuştu. Kardinal Martino, Papa’nın İstanbul’da olduğu sırada şehirde düzenlenmesi öngörülen protesto mitinginin seyahat programında değişikliğe sebep olup olmayacağına ilişkin bir soruya karşılık olarak ise şunları söyledi:

“Kesinlikle hayır! Bazı hadiseler münferit olaylardır. Bunlar, tüm halkın düşüncesinin ifadesiymiş gibi yorumlanamaz. Papa, Ankara ve İstanbul’a diyalog ruhuyla gidiyor.”

/ ROMA

24.11.2006


 

Olmert: Irak savaşı İsrail’e yaradı

İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Irak’taki savaşın, İsrail için iyi olduğunu söyledi. Bush’un politikalarının ABD içinde tartışmalı olduğunu kaydeden Olmert, “Ben ise Başkan’ı destekliyorum çünkü Saddam Hüseyin’siz Irak, İsrail’in güvenliği için daha iyi” dedi.

Olmert, kendisini ziyaret eden Amerikan yahudileri heyetine hitaben yaptığı konuşmada, ABD Başkanı George Bush’un politikalarının Irak’ta ve Orta Doğu’da destekçilerinin de olduğunu, muhaliflerinin de bulunduğunu belirtti. Bush’un politikalarının ABD içinde de tartışmalı olduğunu kaydeden Olmert, ‘’Ben ise Başkan’ı destekliyorum çünkü Saddam Hüseyin’siz Irak, İsrail’in güvenliği için daha iyi’’ dedi.

24.11.2006


 

Camilerin sayısı artıyor, kiliselerin sayısı azalıyor

Almanya’da yapılan bir araştırma, ülke genelinde camilerin sayısının arttığını, kiliselerin sayısının ise azaldığını gösterdi. Merkezi İslâm Arşivi Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre, minareli ve kubbeli camilerin sayısı 2004 yılından bu yana 141’den 159’a yükseldi.

Almanya’da 128 caminin inşaatı da sürüyor. Enstitü Başkanı Salim Abdullah, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, Alman vatandaşı Müslümanların sayısının 1960’li yılların başından bu yana 56 binden yaklaşık bir milyona yükseldiğini söyledi.

Gazetenin haberinde, buna karşın ülkedeki kiliselerin sayısının azaldığı, sadece Essen şehri ve çevresindeki 350 kiliseden 96’sının kapatıldığı ya da başka amaçlarla kullanıldığı ifade edildi. Haberde, bunun, kiliselere gidenlerin sayısının ve buna bağlı olarak kilise gelirlerinin azalmasından kaynaklandığı kaydedildi.

/ BERLİN

24.11.2006


 

KGB ajanının durumu kötüleşiyor

İngiltere’nin başşehri Londra’da zehirlendikten sonra hayat mücadelesi veren, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin karşıtı eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun durumunun kötüleştiği bildirildi.

Litvinenko’nun arkadaşı Alex Goldfarb, College Üniversite Hastanesinde tedavi gören eski ajanın önceki gece kalp yetmezliği sebebiyle solunum cihazına bağlandığını söyledi. College Üniversite Hastanesinden yapılan açıklamada da Litvinenko’nun durumunun gece kötüleştiği bildirildi. Açıklamada, “Şu anda durumu çok ciddi ve yoğun bakımda” denildi. Alexander Litvinenko, 1 Kasım’da kendisine verildiği sanılan içeriği belirsiz bir maddeyle zehirlenmişti. Doktorlar önce zehrin talyum olduğunu açıklamışlar, ancak daha sonra bunun talyumdan daha tehlikeli bir radyoaktif bileşik olabileceği belirtilmişti. Litvinenko’nun bağışıklık sistemi, yutarak vücuduna aldığı zehir sebebiyle çökmüş ve sinir sistemi hasar görmüştü. Rusya dış istihbarat servisi SVR, eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun zehirlenmesi olayıyla ilgilerinin olmadığını açıklamıştı.

/ LONDRA

24.11.2006


 

Belçikalı asker Lübnan’ı karıştırdı

Belçika Federal Savcılığı, Lübnan’daki BM gücü bünyesinde görevlendirilmiş olan bir silahlı kuvvetler mensubunun, “ırkçılık ve iftira” gerekçeleriyle geri çekildiğini, bu subay hakkında soruşturma açıldığını bildirdi.

Savcılık kaynakları, 25 yaşındaki subayın Lübnan’da yaptığı açıklamalarda, “silahlarını İsrail’e karşı ateşleyememekten üzüntü duyduğunu” söylediğini bildirdi. Söz konusu subayın Flaman olduğu ve Valon Belçikalıları hedef alan ırkçı ifadeler kullandığı ifade ediliyor.

/ BRÜKSEL

24.11.2006


 

Irak’ta 3 Amerikan askeri öldürüldü

Irak’ın batısındaki Anbar bölgesinde çıkan çatışmalarda 3 Amerikalı askerin öldüğü bildirildi.

ABD ordusundan yapılan açıklamada, Anbar’da görev yapan 3 Amerikan deniz piyadesinin önceki gün ‘’düşman ateşi’’ sonucu öldürüldüğü belirtildi. Son ölümlerle birlikte bu ay Irak’ta ölen Amerikalı asker sayısı 52’ye yükseldi. Savaş başladığından beri yaklaşık 2 bin 900 askerin öldüğü belirtiliyor.

/ BAĞDAT

24.11.2006


 

Etiyopya’dan Somalili Müslümanlara savaş uyarısı

Etiyopya Başbakanı Meles Zenawi, ülkesinin Somali’deki güçlü İslâmî hareketle savaşmak için hazırlıkları tamamladığını bildirdi.

Meles, Somali’deki Müslüman milislerin, zayıf hükümeti korumak üzere Somali’de bulunan Etiyopya askerlerine savaş ilan etmelerinin Etiyopya’ya yapılmış ciddi bir tehdit olduğunu ifade etti. Başbakan, “Bu grup, Etiyopya için ciddi bir tehdittir. Bu durumu ortadan kaldırmak ve tehlikeyi önlemek için hükümetimiz ilk olarak diyalog yoluna müracaat etti fakat bu teşebbüsümüz başarısız oldu. Ülkemiz tehlike altındayken hükümetimiz bu tehdide karşı ülkeyi savunma hakkına tam olarak sahiptir” dedi. Meles, “Hükümet bu konudaki hazırlıklarını tamamladı” diye konuştu.

/ ADDİS ABABA

24.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004