Ey sabırsız hasta kardeş
Iztırabın hazır bir elemi veriyor belki
Zamanla şifa bulunca yaralar
Elinde kalıyor
Bir manevî ruhî lezzet
Cennete lâyıktır hastadaki bu halet
Hızır bile gıptakâr izliyor seni
Sen yeterli ömrün müddetince
Çektiğin sıkıntılara sabret
Bugünden belki bu andan itibaren
Hayatında ızdırap olmayacak
Elbette, yoktan elem yok
Elem olmazsa keder yok teessür yok
Tevehhümün
Sabırsızlığı dâvet ediyor
Sabırsızlığın
İki dünyada elemli meyve veriyor
Senin geçmiş elemlerin gitti,
ümit var ol
Sevabın ve zevalindeki
lezzetin var elinde
Sana bunlar versin sürur
Ve sevin nihayetsiz kârdasın
Gelecek günler henüz gelmemiş
Gelmemiş o zaman ne musibet ne acı
Onları unut sakın düşünme
Yok bir günde
Yok olan bir hastalıktan
Yok olan bir elemden
Tevehhüm ile düşünüp üzülme
Bu üç yoklar teşekki ile
Ademe vücut rengi verdirir
Seni divane eder
Dilin söyler yalancı bir şikâyet
Elinde kalır ızdıraplarla keder
Madem bu saatten evvelki musibet
Sana kârlı bir kazanç
Ondan ne dâvâ et ne de şikâyet
Ve madem bundan sonrası madum
Hastalık madum
Elem madum
Öyleyse kahrını çekme yok olan yok’un
Elindeki sabrı dağıtma sağa sola
Bulunduğun andaki dehşete
tahşid et sabrın
Ya sabur de
Ondan gelen her ezaya
Tebessümlü sabırla memnun
et Rabbini.
|