Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

Risâle-i Nur ‘gücü’nü Kur’ân’dan alan bir bürhandır

Risâle-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesi tarafından düzenlenen seminerler serisi devam ediyor. Edebiyatçı yazar Sadık Yalsızuçanlar “Risâle-i Nur’da İrfan” konulu seminer verdi.

Şube seminer salonunda yapılan seminerde İkinci Dünya Savaşının yaşandığı günlerde herkesin radyo başında son gelişmeleri takip etmesine rağmen Bediüzzaman’ın başka bir konuya dikkat çektiğini ifade eden Yalsızuçanlar, “Bediüzzaman bu durumu ‘Kalbimi başka maksatlar doldurmuş. Her insanın başına kâinat kadar büyük bir dâvâ açılmış’ şeklinde ifade etmektedir. Bu ifadede bir sır saklıdır. O da şudur: Kendi çağının manevî çekim merkezi olan ve imamiyet vazifesiyle tavzif edilmiş bulunan kimselerin nazar ve dikkati tümüyle İlâhî Merkez’dedir. Oraya, yani kozmik çarkın merkezine yerleşirler ve görevlerini o konumlanma durumundan hareketle ifa ederler” dedi.

Arif kişinin kozmik çarkın merkezinde olduğunu ve İlâhî Hakikat’le arasında ya çok az perde kaldığını ya da gözlerinden o perdelerin tümüyle giderildiğini vurgulayan Yalsızuçanlar, seminerde şunları söyledi:

“Sahabi, âlim ve ariflerin birçoğu, eserlerinde Risâle-i Nur’u ve Üstad Bediüzzaman’ı müjdelemişlerdir. Sikke-yi Tasdik-i Gaybî’de Üstad Hazretleri, özellikle Hazret-i Ali’nin (r.a.) bu husustaki işaretlerini ayrıntılarıyla ortaya koyar. Burada adı geçen Gavs-ı Âzam'dan (r.a.) da Risâle-i Nur’un birçok yerinde söz eder. Abdülkadir-i Geylânî için, ‘kudsî mürşidim ve üstadım’ der. İbn Arabî Hazretleri, Gavs-ı Âzam’ın halifesinin halifesidir ve onun hırkasını giymiştir. Onun Fütuhu’l-Gayb’ının Yeni Said’e geçiş sürecinde önemli bir tesiri söz konusudur. Bir gün Fütûhu’l-Gayb’ı açar ve kendisine hitap eden bir cümleyi okur. Burada Üstad’ın okuduğu metin, Gavs-ı Âzam’ın (r.a.) Fethü’r-Rabbânî adlı kıymetli eseriyle birlikte neşredilmiş olan Fütûhu’l-Gayb’dır. Kitapta, Üstad’ın sözünü ettiği bahis dışında çok sayıda işaret ve ima vardır.

“Risâle-i Nur’u sadece Hz. Ali ve Gavs-ı Âzam müjdelememektedir. Başta İbn Arabî Hazretleri olmak üzere (Füsus’ta Risâle-i Nur’la ve Üstad’la ilgili çok sayıda ihbar yer alır) İmam-ı Rabbânî, Şâh-ı Nakşibend (r.a.) hazeratı gibi pek çok imamın, ârif ve âlimin eserlerinde bu türden ihbarata rastlamak mümkündür ve bu son derece olağandır.”

“Bediüzzaman Hazretleri kendisinin vazifesinin mütercimlik olduğunu beyan eder eserlerinde. Demek ki, o da velâyet dillerinin tümünü bilmekte ve tercümanlık yapmaktadır.

“Risâle-i Nur bürhandır, ama Kur’ân’dan te’yid edilmiş, ‘gücü’nü Kur’ân’dan alan bir bürhandır, Kur’ân’a güç veren bir bürhan değildir. Şerefi, Kur’ân’dan söz etmesindendir. Kur’ân’a tercümanlığındandır. Bu anlamda bâhir bir bürhandır.

“Risâle-i Nur, bir tefsirdir. Hem bir ilim olarak tefsir ilmine dahil bir tefsirdir; hem de ‘te’vil’ düzeyine ulaşmış, yani zâtiiyyûn olan bir İmam’ın te’vilidir. Kur’ân’ın bilgilerle ve zihnî bir çabayla ‘tefsir’i yapılabilir, aklî veya naklî tefsiri söz konusu olabilir, ama Kur’ân’ın sonsuz olan anlam hazinelerinin en tesirli, en derinlikli ve irşad edici biçimde tefsirinin yapılabilmesi için te’vil düzeyine erişmiş olmak gerekir. Bu, müfessirin manevî mertebe ve makamına göre değişir. Risâle-i Nur, Kur’ân’ın manevî i’cazının parıltısıdır. Allah’ın en-Nur isminin tecelli ve feyzine mazhar bir Kur’ân tefsiridir.”

Yeni Asya / ANKARA

15.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Binler “Sevgi Dünyası”nda buluştu

  Risâle-i Nur ‘gücü’nü Kur’ân’dan alan bir bürhandır

  Sivil toplum konuşmaları başlıyor


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004