Eğitimciler Birliği Sendikası’nın (Eğitim-Bir-Sen) ‘Türk Eğitim Sisteminde Yeni Paradigma Arayışları Sempozyumu’nu tamamlanarak, “sonuç bildirgesi” yayınlandı.
Bildirgede,”Giderek yönetilmez bir hale gelen ve koordinasyon güçlüğü yaşanan Millî eğitim merkez teşkilatı, eğitimle ilgili rutinlerle uğraşmak ve bürokrasiyle boğuşmaktan çıkarılarak, eğitimle ilgili etkin politika ve stratejiler üreten ve Türkiye’nin geleceğini sürekli kurgulayan ve inşa eden bir yapıya dönüştürülmelidir” denildi.
Eğitim politikalarına ışık tutmak, ülkemizin en hayatî önemdeki konusu olan eğitimle ilgili yeni bakış açılarının ve alternatif çözümlerin tartışılmasını sağlamak amacıyla, 4–5 Kasım 2006 tarihlerinde Ankara Başkent Öğretmenevi’nde Eğitim-Bir-Sen’in düzenlediği ‘Türk Eğitim Sisteminde Yeni Paradigma Arayışları Sempozyumu’nun tamamlanarak “sonuç bildirgesi” yayınlandı. Sonuç bildirgesinde bütün okul tür ve kademeleriyle alanlar arasındaki her türlü dikey ve yatay geçişler bütünüyle özgür ve esnek hale getirilmelisi istenilen bildirgede, bir üst öğrenim kurumuna öğrenci seçmede kullanılan ve öğrencilerin düşük düzeydeki zihinsel yeterliliklerini ölçmeye çalışan OKS gibi sınavların terk edilerek; yerine otantik değerlendirme sistemi gibi alternatif yöntem, araç ve gereçler geliştirilmesi istendi. Eğitim sisteminin yaygın eğitim ile örgün eğitim arasında karşılıklı geçişlere imkân sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi, yaygın eğitimin örgün eğitim kurumları ile denkliğini sağlayacak belgelendirme sistemi geliştirilmesi gerektiği kaydedildi.
EĞİTİM MERKEZE ALINMALI
Sonuç bildirgesinde yer alan tekliflerin satır başları şöyle:
Eğitim bölgeleri yapı ve işleyiş açısından daha ekin hale getirilmeli, kaynak sağlama ve kullanma bakımından yetkilendirilip güçlendirilmelidir.
Uzun vadede lise eğitimi zorunlu hale getirileceğinden, lise tür ve sayısı en aza indirgenmeli, birçok lise türüne son verilmelidir.
Türkiye, eğitim sistemini, tarihi misyonu doğrultusunda, ülkenin gelecekteki stratejik hedefleriyle bütünleştirerek Avrupa Birliği hedeflerinin de üstünde kurgulamalıdır.
Eğitim sistemi, çocuklarımızı ve gençlerimizi içinde bulunduğu motivasyon krizinden kurtaracak ve özgüven duygularını güçlendirecek bir yaklaşım içerisinde olmalıdır.
Öğrencilerimiz, biricikliği korunarak sosyal ideallerle güçlendirilmeli, yıkıcı rekabet anlayışından uzak, değerler eğitiminin merkeze alındığı bir söylem ve anlayışla yetiştirilmelidir.
|