TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, ortak iradenin tek temsil makamı olan TBMM’nin, 29 Ekim 1923'te kurduğu cumhuriyet ile Türk milleti ve medeniyetine yakışır yep yeni bir sayfa açıldığını kaydetti. Cumhuriyeti ayakta tutan tek kuvvetin millet olduğunu ifade eden Arınç, “Millet iradesinin tek temsil makamı olan Meclisimiz kuruluşundan beri ülkemizin bağımsızlığının ifadesi olarak milletimizin kaderine yön veren kararlar almaktadır’’ dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, “Dünyadaki gelişmeler hangi yönde olursa olsun Türkiye daha çok özgürlük, daha çok demokrasiden yana tavır almalıdır. Özgürlüklerden korkan bir rejimin kendisine güveni yok demektir” dedi.
Arınç, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, ortak iradenin tek temsil makamı olan TBMM’nin, 29 Ekim 1923 yılında kurduğu cumhuriyet ile Türk milleti ve medeniyetine yakışır yepyeni bir sayfa açıldığını kaydetti. Cumhuriyeti ayakta tutan tek kuvvetin millet olduğunu ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
‘’Millet iradesinin tek temsil makamı olan meclisimiz kuruluşundan beri ülkemizin bağımsızlığının ifadesi olarak milletimizin kaderine yön veren kararlar almaktadır. Bugün Türkiye’de çok büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır. Bu değişim ve dönüşümün ardında TBMM 22. dönem parlamentosu, aldığı kararlar, çıkardığı kanunlar ile adeta yeni bir devrim gerçekleştirmiştir. Cumhuriyeti kuran bu yüce parlamento, bundan böyle de üzerine düşen görevleri fazlasıyla yerine getirecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.’’
“ÖZGÜRLÜKTEN KORKAN BİR REJİMİN
KENDİSİNE GÜVENİ YOK DEMEKTİR’’
Arınç, Türkiye’nin içine kapanmadan ama aynı zamanda yerli ve geleneksel değerlerini koruyarak dünya ile bütünleşmesi gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
‘’Türkiye bu bütünleşme çabaları içinde öncelikle kendi bölgesinde, sonra da tüm dünyada aktif bir rol oynamalıdır. Kısır çekişmeler, yasaklar ve daraltılmış siyasetle bu hedeflere ulaşmamız imkânsızdır. Dünyadaki gelişmeler hangi yönde olursa olsun Türkiye daha çok özgürlük, daha çok demokrasiden yana tavır almalıdır. Özgürlüklerden korkan bir rejimin kendisine güveni yok demektir. Milletimizin, cumhuriyet ile perçinlenen onurlu ve özgür yaşama tutkusu zaman içinde kurumsallaşacak olan demokrasi ile birlikte zirveye çıkacaktır. Her vatandaşımıza düşen en büyük vazife birlik ve bütünlüğümüzden taviz vermeden, daha demokratik Türkiye Cumhuriyeti için azami gayret göstermek olmalıdır. Ancak bu şekilde ‘muasır medeniyetler’ halkasının parlayan bir yıldızı olur ve sahip olduğumuz cumhuriyet değerlerini yeni nesillere aktarabiliriz. Tüm vatandaşlarımızın, milletimizin tarih yolculuğunda çok önemli bir dönüm noktası olan ve önümüzde yepyeni ufuklar açan Cumhuriyet Bayramını en iyi dileklerimle kutluyorum.’’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan:
Ne mutlu bize ki milletimiz, cumhuriyetimizi bütün değer ve kurumlarıyla özümsemiş, Türkiye’yi çağdaş dünya devletleri içinde hak ettiği saygın konuma yükseltmek için gerekli olan iradeyi, her zaman ortaya koymuştur. En zor şartlarda bile umutsuzluğa kapılmayan aziz Türk milleti, bağımsızlığından asla taviz vermemiş, İnanç ve kararlılıkla sürdürdüğü kurtuluş savaşını zaferle neticelendirmiştir.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal:
Türkiye’de her demokrat önce cumhuriyetçi olmak zorundadır. Demokrasi ile cumhuriyet arasında bir çelişki yoktur. Demokrasi ancak laik cumhuriyet temelinde yükselir. Laik cumhuriyetin temellerine yönelik tehditlerin artması ve bunun bazı çevrelerce görmezden gelinmesi, hatta yok sayılması çok üzücü, üzücü olduğu kadar da düşündürücü ve tehlikelidir.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar:
83. yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyete hangi süreçlerden geçilerek gelindiğini iyi biliyoruz. İstiklâl Savaşında yaşanan yoksulluklar, zorluklar, karakteri bağımsızlık olan milletimizin iman ve azimle mücadele etmesine engel teşkil etmemiştir. "Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak isteyen” ülkemiz cumhuriyetle demokrasiyi birleştirmiş, haklar ve hürriyetler temelinde vatandaşlarının barış, huzur ve refah içinde yaşayacakları şartları inşa etme yolunda dev adımlar atmıştır. Bu siyasal ve sosyal zemin, “farklılık içinde birlik” anlayışı çerçevesinde ‘kaderde, kıvançta, tasada’ yaşanan ortak geçmişi geleceğe taşıyacak olan en önemli unsurdur.
ANAVATAN lideri Erkan Mumcu:
Cumhuriyet, kalkınmanın, çağdaşlaşmanın, hukuk devleti ilkelerini tesis etmenin ve kayıtsız şartsız halk egemenliğinin hayat bulduğu yegâne rejim. Cumhuriyeti ve demokrasiyi sadece ‘çoğunluğun iktidarı’ şeklinde görme ve yorumlama alışkanlığında olanlar ve millete tepeden bakanlar, Cumhuriyetin ‘elit’lerin değil, herhangi bir zümrenin değil, yalnızca milletin Cumhuriyeti olduğunu bilmelidirler.
|