|
|
|
Daha çok özgürlük, daha çok demokrasi |
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, ortak iradenin tek temsil makamı olan TBMM’nin, 29 Ekim 1923'te kurduğu cumhuriyet ile Türk milleti ve medeniyetine yakışır yep yeni bir sayfa açıldığını kaydetti. Cumhuriyeti ayakta tutan tek kuvvetin millet olduğunu ifade eden Arınç, “Millet iradesinin tek temsil makamı olan Meclisimiz kuruluşundan beri ülkemizin bağımsızlığının ifadesi olarak milletimizin kaderine yön veren kararlar almaktadır’’ dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, “Dünyadaki gelişmeler hangi yönde olursa olsun Türkiye daha çok özgürlük, daha çok demokrasiden yana tavır almalıdır. Özgürlüklerden korkan bir rejimin kendisine güveni yok demektir” dedi.
Arınç, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, ortak iradenin tek temsil makamı olan TBMM’nin, 29 Ekim 1923 yılında kurduğu cumhuriyet ile Türk milleti ve medeniyetine yakışır yepyeni bir sayfa açıldığını kaydetti. Cumhuriyeti ayakta tutan tek kuvvetin millet olduğunu ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
‘’Millet iradesinin tek temsil makamı olan meclisimiz kuruluşundan beri ülkemizin bağımsızlığının ifadesi olarak milletimizin kaderine yön veren kararlar almaktadır. Bugün Türkiye’de çok büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır. Bu değişim ve dönüşümün ardında TBMM 22. dönem parlamentosu, aldığı kararlar, çıkardığı kanunlar ile adeta yeni bir devrim gerçekleştirmiştir. Cumhuriyeti kuran bu yüce parlamento, bundan böyle de üzerine düşen görevleri fazlasıyla yerine getirecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.’’
“ÖZGÜRLÜKTEN KORKAN BİR REJİMİN
KENDİSİNE GÜVENİ YOK DEMEKTİR’’
Arınç, Türkiye’nin içine kapanmadan ama aynı zamanda yerli ve geleneksel değerlerini koruyarak dünya ile bütünleşmesi gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
‘’Türkiye bu bütünleşme çabaları içinde öncelikle kendi bölgesinde, sonra da tüm dünyada aktif bir rol oynamalıdır. Kısır çekişmeler, yasaklar ve daraltılmış siyasetle bu hedeflere ulaşmamız imkânsızdır. Dünyadaki gelişmeler hangi yönde olursa olsun Türkiye daha çok özgürlük, daha çok demokrasiden yana tavır almalıdır. Özgürlüklerden korkan bir rejimin kendisine güveni yok demektir. Milletimizin, cumhuriyet ile perçinlenen onurlu ve özgür yaşama tutkusu zaman içinde kurumsallaşacak olan demokrasi ile birlikte zirveye çıkacaktır. Her vatandaşımıza düşen en büyük vazife birlik ve bütünlüğümüzden taviz vermeden, daha demokratik Türkiye Cumhuriyeti için azami gayret göstermek olmalıdır. Ancak bu şekilde ‘muasır medeniyetler’ halkasının parlayan bir yıldızı olur ve sahip olduğumuz cumhuriyet değerlerini yeni nesillere aktarabiliriz. Tüm vatandaşlarımızın, milletimizin tarih yolculuğunda çok önemli bir dönüm noktası olan ve önümüzde yepyeni ufuklar açan Cumhuriyet Bayramını en iyi dileklerimle kutluyorum.’’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan:
Ne mutlu bize ki milletimiz, cumhuriyetimizi bütün değer ve kurumlarıyla özümsemiş, Türkiye’yi çağdaş dünya devletleri içinde hak ettiği saygın konuma yükseltmek için gerekli olan iradeyi, her zaman ortaya koymuştur. En zor şartlarda bile umutsuzluğa kapılmayan aziz Türk milleti, bağımsızlığından asla taviz vermemiş, İnanç ve kararlılıkla sürdürdüğü kurtuluş savaşını zaferle neticelendirmiştir.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal:
Türkiye’de her demokrat önce cumhuriyetçi olmak zorundadır. Demokrasi ile cumhuriyet arasında bir çelişki yoktur. Demokrasi ancak laik cumhuriyet temelinde yükselir. Laik cumhuriyetin temellerine yönelik tehditlerin artması ve bunun bazı çevrelerce görmezden gelinmesi, hatta yok sayılması çok üzücü, üzücü olduğu kadar da düşündürücü ve tehlikelidir.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar:
83. yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyete hangi süreçlerden geçilerek gelindiğini iyi biliyoruz. İstiklâl Savaşında yaşanan yoksulluklar, zorluklar, karakteri bağımsızlık olan milletimizin iman ve azimle mücadele etmesine engel teşkil etmemiştir. "Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak isteyen” ülkemiz cumhuriyetle demokrasiyi birleştirmiş, haklar ve hürriyetler temelinde vatandaşlarının barış, huzur ve refah içinde yaşayacakları şartları inşa etme yolunda dev adımlar atmıştır. Bu siyasal ve sosyal zemin, “farklılık içinde birlik” anlayışı çerçevesinde ‘kaderde, kıvançta, tasada’ yaşanan ortak geçmişi geleceğe taşıyacak olan en önemli unsurdur.
ANAVATAN lideri Erkan Mumcu:
Cumhuriyet, kalkınmanın, çağdaşlaşmanın, hukuk devleti ilkelerini tesis etmenin ve kayıtsız şartsız halk egemenliğinin hayat bulduğu yegâne rejim. Cumhuriyeti ve demokrasiyi sadece ‘çoğunluğun iktidarı’ şeklinde görme ve yorumlama alışkanlığında olanlar ve millete tepeden bakanlar, Cumhuriyetin ‘elit’lerin değil, herhangi bir zümrenin değil, yalnızca milletin Cumhuriyeti olduğunu bilmelidirler.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
İtici söylemler sürüyor |
83. yıldönümü kutlamalarına da, “cumhuriyeti koruma ve kollama” görevini kendi tekelinde gören ve cumhur mânâsıyla bağdaştırılması imkânsız ayrımcı anlayışların gölgesinin düşürülmesi eleştirilirken, “cumhuriyeti koruma” gerekçesiyle milletin önemli bir kesimini inciten bazı itici söylemlerin hâlâ sürdürülmesi ve milletin temsilcilerinden oluşan Meclisin “cumhurbaşkanı” olarak seçtiği insanın bayram davetlerinde ayrımcılık yapmaya devam etmesi tepkiyle karşılanıyor.
Asıl tehdit o zihniyet
Milletin bütün kesimlerin yekvücut halde verdiği Millî Mücadelenin ardından TBMM tarafından 1923’te kurulan ve 56 yıl önce çok partili demokrasiye geçerek daha ileri bir aşamaya ulaşmış olan cumhuriyetin, tek parti dönemi özlemini yansıtan antidemokratik söylem ve uygulamalarla bağdaştırılamayacağı vurgulanırken, Türkiye’de Cumhuriyete karşı milletten kaynaklanan bir iç tehdidin söz konusu olmadığı, ama asıl tehdidi tekelci ve ayrımcı yaklaşımların oluşturduğu belirtiliyor.
|
29.10.2006
|
|
|
Ordu da, yargı da eleştirilebilmeli |
Türkiye’de “Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir tabu olduğunu ve herkesin ondan korktuğunu’’ ifade eden İzmir Bayındır Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, TSK’nın da, yargının da eleştirilebileceğini, ancak eleştirilen kurumların kendilerini geliştirebileceklerini bildirdi. Avcı, tabulardan korkmamak gerektiğine işaret ederek, asker ve devlet adamı, kim olursa olsun adaleti çiğneyenlerin cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla Kars Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine atanan İzmir Bayındır Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, Türkiye’de ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bir tabu olduğunu ve herkesin ondan korktuğunu’’ ileri sürerek, TSK’nın da yargının da eleştirilebileceğini, çünkü eleştirilen kurumların kendilerini geliştirebileceklerini bildirdi. Avcı, tabulardan korkmamak gerektiğine işaret ederek, asker ve devlet adamı, kim olursa olsun adaleti çiğneyenlerin cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
Bilim Sanat Felsefe Akademisi’nde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Gültekin Avcı, yazdığı “Karanlık İlişkiler”, “Doğu’nun İstilası” ve “Medeniyetler Savaşı’na Doğru” adlı kitapların, birilerini rahatsız ettiğini ve İzmir’den Kars’a tayin edildiğini söyledi. Konuşmasında, Şemdinli iddianamesinden dolayı savcı Ferhat Sarıkaya’nın görevinden ihraç edilmesi kararını da eleştiren Avcı, “Hükümet Sarıkaya’yı yalnız bıraktı. Daha aktif bir rol oynamalarını beklerdim. Maalesef bu konuda çok pasif kalmayı tercih ettiler. Hükümet, bu olayda sessiz kalarak, militarizme hizmet etti. Eğer, ordudan korktukları kadar Allah’tan korksalardı, velâyet makamına ererlerdi” şeklinde konuştu. Türkiye’de ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bir tabu olduğunu ve herkesin ondan korktuğunu’’ ifade eden Avcı, TSK’nın da yargının da eleştirilebileceğini, çünkü eleştirilen kurumların kendilerini geliştirebileceklerini bildirdi. Avcı, tabulardan korkmamak gerektiğine işaret ederek, asker ve devlet adamı, kim olursa olsun adaleti çiğneyenlerin cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
DANIŞTAY SALDIRISI ÖZEL HARP OPERASYONU
Danıştay saldırısının ise fevkalade organize bir özel harp operasyonu olduğunu ifade eden Avcı, bunun, mütedeyyin vatandaşlara, Türkiye’nin demokratikleşmesi ile istikrar ve AB sürecine indirilmiş bir darbe olduğunu söyledi. Avcı, sözkonusu operasyonun amaçlarından birisinin de başörtüsü meselesini çözümsüz kılmak olduğunu söyledi.
DEMOKRASİNİN EMNİYET SÜBAPLARI
Avcı, demokratik cumhuriyeti koruma ve kollama görevini, cumhuriyet savcıları ve yargı mensuplarının yaptığını, savcıların demokratik cumhuriyetin emniyet sübapları olduğunu vurgulayarak, “Yolsuzlukların tam mânâsıyla aydınlatılabilmesi için TBMM’de süper yetkili özel savcı gruplarının teşkil edilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
ASKER, SİVİL OTORİTEYE BAĞLANMALI
TSK ve Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması ve askeri istihbarat birimlerinin sivil otoriteyle bağlantı içinde olması gerektiğini anlatan Avcı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının da Başbakan ve Milli Savunma Bakanı’nın emri olmadan hiçbir açıklama yapmamaları gerektiğininin de altını çizdi. “Ordu kışlaya dönmeli ve aslî görevini ifa etmelidir” diyen Avcı, TSK’nın İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin derhal kaldırılması, ordunun da manevî değerlere, dine bigane kalmaması gerektiğini belirtti.
Ordu mensuplarının eylemlerinden dolayı yargılanırken, hiyerarşik düzeninin görmezden gelinmeme gerektiğini de ifade eden Avcı, astların üstlerin bilgisi olmaksızın eylem yapmalarının mümkün olmadığını, emir komuta zinciri hangi kademeye kadar çıkıyorsa, bütün subayların yargılanması gerektiğini söyledi. Avcı, Başbakan Erdoğan’ın ABD’deki görüşmeleri sırasında bir komutanın yaptığı konuşmaların televizyonlardan canlı yayında verilmesini de eleştirdi.
YAŞ VE HSYK KARARLARI YARGIYA AÇILMALI
Avcı, Başbakan ve siyasi otorite Genelkurmay Başkanlığı seçiminde ve YAŞ’ta fevkalâde yetkili bir konuma getirilmesi gerektiğini dile getirdiği konuşmasında, “Milletin seçtiği Başbakanın istemediği bir kişi Genelkurmay başkanı veya kuvvet komutanı olamamalıdır” dedi. YAŞ kararları ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu kararları yargı denetimine açılmasının önemine de değinen Avcı, Türkiye’de bu kararların yargıya kapalı olmasının büyük bir ayıp olduğunu söyledi.
MEDYADA DEMOKRATİK OLGUNLUK OLMALI
Avcı, medyaya yönelik olarak da şunları söyledi, “Her olayda, her gelişmede hemen bir komutanın ağzına mikrofon tutarsanız bir konuşmaz, iki konuşmaz, üçüncüsünde konuşur. Konuşmaya alıştırırsınız insanları. Yani medyada da bir demokratik olgunluk olması lâzım.”
301 DEĞİŞMELİ
301. maddenin de bu haliyle isabetli olmadığını söyleyen Avcı, “Emniyet birimlerimiz, jandarma, askeri kurumlarımız, hepsi tenkit edilebilmeli. Bunlar tabu olmaktan çıkarılmalı. Demokraside tabular olmaz. Ben bu kanunun değişerek yumuşak bir şekilde devam etmesini istiyorum. Ne de olsa milliyetperveriz. Milletimizin keyfi bir şekilde tahkir edilmesine, vatanımızın feci bir şekilde tahkir edilmesine fırsat tanımayız. Ama bu konuda ölçü olmalı. Bu da tabii ki insan özgürlüklerini rencide etmeyecek şekilde olmalı” şeklinde konuştu.
|
Naciye KAYNAK
/ İSTANBUL
29.10.2006
|
|
|
Türkiyesiz olmaz |
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Rene Van Der Linden, “Türkiye’nin AB için hayatî önemi olduğunu düşünüyorum. Demokratik bir İslâm ülkesi ve dünyada tek’’ dedi. Van Der Linden, “Tüm dünya, tüm Müslüman ülkeler ve Ortadoğu için Türkiye inanılmaz bir model ve biz, Türkiye ve Rusya olmadan Ortadoğu’yu çözemeyiz. AB üyesi ülkelerin bu durumu iyi değerlendirmesini istiyoruz. Bugün biz Avrupalıların da sabırlı olması gerekiyor’’ şeklinde konuştu.
Rene Van Der Linden ve beraberindeki Hollandalı işadamlarından oluşan heyeti, önceki gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Kadir Topbaş tarafından Sait Halim Paşa Yalısı’nda verilen akşam yemeğine katıldı. Van Der Linden, yanlış anlamaları kaldırmanın tek yolunun diyalogtan geçtiğini vurguladı. Türkiye’nin AB üyeliği sürecine de değinen Van Der Linden, şunları söyledi:
‘’Türkiye’nin, AB için hayatî önemi olduğunu düşünüyorum. Demokratik bir İslâm ülkesi ve dünyada tek. Jeopolitik açıdan, demokratik bir İslam ülkesi olarak bu, dünyada tek. Bunun altını çizmek gerekir. Tüm dünya, tüm Müslüman ülkeler ve Ortadoğu için Türkiye inanılmaz bir model ve biz, Türkiye ve Rusya olmadan Ortadoğu’yu çözemeyiz. AB üyesi ülkelerin bu durumu iyi değerlendirmesini istiyoruz. Bugün biz Avrupalılar’ın da sabırlı olması gerekiyor.’’
Kendi yaptığı eleştirilerin yapıcı olduğuna işaret eden Van Der Linden, Türkiye’nin AB’ye, AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Van Der Linden, ‘’’Biz ve onlar’ demeyi bırakıp, ‘biz ortağız’ demeliyiz. Ben, müzakere sürecini sekteye uğratacak her şeye karşıyım’’ dedi.
AB olarak süreci sürdürmeleri gerektiğini vurgulayan Van Der Linden, ‘’’Yola devam edin’ mesajı vermeliyiz. Asıl önemli olan sürecin sürmesi. Tabii ki hızlandırmayı hepimiz istiyoruz ama zorlamaya gerek yok. 2015, 2018, 2022. Bence fark etmez. Önemli olan aramızdaki güven ve verilen sözlere bağlı kalınması’’ diye konuştu.
AKPM Başkanı dün de Gelibolu Yarımadası’nda ziyaretlerde bulundu. Van Der Linden, ‘’Duygu ve gerilim yerine, birlikteliği teşvik etmeliyiz’’ dedi.
|
/ İSTANBUL
29.10.2006
|
|
|
Masonlardan Anıtkabir ziyareti |
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği üyeleri, Anıtkabir’i ziyaret etti. Dernek Büyük Üstadı Asım Akin başkanlığındaki heyet, Atatürk’ün kabrine çelenk bıraktı, saygı duruşunda bulundu.
Daha sonra, heyetle birlikte Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Akin, Anıtkabir Şeref Defteri’ni imzaladı. Akin, deftere şunları yazdı: ‘’Atam, Cumhuriyetimizin 83. yılını kutlamanın heyecanı içinde yüksek huzurundayız. Senin ‘Cumhuriyet erdemdir’ sözünü özümsemiş, laik Cumhuriyete gönülden bağlı kişiler olarak meşaleni elden ele, nesilden nesile taşıyor ve taşıyacağız. Manevî varlığın, ilke ve devrimlerin yolumuzu her zaman aydınlatacaktır.’’
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
MGK, ay sonu toplanıyor |
Milli Güvenlik Kurulu (MGK), 31 Ekim Salı günü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığında toplanacak.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Çankaya Köşkü’ndeki toplantıya Genelkurmay Başkanı olarak ilk kez katılacak. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner de Kurul üyesi olarak toplantıda ilk kez yer alacak.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
Bakan Gönül ABD’ye gitti |
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, çeşitli konularda resmi temaslarda bulunmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti.
Gönül, hareketinden önce herhangi bir açıklama yapmadı. Dün Sabah saatlerinde Ankara’dan İstanbul’a gelen Bakan Vecdi Gönül, Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda bir süre dinlendikten sonra saat 11:20’de Türk Hava Yolları’na (THY) ait tarifeli uçakla beraberindeki heyetle birlikte ABD’ye hareket etti. Bakan Gönül’ü havalimanından İstanbul Vali Yardımcısı Levent Günçal ve diğer yetkililer uğurladı.
|
/ İSTANBUL
29.10.2006
|
|
|
Dışişleri, Iraklı diplomatları eğitiyor |
Irak hükümetinin isteği üzerine Dışişleri Bakanlığı Eğitim Merkezi tarafından Iraklı diplomatlar için düzenlenen eğitim programının, 30 Ekim-5 Aralık tarihleri arasında Ankara’da yapılacağı bildirildi.
Bakanlık tarafından yayınlanan duyuruya göre, resmî açılışı 30 Ekim Pazartesi günü saat 10.00’da Midas Otel’de yapılacak olan programa, 13 Iraklı diplomat katılacak.
Duyuruda, katılımcılara, Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey yetkilileri ile üniversitelerin öğretim görevlileri tarafından meslekî konular, uluslar arası ilişkiler, bölgesel sorunlar ve Türkiye’nin dış politikası konularında çeşitli sunumlar yapılacağı kaydedildi. Iraklı diplomatlara yönelik eğitim programı çerçevesinde ayrıca, Türkiye’nin tarihsel, kültürel ve turistik zenginliklerini tanıtmak amacıyla Ankara içinde ve dışında (Kapadokya, İstanbul ve İzmir gbi) geziler düzenleneceği de bildirildi.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
Siyasî Partiler Kanunu’nun değiştirilmesi için 178 bin imza |
Merkezi Mersin’de bulunan Çevre ve Tüketici Hakları Koruma Derneğince (ÇETKODER) ‘’Siyasi Partiler Kanunu’’nun değiştirilmesi amacıyla başlatılan kampanyada, 178 bin imza toplandığı bildirildi.
ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, yaptığı yazılı açıklamada, 26 Ekim Perşembe günü başlattıkları kampanyada, şu ana kadar 178 bin imza topladıklarını ve kampanyayı 300 bin imzaya ulaşana kadar sürdüreceklerini belirtti. Siyasi Partiler Kanunu’nun bir an önce değişmesi gerektiğini savunan Göktaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
‘’Dünyanın hiç bir yerinde, bir benzeri bulunmayan siyasi partilere destek yönünde para ödenmesi, hazineyi zarara uğratıyor. Her yıl milyonlar, partilerin kağıt, rozet ve reklam gibi giderlerine harcanıyor. Bu sebeple Siyasi Partiler Kanunu’nun bir an önce değiştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi gerekir. Kanunun değiştirilmesi halkın lehine olur. Dernek olarak halktan alınan vergilerle partilere harcanan bu paraların yine halk için kullanılmaya başlanılmasını istiyoruz.’’
|
/ MERSİN
29.10.2006
|
|
|
Fırınlar AB’ye hazır değil |
Gıda üretim tesisleriyle ilgili denetim yetkisinin yerel yönetimlere verilmesiyle gelişigüzel şekilde açıldığı söyleyen Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, “Fırınlar, fiziki şartlar itibariyle Avrupa Birliği standartlarından uzak bir çizgide hizmet vermektedir” dedi.
Federasyon ve odalar olarak AB’ye hazır olduklarını belirten Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Balcı, fırın işletmelerinin aynı şekilde hazırlanamadığını vurguladı. Balcı, 5179 sayılı Gıda Kanunu’nun çıkarılmasında federasyon olarak büyük rol oynadıklarını, ancak kanun çıktıktan bir yıl sonra Belediye Kanunu’nun çıkarılmasıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na verilen tüm yetkilerin, yerel yönetimlere aktarıldığını belirtti. Yetkilerin yerel yönetimlere aktarılmasıyla sorunların daha da büyüdüğünü ifade eden Balcı, “Yerel yönetimlere denetim yetkisinin verilmesiyle gelişigüzel açılan fırın işletmelerinin sayısı artıyor. Yeni açılanların yanı sıra mevcut tesislerde olumsuz üretim yapanlara yaptırım uygulanmıyor. Bu nedenle fırın işletmelerinin AB’ye hazır olduğunu söylemek güç” dedi. Ruhsatsız, 50-60 metrekare tesislerde, lavabosu, banyosu imalathanede olan işletmelerin bulunduğunu söyleyen Balcı, bunların önüne geçmek gerektiğini vurguladı.
Türkiye genelinde yaklaşık yirmi bin fırın işletmesi olduğunu ve yerel yönetimlerin, ruhsat vermeye yetkili olup da ruhsat vermediği işletme olmadığını söyleyen Balcı, “Adama ‘bütün hepsi mi uygun, nasıl ruhsat veriyorsun?’ diye sorarlar. Şartsız işletme açılıyorsa ruhsatlandırmanın bir anlamı kalmıyor. Yerel yönetimlere gıdayla ilgili yetkilerin verilmesi yanlışlığından vazgeçileceğini umuyoruz” şeklinde konuştu.
BELEDİYE EKMEK ÜRETMEMELİ
Yerel yönetimlerce ekmek üretiminin yapılmasının da çok yanlış olduğunu belirten Balcı, “AB’ye üye ülkelerin hiçbirinde yerel yönetimler ekmek üretimi yapmıyor. Dünya Fırıncılar Federasyonu ‘Hiçbir ülkede yerel yönetimler ekmek üretmemektedir. Umarız ki Türkiye bu yanlıştan vazgeçmiş olur’ diye bakanın huzurunda açıklama yaptı. Dargelirli vatandaşa ucuz ekmek verilmesine karşı değiliz. Bunu verecek fırıncı esnafıdır. Biz belediyelerin ekmek üretimine karşıyız. Belediyeler dargelirli vatandaşları düşünüyorsa su fiyatında ucuzluk yapsınlar. Hükümet de elektrik konusunda dargelirli vatandaşa kolaylık sağlayabilir” şeklinde konuştu.
|
/ ADANA
29.10.2006
|
|
|
İstanbul’a deprem sınavı |
İstanbul Valisi Muammer Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile koordineli olarak 7, 8 ve 9 Kasım’da Bayrampaşa, Bağcılar, Kartal, Maltepe ve Eminönü ilçelerinde 7.2 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre yapılacak arama ve kurtarma tatbikatıyla şehrin deprem konusunda sınavdan geçirileceğini söyledi.
İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü yıllık arama-kurtarma faaliyetleri kapsamında düzenlenecek tatbikatın son depremlerden çok önce planlandığına işaret eden Güler, tatbikatta 5 bin 644 personel bulunacağını belirtti. Tatbikatta 1469 aracın görev yapacağını, 257 resmi ve özel kurum ve kuruluş ile 21 gönüllü kuruluşun faaliyet göstereceğini belirten Güler, “Tatbikatta, İstanbul’un yanı sıra Ankara, İzmir, Sakarya ve Bursa sivil savunma ve arama-kurtarma ekipleri ile Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Kocaeli’deki valilik acil yardım timleri de görev alacak. Bu ekipler, böylece İstanbul’da muhtemel bir deprem sırasında görev yapacakları bölgeleri de tanıma imkanı bulacaklar” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise, “İstanbul, kamu kurum ve kuruluşları yapılarıyla, viyadük ve kavşaklarıyla, alt geçitleriyle depreme hazır. Vatandaşların barındığı yapılar bakımından ise depreme hazır değil” dedi. Marmara’da 1999’da meydana gelen depremin ardından İstanbul’da zemin etütleri, zemin haritaları ve jeolojik haritaların çıkartıldığını ve böylece İstanbul’un zemininin nasıl olduğunun tespit edildiğini söyleyen Topbaş, riskli bölgelerdeki riskli yapıların mutlaka taşınması veya yenilenmesi gerektiğini, bunda da vatandaşlara görevler düştüğünü belirtti.
|
/ İSTANBUL
29.10.2006
|
|
|
Seri cinayetler, denetimleri arttırdı |
Çeşitli illerde 7 kişinin öldürülmesi, 2 kişinin de yaralanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla Ankara’da yakalanarak tutuklanan 2 kişinin, 53 saatte 1944 kilometre boyunca, güvenlik güçleri tarafından hiç durdurulmamasının ardından, yurt genelindeki asayiş denetimleri artırıldı
Son 2 günde yapılan denetimlerde, yurt genelinde aranan 3 cinayet zanlısı yakalanırken, 43 ayrı hırsızlık suçlamasıyla hakkında 22 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan bir kişi de yakalandı. İzmir ve Aydın’dan çalınan 2 araç, Denizli’de ele geçirildi.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
Kızılay’dan Erdoğan’a “Üstün İnsanî Hizmet Nişanı” |
Bu yıl ilk kez düzenlenecek Kızılay Onur Günü’nde “Üstün İnsani Hizmet Nişanı” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verilecek.
Din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin doğal yıkım, savaş ve salgın hastalıklardan etkilenenlerle düşkünlere yardım elini uzatan Kızılay’ın çalışmalarının çeşitli etkinliklerle anıldığı hafta bugün başlıyor. Hafta çerçevesinde bu yıl ilk kez düzenlenecek Kızılay Onur Günü’nde “Üstün İnsani Hizmet Nişanı” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verilecek. Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Tekin Küçükali, nişanın Erdoğan’a, “İstanbul Kartal’da kurulan lojistik merkezin arazisinin tahsisi, tsunami felâketiyle Pakistan depreminde zarar görenler için Türkiye’den toplanan yardımların Kızılay eliyle ulaştırılması ve kan bağışı konularındaki desteğiyle 15 Nisan 2005’de toplanan Kızılay Genel Kuruluna 6 yıl aradan sonra katılan ilk Başbakan olması” gerekçesiyle layık görüldüğünü bildirdi.
29 Ekim-4 Kasım arasında kutlanacak Kızılay Haftası’nda, Türkiye Kızılay Derneğinin 650’ye yakın şubesinin bulunduğu il ve ilçelerde derneğin çalışmaları ve faaliyetleriyle ilgili toplantılar düzenlenecek, sergiler açılacak.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
Büyükanıt komşuya gidecek |
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, gelecek hafta Yunanistan’a gidecek.
Orgeneral Büyükanıt, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Oramiral Panagiotis Chinofotis’in dâveti üzerine, 1-4 Kasım tarihleri arasında bu ülkeye resmî ziyarette bulunacak. Ziyaret sırasında Oramiral Chinofotis ile bir araya gelecek olan Orgeneral Büyükanıt, ortak çıkarlara ilişkin konularda görüş alış verişinde bulunacak. Görüşmelerde, karşılıklı anlayış ve güvenin geliştirilmesi için yeni yollar da aranacak. Orgeneral Büyükanıt, 4 Kasım Cumartesi günü Türkiye’ye dönecek.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
“Teröre lanet, mayınlara son” mitingi |
Türkiye Gaziler Vakfı, siyasî partiler ve sivil toplum örgütlerinin de desteğiyle ‘’Teröre lânet, mayınlara son’’ mitingi düzenledi.
Tandoğan Meydanındaki mitinge gaziler, şehit yakınları, DYP, ANAVATAN, DSP, HÜRPARTİ, SHP, Halkın Yükselişi Partisi, İşçi Partisi, Büyük Birlik Partisi, bazı sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. DSP, DYP, ANAVATAN, HÜRPARTİ ve Halkın Yükselişi Partisinin miting otobüsleri de meydanda hazır bulundu. Miting alanında ‘’Vatan için ölmekten değil, unutulmaktan korkarım’’, ‘’Şehitler ne için öldüyse, bizler onun için varız’’, ‘’Bu vatan bizimdir ferman gerekmez, askerin öldüğü yere yabancı giremez’’ pankartları dikkat çekti.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
Filistin’e ekmeklik un yardımı |
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Filistin’e hibe edilecek 4 bin 500 ton ekmeklik buğday ununun temini için ihale açtı.
İhale, pazarlık yöntemi ile 2 Kasım’da, saat 14.30’da TMO Genel Müdürlüğü’nde yapılacak. İhalede teklif veren firmanın 3’ten fazla olması halinde, en düşük teklifi veren 3 firma ile pazarlık edilecek. Teklifler; Kızılay Genel Müdürlüğünün Afet Müdahale ve Yardım Yönetimi Müdürlüğünce bilahare bildirilecek.
|
/ ANKARA
29.10.2006
|
|
|
Erzincan’da yolcu otobüsü yan yattı |
Erzincan yakınlarında meydana gelen trafik kazasında yolcu otobosü yan yattı, kazada 4’ü ağır toplam 32 yolcu yaralandı.
Antalya’dan Erzurum istikametine gitmekte olan Sadrettin Yıldırım yönetimindeki 34 ZP 7226 plakalı Dadaş Turizm’e ait yolcu otobüsü dün saat 09.15 dolayında Erzincan’a 25. kilometre mesafede yolun kaygan olması sebebiyle yan yattı. Kazada, otobüste bulunan 38 yolcudan 4’ü ağır olmak üzere 32 yolcu yaralandı. Yaralılardan 9’u 12 Şubet Devlet Hastahanesi’ne, 23’ü de Erzincan Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
|
/ ERZİNCAN
29.10.2006
|
|
|
Maytaba geçit verilmedi |
Bir kamyondaki maytapların satılmaya çalışıldığı sırada gerçekleşen patlama sonucu Ağustos ayında yedi kişinin öldüğü Konya’da bu bayram, her çeşit eğlence amaçlı patlayıcı satışı yapanlar sıkı şekilde denetlendi.
Konya Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, şehir genelinde can ve mal güvenliğinin en üst düzeyde sağlanabilmesi amacıyla, özellikle maytap satışı ve kullanımının arttığı bayram döneminde, patlayıcı maddelerin “bulundurulması, satılması, kullanılması” konusu üzerinde önemle durulduğunu vurguladı. Bayram süresince, 355 ayrı iş yerine izin belgesi olmaksızın eğlence amaçlı patlayıcı madde bulundurmak ve satmaktan, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunun ilgili maddelerine göre işlem yapıldığını vurgulayan yetkililer, “Bayram boyunca, ciddi sakatlanmalara, hatta ölümlere neden olabilen maytap kullanımıyla ilgili özverili bir çalışma yapıldı. Yasalara aykırı olarak eğlence amaçlı patlayıcı madde bulunduran 355 iş yeri sahibine 109’ar YTL’den, yaklaşık toplam 40 bin YTL ceza kesildi” dedi.
|
/ KONYA
29.10.2006
|
|
|
Zehirli mantar uyarısı |
Düzce İl Sağlık Müdürü Dr. Engin Mutlu, mantar zehirlenmelerine karşı vatandaşları uyararak, bilmedikleri mantarları yememelerini istedi.
İl Sağlık Müdürü Engin Mutlu, vatandaşların dağlardan ve ormanlık alanlardan topladıkları ve zehirli olup olmadığını bilmedikleri her türlü mantarı yediklerini söyledi. Türü belli olmayan mantarların yenmemesi gerektiğini ifade eden Mutlu, “Düzce bol yağış alması sebebiyle mantar yetişmesine uygun bir ortam oluşturmaktadır. Mantar çok eski yıllardan beri halk arasında bilinen ve kullanılan bir bitkidir. Tabiatta kendiliğinden yetişen mantar, gıda maddesi olarak kullanılmaktadır. Gıda maddesi olmasının yanı sıra ilâç ve zehir olarak da kullanılmaktadır. Tabiatta 100 bini aşkın çeşide sahip olan mantarlar zehirli ve zehirsiz olarak ikiye ayrılmaktadır. Zehirli mantarların içinde bulunan muskarin, atropin, amanitin gibi maddeler, cinsine ve miktarına göre vücudun direncine bağlı olarak 3-5 saat sonra belirtileri ortaya çıkan zehirlenme olaylarına sebep olur.”
|
/ DÜZCE
29.10.2006
|
|
|
|