Bir yıl daha yolunu gözleyeceğiz
Bir aydır mihmandarlığını yaptığımız nazlı misafirimizi mahzun ve buruk bir vedayla uğurladık.
Bir aydan beri evimizde, bedenimizde, düşünce ve duygu dünyamızda ve de ruhumuzda misafir olmuştu.
Sonra hediyelerini, güzelliklerini, sevaplarını, semerâtını, ihsanlarını ve hatıralarını bize tevdî ederek terk-i diyar etti misafirimiz.
O misafir o kadar nazlıydı ki; ona uykumuzun en tatlı yerini feda ettik ve gece yarısından sonra sahurla onu karşıladık.
O misafir o kadar nazlıydı ki; onu hoş tutmak için bütün gün aç kaldık, susuz kaldık.
O misafir o kadar nazlıydı ki; yine onu görmek için yatsı vaktinde koşarak bir araya geldik ve topluca secdeye gittik.
O misafir o kadar nazlıydı ki; onun hürmetine nefsimize gem vurduk, nefsimizin arzularından uzak durduk.
Nazlı misafir de bizim bu mihmardarlığımıza karşı bize hediyelerini verdi, o paha biçilmez hediyelerini…
Sonra da “elveda” dedi.
Keşke gitmeseydi fakat; gitmesi gerekliydi. Çünkü yerini bayrama bırakacaktı.
Şimdi o misafirin bir yıl daha yolunu gözleyeceğiz.
Nazlı ve kudsî misafirimiz, sana kavuşmak için yine duâ edeceğiz.
Güle güle on bir ayın sultanı…
|