Doğru Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, bunalımların, krizlerin, siyasette zaman zaman tıkanıkların olabileceğini belirterek, “Zaman zaman olmuştur, ben o dönemleri biliyorum. Parti kademelerinde görev yapmış biri olarak o havayı solumuş biriyim ben. Ama Türkiye’nin yapacağı şey o bunalımlı dönemleri demokrasi içinde aşabilmektir” diye konuştu.
Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan, hiçbir askerî müdahalenin haklı gerekçesi olamayacağını söyledi.
Ercan, Bolu’da Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) ile Türkiye ve Kültür Sanat ve Eğitim Vakfının (TÜKSEV) düzenlediği “Türkiye’de Siyaset ve Kültür Sempozyumu” toplantısının ikinci oturumunda yaptığı konuşmada, “Siyasetçinin sorumluluğu, hüküm yeri, şikâyet yeri de millettir. Siyasetçinin sorumluğu millettedir. Seçilmiş kişi ve heyetlerin hesap vereceği merci büyük milletimiz, sandıktır” dedi.
Bunalımların, krizlerin, siyasette zaman zaman tıkanıkların olabileceğini söyleyen Ercan, “Zaman zaman olmuştur, ben o dönemleri biliyorum. Parti kademelerinde görev yapmış biri olarak o havayı solumuş biriyim ben. Ama Türkiye’nin yapacağı şey o bunalımlı dönemleri demokrasi içinde aşabilmektir” diye konuştu.
“Vehimlerden kurtulmalıyız”
Ercan, şunları kaydetti:
“Bizim aradığımız tam ve gerçek demokrasi, güdümlü demokrasi değil, vesayet altında demokrasi değil. Hukukun üstünlüğü, hukuk devlet. Hukuk devletinin mekanizmaları var, yargı var, savcısı var, hakimi var. Suçların tarifi yapılmış, nerede suç varsa kim suç işlemişse onu takip edecek mekanizmalar var. Artık Türkiye vehimlerden, korkulardan arındırmalı kendisini. Hiçbir askeri müdahalenin haklı gerekçesi olamaz. Bunları geride bırakmalıyız.” Türkiye’de siyaset reformuna ihtiyaç olduğunu söyleyen Ercan, “Gerçekten tahrip edilmiş, parçalanmış, hareket alanı daraltılmış, bir siyasî yapıyı yeniden ileri demokrasideki ölçütlere uygun olarak düzenlemek lazım” dedi.
Parti içi demokrasinin tam işlemediğini, partilerdeki liderler sultasının sona erdirilmesi gerektiğini belirten Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oligarşik yapı yerine demokratik bir yapının, parti için demokrasinin mutlaka oluşturulması lâzım. Parti içindeki rekabetin objektif kurallara bağlanması lazım. Lidere yakın olmak yerine, halka tabana partiliye yakın olmaktan geçecek bir yapıyı oturtmak lâzım.”
|