Köprü Kültür San'at Eğitim ve İletişim Derneğinin haftalık seminerleri kapsamında bu hafta İslam Yaşar konuk edildi. İslâm Yaşar, orucun hayatımızdaki etkilerini, kişisel ve sosyal hayatımızı şekillendirmesini anlatan seminerinde, Ramazan ve orucun ayrı birer tarifi olduğunu vurguladı:
“Ramazan on bir ayın içersinde Cenâb-ı Hakk’a yapmakla mükellef olduğumuz bir ibadet ayı. Oruç ise sadece Ramazan’a mahsus kalmayan bütün bir hayata yayılacak bir hayat tarzı. Oruçlu insan yalan söylemez, kendi içinde iç huzuru yakaladığı için dışardaki insanlara öfkelenmez, etrafına bağırıp çağırmaz, ailesine, çocuklarına ilgili olur. Saydığımız bu davranış biçimleri sadece Ramazana has olmazsa oruç hayatı şekillendirmiş olur. Meselâ kimse dışardan bakıldığında yakasında ‘ben oruçluyum’ rozeti taşımaz. Ama onun hal ve tavırları, daha insancıl daha mütebessim olması iç hayatının birtakım değişikliğe uğradığını gösterir.”
Kişinin şahsî hayatını düzenleyen orucun aynı zamanda içtimaî hayatıda düzenlediğini vurgulayan Yaşar, sözlerine şöyle devam etti:
“Kişi orucun etkisiyle Cenâb-ı Hakk’ın rububiyetini tanır. O’nun izni olmadan elini bir şeye uzatamaz. Oruç hayatın her anının ibadet olabilme şuurunu kazandırır. Aynı zamanda oruç toplumda da güzellikler getirir. Suç işleme oranı Ramazan ayında düşer. İnsanlar adeta melekiyet kesb eder. Bu da huzurlu bir toplum, maneviyatla bezenmiş bir hayat demektir.”
Oruç ibadetinin ve oruç edebinin sadece Ramazan ayına mahsus yaşanmamasını, Ramazan ayının Karagöz oyunu gibi eğlence ayı olmadığını, ezanlar ve mahyaların şeari İslâmiye olduğunu belirten Yaşar’ın semineri oldukça büyük bir beğeni topladı.
|