|
|
|
ABD kötü imajını kabul etti |
ABD’nin dünyadaki imajının ilerletilmesi çabalarından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Karen Hughes, birçok ülkede yaygın olan Amerikan karşıtlığının ortadan kalkması için onyıllar geçmesinin gerekebileceğini söyledi. Hughes, AP ajansına demecinde, ‘’Amerikan karşıtlığı, bu ideolojik mücadele, kısa zamanda değişmeyecek. Bunun ortadan kalkması için yıllarca belki de onyıllarca çalışmamız gerekecek’’ dedi.
Irak savaşının Amerikan karşıtlığı için ‘’en son bahane’’ olarak ortaya çıktığını anlatan Hughes, ABD’nin İsrail’e sağladığı desteğin de birçok ülkede hoş karşılanmadığını ifade etti. Karen Hughes, ‘’Orta Doğu’daki Amerikan karşıtlığının boyutunun gözlenebilmesi için bir otel odasında oturup televizyon yayınlarını izlemek yeterli’’ dedi. ‘’Amerika’yı eleştirenlerin haklı olduğu noktalar var mı?’’ sorusunu ‘’Evet’’ diye cevaplayan Hughes, ‘’Muhafazakar toplumlarda bol bol işittiğim bir konu, ailelerin kendilerini Amerikan kültürünün saldırısı altında hissetmeleri. Meselâ Amerikan filmleri ve televizyon dizilerindeki seks ve şiddet ögeleri ve bazı müziklerin sözleri, buna dahil’’ diye konuştu. Başkan George W. Bush’a yakınlığıyla tanınan, Başkan’ın eski siyasi danışmanı Hughes, geçen yıl ABD’nin dünyadaki imajının ilerletilmesi çabalarından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı’na getirilmişti. Hughes, geçen aylarda Türkiye’yi de ziyaret etmişti.
|
/ WASHINGTON
30.09.2006
|
|
|
AB’den Tayland’a çağrı: Demokrasiye dönün |
AB, 19 Eylülde darbe yapılan Tayland’da hızla demokrasiye ve anayasal düzene dönülmesi çağrısında bulundu. AB dönem başkanı Finlandiya’dan yapılan açıklamada, Tayland’da biran önce serbest ve demokratik seçimlerle meşrû bir hükümetin iktidara gelmesi istendi.
‘’Geciktirilmeksizin sıkıyönetim kaldırılarak insan haklarına ve bireysel özgürlüklere saygılı normal hukuk düzenine geçilmelidir’’ denilen açıklamada, askeri yönetimin uluslar arası anlaşmalara ve BM yasasına bağlı kalacağı konusunda verdiği güvencelerin “dikkatlice not edildiği’’ kaydedildi. Darbeci askerlerin atadığı yeni hükümetin kararları ve faaliyetlerinin Tayland’ın uluslar arası yükümlülükleri yanında insan hakları, ifade, toplantı ve gösteri özgürlükleri açısından değerlendirileceğini bildiren AB, gelecek hükümet konusundaki kararın Tayland halkına ait olduğunu vurguladı.
Tayland’da Başbakan Thaksin Shinawatra’nın BM Genel Kurulu için New York’ta bulunduğu sırada kansız bir darbe düzenlenmiş ve ordu yönetime el koymuştu. Cunta yönetimi, 2 hafta içinde sivil rejime geçileceği ve ekim ayına kadar genel seçimlerin yapılacağı sözünü vermişti.
|
/ BRÜKSEL
30.09.2006
|
|
|
Merkel’den destek sözü |
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Berlin'in Türkiye için gerçek bir ortak olduğunu belirterek, Türkiye için başka seçenekler olduğunu düşünmesine rağmen, hükümetinin AB'ye katılım müzakerelerinde Türkiye'ye verdiği desteğin süreceği sözünü verdi.
Türkiye'ye gelecek hafta yapacağı ziyaretten önce Alman televizyonuyla mülâkat yapan Merkel, partisi Hıristiyan Demokratların (CDU) Türkiye'ye AB'ye tam üyelik yerine ''imtiyazlı ortaklık'' verilmesini tercih edeceğini hatırlatarak, CDU gibi kendisinin de Türkiye'ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık tanınmasını tercih edeceğini kaydetti. 2007 yılının ilk yarısında AB dönem başkanlığını Finlandiya'dan devralacak olan Almanya'nın Başbakanı, kendisinden önceki hükümetin Türkiye'nin AB'ye katılım müzakereleri için taahhütte bulunduğunu vurgulayarak, ''bunun için katılım görüşmeleri devam edecek. Görüşmelerin nerede biteceği açık bir soru, ama süreç adil biçimde sürecek'' diye konuştu. Merkel, İslâm dünyasıyla köprü işlevi görmesi dikkate alındığında, Türkiye'nin önemli bir ortak olduğunu da kaydetti.
|
/ BERLİN
30.09.2006
|
|
|
Rehn: Reformları hızlandırmak en iyi yol |
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, “Türkiye’de reformların hızlandırılmasının, AB ile arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesinin en iyi yolu olacağını” söyledi.
Rehn, Finlandiya’nın YLE televizyonuna yaptığı açıklamada, “Reformları hızlandırmak, AB ile Türkiye arasındaki fikir ayrılıklarından ve müzakere sürecini dondurmaktan kaçınmanın en iyi yolu” dedi. Türkiye’nin limanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmaması konusunda ise Rehn, “AB Komisyonunun da desteğiyle Finlandiya’nın, bu konuyu Kıbrıs’taki her iki taraf, Türkiye ve diğer taraflarla görüştüğünü ve bildiği kadarıyla tarafların bu konuyu tarttıklarını” söyledi. AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, “İfade özgürlüğü ilkesinin” gelecek birkaç yıl içinde güçlendirilmesi konusunun, Türkiye’nin AB yolunda ilerlemesinin önemli unsurlarından biri olacağını da belirtti.
|
/ HELSİNKİ
30.09.2006
|
|
|
Patrik Bartholomeos: Papa Müslüman kardeşlerimizi incitmek istememiştir |
Fener Rum Patriği Bartholomeos, “Ben Papa’nın, İslâmı, bizim Müslüman kardeşlerimizi incitmek istemiş olduğunu sanmıyorum.
İyi niyet ve de dinler arası diyalog sayesinde, bu krizin aşılmasını ve aramızdaki ihtilâfların üstesinden gelinmesini umut ediyoruz” dedi.
|
30.09.2006
|
|
|
İsrail’in vahşet bilânçosu |
İsrail’in önde gelen insan hakları grubu B’Tselem, 6 yıllık İsrail-Filistinli çatışmasının bilânçosunu açıkladı.
“İşgal Topraklarındaki İnsan Hakları İçin İsrail Bilgi Merkezi” adlı grup, 28 Eylül 2000’de başlayan ikinci Filistin ayaklanmasından bu zamana kadar geçen süre içinde İsrail askerlerinin Batı Şeria ve Gazze’de 676’sı çocuk 3 bin 733 Filistinliyi öldürdüğünü kaydetti. Bu Filistinlilerden 1812’sinin çatışmalarda yer almadığı, 208’inin ise hedef listesinde bulunduğu belirtildi. İsrail birliklerinin, hedef listesindeki 208 Filistinliyi, Filistinlilerin de 697 sivili öldürdüğü belirtilen açıklamada, 60 Filistinlinin İsrail güvenlik güçlerince İsrail’de, 41 Filistinlinin ise İsrailli sivillerce Batı Şeria ve Gazze’de öldürüldüğü bildirildi. Filistinlilerin İsrail, Batı Şeria ve Gazze’de öldürdüğü 697 İsrailli sivilin 119’unun çocuk olduğunu belirten B’Tselem, Filistinlilerin öldürdüğü 314 İsrail güvenlik güçleriyle bu sayının 1011’i bulduğu kaydedildi.
|
/ KUDÜS
30.09.2006
|
|
|
Terör tehdidinin maliyeti yüksek |
İngiltere’de, uçaklara yönelik terör saldırısı planlarının ortaya çıkarılmasının ardından soruşturmalar için polisin haftada 1 milyon sterlin harcadığı açıklandı.
Londra emniyet müdürü Ian Blair, terörle mücadele operasyonlarına ayrılan fonların polisi ciddî mali güçlüklerle karşı karşıya bıraktığını belirterek, “Ya bu operasyonları ya da polisin diğer rutin faaliyetlerini bir kenara bırakmak zorundayız. Elimizdeki bütçe, bu işlerin hepsini bir arada yürütmeye yetmiyor” dedi. Blair, Metropolitan polis teşkilatının, saldırı tehdidinin ortaya çıktığı 9 Ağustos ile 22 Eylül tarihleri arasında sadece polis memurlarının fazla mesaileri için 5.2 milyon sterlin harcadığını, diğer polis güçlerinden alınan destek personelin seyahat, barınma ve benzeri masraflarının da 3.3 milyon sterlin tuttuğunu bildirdi. Ağustos ayında Heathrow havaalanında ortaya çıkartılan bombalı saldırı tehdidinin ardından 17 kişi tutuklanarak mahkemeye sevk edilmişti.
|
/ LONDRA
30.09.2006
|
|
|
|