Uzay çağı ardından bilgi çağı derken asırlar ve çağlar da hızlı geride kalıyor. Bilgi çağı da eskidi sanki. —-Neden mi?
-Bilgi kirliliğine sebep olan bilgi bombardımanından.
Bilmek için bilmek. Bilgiye erişim eskiden çok önemliydi. Şimdi bilgiye erişim o kadar kolay ki saniyeler alıyor ancak.
-Peki ne olacak elde edilen bilgi?
-Hiç bulunsun da belki lazım olur.
Bir diğer husus da bilişim çağında iletişimdeki gerileme. Teknolojilerinin gelişimi iletişim imkânlarını da kolaylaştırmıştır. Ancak insanlar arası iletişim istenilen şekilde gelişmemiştir. Özellikle cep telefonu ve bilgisayar iletişim aracı olarak çok harika araçlar. Fakat insanlar dünden daha yalnız. Özellikle gençlerimizin insan insana iletişim becerileri “ilerliyor mu? Yahut geriliyor mu?” diye sorulsa ben gerilemektedir diyorum. Bilişim teknolojilerini kullanmayan insan gruplarında gerçek iletişim daha fazla.
İletişim ile haberleşme farklı kavramlar. Bilişim teknolojileri ile insanlar haberleşiyorlar ama iletişimde bulunmuyorlar. İnsanlar mekanikleşiyor. İçinde ruh, kalp, duygu, sevgi, şefkat gibi iletişimin temel iksirleri yok.
İletişim insan insana olmalı. Hissetmeli. Söz ve davranışların yaydığı manyetik dalgalar ortamı sarmalı. Kalpten kalbe olmalı. Gönül ve kalbin içine nüfuz etmeli. Mânâ yansımalı.
İster bilgisayar olsun ister çok fonksiyonlu cep telefonu. Sonuçta ruhsuz bir makine. Saatlerce ile baş başa beraber olmak demek, iletişim araçlarının iletişime engel olarak kullanmak demektir.
Bilgi kullanımı da bilişim teknolojilerini kullanımı da insanlara değer katarsa, hayata kalite ve anlam kazandırırsa baş göz üstüne. Hayata eziyet üreten bilgi de bilişim de lazım değil.
Hem fiyatı külfet hem sonucu felâket olacaksa düşünmemiz lazım.
Araçların suçu olmaz elbette. Araçlar amaçlara araçtır sadece. Hedef, gaye, vizyon, dava sahibi olanlar her araçtan azami derecede faydalananlardır.
|