Malatya’da düzenlenen ‘Malatya Tarih-Arkeoloji Sempozyumu’nda konuşan Tarih Vakfı Eski Başkanı Orhan Silier, Türkiye’nin koleksiyonunun dünya çapında tanındığını, ancak ülkedeki müzeciliğin taşralı olduğunu söyledi. Melita’dan Battalgazi’ye Tarih, Arkeoloji, Kültür ve Sanat Günleri faaliyetleri kapsamında Silahtar Mustafapaşa Kervansarayı’nda, ‘Malatya Tarih-Arkeoloji’ konulu sempozyum düzenlendi.
Sempozyuma Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mesut Elibüyük, Tarih Vakfı’ndan Orhan Silier, Ankara Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Bekir Eskici ve Yrd. Doç. Dr. Eftal Şükrü Batmaz katıldı. Prof. Dr. Mesut Elibüyük, Malatya için önemli olan eski yerleşim birimlerinin suyun altında kaldığını belirterek, bugün Akçadağ yöresinin Hitit döneminde yerleşim yeri olduğunu kaydetti.
“Tahrir defterlerinin dünyada örneği yok”
Osmanlı dönemindeki tahrir defterlerinin dünyanın hiçbir devletinde olmadığını ifade eden Prof. Dr. Eliküçük, şehrin 1838 yılında mevcut şehir merkezine taşınmasının sebeplerinden birisi çeltik tarlaları diğerininse sıtma hastalığı olduğunu söyledi. Eliküçük, ilden saraylara pirinç gönderildiğini ve Malatya’nın o zaman çok önemli bir çeltik üretim merkezi olduğunu kaydetti.
Tarih Vakfı eski Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Silier, “Türkiye çok büyük bir hızla ve plansız bir şekilde kentleşiyor. Büyük gerilimler yaşadığımız halde, bunları yok saymayı çözüm sanıyoruz. Müzelerin eğitime ve kültüre yapabilecekleri katkıları görmezden geliyoruz” dedi. Müzelere yatırımın önemli olduğunu söyleyen Orhan Silier, “Türkiye’nin koleksiyonu dünya çapında tanınmış ancak müzeciliği taşralı. Tarihî eşyaların yan yana dizildiği ve insanların bunların önünde geçtiği sürekli sergilerden oluşan müzelerin yeterli işlevi göremeyeceği, yeni bir müzeciliğe gerek olduğu dünyada artık kabul görüyor” diye konuştu.
|