|
|
|
Tepkilerde ölçü kaçmasın |
Somali’nin başkenti Mogadişu’da bir İtalyan rahibe kimliği belirsiz silâhlı kişiler tarafından öldürüldü. Cinayetin Papa’nın sözlerine tepki olarak işlenmiş olabileceği öne sürülüyor. Gerek bu cinayet ve gerekse son günlerde Filistin'de kiliselere düzenlenen saldırılar üzerine, İslâm dünyası tepkilerde ölçülü olmaya çağrılıyor.
Filistin Başbakanı İsmail Haniye, kiliselere yapılan saldırıları kınayarak, “Bu saldırılar kabul edilemez ve hiçbir Filistinli bu saldırılarda yer almamalıdır. Hıristiyan kardeşlerimiz Filistin halkının bir parçasıdır ve Filistin’deki üst düzey Hıristiyan yetkililerin, İslâma ve Müslümanlara yönelik tavır takınılmasını kınadıklarını duydum” dedi.
|
19.09.2006
|
|
|
YAKIŞIKSIZ ALINTI BÜYÜK HATA |
“Papa’nın böyle yakışıksız bir alıntı yapması büyük hata” diyen Cezayir Katolik Başpiskoposu Henri Teissier, “Akıl ve din üzerinde durulan bir konuşmada, 14. yüzyıla ait bir metinden öyle bir alıntı yapılmasını doğru bulmuyorum. Dinî fetihlerin ve inananlar arasında savaşların olduğu Ortaçağ’a ait bir eserden yapılan alıntıyı üzüntüyle karşıladık. Dinin esasının izah edilmeye çalışıldığı bir konuşmada, o türden bir alıntı yapılmasına gerek yoktu” şeklinde konuştu.
HZ. İSA'NIN ÖĞRETİSİNE AYKIRI
Cezayir Katolik Başpiskoposu, eleştirilerini “İslâm dinine ve Peygamberine saygı konusunda dikkatli olmak lâzımdı” diye sürdürürken, Mısır’daki Kıpti Hıristiyanların Papa’sı III. Şenuda da “İslâmı ve Müslümanları gücendirecek her türlü söz Hz. İsa’nın öğretisine de aykırıdır” diyerek Papa’yı eleştirdi. Papa’nın üniversiteden arkadaşı olan ve Vatikan’ın yıllar önce dışladığı bağımsız Katolik ilâhiyatçı Prof. Dr. Hans Küng de Papa için “İslâmla ilgili öğreneceği çok şey var” demişti.
|
19.09.2006
|
|
|
YÖK’e haddini bildirin |
Yeni Asya’ya konuşan Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “YÖK gibi kurumların yanlışlıklarına dur demezseniz, bu yanlışlıklara ‘dur’ dediğinizde ‘Falanca kurumlar ne der?’ endişesi duymak yerine ‘Haddini bildirmezsek millet ne der?’ sorusunu öne çıkarmazsanız ülke de kaybeder, siz de kaybedersiniz. Hâlâ zaman var” dedi.
DEVAMI RÖPORTAJ SAYFASINDA
|
Kemal BENEK
19.09.2006
|
|
|
Çelik: Nadasa bıraktık |
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “YÖK Kanunu’nu nadasa bıraktık. YÖK 12 Eylül döneminin anti demokratik bir kuruluşudur. Bunda bütün Türkiye hemfikirdir. Kanun şu anda Meclis Komisyonu’nda yatıyor. Zamanı gelince tekrar gündeme gelir” dedi.
2006-2007 eğitim-öğretim yılının açılışı dolayısıyla düzenlenecek törene katılmak üzere Antalya’ya gelen Millî Eğitim Bakanı Çelik, burada medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltılı sohbet toplantısında biraraya geldi. Çelik, toplantıda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Millî Eğitim Bakanı Çelik, YÖK ile Bakanlık arasında tartışmalara sebep olan yüksek lisans için yurt dışına öğrenci gönderme yetkisi konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Bu konunun tamamen Millî Eğitim Bakanlığı’nın yetkisi içinde olduğunu ifade eden Çelik, LES sınavına giren ve 60 puan alan öğrenciler arasından Millî Eğitim Bakanlığı sınavından geçen öğrencilerin yurt dışına gidebileceğini kaydetti. Çelik, 1416 sayılı Kanun’un uygulamasının tamamen Millî Eğitim Bakanlığı’na ait olduğunu vurguladı. Yurt dışında yüksek lisans için bu yıl 960 müracaat olduğunu açıklayan Çelik, bunların üçte birinin gönderileceğini bildirdi.
Bu yıl 230 çeşit ders kitabı hazırladıklarını ifade eden Bakan Çelik, görme ve işitme engelliler için de ayrıca ders kitabı hazırladıklarını ifade etti. AKP Hükümeti döneminde 85 bin derslik açıldığını kaydeden Bakan Çelik, bu sene 40 bin yeni öğretmen atadıklarını kaydetti. Bu yıl engelli öğrencilerle ilgili yeni bir uygulama da başlatılacağını açıklayan Çelik, ilk defa bu yıl engelli öğrencilerin evlerinden alınacağını ve evlerine bırakılacağını duyurdu.
Bakan Çelik, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, eğitim öğretim yılının başlaması sebebiyle yayınladığı mesajında kuran kursları ve bazı özel okullarla ilgili yer verdiği değerlendirmelere de değinerek, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın elinde Devlet Denetleme Kurulu gibi bir kurul bulunmaktadır. Böyle bir hukuk dışı, Cumhuriyet ilke ve inkılâplarına ters gelen bir kurs varsa gerekeni yapar” dedi.
18 YAŞINDAN ÖNCE
DEMOKRATİK EĞİTİM OLMAZ
Okullarda yaşanan şiddete de değinen Çelik, “18 yaşına kadar demokratik bir eğitim olmaz. Öğrencileri, demokrat olacağız diye başına buyruk bırakmayız” şeklinde konuştu. Çelik, ayrıca eğitimde af defterini kapattıklarını söyledi. Bakan Çelik, önceki gün Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. İzzettin Doğan’la görüştüklerini hatırlatarak, lise müfredatında bulunan Din ve Ahlâk Bilgisi dersine ilk defa ‘Alevilik nedir, ne değildir’ konusunun işlendiği bir bölüm koyduklarını açıkladı. Çelik, bu başlık altında işlenecek derste öğrencilerin Caferilik, Şiilik gibi akla takılan tüm soruların cevabını alacağını ifade etti. Çelik, bu uygulamayı AB çerçevesinde değil tamamen kendi iradeleriyle yaptıklarını dile getirdi.
|
Mehmet KARA - Müşerref AKSOY
/ ANTALYA
19.09.2006
|
|
|
Sezer ne demek istiyor? |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Cumhurbaşkanı Sezer’in 2006-2007 eğitim-öğretim yılı nedeniyle yayınladığı mesajda “Dogma ve boş inançlarla çocukları etkileyen okullar ve kursların engellenmesi gerektiği” yönündeki ifadelerinin izaha muhtaç olduğunu söyledi.
“Sayın cumhurbaşkanı bununla Kur’an Kurslarını veya Türk çocuklarına okullarda Anayasa gereği öğretilen din kültürü ve ahlak derslerini kastediyorsa ve bunları “dogma ve boş inanç” değerlendiriyorsa böyle bir düşünceye katılmak mümkün değildir” diyen Başoğlu, Türkiye’de eğitim ve öğretimin cumhuriyet ile birlikte, doğrudan devlet tarafından ya da devletin denetiminde özel kesim tarafından yürütüldüğünü hatırlattı.
|
YENİ ASYA
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
Mecliste AB mesaisi |
TBMM, 22. Dönem 4. Yasama Yılında ikinci kez olağanüstü toplanacak. Olağanüstü toplantı süresince, 9. Uyum Paketi kapsamında çıkarılması gereken 9 yasa tasarısı ve teklifi görüşülecek.
Lübnan’a asker gönderilmesinin kabul edilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresini görüşmek üzere 5 Eylülde toplanan TBMM, AB 9. Uyum Paketi kapsamındaki yasa ve teklifleri görüşmek üzere toplanacak.
Bugün saat 15.00’te toplanacak Genel Kurul, toplantı yeter sayısının bulunması halinde, olağanüstü toplantı çağrısına konuları görüşmeye başlayacak. Genel Kurulda ilk olarak, Özel Öğretim Kurumları Kanunu Tasarısı ele alınacak.Tasarı aynen yasalaşırsa özel okullarda öğrenim gören öğrencilere her ders yılı için azamî 1000 YTL tutarında devlet yardımı yapılacak. Askeri okullar, emniyet teşkilâtına bağlı okullar ve din eğitimi-öğretimi yapan kurumların aynı veya benzeri özel öğretim kurumları açılamayacak. Meyhane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerlerin, okul binalarından en az 100 metre uzaklıkta bulunması zorunluluğu aranacak. Yabancı okullar ile azınlık okullarının müdür yardımcıları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacak. Ayrıca, olağanüstü toplantı çağrısına konu olan 35 maddelik Meslekî Yeterlilik Kurumu Kanunu Tasarısı ile 43 maddelik Tohumculuk Kanunu Tasarısı ise temel kanun olarak bölümler halinde ele alınacak.Sayıştay Kanunu Teklifi ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iade edilen Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Vakıflar Kanunu Tasarısı ise Adalet Komisyonunda görüşülecek.
|
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
Lübnan’a asker Ekim sonunda |
Lübnan’a konuşlanacak BM Barış Gücüne katkı çerçevesinde Lübnan’a gönderilecek Türk askerlerinin bölgeye ekim ayı sonlarında gitmesi bekleniyor.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, genişletilmiş UNIFIL’e katkı kararı alan Türkiye, çoğunluğu deniz gücünden oluşacak askerlerini Lübnan’a gelecek ay sonlarında göndermeyi planlıyor. Türk birliklerinde sınırlı sayıda kara unsurlarının da yer alması öngörülürken, görev yerinin henüz netlik kazanmadığı belirtiliyor.
Bu arada, Türkiye’den teknik bir heyetin, gelecek hafta katkının detaylarını BM yetkilileriyle görüşmek üzere New York’a gitmesi bekleniyor. Ağırlığı askeri yetkililerden oluşacak heyette, Dışişleri Bakanlığından da temsilciler bulunacak. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de önceki gün New York’a gidişinden önce yaptığı açıklamada, Lübnan’a asker gönderme konusundaki teknik çalışmaların halen sürdüğünü bildirmişti.
|
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
Dışişleri bakanlığı Afgan diplomatları eğitecek |
Dışişleri Bakanlığı, Afganistan Dışişleri Bakanlığında görev yapan 13 diplomata mesleki eğitim verecek.
Afganistan’ın yeniden yapılandırılmasıyla ilgili olarak yürütülen uluslararası çalışmalara Türkiye tarafından taahhüt edilen katkılar çerçevesinde ve Afganistan’ın talebi üzerine, bakanlığın eğitim merkezi başkanlığı tarafından hazırlanan ve 5 hafta sürecek mesleki eğitim programı bugün başladı. Programın açılışında konuşan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Üzümcü, Türkiye-Afganistan ilişkilerinin tarihe dayanan dostluk ilişkileri bulunduğunu söyleyerek, her iki ülkenin de coğrafi konumları nedeniyle uluslararası gündemi etkileyen gelişmelerden doğrudan etkilendiğini kaydetti. Büyükelçi Üzümcü, Afganistan’ın Türklerin kalbinde ayrı bir yeri olduğunu da ifade ederek, Türkiye olarak Afgan halkının refah ve barış ortamı içinde yaşamasını arzu ettiklerini belirtti.
|
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
Erdoğan: Krizleri fırsatlara çevirmek bizim elimizde |
1993’den beri düzenlenen Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’nın onuncusu Antalya’da başladı.
Kurultayın açış konuşmasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk dünyasının, stratejik, ekonomik ve kültürel açıdan çok geniş bir coğrafyaya yayıldığını ifade etti. Zengin enerji kaynakları, dinamik genç nüfusu ve bereketli topraklarıyla coğrafyanın Türklere de dünyaya da geniş imkânlar sunduğunu belirten Erdoğan, şanlı bir mazinin, köklü bir tarihin omuzlarına yüklediği sorumluluklar olduğunu vurguladı.
Kurultayda ortak sorunların tartışılması, uygulanabilir siyasî, ekonomik ve kültürel projeler üretilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “çünkü yeni bir başlangıç mevsimindeyiz. Dünyamız soğuk bir savaş sonrasında yeniden şekilleniyor. Bu, onyılları alacak bir süreç olabilir. Günümüzün tehdit ve tehlikeleri, dolayısıyla yaşadığımız küresel değişim sürecinin olumsuz etkileri en çok bu coğrafyada hissedilmektedir. Ancak bu krizleri büyük fırsatlara çevirmek bizim elimizdedir. Bilirsiniz, ‘İhtiyaç medeniyetin üstadıdır’ derler. İşte bu zor şartlar, bu tehdit ve tehlikeler, bu sarp dağlar bu coğrafyayı tarih boyunca bir medeniyet merkezi yapmıştır” dedi.
Bugün dünya siyasetinin ağırlık merkezinin başka coğrafyalara kaymış gibi görünebildiğini söyleyen Erdoğan, “Ancak bilmeliyiz ki, bizim için sadece iki seçenek mevcuttur. Bu siyasetin ya öznesi, ya da nesnesi olmak durumundayız. Belki dünyanın başka bölgelerinde başka halklar için üçüncü bir ihtimal vardır. Belki sınırlı bir etkiye maruz kalarak olup bitenleri seyretmeleri mümkündür. Ancak dünya siyasetinin oyun sahnesi hiç şüphe yoktur ki, bu coğrafyadır. Bu coğrafyanın sakinleri için de seyirci kalma lüksü yoktur. Ya başkalarının oluşturduğu siyasete maruz kalmakla yetinen pasif unsurlar olacağız ya da bu siyaseti oluşturan aktörler arasında hep birlikte yerimizi alacağız” şeklinde konuştu.
Sonuç bildirgesi ise 20 Eylül Çarşamba günü açıklanacak olan kurultaya katılan ülkeler şöyle: “Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Moğolistan ve KKTC, Rusya Federasyonu’ndan Tataristan, Çuvaşistan, Saha-Hakas ve Altay cumhuriyetleri ile Kafkas Halkları, Kırım Özerk Bölgesi ile Gagauz Bölgesi, İran, Irak ve Afganistan, Gürcistan, Batı Trakya, Kosova, Romanya, Makedonya, Bulgaristan, Bosna Hersek ve Arnavutluk, Almanya, Fransa, ABD, Avustralya, Belçika ve İsviçre’de yaşayan Türk diasporası.
|
YENİ ASYA
/ ANTALYA
19.09.2006
|
|
|
RTÜK’ten, yerel yayıncılara seminer |
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK), yerel ve bölgesel yayıncılara yönelik düzenlediği eğitim seminerlerinin 16’ncısı 20-22 Eylül tarihlerinde Erzurum’da gerçekleştirilecek.
RTÜK’ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Polat Renaissance Erzurum Hotel’de düzenlenecek seminerin açılışı, RTÜK Başkanı Zahid Akman tarafından yapılacak. Seminere ayrıca, Üst Kurul Başkan Vekili Vahap Darendeli ile Üst Kurul üyesi Mehmet Dadak da katılacak.
Seminer; Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Iğdır, Kars, Muş, Siirt, Van, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa, Kilis, Hakkari, Tunceli ve Malatya’da yayın yapan 151 yayın kuruluşunun temsilcilerine yönelik düzenlenecek.
Seminerde, ‘’Radyo ve Televizyonlarda Türk Dilinin Doğru ve Güzel Kullanımı’’, ‘’Radyo ve Televizyon Yayın Etiği’’, ‘’Yayın İlkeleri ve İzleme Ölçütleri’’, ‘’Basın Özgürlüğü’’, ‘’Yayıncılıkta Teknik Yeterlilik’’, ‘’Radyo ve Televizyon Yayın Hukuku ve Yayıncının Sorumluluğu’’, ‘’Dünyadaki RTÜK Benzeri Kuruluşlar ve Uygulamaları’’ ile ‘’Yayıncı Kuruluşların İdari ve Mali Sorumlulukları’’ konularında bilgiler verilecek.
|
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
CHP’li Gazalcı’dan mülâkat sorusu |
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, yüksek lisans için devlet burslusu olarak yurt dışına gönderileceklerin tesbiti için yapılan mülâkatın yenilenip yenilenmeyeceğini sordu.
Gazalcı, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Bakanlık tarafından her yıl belirli sayıda üniversite mezunu gencin, dönüşlerinde çeşitli üniversitelerin öğretim kadrolarında görevlendirilmek üzere, yurt dışına yüksek lisans için devlet burslusu olarak gönderildiğini belirtti. Bu adayların önceki yıllarda ÖSS tarafından yapılan Lisansüstü Eğitim Sınavından (LES) aldıkları puanlara göre belirlendiğini hatırlatan Gazalcı, bu yıl mevzuat değişikliği yapılarak, aday tesbitinin Millî Eğitim Bakanlığının oluşturduğu mülakat komisyonu tarafından yapıldığını kaydetti. Bu uygulama sonucu YÖK Başkanı’nın ‘’kendilerinin dışlanarak bu sınavın yapıldığını, burs kazanıp yurt dışına gidecek öğrencilerin dönüşlerinde üniversitelere alınamayacağını’’ söylediğini belirten Gazalcı, önergesinde şu sorulara yer verdi: “Niçin bir mevzuat değişikliğine gereksinim duyulmuş ve yalnızca mülâkat gibi son derece nesnel olmayan bir seçme yolu benimsenmiştir? YÖK Başkanı bu öğrencilerin geri dönüşlerinde üniversitelere alınamayacağını söylediğine göre, adayların yalnız LES sonucuna göre saptanmasını ya da mülâkat yapılacaksa ÖSYM ve YÖK’ün katılımıyla yenilemeyi düşünüyor musunuz?
|
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
Gönül: Gazilerimize minnettarız |
Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Türk milletinin, vatanı için her türlü fedakârlığı yapan aziz kahramanları bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da unutmayacağını ve minnetle anacağını belirtti.
Gönül, Gaziler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Yüce Türk milletinin birliği ve güvenliği ile vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna gösterdikleri büyük cesaret ve fedakârlık sonucu gazilik unvanı alan kahramanların Gaziler Günü’nü en içten duygularla kutladığını’’ belirtti. Gönül, şunları kaydetti: “Türk milleti, vatanı için her türlü fedakârlığı yapan siz aziz kahramanlarımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da unutmayacak ve minnetle anacaktır. Aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anar, hayatta olan gazilerimize de Yüce Türk Ulusu adına minnet ve şükran duygularımızı sunarım.’’
|
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
Yüce Divan Bakan Güler’i dinleyecek |
Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan’ın “enerji ihalelerinde yolsuzluk yaptıkları’’ iddiasıyla Yüce Divanda yargılandıkları dâvânın bugünkü duruşmasında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler şahit olarak dinlenilecek.
Anayasa Mahkemesi heyetinin Yüce Divan olarak görev yapacağı duruşma, saat 10.00’da başlayacak. Duruşmada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in yanı sıra, daha önce dinlenilen bazı şahitler, ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi için yeniden dinlenilecek.
|
/ ANKARA
19.09.2006
|
|
|
Okul yerine tarlaya gittiler |
Şanlıurfa’da bugün 410 bin öğrencinin dersbaşı yapması beklenirken, binlerce çocuğun okula gitmek yerine biber ve pamuk tarlalarında çalıştığı bildirildi.
Sulu pamuk hasadının başladığı Şanlıurfa’da, çocuklar aile bütçelerine katkıda bulunabilmek için tarlada günlüğü 10 YTL’ye biber topluyor. Para kazanarak kırtasiye ihtiyaçlarını karşılayacaklarını belirten çocuklar, “Neden okula gitmiyorsunuz?” sorusuna, “Başka çaremiz yok” şeklinde cevap verdi. 7. sınıf öğrencisi Musa Ay, “Bugün okullar açıldı, herkes dersbaşı yaptı. Bizler tarlada biber topluyoruz. Topladığımız biberler ellerimizi yakıyor, ama başka çaremiz yok. Para kazanmak zorundayız” dedi. Konuklu Beldesi yakınlarında biber toplayan 18 yaşındaki lise öğrencisi Naif Ay ise, “Bugün okulların zilleri çaldı. Biz de tarlada çalışıyoruz. Aile bütçemize katkıda bulunmak için en az 2 ay okula gidemeyeceğiz. Biber sezonu bitiyor, ardından pamuk sezonu başlıyor. Derslerimiz çok aksıyor ama başka çaremiz yok. Para kazanamazsak nasıl kitap, kalem, defter ve okul kıyafeti alabiliriz? Çalışmazsak bunların hiçbiri olmaz” diye konuştu.
15 yaşındaki Sara Ay da, 3 yıl önce ailesinin baskısıyla ilköğretim okulunu 5. sınıftan sonra terk ettiğini söyledi. Biber tarlasından ailesine ve yetkililere seslenen Ay, “Bizlerde kızları okutmuyorlar. Yetkililere ve aileme sesleniyorum, beni okula göndersinler. Ben okumak istiyorum” dedi.
|
/ ŞANLIURFA
19.09.2006
|
|
|
Topbaş, trafiği denetledi |
Dün okulların açılmasıyla birlikte İstanbul trafiğinin keşmekeşe dönmemesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), İstanbul Valiliği ve İstanbul Emniyeti birçok tedbir aldı.
Alınan tedbirleri yerinde görmek için sabah saatlerinde kendisine ait özel otomobiliyle AKOM’a gelen İBB Başkanı Kadir Topbaş, ilk günün sabah trafiğinin çok başarılı olduğunu, hatta bazı yerlerdeki trafiğin normal Pazartesi günlerinden daha akışkan olduğunu söyledi.
AKOM’dan çıkışında gazetecilere açıklamada bulunan Başkan Topbaş, aracıyla sabah 06.00 sıralarında yola çıktığını ve sabah trafiğini yoğun gördüğünü belirterek, “Ben İstanbullulara teşekkür ediyorum. Trafik şu anda gayet iyi. Aldığımız önlemler gayet başarılı. İstanbulluları kutluyorum ama bu daha birinci gün. Sakın ola ki ‘Bugün trafik gayet iyiydi, bir problem yok. Bir benden ne olacak ki?’ deyip akşam dönüşünde ve şu 3 gün boyunca özel araçlarıyla trafik kullanılmasın” diye konuştu.
|
19.09.2006
|
|
|
Eğitim seferberliği |
İstanbul Valisi Muammer Güler, şehirde yaklaşık 2 milyon 300 bin öğrencinin yeni eğitim ve öğretim yılına başladığını belirterek, ‘’Çocuklarımız trafikle birlikte eğitimin, hayatın içindeler. Bugün her türlü öncelik, geçiş üstünlüğü dahil sevgili öğrencilerimizin’’ dedi.
Vali Güler, yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması dolayısıyla İl Millî Eğitim Müdürü Ata Özer ile Beyazıt İlköğretim Okulundan bir grup öğrenciyi makamında kabul etti.
Öğrencilerle bir süre sohbet eden Güler, basın mensuplarının sorusu üzerine, yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı olmasını ve başarı getirmesini diledi. Güler, çocukların yeni bir heyecanla okullarına başladıklarını ifade ederek, ‘’İstanbul’da 2 milyon 300 bine yaklaşan bir sayıyla eğitim ordumuz bugün yeni döneme başlıyor’’ diye konuştu.
Vali Güler, öğretmenler, veliler, okul aile birliği, koruma dernekleri ve bütün İstanbulluların bugün eğitime odaklandığını, herkesin eğitime gereken katkıyı sağlaması gerektiğini dile getirdi.
Trafikte herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için gereken tedbirlerin alındığını anlatan Güler, ‘’Çocuklarımız trafikle birlikte eğitimin, hayatın içindeler. Bugün her türlü öncelik, geçiş üstünlüğü dahil hepsi sevgili öğrencilerimizin. Onları geleceğe ve hayata en iyi şekilde hazırlayabilmek ve Avrupa’daki akranlarından geri kalmayacak şekilde yetiştirmek için bütün imkânlarımızı seferber ediyoruz’’ dedi. Muammer Güler, eğitime sadece devletin imkânlarının yeterli olmadığını kaydederek, eğitimdeki sorunların herkesin gönüllü katılımlarıyla çözülebileceğini ifade etti.
|
/ İSTANBUL
19.09.2006
|
|
|
Bayan hafızlar yarıştı |
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kur’ân kursu öğrencileri arasında düzenlediği “Bayanlar arası Hafızlık Yarışması” İstanbul’da yapıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Ümraniye Sahnesi’nde gerçekleştirilen “Bayanlar arası Hafızlık Yarışması” Türkiye finalinde, bölgelerinde birinci olmayı başaran 7 bayan hafız, jüri önünde Türkiye birincisi olabilmek için yarıştı. Salonu tamamen dolduran vatandaşların ilgiyle takip ettiği yarışmada Trabzon-Araklı’dan Hafife Öztürkoğlu birinci, İstanbul-Ümraniye’den Akile Tekin ikinci, Kütahya-Tavşanlı’dan Hatice Esen üçüncü oldu. Yarışma öncesi bir konuşma yapan İstanbul Müftüsü Dr. Mustafa Çağrıcı, Türkiye’nin devletin resmî kurumlarınca belli bir dairenin sorumluluğunda ve bütün usullerine uygun olarak Kurân’ı Kerim öğretilen ve hafızlık yapılan en önemli ülke olduğuna işaret etti. Diğer ülkelerde Kur’ân’ı Kerim ve hafızlık eğitimi verilen okulların ve öğrenci sayılarının bilinmediğini kaydeden Çağrıcı, Türkiye’de bu işin ciddi bir şekilde tam olarak takip edildiğini kaydederek, “Türkiye hafızlık yaptıran ülkeler içerisinde en düzenli ve en programlı bu hizmeti sürdüren ülkedir. İnşaallah öyle de devam edecektir.” dedi.
|
/ İSTANBUL
19.09.2006
|
|
|
Âmâ hafızın mutluluğu |
Kur’ân-ı Kerim’i, dinlediği kasetlerden ezberlemeyi başaran doğuştan görme özürlü İbrahim Altuntaş, tam 3 kez ‘Kur’ân-ı Kerim’i En İyi Okuma’ yarışmasında Türkiye birincisi oldu. Mekke’de yapılan yarışmada da Türkiye’yi başarıyla temsil eden ama Kur’ân bülbülü, hafızlık için insanların biraz çaba sarfetmesi gerektiğini söylüyor.
Annesinin hamilelik döneminde yapılan yanlış bir iğne sebebiyle gözleri doğuştan görmeyen İbrahim Altuntaş, 7 kardeş içerisinde gözleri görmeyen ve hafız olan tek kardeş. 30 yaşında ve bir kız çocuk babası Altuntaş, 13 yaşlarına geldiğinde TRT programlarında dinlediği hafızlardan etkilenerek hafızlık hayali kurmaya başlamış. Televizyondan hafızların seslerini kasetlere alarak ezberlemeye çalışan Altuntaş, hafızlık sürecini şöyle anlatıyor: “TRT’deki hafızların seslerini kasetlere kaydettiğim dönemde ailem benim Kur’ân’a olan bu ilgimi gördü. Bana Kur’ân’ın kasetlerini aldı. 3 yıl boyunca, sürekli olmasa da aralıklarla bu kasetleri dinledim ve ezberledim. Bir yıl boyunca da sürekli tekrar yaptım. İstanbul’da merhum İsmail Biçer’in talim derslerine katıldım. 16 yaşında hafızlığımı dinlettim.”
|
/ BURSA
19.09.2006
|
|
|
İncirdeki devâ saymakla bitmiyor |
Karadeniz Bölgesi’nde bol miktarda yetişen incirin, başta kabızlık olmak üzere kanın pıhtılaşması, yaraların çabuk kapanması ve kansızlığın önlenmesinde faydalı olduğu belirtildi.
Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, incirde C vitamini hariç diğer bütün vitaminlerin bulunduğunu belirterek, “İncirdeki bu vitaminler sayesinde kanın pıhtılaşması sağlanır, ciltteki yaralar çabuk kapanır ve kansızlık önlenir. Özellikle taze incir kabızlığı önlemede birebirdir. Kabızlığın önlenmesi için incirler akşamdan suya konur, sabahleyin aç karnına yenir. Kuru incir ise bağırsak faaliyetlerini artırır. Sütle birlikte pişirilerek yenilen taze incir, nezleyi ve boğaz ağrılarını giderir” dedi.
İncirin insan vücuduna faydalarının saymakla bitmediğini kaydeden Dr. Dinççağ, “İncir enerji verir. Vitamin ve mineral bakımından zengin bir gıdadır. Yüksek oranda kalsiyum ve demir içerir ve bu yüzden kansızlığa ve kemik hastalıklarına iyi gelir. Bağırsaklardan toksik maddelerin atılması kandaki kolesterol seviyesinin düşürülmesi gibi faydaları da vardır. Kalbe ferahlık verir, kuluncu ve sindirim organı sancılarını giderir. Süt ile kaynatılan incir ses kısıklığına iyi gelir. Ağacının dalları kırıldığında akan süt, siğil ve nasırlara sürülürse çok iyi gelir. İnciri cevizle birlikte yerseniz hem bronşite iyi gelip öksürüğü keser hem de vücudunuzu zehirden korur. Ayrıca nezleye de iyi gelir. İncir süte, sirkeye ya da zeytinyağına batırarak yenirse basur şikayetleri ortadan kalkar. Ses kısıklığında bir su bardağı sütün içine incir atılıp kaynatılıp içilmelidir. Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidir” diye konuştu. İncirin erkeklerde cinsel gücü de arttıran çok güçlü bir afrodizyak olduğunu hatırlatan Dr. M. Emin Dinççağ, incirin kanser hücrelerinin büyümesine engel olduğunu da sözlerine ekledi.
|
/ SAMSUN
19.09.2006
|
|
|
200 çocuk sünnet oldu |
Şanlıurfa’nın Karaköprü Belde Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Ali Baba Şenlikleri bu yıl iki yüz çocuğun sünnetiyle son buldu.
Karaköprü Belediyesi tarafından bu yıl 8.si düzenlenen Ali Baba Şenlikleri görkemli bir kutlama programıyla tam bir şenlik havasında kutlandı. Beldede yaşayan yardıma muhtaç ailelerin çocuklarını her yıl toplu halde sünnet ettirmeyi gelenek olarak sürdüren Karaköprü Belediyesi bu yıl 200 çocuğu daha sünnet ettirirken, sekiz yıl içerisinde yaklaşık 5 bin 600 çocuk erkekliğe ilk adımlarını atmış oldular.
Şenliklerin 2. gününde sünnet şöleni devam ederken sabah saat 06.00'da kazanlarda pişirilen etten yapılan tirit yemeğinin dağıtımına başlandı.Yaklaşık 10 bin kişi tirit hayratına katıldı.
Belediyelerin aslî görevlerinin, yol, su kanalı, altyapı ve park yapmak olmadığını kaydeden Karaköprü Belediye Başkanı Ahmet Güzel “Bizim en çok haz duyduğumuz hayır işleri ve sosyal faaliyetlerdir, bugün burada 200 evlâdımız erkekliğe ilk adımları atmışsa ve 150 yıllık geleneğimiz olan tirit ikramı yaşatılıyorsa ben bundan mutlu oluyorum” dedi.
|
Nihat ÇİÇEK
/ ŞANLIURFA
19.09.2006
|
|
|
El yazması kaime Londra’da satılacak |
Dünyanın en değerli paraları arasında gösterilen Abdülmecit dönemine ait el yazması kaime, 29 Eylülde İngiltere’nin Başşehri Londra’da açık artırmayla satışa sunulacak.
Alınan bilgiye göre, 1666 yılından bu yana müzayede düzenleyen ve Avrupa’nın bu alandaki en seçkin şirketlerinden olan Spink’in 29 Eylülde ‘’Dünya Kâğıt Paraları’’ başlığıyla gerçekleştireceği açık artırmada, Osmanlı döneminden kalma 68 parça kâğıt para da koleksiyonerlerin beğenisine sunulacak.
Bu paraların en önemlilerinden biri, 1840 yılında tedavüle çıkarılan 1000 kuruşluk el yazması kaime oluşturacak.
Dünyada sadece iki tane olduğu bildirilen Osmanlı parası için Spink, tahmini olarak 55-75 bin pound (150-200 bin YTL) aralığında değer biçti.
|
/ İZMİR
19.09.2006
|
|
|
Osmangazi’nin oğlu anıldı |
Yıldırım Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve bu yıl 10’uncusu organize edilen Osmangazi’nin oğlu Çoban Bey’i anma törenleri, Mollaarap Mahallesi’nde bulunan türbesinin önünde gerçekleştirildi.
Osmangazi’nin oğlu Çoban Bey anısına okunan Mevlid-i Şerif’in ardından konuşan Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin “İlçemizde bulunan Balabanbey Kalesini, Molla Yegane Medresesini yeniden inşa edip, tarihî, kültürel mirasımıza verdiğimiz önemi ortaya koyduk” dedi. Keskin, ayrıca büyük bir zat olan Osmangazi’nin oğlu Çoban Bey’i anma törenlerini her yıl geleneksel hale getirdiklerini ifade etti.
|
/ BURSA
19.09.2006
|
|
|
Yeşilay’dan tiryakilere Ramazan desteği |
Yeşilay Derneği Kayseri Şube Başkanı Ertuğrul Uyanık, sigarayı bırakma ve kitap toplama kampanyası başlattıklarını kaydetti.
Sigarayı bırakmak isteyenler için Ramazan ayının iyi bir fırsat olduğuna değinen Uyanık, bu ayda sigarayı bırakmak isteyenler için dernek olarak destek vereceklerini açıkladı.
Ramazan ayında oruç tutan insanların uzun süre sigara içmemeleri sebebiyle sigarayı diğer zamanlara göre daha kolay bırakabileceklerini kaydeden Uyanık, başlattıkları kampanyaya katılanlar için 23 Eylül’de sigarayı bırakma seansı düzenleyeceklerini söyledi.
|
/ KAYSERİ
19.09.2006
|
|
|
Köylerde taş fırın geleneği sürüyor |
Sinop’un köylerinde taş fırınlar geleneği yaşatılıyor. Evinde fırın bulunmayan veya hazırladığı börek, pasta, kek gibi hamur işlerini taş fırında pişirmek isteyen vatandaşlar, fırınlara akın ediyor.
Ekmek veya hamur işlerinin taş fırında pişirildiği zaman çok daha lezzetli olduğunu belirten köylü kadınlar, “Taş fırınlar hem daha sağlıklı hem de burada pişirilen hamur işleri daha lezzetli oluyor. Bu yüzden hazırladığımız hamur işlerini burada pişiriyoruz” dedi.
|
/ SİNOP
19.09.2006
|
|
|
Prens Bismarck: Kur'ân'ın her kelimesinde hikmetler var |
Bugünkü Almanya'nın kurucusu Prens Bismarck: “Kur'ân'ı her cihetten tetkik ettim. Her kelimesinde büyük hikmetler gördüm Sana muasır bir vücud olamadığımdan dolayı müteessirim ey Muhammed!”
DEVAMI LAHİKA SAYFASINDA
|
19.09.2006
|
|
|
|