|
|
|
Amerikan elçiliğine saldırı |
Suriye’nin başkenti Şam’daki Amerikan Büyükelçiliğine düzenlenen saldırıda bir Çinli diplomat yaralandı. Çinli diplomatın, Amerikan elçiliğindeki çatışma sırasında yakındakii Çin Büyükelçiliği binasının tepesinde durduğu belirtildi. Suriye İçişleri Bakanı Bessam Abdülmecid, Amerikan elçiliğini hedef alan üç saldırganın öldürüldüğünü, birinin yaralandığını açıkladı.
Yeni Çin Haber Ajansı, Çinli diplomatın, Amerikan elçiliğindeki çatışma sırasında elçiliğin yakınındaki Çin Büyükelçiliği binasının tepesinde durduğunu duyurdu. Serseri kurşunla hafif yaralanan diplomatın hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Diplomatın adı açıklanmadı. Suriye İçişleri Bakanı Bessam Abdülmecid, Amerikan elçiliğini hedef alan 3 saldırganın öldürüldüğünü, birinin yaralandığını açıklamıştı. Suriye’nin resmi haber ajansı da Amerikan Büyükelçiliğinin önünde park edilmiş bomba yüklü bir aracın, Suriyeli terörle mücadele ekipleri tarafından etkisiz hale getirildiğini bildirmişti.
Suriye’nin resmí haber ajansı, başşehir Şam’da bu sabah saldırıya hedef olan Amerikan Büyükelçiliğinin önünde park edilmiş bomba yüklü bir aracın, Suriyeli terörle mücadele ekipleri tarafından etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
SANA ajansının haberinde, ‘’Saldırganlar Şam’daki ABD Büyükelçiliğinin önüne bomba yüklü bir araç park etti. Büyükelçiliğin güvenliğini sağlamaktan sorumlu terörle mücadele güçleri, bomba yüklü aracı etkisiz hale getirdi’’ ifadeleri kullanıldı. İçişleri Bakanı Bessam Abdülmecid, 3 saldırganın öldürüldüğünü, birinin yaralandığını açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı da, ‘’bitti gibi görünen’’ saldırıyı doğrulamış, ancak ayrıntı vermemişti.
KÜÇÜK BİR ÖRGÜTÜN İŞİ
Öte yandan İngiltere’nin Şam Büyükelçisi Peter Ford, CNN’e yaptığı açıklamada, saldırının “büyük El Kaide saldırılarına benzemediğini, ancak küçük bir örgütün işi olabileceğini” söyledi.
Bu arada AA muhabirine bilgi veren Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği yetkilisi, Türk Büyükelçiliğinin ABD Büyükelçiliğine 250-300 metre uzaklıkta olduğunu, ancak Türk elçiliğinin saldırıdan herhangi bir şekilde etkilenmediğini belirtti.
Saldırının sona ermesine rağmen, güvenlik görevlilerinin kendilerine dışarı çıkılmaması yönündeki talepleri doğrultusunda hareket ettiklerini belirten Türk yetkili, gelişmelerle ilgili olarak Ankara ile temasta olduklarını kaydetti.
|
/ PEKİN
13.09.2006
|
|
|
ABD kaybediyor |
11 Eylül 2001 ‘İkiz Kule’ saldırılarının 5. yıldönümünde yapılan değerlendirmelerde ABD’nin ‘terörle savaş’ı kaybettiğine dikkat çekililiyor. IPS’de yazan Jim Lobe, Afganistan’da Taliban’ın hakimiyet alanını genişlettiğine dikkat çekerek, Irak iç savaşa sürükleniyor, İslamcı örgütler hiç olmadıkları kadar güçlü. Bush’un ekibinden Leverett’in de itiraf ettiği gibi 11 Eylül’ün beş yıl ardından, ABD terörle savaşı kaybediyor” dedi.
Lobe, yazısında, El Kaide’nin New York ve Pentagon’a yönelik saldırılarının 5 yıl ardından ABD Başkanı George W. Bush’un “teröre karşı küresel savaş”ını kazanıp kazanmadığını anlamak için son 5 günde gelen haberlere bakmak yeterli olcağını ifade ederek, şunları söyledi:
“Savaşın başladığı Afganistan’da NATO ve ABD kuvvetlerinin baş etmekte zorlandığı Taliban gerillaları 1 Eylül’den bu yana iki düzine Batılı askeri öldürdü. NATO’nun ABD’li kumandanı general James L. Jones geçtiğimiz Perşembe günü ‘ittifakın zor bir dönemden geçtiğini’ söyledi ve Taliban kontrolüne geçen güney bölgelerde yürütülen operasyon için 2 bin 500 yeni asker ve mühimmat istedi. Öte yandan komşu Pakistan hükümeti kuvvetlerini kuzey Veziristan’dan çekerek bölgeyi Taliban’a yakın duran aşiret militanlarına bırakmaya karar verdi. Hem Usame Bin Ladin hem de George Bush’un esas savaş alanı olarak nitelediği Irak’tan gelen haberler de aynı şekilde cesaret verici değil.
Yılın başında yetkililer sonbaharda 30 bin ABD askerinin eve dönebileceğini tahmin ederken yaz sona ererken asker sayısı -Bağdat’ta süre giden şiddet nedeniyle- 10 bin artarak 140 bine ulaşmış durumda.”
Lobe, Pentagon’un saldırıların yarıya indiği iddiasının aksine artan güce rağmen ölü sayısının da azalmadığını dikkat çekerek, Temmuz’da en yüksek düzeyine ulaşan saldırılarda Bağdat’ta bin 855 kişinin ölduğüğünü, geçen ay bu sayının yalnızca küçük bir miktar azaldığını söyledi.
“Irak’taki katliâm nefreti arttırıyor”
Bununla birlikte, kamuoyu araştırmalarının Irak işgalinin dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar üzerindeki etkisinin de yıkıcı olduğunu gösterdiğini vurgulayan Lobe şöyle devam etti:
“New York Üniversitesi’nden uluslar arası ilişkiler profesörü Alon Ben-Meir, ‘Irak’ta katliam sürdükçe Arap ve Müslüman dünyası oradaki insanların yaşadığı sefaleti görüyor ve ABD’ye yönelik nefret yeni zirvelere ulaşıyor’ dedi. Geçen ayki İsrail-Hizbullah savaşı da bu duruma tuz biber ekti. Bu savaşla birlikte 11 Eylül saldırıları öncesinden ABD’nin bölgedeki yegane müttefikleri olan Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün gibi Sünni ağırlıklı hükümetler de desteğini çekmeye başladı. Lübnan’ı yıkıma uğratan ve Bush tarafından Ortadoğu’yu ‘yeniden şekillendirme’ çabalarında bir köşe taşı olarak nitelenen savaş Hizbullah’ı bölgede ‘kahraman’ mertebesine yükseltti. Aynı şekilde onu destekleyen Suriye ve İran’ın yerini de sağlamlaştırdı. Bush yönetiminin El Kaide’yi Afganistan’dan çıkmaya ve liderlerini gizlenmeye zorlamışken hedefini tüm bir Müslüman dünyasını şekillendirmeye çevirmesi birçok analist tarafından büyük bir stratejik hata olarak tanımlanıyor. Sonuç itibariyle, Bush’un ilk döneminden Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Ortadoğu masasını yöneten Flynt Leverett geçtiğimiz Cuma CATO Enstitüsü’nde konuşurken ‘11 Eylül’ün 5 yıl ardından ABD terörle savaşı kaybediyor’ demek zorunda kaldı.” (bia)
|
/ NEW YORK
13.09.2006
|
|
|
İngilizler: Kaybettik |
İngiltere'de halkın yüzde 53'ü, "İngiliz hükümetinin terörle savaşı kaybettiğine", yüzde 56'sı ise "terörle savaşın bütün dünyada kaybedildiğine" inanıyor. Yapılan araştırmanın sonuçları, halkın sadece yüzde 11'inin kendisini "daha güvende" hissettiğini gösterdi.
NOP araştırma kurumu tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, halkın yüzde 40'ı, 11 Eylül saldırılarının ardından başlatılan terörle savaş öncesinde kendini daha güvende hissediyordu, ancak terörle mücadelenin başlamasından bu yana güvenlik duygusunda eksilme meydana geldi.
Araştırmanın sonuçları, halkın sadece yüzde 11'inin kendisini "daha güvende" hissettiğini gösterdi. Halkın yüzde 52'si, Afganistan'daki İngiliz askerlerinin hemen geri çekilmesi gerektiğini belirtirken, yüzde 50'si de Irak'taki İngiliz askerlerinin de beklemeksizin ülkelerine dönmesi gerektiğini vurguladı.
Batılı hükümetlerin El Kaide ile asla masaya oturmaması gerektiğini savunanlar yüzde 52 olarak belirlenirken, halkın yüzde 33'lük bölümü ise gerekirse masaya oturulabileceğini savundu.
Ankete katılanların yüzde 55'i, İngiliz hükümetinin ABD hükümetiyle gereğinden fazla yakın olduğunu belirtirken, sadece yüzde 19'luk bir kesim bu yakınlığı doğru bulduğunu bildirdi.
|
/ LONDRA
13.09.2006
|
|
|
The Guardian: Türkiye, Batı’dan soğuyorsa bir sebebi var |
İngiltere’nin saygın gazetelerinden The Guardian, Batının Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu vurgulayan bir yoruma yer verdi. Fransa İçişleri Bakanı Nicholas Sarkozy’nin Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili karşı çıkışını eleştiren Guardian yazarı Simon Tisdall, henüz Ankara için ‘’yolun sonunun gelmediğini’’ kaydetti.
Sarkozy’nin çoktan kendisini Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın koltuğunun bir sonraki sahibi olarak gördüğü, ancak henüz seçimin yapılmadığı hatırlatılan yazıda, Sarkozy’nin AB’yi de yönetmediğine dikkat çekildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de Sarkozy’nin yaklaşımını paylaştığı ifade edilen yazıda, Türkiye ile AB arasında hâlâ sorun olarak duran bazı konuların bulunduğu savunuldu. Yazıda, Avrupa’nın soğuk duruşunun Türk kamuoyu üzerinde geniş bir etki meydana getirdiğine dair araştırmalara dikkat çekilirken, Alman Marshall Fonu tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına yer verildi. Sonuçların Türk kamuoyunun Avrupa ve ABD’den uzaklaşırken, İran’a daha sıcak bakmaya başladığına işaret ettiği hatırlatılırken, ‘’Avrupalı liderler bu eğilimden dolayı yalnızca kendilerini suçlayabilirler. Türkiye’ye her zamankinden çok ihtiyaç duydukları bir noktada söz konusu ülkeyi itiyorlar’’ denildi. Kamuoyundan gelen itirazlara rağmen Türkiye’nin Lübnan’a 1000 civarında asker göndermeyi kabul ettiği, Afganistan’da da daha çok Türk askerine ihtiyaç duyulduğu hatırlatılan yazıda, bir Türk diplomatın ‘’Türkiye olarak AB’ye verecek çok şeyimiz var’’ şeklindeki sözlerine yer verildi.
Söz konusu diplomatın Türkiye’nin İran ile yakın ilişkiler kurabildiğini, İsrail ve Filistin ile de sıcak ilişkiler içinde bulunduğunu hatırlattığı belirtilirken, Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Asya’daki enerji kaynakları için Rusya dışındaki tek alternatif yol olduğu vurgulandı.
|
/ LONDRA
13.09.2006
|
|
|
NATO, Afganistan’da ABD’yi yüzüstü bıraktı |
İngiltere’de yayınlanan Times gazetesi “NATO, Afganistan’daki birliklerin artırılması çağrılarını reddediyor” diye yazdı. Haberde kastedilen ittifak değil, ittifak üyesi ülkeler. Times; Almanya, İtalya, İspanya ve Türkiye’nin, Afganistan’a takviye asker gönderme çağrılarını göz ardı ettiklerini belirtti.
Gazetenin bu gelişmeyle ilgili yorumu ise net: “Amerika’nın NATO’daki en yakın müttefiklerinden bazıları, ‘Terörle Savaş’ın kilit önemdeki muharebe alanında Washington’u yüzüstü bıraktı.” Financial Times’ın konuyla ilgili haberinin başlığı ise “NATO’nun Afganistan’a asker gönderilmesi çağrısına 18 aydır aldırılmadı.” Bu yöndeki sözler, gazeteye konu hakkında açıklama yapan, Afganistan’daki NATO güçlerinin komutanı Korgeneral David Richards’dan geldi. İttifak üyesi ülkelere sitem eden David Richards, “NATO üyesi ülkeler gereksinimimizi hiç karşılamadı. İhtiyaç duyduğum zaman Afganistan’ın her yerinde kullanabileceğim, operasyonlara katılabilecek bin kadar askere ihtiyacım var. Ancak bu askerlerin öncelikle ülkenin güneyine odaklanacakları açık” ifadelerini kullandı.
|
/ LONDRA
13.09.2006
|
|
|
Barış için dua çağrısı |
Almanya’daki Müslüman Birlikleri ve Göçmen Kuruluşlarının temsilcileri, 11 Eylül saldırılarının 5. yıldönümü dolayısıyla Diyanet İşleri Türk İslâm Birliğinin (DİTİB) Genel Merkezinde bir araya gelerek ortak bir basın toplantısı düzenlediler. Toplantıda Müslümanların barış ve daha âdil bir dünya için dua etmeleri istendi.
Almanya’daki Müslüman Birlikleri ve Göçmen Kuruluşlarının temsilcileri, 11 Eylül saldırılarının, aralarında Müslümanların da olduğu masum insanlara karşı gerçekleştirildiğini belirterek, İslâm dininin, barış dini olduğunu ve teröre asla izin vermediğini ifade ettiler.
11 Eylül saldırılarının 5. yıldönümü dolayısıyla Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği’nin (DİTİB) Genel Merkezinde bir araya gelen Müslüman birlikleri ve göçmen kuruluşlarının temsilcileri, ortak bir basın toplantısı düzenlediler. Basın mensuplarına dağıtılan bildiride, Müslümanların barış ve daha adil bir dünya için duâ etmeleri istenerek, şu görüşlere yer verildi:
“11 Eylül, insanların zihninde şiddetin, terörün ve dinî radikalliğin sembolü olarak dağlanmıştır. Suçsuz olanlara karşı yapılan bu saldırıda, aralarında Müslümanların da bulunduğu kurbanları ve mensuplarını saygıyla anıyoruz. Terör İslâm’da bir müdafaa bulamaz. İslâm dini, barışı temin eden dindir. Her gün verilen ‘selâm’ inancımızdaki barışı ifade eden özel bir semboldür. Bu çağrımız, toplumda özellikle 11 Eylülden sonra meydana gelen İslâm düşmanlığına daha kararlı bir şekilde karşı koymaları için de geçerlidir. Terör saldırılarından sonraki gelişmeler şunu göstermiştir ki dünya çapında terör, şiddet ve radikalliğe karşı yapılan mücadele, ancak bu sorunların kaynak sebepleri ile mücadele edildiği takdirde başarıya ulaşır. Adalet, saygı ve dayanışma günlük eylemlerimizin bir parçası olursa, ümidimiz olan sürekli bir barış, sulh ve uyum içinde bir hayat gerçek olacaktır.”
|
/ KÖLN
13.09.2006
|
|
|
Denizden ablukayı kaldıran İsrail, Lübnan semalarında |
Lübnan’a hava ablukasının geçen hafta kaldırılmasına rağmen İsrail’in insansız uçaklarının, istihbari bilgi toplamak amacıyla hâlâ Lübnan üzerinde uçtuğu bildirildi.
İsrail’de İngilizce yayımlanan Jerusalem Post gazetesinin, askeri kaynaklara dayandırdığı haberine göre, insansız uçakların uçuşları Hizbullah örgütüne silah sevkıyatını önlemek amacıyla sürdürülüyor.
İsrailli askeri yetkililer, Lübnan’ın Suriye ile sınırının, Şam’dan Hizbullah’a silah temininde kullanılan ana kanallardan biri olduğu görüşünde.
Başbakanlık Ofisi’nden bir yetkili, İsrail’in, gerektiğinde savunma amaçlarıyla Lübnan üzerinde bilgi toplama hakkını muhafaza ettiğini söyledi.BM’nin Lübnan’daki üst düzey sivil yetkililerinden Milos Strugar da Jerusalem Post’a yaptığı açıklamada, bu hafta sonuna dek en az 5 bin kişilik bir uluslararası gücün Güney Lübnan’a konuşlandırılacağını söyledi.İsrail Ordusu’nun da ülke takvimine göre 22 Ekimde başlayacak yeni yıldan önce, bölgede kalan güçlerini geri çekmeyi planladığı belirtiliyor.
|
/ KUDÜS
13.09.2006
|
|
|
Sudan: Annan, ABD hesabına çalışıyor |
Sudan Meclisi Yasama Komisyonu Başkanı İsmail Hacı Musa, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ı ABD hesabına çalışmakla suçladı.
Musa, resmi Umdurman radyosuna verdiği mülakatta, “Annan’ın BM Güvenlik Konseyindeki konuşmasına şaşırmadım. Annan’ın, ABD’nin Sudan’a karşı komplosunda bir mızrak ucudur. Bu komplo, BM bünyesinde siyasi kampanya olarak başladı ve şu anda bir askeri müdahale biçimi aldı” dedi. Annan’ı, BM’yi ABD’ye teslim etmekle de suçlayan Musa, “Kofi Annan yüzünden artık bağımsız BM yok” ifadesini kullandı. Annan, BM Güvenlik Konseyinde, Sudan’ın batısında bulunan ve 2003’ten bu yana direnişçilerle hükümet güçlerinin kanlı çatışmalarına sahne olan Darfur’daki yeni şiddet olaylarını kınamış, Darfur’daki trajedinin kritik bir noktaya ulaştığını söylemiş, bu bölgeye binlerce hükümet gücü konuşlandırılmasının Darfur barış anlaşmasının ihlali olduğunu belirtmişti.
|
/ HARTUM
13.09.2006
|
|
|
İhsanoğlu: İKÖ Barış Gücü düşünülüyor |
İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye’nin, BM’nin Ortadoğu veya başka yerlere gönderdiği barış gücünde yer almasının, prestijiyle ilgili olduğunu söyleyerek, ‘’(Türkiye’nin) Ortadoğu’ya, Lübnan’a asker göndermesi, Ortadoğu’daki önemini vurgulayacaktır’’ dedi.
İKÖ 5’inci Turizm Bakanları Konferansı’na katılmak üzere Bakü’de bulunan İhsanoğlu, A.A ve TRT’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Lübnan’a asker gönderme kararını değerlendirirken, şahsi düşüncesine göre, bu kararın çok yerinde olduğunu söyledi. İhsanoğlu, ‘’Zirveden sonra Lübnan’a yaptığım ziyaret esnasında özellikle Lübnan Başbakanı’nın tutumuyla ilgili şunu söylemek istiyorum; Türk askerinin gelmesini çok arzu ediyorlar ve Türk askerlerinin hem BM güçlerinin arasında olmasını hem de tarihi sebeplerden dolayı, bazı psikolojik sebeplerden dolayı Türklerin gelmesini istiyorlar’’ dedi.
İslâm ülkelerinin BM çatısı dışında ayrı bir barış gücü oluşturarak Lübnan’a asker gönderip gönderemeyeceğine yönelik soru üzerine İhsanoğlu, şimdiye kadar böyle bir konunun gündeme gelmediğini, ancak son günlerde barış gücü oluşturulması konusunun konuşulmaya başlandığını kaydetti.
|
/ BAKÜ
13.09.2006
|
|
|
Gazze’de İsrail askeri öldürüldü |
srail, bir askerinin öldüğünü doğruladı.Tel Aviv’de açıklamalarda bulunan askeri sözcü, “Gazze Şeridi’ndeki bir operasyonda bir İsrailli askerin öldüğünü’’ söyledi.
Hamas’ın silahlı kanadı ile Halk Direniş Komiteleri, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır yakınlarında düzenlenen saldırıda bir İsrail askerini öldürdüklerini açıklamıştı.Uydudan yayın yapan El Cezire televizyonu da dün sabah saatlerinden İsrailli bir askerin öldürüldüğünü duyurmuştu.
|
/ KUDÜS
13.09.2006
|
|
|
Hizbullah: Hükümet istifa etsin |
Lübnan’daki şii Hizbullah örgütü, silahsızlandırılmayı reddettiğinin altını çizerek, ülkedeki Suriye karşıtı çoğunluk güçlerini eleştirdi ve hükümetin istifasını istedi.
Lübnan’da hükümete ortak Hizbullah hareketinin milletvekili Ali Ömer, İsrail bombardımanında tahrip olan şii mahallelerinin bulunduğu Beyrut’un güneyinde bir şii dini bayramı dolayısıyla yaptığı konuşmada, mecliste çoğunluğu oluşturan 14 Mart Güçleri’nin, İsrail taarruzunun başladığı 12 Temmuzdan bu yana düşman İsrail ile birlikte hareket ettiği suçlamasında bulundu. Hizbullah milletvekili, binlerce kişiye hitaben yaptığı konuşmada, meclisteki çoğunluğun, direnişe (Hizbullah’ın silahlı kanadına verilen isim) Amerika ve İsrail ile işbirliği içinde suikast hazırladığını söyleyerek, “Direniş silahlarını vermeyecek. Bu silahlar İncil gibi, Kur’an gibi” dedi.
|
/ BEYRUT
13.09.2006
|
|
|
Savaşlar eğitimi de vuruyor |
Merkezi ABD’de olan ‘’Save the Children’’ın raporuna göre, yaklaşık 30 ülkede çocuklar şiddete ya da savaşlara dahil ediliyor, okulları yıkılıyor, öğretmenleri öldürülüyor.
Bu çatışmaların olduğu ülkelerde eğitime, insanî yardımların yüzde 2’si gibi çok az bir miktar ayrıldığına dikkat çekilen raporda, uluslar arası topluma çatışmaların olduğu ülkelerde eğitim için ilâveten 5,8 milyar dolar yardım sağlanması çağrısında bulunuldu. Raporda şu çarpıcı noktalara yer veriliyor: ‘’2003’te silahlı çatışmaların yarısından fazlasında 15 yaş altındaki çocuklar savaşçı olarak kullanıldı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 6-11 yaş grubundaki 5 milyonu aşkın çocuk okul dışında kaldı, 12-17 yaş grubundaki çocuklarsa hiç okula gitmedi. Nepal’de ise Ocak-Ağustos 2005’te 11 bin 800 civarında öğrenci, militanlarca asker olarak kullanılmak ya da ideolojik telkinler için köylerdeki okullardan kaçırıldı.’’
Söz konusu rapor, ‘’Save the Children’’ın 40 ülkede başlatılacak olan ‘’Geleceği Yeniden Yazmak’’ girişimi çerçevesinde hazırlandı. Bu kampanyada, çatışmaların etkilediği bölgelerdeki milyonlarca çocuğun yeniden eğitime kavuşması amaçlanıyor. Kuruluş, 5 yıllık kampanya dahilinde çatışma bölgelerinde yaşayan 3 milyon okul dışı çocuğun okula gitmesini, 5 milyon çocuğun ise daha iyi bir eğitim almasını sağlamayı planlıyor.
|
/ WESTPORT
13.09.2006
|
|
|
|